Eskiden Kadın Olmak

Paylaşmak istediğiniz aklınıza gelen konular, olaylar..
Cevapla
Kullanıcı avatarı
DiLeMmA
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 3422
Kayıt: 02-02-2005 00:28

Eskiden Kadın Olmak

Mesaj gönderen DiLeMmA »

Eskiden kadın olmak daha kolaydı. Kadınlar sadece evde olur, yemek yapar,

çocuk bakarlardı. Sadece eşinin geliri düşükse kadın calışırdı ve çalışan

kadına acınırdı.

Kadın çalışıyorsa, evine bakamayacağı düşünülürdü, zaten kadın bekarken

çalışıyor idiyse bile evlenince evinin kadını olurdu. 90'lı yıllara

gelindiğinde kadın sadece evde olmak istemedi, artık çalışmak

ekonomik olarak özgürleşmek istiyordu.



Önce üniversite okumaya ,sonra çalışmaya basladı. Bu kadının hoşuna

gitmişti. Çalışıyor, istediği gibi harcıyor, geziyordu. Artık çalışan

kadın evli olmak değil bekar olup gününü gün etmek istiyordu. Yaşasın

özgürlük...



Çalışan kadın artık işkolik olmuştu, çalışıyor ve yükseliyordu.

Zirveye ulaşmıştı. Birçok şirkette önce orta kademe, sonra üst kademe

yönetici kadın oldu. Doksanların sonuna gelindiğinde şirketler yalnız ve

işkolik 30’lu yaşlarında kadınlarla doluydu…

Bu çalışan kadına yetmedi, çıtayı biraz daha yükseltti.



Artık hem evli ve hem de başarılı çalışan kadın olmalıydı. Çalışan

kadın etrafına bakındı. Başarılı, paralı koca adayları gözden geçirildi.

Adaylardan kel, şişman ve kısa boylu olanlar hemen elendi. İnce

ruhlu, şaraptan anlayan, 14 Şubat'ta müthiş sürprizler yapabilen, kimsenin

bilmediği yerlerde başbaşa tatillere götüren, yaşamayı seven ve bol bol

espiri yapanlar hemen kapışıldı.

Yurt dışından gelinlikler getirtildi. Otellerde muhtesem düğünler yapılıp,

Maldivler'e ya da Bali'ye balayına gidildi. Balayından sonra çalışan kadın hızla iş başı

yaptı.

Gündüzleri toplantıdan toplantıya koştururken artık akşam yemeğini de

düşünmeye başlamıştı. Akşam ne yenmeli, nereye gidilmeli, eşinin

gömlekleri, pantolanları ütülü mü, kıyafetleri kuru temizlemeciye gitti

mi geldi mi, marketten alınacakların listesini çıkar, iş çıkışı git al, eve

gel, akşam yemeğini hazırla....



Çalışan kadın artık mutluydu. Gece yatağı sıcacıktı. Üzülünce

derdini paylaşan, hastalanınca ona bakan, ağlayınca destek olacak bir

omuza, göz yaşlarını silecek şevkatli ellere sahipti. 15 saat koşturmak

kadına vız geliyordu. Etraf bu şekilde koşuşturan, ev ile iş arası çift

vardiya çalışan kadınla doluydu.



Zaman geçiyordu. Çalışan kadın 35’ine yaklaşıyordu. Biyolojik saati

"be - bek, be - bek" diye uyarı vermeye başladı. Evet çalışan kadın hemen

çığlıklar atmaya başladı "Kariyer de yaparim Bebek de" diye...

Çalışan kadınlar hemen sosyetik kadın doğumcuların randevularını

doldurdular. Çalışan kadınlar ajandalarına ve işlerinin temposuna

uygun zamanı seçip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya başladılar.

Kimi tek, kimi ikiz, kimi üçüz istedi. 1-2 ay sonra güzel haberler sırayla gelmeye basladı,

çalışan kadınlar hamileydiler. Çalışan kadın hem hamile, hem güzel olmak

istedi. Hemen diyetisyenlere koşulup, özel hamile diyetleri alındı, bol

bol kivi yenmeye başlandı. Eskisi gibi tatlı, turşu, börek, erik

aşerilmiyor, karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarısı

eşlerden.

Çalışan kadın çocuğunu eski usul büyütmeyecekti. Hemen onlarca

hamilelik, bebek büyütme kitapları alındı, bir çok internet sitesine üye

olundu, Yoga ve anne-baba kurslarına yazılındı.



Çalışan hamile kadın artık gün gün takip ediyordu bebeğinin gelişimini.

Bugün 43. gün, bebeğim üzüm tanesi gibi... 59. gün, parmakları

oluştu... 89.gün, bugün ilk defa hıçkırdı... 210. günden sonra artık

bebeğin matematik zekasının artması için Mozart dinletilecek... Sonunda

mutlu gün geldi. Çalışan kadın artık anneydi. 3-4 aylık izinden sonra

çalışan kadın öldürücü diyetlerle zayıflayarak incecik bir şekilde işbaşı

yapmıştı.

Artık başarılı bir yönetici, iyi bir eş ve anne olarak 24 saat

çalışıyordu.

Bebek büyüdükçe, sosyalleşmesi için çalışan kadın cumartesilerini

çocuğuna ayırdı.

Artık tüm anneler topluca etkinliklere katılmaya başladılar. Yaş

günü partileri, tiyatrolar, piyano dersleri, basketbol, tenis ve

yüzme kurslarının biri bitiyor, diğeri başlıyordu.



Çalışan kadına bu da yetmedi. Artık hem çalışıyor, hem iyi bir eş

olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapıyordu. Çalışan kadın çıtayı

birkez daha yükseltti.

O artık evinde katkısız, sağlıklı ekmekler, reçeller yapmalı,

organik gıdalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazırlamalı, çocuğuna ve

eşine özel günlerde pastalar yapabilmeli, bu pastaları çok güzel

süsleyebilmeliydi.

Bütün çalısan kadınlar yemek yapma kurslarına koşmaya başladılar.

Evlerine ekmek yapma makinaları aldılar, toplantı aralarında bir

birlerine yemek tarifleri vermeye başladılar,"Dün nefis bir çavdarlı ekmek yaptım, istersen tarifini vereyim" "Ben de hafta sonu harika bir pasta yaptım. Evdekiler bayıldı. Bir aksam gelin de size de yapayim".

Bakalım çalışan kadın bundan sonra çıtasını nereye yükseltecek?




Gelelim erkeğe...

Bu süreç içerisinde çalışan erkek ise çıtasını hiç yükseltmedi.

80 lerde, 90 larda ve 2000 lerde hep TV izliyor,bira içiyor ve maça

gidiyordu...
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
Kullanıcı avatarı
yokki
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 116
Kayıt: 25-07-2006 11:55

Mesaj gönderen yokki »

Gelelim erkeğe...

Bu süreç içerisinde çalışan erkek ise çıtasını hiç yükseltmedi.

80 lerde, 90 larda ve 2000 lerde hep TV izliyor,bira içiyor ve maça

gidiyordu...
siz öyle zannedin... ;)
Glfm

Mesaj gönderen Glfm »

Güzeldi. Teşekkürler. Ben de yokki ye katılıyorum o konuda :)
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir