Ruhunuzu bekleyin

Yaşanmış düşündürücü ve duygulandığımız yazılar.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
BeYaZ_17
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 21
Kayıt: 08-11-2004 23:50

Ruhunuzu bekleyin

Mesaj gönderen BeYaZ_17 »

İnka tapınaklarına çıkmak isteyen Avrupalı bir grup arkeolog, birkaç yeli rehberle yola koyuluyor. Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun yolu, kısa bir sürede yarılıyorlar. Aynı hızla tempoyla biraz daha yol aldıktan sonra, yerliler kendi aralarında konuşup birden yere oturuyor ve böylece beklemeye başlıyorlar. Tabii Avrupalı arkeologlar buna bir anlam veremiyorlar. Saatler sonra, yerliler kendi aralarında konuşup tekrar yola koyuluyorlar, sonunda tepenin üstündeki görkemli İnka tapınaklarına geliyorlar. Arkeologlardan biri, yaşlı rehbere soruyor, "hiç anlayamadım, niye yolun ortasında oturup saatlerce yok yere bekledik? " Yaşlı rehberin cevabı o kadar güzel ki; "Çok kısa sürede çok hızlı yol aldık, ruhlarımız bizden çok uzakta kaldı. Oturup ruhlarımızın bize yetişmesini bekledik..." Niye içimiz de hep bir eksiklik duygusuyla yaşadığımızı, niye mutlu olmayı beceremediğimizi, niye kendimiz olmayı başaramadığımızı ve "niye" ile başlayan daha bir dolu sorunun cevabını açıkça veriyor. Inkalar'ın yaşlı torunu. Çünkü kimilerimiz bu aptal hayat içinde o kadar hızla yol alıyoruz ki, ruhumuz çok arkada kalıyor, hatta onu nerelerde unuttuğumuzu bile hatırlayamıyoruz. ... Herkes bir arayış içinde, ama hiç kimse ne aradığını bilmiyor. Sanıyoruz ki çok paramız, sürekli yükselen bir kariyerimiz, bahçeli bir evimiz ,spor bir arabamız olunca biz de çok mutlu olacağız. Evet kimi zaman bunlara sahip oluyoruz ama ruhumuz yanımızda olmadan…
AkıLSızLar Hırsızların En Zararlılarındandır; Zamanınızı Ve Neşenizi ÇaLarLar..
Kullanıcı avatarı
vişne
Super Friend
Super Friend
Mesajlar: 575
Kayıt: 25-06-2003 01:25

Mesaj gönderen vişne »

Hayatı öğrenmeyi düşünmeyen insanların oluşturduğu bir toplumuz.
Bir yerde okumuştum, cumbalı evlerin yapılma mantığına bir açıklama getiriliyordu.Cumbalı evlerde yaşayan kadınların, erkeklerin sokaklardan gelen geçenleri daha rahat izlemeleri amaçlanmış olabilir deniyordu yazıda. Kim bilir belki de doğrudur. Artık kaç kişi penceresinden başını uzatıp seyreyliyor ki etrafı? O da başka bir keyiftir halbuki.
Kanıyla canıyla hayatı izlemek varken seyreden bir toplum oluyoruz. Evet, seyrediyoruz dünyayı ama bir ekranın ardından. Televizyonların, bilgisayarların ardından bakıyoruz dünyaya.
Dokunmayı unutan insanların oluşturduğu bir toplumuz. Herşeyde her yerde bir acelecilik. İlişkiler bile alelacele. Doya doya dokunmadan bir gecede tüketilen ilişkilerle dolu yataklar.Çocuklarımıza bile doya doya dokunamıyoruz. Büyüdüklerinde ise çok geç kalmış oluyoruz.
İşitmeyen, sağır insanların dünyasındayız.Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyenlerin sayısı artıyor. Umarsız, duyarsız , dünü geleceği belirsiz bugünlük insanlarla paylaşıyoruz hayatı.
Ruh mu? Bedenle şekillenen ,farkındalıklarla beslenen ruh mu bize yetişecek? Gülerim buna... çok geç kaldık çok!
Kullanıcı avatarı
TuaL
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 119
Kayıt: 13-04-2005 17:03
Konum: Bir Bilebilsem

Mesaj gönderen TuaL »

çok doğru. ben de şu sıralar ruhumu bekliyorum zaten. benimki çok çok çokkkkk gerilerde kaldı. bu yüzden de kendimi huzurlu hissedemiyorum bir türlü.
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin
Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir