Atatürkün Ilımlı Milliyetçilik Anlayışı

Atamız hakkında güzel yazılar, hikayeler, resimler...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
muratert
Quick Friend
Quick Friend
Mesajlar: 72
Kayıt: 02-10-2006 14:05
Konum: Mudanya'dan

Atatürkün Ilımlı Milliyetçilik Anlayışı

Mesaj gönderen muratert »

Atatürk milliyetçiliği, milliyet, dil ve kültürde; üzüntüde ve sevinçte birlik ve beraberliği ifade eder. Bu anlayış, dünya milletlerini bir aile sayan, her milletin hakkına saygılı olan, haklarını ve onurunu koruma konusunda bilinçli ve barışçı bir milliyetçiliktir.
“Millet hayatı tehlikeye girmedikçe, çıkarılan savaş, savaş değil, cinayettir, öyleyse esas olan barıştır. İnsanları mutlu edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak, insanlık dışı ve son derece üzücü bir sistemdir. İnsanları mutlu edecek tek vasıta onları birbirine yaklaştırmak, onlara birbirlerini sevdirmek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir.” sözleri; Atatürk’ün savaş yanlısı bir devlet adamı olmadığının göstergesidir.
Savaşın, bir millet için ne demek olduğunu en acı ve en açık biçimde yaşayan Atatürk; büyük zaferin kazanılmasından sonra hep barışçı bir siyaset izlemiş, diğer devlet adamlarına örnek olmuştur. Atatürk’ün şu sözleri de, barışçı siyaset anlayışının bir göstergesidir:
”Dürüst ve açık olan dış siyasetimiz bilhassa sulh fikrine dayanır. Milletlerarası herhangi bir meselemizi sulh vasıtalarıyla halletmeyi aramak bizim menfaat ve zihniyetimize uyan bir yoldur. Milletlerarası sulh havasının korunması için Türkiye Cumhuriyeti, elinden gelen herhangi bir hizmetten geri kalmayacaktır.” 14
Atatürk’ün günümüzde önemi daha da iyi anlaşılan “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi, milli politikamıza bugün de temel oluşturmaktadır. “Barış yolunda nereden bir çağrı geliyorsa Türkiye onu can atarak karşıladı ve yardımını esirgemedi” diyen Atatürk’ün bu tutumu, Türkiye’nin dış siyasetinin temel ilkelerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir.
Yurtta sulh, milli birlik ve beraberlikten güç alan bir durumdur. Vatandaşlar birbirlerini kırmadan, birbirlerinin hak ve özgürlüklerine saygı duyarak yaşadıklarında; bölücü fikirlere ve yurdu bölmek isteyenlere karşı tek bir yürek olarak mücadele etmeyi kabul ettiklerinde; barış ve huzur kendiliğinden sağlanır. Bir ülkede barışı sağlamak, gelişmenin ve kalkınmanın önünün açılması için de gereklidir.
Cihanda sulh ise, devletlerin aralarındaki çekişmeleri, anlaşmazlıkları barışçı yollardan çözümlemeleridir. Savaşlar sadece acı, kan, gözyaşı ve felâket getirir; kazananlar dahi pek çok şeylerini yitirmiş olurlar. O halde, ancak ve ancak, tüm barışçı yollar tıkandığında savaşa gidilmelidir. Esas olan savaş değil, barıştır.
Atatürk büyük devletlerle, daima dostane ve samimi ilişkiler kurmayı prensip edinmiştir. Bütün dünya devletlerinin özgürlüklerine, toprak bütünlüklerine saygılı olmak; insanları felaketlere sürükleyen savaşları önlemek; dünya barışını temin etmek amacıyla diğer devletlerle işbirliği yapmayı istemiştir.
[b]Zafer, zafer benimdir diyebilenin; basari, basaracagim diye baslayanin ve basardim diyebilenindir. [/b]
[url=http://imageshack.us][img]http://img99.imageshack.us/img99/5894/56291363044cf47a2d40c6jd0.jpg[/img][/url]
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 16 misafir