Gece kumsalda ağır aksak, kuma bata çıka, yürümenin keyfi başkadır.Terkedilmiş , sanki tek ayak izi beninkiymiş gibi soğuk kum tanelerini çiğnemek ve ayakkabımdan içeri girip tenimin onu hissedecek kadar sıcak olduğunu duyumsamak...
Denize doğru yürüyebilmeliydi şimdi.Eğilip elimi suya daldırırdım.Başparmağıma tutunup denizden kopan su damlasını izlerdim.
Deniz ondan ayrılırken az önceki mavimsi rengini çalar.Tepedeki dolunayın ışığını yüzüme yansıtamayacak kadar başarısız ve çaresiz kalır artık.
Dedim ya, dolanmalıydı aheste, avare kumsalda.Sigara içmeliydi denize karşı, esen rüzgar çakmağıma izin vermemeliydi, elimle yele engel olmaya çalışırken ateşe ver yansın etmeliydim.O an çakmaktan çıkan kıvılcım sıyırıp geçerdi elimden büyük ihtimalle.Bir anlık bir pırıltı ile kamaşırdı gece...ellerimle bir yıldızı öldürmek mi olurdu adı yoksa
dileklik bir yıldızın kayışı mı?
her neyse
Kumsalin yalnizligini, sessizligini severim ben.. Suyun nagmelerini icime akan bir huzur ve hu$u edasinda, kelimesizce ama derince, paylasabilmeyi...
Sahil boyunca, o dalgalarin arsizca vurdugu, hani o ipislak kumlara oturur; aldirmazdim hic denizin beni cagirisina.. Dalgalar cekilince, ayaklarimi iyice kumlarin icine bulastirip sekiller cizerdim.. Ve beklerdim onlari silip götürecek dalgalari..
Sahi ne de cok doyumsuzca özlemisim..
Ne zaman görsem denizimi; ' Pa$am ' diye söze baslar ve susarim huzurunda saatlerce.. Icime gamsiz bir lodos düser.. Üsür gencligim.. Sirtimda yillarin mabedi, ellerimde O' nun hasreti; dalar gideriz denizim ile guruba; akan güne dönük.. Gözlerimin küpe$tesinde martilar - hani su hep ' Halat Gicirtisi ' dedigim - kanat cirpar... Bana 'gel' der, gelemiyecegimi bile bile.. O zaman boynum düser, gözlerimi kaparim.. Martilar kacisir, deniz susar, rüzgar diner... Icimde denizin musikisi... Ellerimde kumlar ve tuzu parmak uclarimda...
Ben yillardir denize hasret, özlemlerimizi böyle dindiririz...
Karamsarlık sardı her yanımı,
Yaşam güzelliklerini yitirdi birden,
Sıkılıyorum.
Özgür olmak,
Yüzümü rüzgara dönmek
Ve gözlerimi kapamak istiyorum,
Hiçbir şey düşünmeden,
Saatlerce öyle kalmak,
Vücudumun üşüdüğünü duyumsamak,
Sıkılıyorum.
Sonra,
Sonrası gene demir kütlesi,
Bitip tükenmek bilmeyen su yığını,
Gene aynı makine sesi,
Monoton ve durağan.
Zaman zaman şarkı söylüyor
Bazen bir marş
Bazen de tempolu bir müzik,
Karamsarlık işte.