TÜrkÜ Hikayeleri

Paylaşmak istediğiniz aklınıza gelen konular, olaylar..
Kullanıcı avatarı
MARTI
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2223
Kayıt: 21-05-2004 03:43

Mesaj gönderen MARTI »

Olabilir; zamanla bir durum degerlendirmesi yapariz.
merdemir
New Friend
New Friend
Mesajlar: 2
Kayıt: 19-06-2004 14:00
Konum: balıkesirden

Mesaj gönderen merdemir »

Aslına bakarsanız sızın kadar bu konu hakkında bılgı bırıkımım yok fakat turkulerı cok severım .onların kaynaklarını hep merak etmısımdır .ulkemızde türkü bırıkımınin cok yuksek oldugunu goruyoruz. malesef her kaynagı oldugu gıbı bunuda degerlendıremıyoruz .
umarım sızler bu potansıyelın ortaya cıkmasına katkı saglarsınız
HER ADIM İLERLEMEK İÇİN ATILMALIDIR..
Kullanıcı avatarı
MARTI
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2223
Kayıt: 21-05-2004 03:43

Mesaj gönderen MARTI »

Anliyorum. Söyle diyelim o halde ' Hep Beraber ' !

Yani Hep Beraber bu potansiyeli ortaya cikartalim..
Kullanıcı avatarı
alaybozan
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1240
Kayıt: 23-05-2004 22:01
Konum: Atlantis'ten

Mesaj gönderen alaybozan »

bravo martı!!!
di mi?? hep beraber de sadece bi kac kişiyle olur mu sence??
ufo gören masum köylü!! Koçum benim!!
Kullanıcı avatarı
MARTI
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2223
Kayıt: 21-05-2004 03:43

Mesaj gönderen MARTI »

Aman efendim....

Di :wink:

O *birkac kisi de*; *cok kisi* olur merak etme sen..
Kullanıcı avatarı
alaybozan
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1240
Kayıt: 23-05-2004 22:01
Konum: Atlantis'ten

Mesaj gönderen alaybozan »

umarım...
ufo gören masum köylü!! Koçum benim!!
Kullanıcı avatarı
MARTI
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2223
Kayıt: 21-05-2004 03:43

Mesaj gönderen MARTI »

Olacak, emin ol!!
Kullanıcı avatarı
MARTI
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2223
Kayıt: 21-05-2004 03:43

Ah Bir Ates Ver..

Mesaj gönderen MARTI »

Bu türkü iclerinden en be en sevdiklerimden.. Dinledikce icim burkulur.. Dalar giderim..

Türkünün Adi: Ah Bir Ates Ver
Türkünün Yöresi: Izmir
Türkünün Kaynagi: Çetin Bozalan

Türkünün Hikayesi:

Ah Bir Ates Ver


Çanakkale Bogazi, Nagra Burnu açiklari
4 Nisan 1953, Saat 02:15

Uzun ve yorucu bir seferden dönen Dumlupinar denizaltisi, Nagra Burnu açiklarinda Isveç bandirali Nabuland Silebi ile Çarpisti. Sessiz, soguk ve bulanikti gece. Basindan aldigi siddetli darbe ile Dumlupinar birkaç saniye içinde sulara gömüldü. Gemideki 81 kisilik mürettebattan sag kalan 22 kisi, geminin arka bölümündeki torpido dairesine sigindi. Mahsur kalanlarin su yüzüne firlattiklari telefon samandirasiyla gemi ile irtibat saglandi. Sag kalan 22 kisiyi kurtarmak için herkes seferber oldu. Bu arada oksijeni idareli kullanmalari için, gereksiz yere konusmamalari, sarki türkü söylememeleri ve sigara içmemeleri konusunda uyarilar yapildi. Ancak saatler süren kurtarma çalismalarinin sonunda, umutlarin tükendigi anda karanlikta bekleyen 22 kisiye, hersey yine ayni sözcüklerle anlatildi; konusabilirler, türkü söyleyebilirler ve hatta sigara bile içebilirler. Samandiradaki telefon hattinin öbür ucundan, tüm Türkiye, denizaltida tevekkülle ölüme yapilan hüzünlü ama basi dik türküsünü dinledi..

