uykusunun en derin yerinde uyandı telaşlı doğruldu şöyle bir soluklandı bu koku??
odanın içindeki bu koku yastığa we çarşafa sinmiş diline damağına bulaşmış genzini yakan bu koku O'nun kokusu iyi de nasıl olur??
yokluğunun üzerinden aylar geçmişti...
ama bu koku??
hafif tuzlu nemli...
uyumaya çalıştı yüzüstü döndü başını gömdü yastığın tam orta yerine yorganı çekti tamamdı işte bütün acı, keder, ona ait ne warsa yorganın dışında kalmıştı sanki
her birinin değerini sonradan daha iyi idrak ettiği anları düşündü bu uyumasına tebessüm ederek uynamasına yardımcı oluyordu ne war ne yoksa yaşanılan hepsini sıraya koydu...
olmuyordu böylede uyunmuyordu biraz daha direndi... en güzel günlerini hatırladı...
lanet olsun kızıyordu kendine herşeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlamak zorundamıydı?..
dayanamadı ağlamaya başladı kafasını gömdüğü yastığın tam orta yerine ağlamaya başladı...
O'nun ardından hayatına girenleri düşündü
ne fark eder??? hepsi hepsi unutmak içindi
biliyordu hiç birisinin O'nun gibi kokmayacağını...
'hafif tuzlu we nemli'
biliyordu bu kokuyu asla hissetmeyeceğini
yan tarafta komidinde duran bir bardak suyu yawaş yawaş içti su içtiğinin bile farkında değildi
her yudumda O aklındaydı...
başını gömdü tekrar yastığın tam orta yerine
göz yaşlarıyla nemlenmişti yastık
güzel bir rüya başladı
tekrar çadır kampına gidiyorlardı onla
paylaştıkları en güzel günü görüyordu
hepdi düşünde yer buluyordu
huzurla uyumaya başladı
çünkü...
çünkü yastık gözyaşı kokuyordu
hafif tuzlu we nemli...
çünkü yastık O kokuyordu...
hafif tuzlu... nemli...