Buz gibi geldi karşısındakinin soluğu yüzüne doğru. Kışkırtıcı bakışlarının altındaki bu soğukluk, insanı şaşırtmaktan öteye gitmiyordu. Gülümsemesin diye tanrıya yalvarmaya başlamıştı.
Ne olur tanrım gülümsemesin.
Eminim senin gülüşün onunkinin yanında çok daha güzeldir. Ama onun gülüşünü engellemezsen sana karşı günah işleyeceğim ve kendime hakim olamayıp ona teslim olacağım.
Zamanın hiç bir önemi kalmamıştı. Acaba kendini ona çoktan teslim mi etmişti. Etmemiş olsa tahrik olmazdı. Bedeni testesteron maddesiyle dolmaz ve bütün benliğini bu denli sarmazdı. Neredeyse olduğu yerde uygunsuz bir şeyler yapacaktı.
Tanrım ne olur gülümsemesin.
Ama o gülümsemeye başlamıştı bile. Soğuk nefesi karanlığı aydınlatmış, bakışları bir el gibi kalbini himayesine almıştı. Bundan sonra tanrı izin vermese bile ona teslim olacaktı. Çünkü bunu istiyor, arzuluyor hatta bunun için şehvet duyuyordu.
- Artık seninim.
Biraz önce arabasına aldığı kadın bu sözleri duyunca, yarı zafer yarı kızgınlık dolu bir şekilde kaşlarını çattı. Dudaklarının kıvrımı da tıpkı kaşları gibiydi.
-Al beni.
Artık nefesindeki soğukluğa kötü bir koku eklenmişti. Ama her şey kendisi için çok güzeldi ve güzel olacaktı.
Tanrım çok güzel gülüyor. Ben onun olmalıyım. Her şeyim onun olmalı.
Ve ilk kez kadın konuştu.
Kaşları bir tanrıçanınki gibi doğa dışı kıvrılmaya başlayan kadının gözleri, olanaksız ve mükemmel bir şekilde parıldıyordu. Dudakları çok az insanın görebileceği bir biçimde kıpırdıyordu. Kadının teni sanki kendisini çağırıyordu. Gel diyordu, içime gir burada sana çok şey var. Gel ve onları sonsuza kadar al. Burası senin huzur bahçen.
-Benimle gel. Ses hayallerindeki en tatlı noktalardan akan bir fısıltı gibiydi. Bir şey sırtına doğru yükselen huzuru tatlı bir yorgunluğa çeviriyor ve bunu öylesine sissi yapıyordu ki, beyni çoktan karşısındaki kadının olmuştu.
-Seninle gelmek istiyorum.
-Benimle gel.
Kadının sesi artık kulağını tamamen doldurduğu için arabanın dışından gelen korna seslerini duyamıyordu. Zaten direksiyonu çoktan bırakmıştı.
-Benimle gel.
-Seninle gelmek istiyorum.
--------------.------------.----------.---------.---------.------------
Olay yerine gelen polis, ağzına kadar kumaş yüklü tırın altında kalan otomobilin içinden çıkarttıkları adamın yüzündeki mutlu gülümsemeye çok şaşırmışlardı. Bir insan böylesi feci bir kazada nasıl olurda böylesi tarifsiz bir gülümseyiş içinde olurdu.
Otomobilin içinde yalnız ölen adamın gülümseyişi gömüldüğünde bile silinmemişti.
Onunla gitmişti.
21.08.2002