Türkünün Sözleri:

Ah Bir Ates Ver
Ah bir ates ver cigarami yakayim
Sen sallan gel ben boyuna bakayim

(Baglanti)
Uzun olur gemilerin diregi
Çatal olur efelerin yüregi

Ah vur atasi gavur sinem ko yansin
Arkadaslar uykulardan uyansin
(Baglanti)


Kaynak: Türkü Dostlari
Kullanıcı avatarı
MARTI
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2223
Kayıt: 21-05-2004 03:43

Cirpinirken Karadeniz

Mesaj gönderen MARTI »

Türkünün Adi: Çirpinirken Karadeniz
Türkünün Yöresi: -
Türkünün Kaynagi: Ahmet Cevat

Türkü Hikayesi:

Çirpinirken Karadeniz

1918 sonunda Nuri Pasa'nin IX. Türk ordusunun Bakü'ye girmesi münasebetiyle Üzeyir Hacibeyoglu tarafindan bestelenmistir.

Ahmet Cevat (1892-1937)

Türkünün Sözleri:

Çirpinirken Karadeniz

Çirpinirken Karadeniz
Bakip Türk'ün bayragina
Ahdi yerdin hiç ölmezdin
Düsebilsen ayagi

Ayri düsmüs dost elinden
Yillar var ki çarpar sinem
Vefalidir geldi giden
Yol ver Türk'ün bayragina

Inciler dök gel yoluna
Sirmalar düz sag soluna
Firtinalar dursun yana
Selam Türk'ün bayragina

Hamidiye o Türk kani
Hiç birinin bitmez sani
Kazbek olsun ilk kurbani
Selma Türk'ün bayragina

Dost elinden esen yeller
Bana siir selam söyler
Olsun bizim bütün eller
Kurban Türk'ün bayragina



Kaynak: Türkü Dostlari
Kullanıcı avatarı
Alamut
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1694
Kayıt: 16-09-2003 17:07
Konum: İstanbul
İletişim:

Mesaj gönderen Alamut »

Muğla'nın Yatağan ilçesine bağlı Gevenes köyünde Mustafa Şahbudak adın da, 1922 yılında bir efe doğar. Babası ağadır, dolayısıyla Mustafa da bir ağa çocuğudur. Mustafa hiddetli bir kişiliğe sahiptir. Köy Muhtarı Tevfik Cezayirli en yakın canciğer arkadaşıdır. Herke bu ikilinin arkadaşlığına gıpta ile bakar Neredeyse her akşam köy kahvesinde bu iki arkadaş dama maçı düzenlerler iddialı ve dostça yapılan bu karşılaşmalar, kahvedekiler tarafından ilgi ile izlenir. Çünkü bu olayların mükafatını, izleyiciler almaktadır. 1946 yılı, Temmuz ayının sıcak bir gününde bu arkadaşlığa kan damlar, öfke seli karışır. Uğursu hadise cezaevinde sonuçlanarak, elli beş yıldır söylenegelen bir drama dönüşür.

Sıcak bir temmuz günü Mustafa Şahbudak, her zamanki gibi yine köy kahvesi ne gider. O sırada kahveye Muhtar Tevfik Cezayirli'yi görmeğe, Yatağan ilçe Milli Eğitim Müfettişi ile tahsildar gelmiştir. Muhtar olmadığı için misafirleri her zaman olduğu gibi, Mustafa Şahbudak ağırlama görevini üstlenir. İki misafiri alıp yemeğe götürür. Döndüklerinde Muhtar'ı kendilerini bekler görürler. O gün iki misafirden izin isteyip, yine dama tahtasının başına otururlar. Oyunun yarısında orman memuru, Mehmet İn, çıkagelir. Mehmet, sarhoştur. Bir gün önce, komşu olan Çiftlik köyünde yangın olmuştur. 1946 seçimlerinin evrakları Yatağan'a gönderilecektir. Seçim evrakını Yatağan'a, köy bekçisinin götürmesi zorunludur. Ormancı ise, yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için, bekçiyi Muhtar'dan ister. Muhtar:
-Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem der. Bunun üzerine Ormancı ile Muhtar arasında, bir tartışma başlar. Muhtar en sonunda:
-Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et, der.
Ormancı kahveye girip tekrar geri döner, gelir. Dama masasını bir yumrukta darmadağın eder. Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammül edemez ve Ormancı'ya bir tokat atar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, adamı alıp sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler. Ormancı oradan bağırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa Şahbudak'ın tahammül sınırını daha da zorlar. Yerinden kalkar, Ormancı'nın üzerine yürür. Ormancı Mehmet'in, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak'ın sol kolunun pazısından yaralar. O zaman, Mustafa Şahbudak Ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder. İşte ne olursa, o an olur!

