Yeni Vizyona Giren Filmler

Vizyondaki filmler, tiyatrolar, haberler..
Kullanıcı avatarı
AnatoLia
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 171
Kayıt: 20-03-2004 04:49
Konum: Lost Temple
İletişim:

Mesaj gönderen AnatoLia »

Şeytana Karşı - Ondskan


Jan Guillou nun skandal yaratmış otobiyografik romanına dayanan ve Håfström ün enerjik bir biçimde yönettiği, zulme dönüşme eğilimine sahip imtiyaz sistemlerinin öfke dolu bir eleştirisi olan ŞEYTANA KARŞI, sürükleyici yapısıyla farklı aşamalarda hem eğlendiren hem de huzursuz eden bir film. Erik Ponti nin yaşamı şiddet ve çatışmalarla etkilenmiştir. Evde sadist üvey babası tarafından sürekli dövülen 16 yaşındaki Erik, okul bahçesinde hiddet içinde, sert ve ani çıkışlar yaparak bu durumu telafi etmeye çalışır. Kavga ettiği için devlet okulundan atılınca kendini prestij sahibi yatılı bir özel okul olan Sjärnsberg'de bulur. Erik şampiyon bir yüzücü olarak üstün başarı gösterir ve oda arkadaşı, okulun en zeki öğrencisi olan Pierre le iyi bir arkadaşlık kurar. Bu sefer, işi yüzüne gözüne bulaştırmamaya kararlı olan Erik in tek isteği yalnız bırakılmak ve mezun olmaktır. Ancak kısa bir süre sonra bu kutsanmış okul odalarında kötülüğün iş başında olduğunu fark eder: okulun yıllardır süregelen gelenekleri , çaylakları korkunç şekilde suistimal etmeleri için büyük sınıfları cesaretlendirmektedir. Öğretmenler ise, dayağın yanısıra çeşitli küçük düşürücü törenleri de içeren, öğrenciler arasında olup bitenleri görmezlikten gelmektedir. Erik mücadele ederse, okuldan atılacaktır; bu nedenle taciz edilmeye ve bir süre sonra da arkadaşının işkence görmesine katlanması gerekecektir. Ancak buna ne kadar dayanabilecektir?..
[b][i][color=red]Everything that has a beginning has an end...[/color][/i][/b]

[img]http://www.7woa.com/images/Turklogo.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
AnatoLia
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 171
Kayıt: 20-03-2004 04:49
Konum: Lost Temple
İletişim:

Mesaj gönderen AnatoLia »

Genç Hitler - Max


Birinci Dünya Savaşı'nda kolunu kaybetmiş Yahudi bir sanat taciri olan Max Rothman, savaş bozgunundan kurtulmaya çalışan Weimar Cumhuriyeti Almanya'sında, Münih sokaklarında yeni yetenekler aramaktadır. Bu sırada, kendisi gibi Birinci Dünya Savaşı'nın dehşetini yaşamış Adolf adlı genç bir resim öğrencisiyle tanışır. Başlangıçta yeteneğinden çok etkilendiği bu gencin, sanata olduğu kadar politikaya da ilgi duyduğunu fark eder. Max, içinde büyük bir öfke barındıran Adolf'un sanattan politikaya kaymasına adım adım tanık olur; buna engel olmaya çalışsa da tarihin en zalim diktatörlerinden birinin, Adolf Hitler'in gözleri önünde yükselişini önleyemeyecektir.
Diktatör olmadan önceki gençlik yıllarını konu alarak Hitler'e farklı bir açıdan bakmaya çalışan "Genç Hitler", tarihin en faşist liderlerinden birini hümanist bir bakışla ele aldığı yolunda sert eleştiriler aldı. Yine de pek anlatılamayan bir dönemi ele aldığı için filmin ilginç olduğu söylenebilir.
[b][i][color=red]Everything that has a beginning has an end...[/color][/i][/b]

[img]http://www.7woa.com/images/Turklogo.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
AnatoLia
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 171
Kayıt: 20-03-2004 04:49
Konum: Lost Temple
İletişim:

Mesaj gönderen AnatoLia »

Girdap

[ resmi görüntülemek için tıklayın ]

Babası bir seri katil, kendisi polis olan Jessica, görevlendirildiği cinayet soruşturmasında ilk olarak şunu fark eder: Gizemli katilin kurbanları, Jessica'nın birlikte olduğu erkeklerdir. Bu ortaklık kaçınılmaz biçimde Jessica'yı kendi soruşturmasında ilk şüpheli konumuna düşürür. Soruşturmayı birlikte yürüttüğü ortağı Mike Delmarco'nun garip davranışları ve amiri John Mills'in haklı olarak Jessica'yı açığa almak istemesi, genç kadını içinden çıkılmaz bir duruma düşürecektir.
[b][i][color=red]Everything that has a beginning has an end...[/color][/i][/b]

[img]http://www.7woa.com/images/Turklogo.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
AnatoLia
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 171
Kayıt: 20-03-2004 04:49
Konum: Lost Temple
İletişim:

