Şöhret okulu, şöhretin ihtişamına kapılıp şansını müzik dans ve tiyatro bölümlerinden oluşan, konservatuar konseptinde, bir okulda arayan genç insanların öyküsünü anlatıyor. Bu okula girmek isteyen çoktur ancak İstanbul Sahne sanatları akademisi Süheyla Hanımın babasından yadigar bir okuldur. Tüm çabalarıyla bu okulu tek başına ayakta tutmaya çalışan Süheyla, bunu yaparken babasının yetenek seçme konusundaki titizliğinden de asla taviz vermemektedir. Bunun için de okulu her biri kendi alanlarında başarılı 6 öğretmenle renklendirmiştir.
Okulda özenle seçilmiş hocaların disiplini, hayatları ve genç kuşağın kimi zaman onlarla çatışması yer alırken. Kimi zaman da gençlerin kendi aralarında kurdukları dostluklar ve çatışmalar öyküyü şekillendirmektedir. Bu okulun tek bir kahramanı yoktur. Bu okulda herkes birer kahraman çünkü hepsi kendi hayatlarına kendi doğrularıyla yön vermeye çalışan “insan”lar. Üstelik hepsinin tek bir amacı var: ünlü olmak!
Ama hakkıyla ünlü olmak, onlarca genç bu okula “iyi eğitim” almak için geliyor, ama okulun veremediği bazı şeyler vardır ki bunlardan en önemlisi önce yetenek sonra tecrübedir. Birincisine sahip oldukları için bu okula giren öğrencilerimiz bakalım tecrübe konusunda da sahip oldukları kadar şanslı olabilecekler midir? Hayat onlara nasıl davranacak? Öğrtemenleri nasıl davranacak? Hayalleri ve amaçları doğrultusunda onlara kılavuz olabilecek mi öğretmenleri? Peki ya Öğretmenleri? Onlar kendi hayat mücadeleleri sorunları içerisinde çocuklarla nasıl iletişim kuracaklar? Hangi hocalar okulun “en”lerinden seçilecek? Hangileri çok sevilecek hangileri ile dalga geçilecek? İşte Şöhret Okulu bu soruların içinde yoğrulmuş bir dizi.
[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
Öykünün içinde şan-şöhret ve hayata tutunma ikilemi varken ,hocaların kendi hayatları ve öğrencileri arasında denge kurma çabaları söz konusuyken, onlarla ağlamak da kahkahalarla gülmek de, danslarıyla coşmak müziklerine eşlik etmek de işten bile değil.