8 Mart 1908 yılında Amerikalı kadın işçiler, erkeklerle eşit ücret ve doğum izni için kendilerini fabrikaya kilitlemişlerdi ve içeride çıkan yangınla 129 kadın yaşamını yitirmişti. O sebeple, çalışan kadınların kazandıkları hakları kutlama günüdür 8 Mart.
Yani aslında Dünya Emekçi Kadınlar Günüdür; tam da bizim günümüzdür.
Kulağımıza yapışmış telefonla, onca iş yükü ve strese rağmen rujumuzu sürüp gülümseyebildiğimiz için, ince topuklu pabuçlar üzerinde günde en az 10 saat koşturabildiğimiz için, hem işimize, hem eşimize hem de evimize ilgi gösterebildiğimiz için,
ekonomik bağımsızlığa önem verdiğimiz ama paylaşmayı unutmadığımız için, 2 aylık bebeğimizi sütten kesilmeden evde bırakıp işe gelebilme metanetini gösterebildiğimiz için bugün bizim günümüz.
Bir kadının altından kalkamayacağı iş yoktur; yeter ki istesin.
*alıntı
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
Hor görülme, eğitim almamışlık, erkeklere oranla daha düşük ücretle çalıştırılma gibi gerçekler var olduğu sürece dünyada kadınlar gününü kutlamışız ne anlamı var?
Türkiyemizde kadınların çoğu hala görücü usulüyle evleniyor, yüksek öğrenimi bırakın okuma eğitimi almalarına izin verilmiyor. Töre ve namus uğruna baskıya maruz kalıyor, şiddet görüyor , hatta öldürülüyor.
Hala "Kadının adı yok"ken neyin günü kutlanıyor anlayamıyorum.
Ah ah! Ne güzel demiş Nazım Hikmet şiirinde
KADIN
Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde
Yatmak içindir.
Kimi der ki kadın yeşil bir
Harman yerinde dokuz zilli
Köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir.
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal
O benim kollarım bacaklarım.
Yavrum, anam, karım, kız kardeşim
Hayat arkadaşımdır.
Umarım böyle bir günü yine siyasi bir akımın propagandası haline getirmezler, yani işin içine siyaseti karıştırmazlar, böylece çirkin görüntüler yaşanmaz.
Tüm kadınların kadınlar günü kutlu olsun.
Körfez Savaşı'ndan önceki yıllarda Amerika'lı bir bayan gazeteci,kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri konusunda bir yazı dizisi hazırlamak üzere Kuveyt'e gitmişti. Gözlemleri sırasında dikkatini ilk çeken görüntü, kadınların eşlerinin beş adım gerisinden yürüdükleriydi...
Yıllar sonra aynı gazeteci, bir yazı dizisi için yeniden Kuveyt'e gittiğinde bu kez değişik bir görüntüyle karşılaştı. Kuveyt'te şimdi kadınlar önde yürüyorlar, eşleri ise beş adım arkalarından geliyordu...
Amerikalı bayan gazeteci, Kuveyt'te birkaç yıl içinde meydana gelen bu değişikliğe çok şaşırdı. Ve kadınlardan birine yaklaştı,kendisinin de bir kadın olmasının verdiği coşkuyla sordu:
"Bu gördüklerim inanılmaz bir gelişme" dedi.
"Söyler misiniz,lütfen, bu değişikliğin nedeni nedir?"
Kuveyt'li kadın, Amerika'lı gazetecinin yüzüne bir süre dik dik baktı, sonra soruyu tek sözcükle yanıtladı:
"Mayınlar..."