Sesimdeki titremelerde nelerin saklı olduğunu hiç anlayamadım.Kendimi sana cömertçe sunmakla,adresi olmayan yerlere kaçırmak arasında çatışmalar yaşarken , artık ezbere bildiğim bir sahnede tek başımaydım...
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
gitmek mi lazım, yoksa herşeyi göğüslemek mi, asıl mesele bu.
Ayrıldı gönül yine bir tek eşinden
Bulmakta teselli batan akşam güneşinden
Alnımdaki hattı yaşımın matemi sanma
Her çizgi açıldı acı hicran ateşinden
İşsiz mühendisle yine yeniden
İçimden hep belki şimdi ararsın diye geçirdiğim zamanlarda çalıverirdi telefon..ama arayan hep bir başkası olurdu.. ve ben her defasında yine de ümitle beklerdim çalacak telefonu...
Dışarıda durmadan yağmur yağardı..Kalbimin üstüne yağmur yağardı..sen bunu hiç anlamadın..Saatler son sürat tükenirken, usul usul kaydığımı biliyordun ellerinden..
Yüreğime bak ne olursun..yüreğime bak bir kez olsun..
Sevdalar yaşanıp tüketilmek için miydi? Bu soruya cevap vermeye hâlâ korkuyorsun...
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..
Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan, güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için,
beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan, yarına inanmak için günbatımına,
iyi kalpli gözükmek için zayıflığa ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa;
Demek ki hiçbir şey anlamadın!
Jacques Brel
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca..