Düşünüyorum da şimdi
Kızıl saçlarının güneşin çocuğu gibi dans edişini
Hatırlarda bıraktığı tarifsiz adresini.
O kıvılcım saçlarına dokunulabilir miydi acaba.
Ki yakarken görenlerin içini..
Olmazların oluruydu yeşil bakışın
Yazlarım serindi sıcaktı kışım
Lal olmuş dilim ağlarken sessiz
Kayıp gençliğime dönmedi başın
Olmazların oluruydu yeşil bakışın
Şarap tadı veriyordu senli düşler
Sarhoşluktan değildi ani düşüşler
Yollar kayarken ayağımın altından
Önemli değildi beni ezen görüşler
Şarap tadı veriyordu senli düşler.
Artık hangi ölüm paklar beni
Varda yokta ararken ah seni,
Şiirler getirmiyor inlerken mısralar
Kalemim tırnağım kanatır yazar teni
Artık hangi ölüm paklar beni...
Biz İkimiz Nasıl da Sarılırdık Birbirimize Kadınım
Aşkı nasıl da çiçek yaşamıştık biz kadınım
Kendi kendime konuşup duruyorum
Dağlara giden patikalarda katılaşan bahar çamurlarında yalnızım
Beni deli sanıyorlar
Sokulmalarımızı unutamıyorum kadınım
Hani gece yarılarında anlatılan
Korkulu mezarlık ve şeytan hikayelerinde
Küçük kız ablasına,
Sen bana nasıl da sokulurdun kadınım
Babamın fötr şapkalı şen arkadaşları
Komşu köyden atlarıyla misafirliğe gelirlerdi çaydan geçerek
Eski yıllarda örülmüş taş evin gölgesinde
Misafirlerin omletine ve pilavına karabiber ekişini anamın
Sofradan artanları beklediğimizi anlatırdım ben sana
Nasıl da sokulurdun sen bana
Akşama karabiberli ne sofralar kurardın
Nasıl da sarılırdım ben sana kadınım
Çocukluğumda derenin suyu kesilince
Çakıltaşlarında şeker aradığımı anlatırdım ben sana
Acırdın sen bana, ağlardın
Bütün şekerleri önüme yığardın
Nasıl da sarılırdım ben sana kadınım
Köyde serçe tuzaklarını bozanın ben olduğunu
O yüzden çocukluk arkadaşlarımın olmadığını söylerdim sana
Kalbimde serçeler gibi zıplar nasıl da sarılırdın sen bana kadınım
İklime aykırı sıcak yaz günlerinde
Göl ve denizlerin en üst katmanından
Zar gibi sıyrılmış rüzgarlar estirirdim ben sana
Nasıl da sokulurdun sen bana
Yanakların yanaklarımı serinletir
Nasıl da sarılırdım ben sana kadınım
Gözlerim gözlerine kilitlenip kalınca
Dünya kiri bulaşmamış kanatlı iki böcek
Ve seherde kalbi atan iki yıldız çöpçatan olurdu dudaklarımıza
Dudaklarından dudaklarıma cennet akardı
Yeryüzü ve gökyüzü esirimiz olurdu
Nasıl da sarılırdık biz birbirimize kadınım
Ben sana bakınca nasıl da sokulurdun sen bana kadınım
Sen bana bakınca nasıl da sokulurdum ben sana kadınım
Nasıl da
Anılarda kaldı
Kadınım
Şimdilik... toprağın üstünde kalanlardanım
Tümsek altına bakıp bakıp... ağlayanlardanım
Hiç bilmeyeceksin
Sensiz kalbim eziyetler çekiyor kadınım
Belki de çok yakındır
Kavuşmamız kadınım
Sen yokken..
Ben de olamıyorum.
Bir beceriksizlik dolaşıyor ellerime,
Bir acemilik ayaklarıma.
Ne sensiz yapabiliyorum,
Ne sana gelebiliyorum,
Ne de
Ne de sensiz ölebiliyorum...