Muhtar, Ormancı'nın ikinci kez kama vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa Bey tetiği çoktan çekmiştir... Ormancı bunun üzerine kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder. Bu ateş de öldürmek için değil, kaçmasına engel olmak içindir. ikinci atış üzerine Mehmet in, yere düşer.

Arka cebinde tabaka olduğu için, ona hiç bir şey olmaz. Bu arada ne yazık ki, Mustafa Şahbudak, kaza kurşunu ile dostu Tevfik'i vurur. O günlerin imkansızlıkları içerisinde Tevfik'i, tahta bir sal üzerinde Muğla devlet hastahanesine götürürler. Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Bey'e:

Babamın selamı var, bu adamı iyileştir. der.
Veli Bey:
-O ölecek, önce senin kolunu saralım. der. O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa'yı yanına çağırarak:
-Ben ölüyorum hakkını helal et. der.
Mustafa:
-Hayır, sen ölmeyeceksin! derken ağlamaya başlar. Aslında orada herkes efelerin ağlamadığını bilir. Ancak Mustafa, arkadaşının bu durumuna dayanamamıştır.
Gerçekten de biraz sonra Tevfik, hayata gözlerini kapar. Mustafa, en yakın arkadaşını öldürdüğü için polise teslim olur, Bu olay üzerine dört yıl ceza yer. Ceza. evindeyken her gece Tevfik rüyasına girer. Ancak Ormancı'ya kini gittikçe artar. Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacağını anlayan Ormancı, tayin ister.
Kavaklıdere Orman Müdürlüğüne atanır. Aslen Marmarislidir. Emekliliğinden sonra oraya yerleşir. Doksanlı yılların başında, kendi memleketi olan Marmaris'te ölür.
Mustafa Şahbudak cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla merkeze yerleşir.

Çok sevdiği, günlerini birlikte geçirdiği arkadaşını Muhtar Tevfik Cezayirli'yi tek
kurşunla öldürdüğünde arkada yirmi beş yaşında bir eş ve üç çocuk bırakır. Muhtar'ın eşi Pembe, bu acıya dayanamayınca birkaç yıl sonra aklı dengesini yitirir. Oğlanın biri İzmir'e yerleşir. Diğer oğlanla kız, köyde evlenirler ve hayatlarını orada sürdürmeye devam etmekteler.

Yıllardır her şeyi unutmaya çalışan Mustafa'ya bir gün arkadaşları, Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler. Bu değirmenci, annesinin akrabasıdır. Değirmenci Tahir Usta aynı zamanda türkü de bestelemektedir. İşte Gevenes köyünde yaşanan bu acı olay da bu kişi tarafından bestelenmiştir. Düğünlerde okunan, herkesin diline düşen türkü ''Ormancıdır.'' Bir gün, radyodan duyduğu bu türkü ile unutmak istediği olayları, tekrar yaşar gibi olur. Radyoyu kapatır, bu türküden çok incinmiştir.
Ormancı türküde Ormancı adı ile, Mustafa Şahbudak ise ''Bay Mustafa" adı ile yer almıştır.

Ormancı Mehmet'in bir anlık sarhoşluğunun musibetini, yıllarca pişmanlık
duyarak ve memleketinde barınamayarak ödedi demek yanlış olur.
Çünkü o türkü yaşadığı müddetçe kötü adam olarak anılacaktır ve tarihe öyle geçecektir.*


ORMANCI TÜRKÜSÜ

Çıktım Belen kahvesine baktım ovaya
Bay Mustafa çağırdı, dam oynamaya,
Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı,
Söz dinlemez Ormancı, çekmiş kafayı
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı

Gevenes' in ortasında, değirmen döner,
Değirmenin suları, dağından iner,
Ormancı'ya atılan kurşun, Tevfik' e döner,
Tevfik' in feryatları, yürekler deler,
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı

Gevenes' in suları hoştur içmeye,
Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye,
Tevfik' imi vurdular, hiç mi hiç yere,
Yazık ettin Ormancı, köyün iki gencine
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı

*Derlemeyi yapan Kemal Erdinç.
Hani kurşun sıksan geçmez ya geceden...
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir