Kaçamak ilişkiler arasında boğulduğunu hissedersin,
Yanlızlık duygusu onca insan içinde yakalar ve vurur şakağından!
Vurursun sende kafanı taş duvarlara, ama mecaz anlamda,
Pişmanlık bu, sevmenin pişmanlığı.
Aşk hangi sokakta oturuyor diye sorarsın aşkı tanıyanlara.
Senin sokağında olduğunu söyleyenlere inanırsın,
Herşey normal sanırsın bir anlık...
İçini yiyip bitiren düşünceyi duymazlıktan gelirsin gündüzleri,
Ki geceleri sorma, alem olsa kurtaramaz seni...
Aşk derler, var derler, güzel derler...
Güzel derler ya, inanırsın,
Yaşadığın depremin güzelliklerini bulmaya çalışırsın..
Hah
Bulamazsın...
Bir daha sorarsın, daha iyi anlat dersin,
Daha iyi anlatırlar..
Aşk derler, özel derler, güzel derler, acır derler.
Acıyordu ya duvarları yumruklayan ellerin, sevinirsin,
Aşk dersin.
Bir süre böyle idare edersin ama
Acıdan öteye bir his olduğunu anlarsın artık kalbini sıkıştıranın.
Aşkı sorarsın korkarak tekrar adamlara, kadınlara, çocuklara...
Bulamadın mı cevabı,
Sor kuşlara, ağaçlara, mezarlara...
Sor, tahta masana, içtiğin sıgarana...
Dahası mı, ellerine, gözlerine, sor ayaklarına...
Hah
Öğrendin mi aşk'ın olmadığını...
Yok olum yok, aşk diye birşey yok.
Sevmek başım üstünde ama aşk yok.
Aşkı için öldü diyen gazete haberlerinin reytin kaygısını,
Mehmet'e aşığım diyen Fatma'nın ayrılık endişesini,
Fatma'ya aşığım diyen Mehmet'in kaçamaklarını,
Aşka inanan şairlerin parasız yaşayamayacaklarını,
Unutma ey insan,
Aşk olmadan yaşayamayacaklarına inananların sözlerindeki sırlarını...
Sen biliyorsun gerçekleri,
çünkü o yüreği sen taşıyorsun..
alıntı..