Mesaj gönderen AnatoLia »

Takvim Kızları

"Takvim Kızları", Rylstone Kadın Enstitüsü'nde yaşayan kadınlara dair bir film. Burada yaşayan kadınlar Yorkshire için yıllık bir takvim hazırlamaktadırlar. Kadınlardan birinin kocasının kanser olduğunu öğrenmeleri üzerine adam onlardan ayçiçeği ekmelerini, onları gördükçe arkadaşlarının kendisini daha iyi hissedeceğini söyler. Kanser tedavisi için fon ayırmaya karar veren kadınlar alternatif bir yıllık takvim hazırlayarak gerekli olan parayı bulmaya çalışırlar. Kendilerinin çıplak fotoğraflarından oluşturdukları takvimler büyük bir sansasyon yaratır.
[b][i][color=red]Everything that has a beginning has an end...[/color][/i][/b]

[img]http://www.7woa.com/images/Turklogo.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
AnatoLia
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 171
Kayıt: 20-03-2004 04:49
Konum: Lost Temple
İletişim:

Mesaj gönderen AnatoLia »

Wilbur Ölmek İstiyor

Danimarkalı yönetmen Lone Scherfig, eleştirmenlerin gözdesi "Yeni Başlayanlar İçin İtalyanca"yla hemen hemen aynı tonda, aşk, kayıplar ve kurtuluş üzerine bir kara komedi olan ilk İngilizce filmiyle bir kez daha Festival'de. Zeki ama intihara eğilimli Wilbur'la iyi yürekli ağabeyi Harbour, babaları ardında döküntü bir sahaf dükkanından başka bir şey bırakmaksızın ölüp gittiğinde, otuzlu yaşlarını sürmektedir. Bir intihar girişiminde başarısız olan Wilbur hastaneye gider. Orada alaycı psikolog Horst ve anlayışlı baş hemşire Moira'yla tanışır. Harbour gibi onlar da Wilbur'un bir sevgiliye ihtiyacı olduğunu düşünmektedir. Kadınlar sürekli Wilbur'a âşık olsalar bile ona yakınlaşamamaktadırlar. Utangaç ve tutkulu Alice küçük kızıyla birlikte sahafa girdiğinde, bu sefer âşık olan Harbour'dur. Hastanede temizlikçilik yapan Alice, hastaların giderken bıraktığı kitapları satmaktadır. Kızı Mary ise kitapların sürekli satılmadığı bir yuvanın hasretini çekmektedir. Çok geçmeden bu dört kişinin yaşamı iç içe geçer. Wilbur yeniden hayata bağlanmaya, Alice kabuğunu kırmaya başlar, Mary de sahaf dükkânındaki binlerce kitabı okumaya koyulur. Harbour hayatında hiç bu kadar mutlu olmamıştır, ama her an su yüzüne çıkabilecek büyük bir sır saklamaktadır.

[b][i][color=red]Everything that has a beginning has an end...[/color][/i][/b]

[img]http://www.7woa.com/images/Turklogo.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
AnatoLia
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 171
Kayıt: 20-03-2004 04:49
Konum: Lost Temple
İletişim:

Mesaj gönderen AnatoLia »

21 Gram

Ölümcül derecede hasta olan Paul, kalp nakli yapılabilmesi durumunda yaşamaya devam edebilecektir. Kalbini kullanacağı birinin ölümünü beklemenin verdiği vicdan azabı onu günden güne yiyip bitirir. Bu altından kalkması güç psikolojik yük altında bir yandan da ölmeden önce kendisinden bir bebek isteyen karısı ile evlilik sorunları yaşamaktadır. Geçmişinde işlediği suçlardan dolayı sabıka dosyası bir hayli kabarık olan Jack, hayatına çeki düzen vermeye çalışmakta, huzuru kendini dinine adayarak aramaktadır. Mutlu bir yaşama sahip olan Christina'nın hayatı ise bir trafik kazasında eşini ve kızlarını kaybetmesiyle altüst olur. İşte bu vahim trafik kazası, üç farklı yaşamı bir noktada kesiştirir. Ölüm olgusu filmin merkezindedir ve karakterler tarafından farklı metafizik sorularıyla sorgulanır. Ölüm kimi için zaten beklenmekteydi (kendi ölümü ya da başka birinin ölümü); kimi için önceki yaşamına istemsiz bir geri dönüşe sebep olur; kimi içinse hayatını altüst eden bir nitelik kazanır.
"Paramparça Aşklar Köpekler" ("Amores perros", 2000) filmiyle izleyenleri sarsan Meksikalı yönetmen Alejandro González Iñárritu, yeni filmi "21 Gram"da benzer bir hikâyeyle kader kavramını sorguluyor.
[b][i][color=red]Everything that has a beginning has an end...[/color][/i][/b]

[img]http://www.7woa.com/images/Turklogo.gif[/img]
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir