Hepimiz bazen şansımıza lanetler okuruz( Bakınız sözlük;başlık
şans, örnek cümle:
"şansıma tüküreyim" repliği gibi) Bazılarının nasıl oluyor da inanılmaz derecede sanslı olduklarına hayıflanıp, şanssız olduğumuz anlarımızı düşündüğümüzde biz ve bazılarının da hak ettikleri
olanaklara sahip olamadığına yeriniriz.
Bu konuda biir psikolog, yanıtı buldugunu söylüyor. Yaptığı araştırma sonucunda bu şahıs şu kelamlarda bulunmuş; 10 yıl önce, şansı araştırmaya
başladım. Neden bazı insanların hep doğru zamanda doğru yerde olduğunu, diğerlerinin ise sürekli olarak şanssızlıklarla boğuştuğunu merak ediyordum. Ulusal gazetelere ilan vererek kendilerini her zaman şanslı yada şanssız hisseden insanların benimle temasa geçmelerini rica ettim. Yüzlerce sıradışı erkek ve kadın, araştırmam için gönüllü oldu.
Parantez aç ,bu bilim adamının şanslı ya da şanssız insanları "sıradışı" diye adlandırarak temelde şansın aslında mucizevi bir şey olduğunu mu ima etmeye çalıştığını anlamadığımı belirteyim,yoruma açık bir durum kapa parantez.
Yıllar boyunca, onlarla söyleşiler yaptım; yaşamlarını gözlemledim ve deneylere katılmalarını sağladım. Sonuçlar gösteriyor ki insanlar, neden şanslı ya da şanssız olduklarını tam olarak bilemeseler de düşünceleri ve davranışları, bu durumu büyük ölçüde açıklıyor.
Aç parantez, bu kısmı anlayan beri gelsin. Onca yıllık araştırma sonucunda son durum;bizim de bilemediğimiz "ne ki bu şans?, nerden gelir?, kim getirir?, yenir mi?, içilir mi?, yemeklerden önce kaç kaşık tavsiye edilir? babında sorulara yanıt bulamamış mı ben mi bulunanı anlamamışım? kapa parantez.
Bir şans ya da bir fırsat gibi görünen durumları düşünelim.(Peki, düşünüyorum) Şanslı insanların bu tür fırsatlarla sürekli karşılaşmalarına
karşılık, şanssız insanlar bunlarla hiç karşılaşmazlar. (düşündüm)
Bu durumun, insanlarin söz konusu fırsatları fark etme yetenekleri arasındaki farklılıklardan mı kaynaklandığını bulmak için basit bir deney yaptım.( Film başlıyor, yaşasın)
Hem şanslı, hem de şanssız insanlara bir gazete verdim ve onlardan gazeteyi iyice inceleyip içinde ne kadar fotoğraf oldugunu bana söylemelerini istedim. Gazetenin ortalarında bir yere, üzerinde şu not yazılı olan büyük bir mesaj yerleştirdim:
"Deney görevlisine bunu gördüğünüzü söyleyin; 250 dolar kazanın." Bu mesaj, sayfanın yarısını kaplıyordu ve yüksekliği 5 cm'in üzerinde olan bir fontla yazılmıştı. Herkesin yüzünü sabit bakışlarla süzüyordum. Şanssız insanlar, bunu fark edemezlerken,şanslı insanlar hemen
fark ettiler.( Buna inanmakta zorlandım)
Şanssız insanlar, genel olarak şanslı insanlardan daha
gergindirler. Bu endişeli ruh hali, beklenmeyeni fark etme yeteneklerine
zarar verir. Sonuç olarak, fırsatları kaçırırlar; çünkü başka bir şeyi
aramaya aşırı odaklanmışlardır. Partilere, mükemmel eşlerini bulma
düşüncesiyle giderler; bu yüzden de iyi arkadaslar edinme firsatlarını
kaçırırlar. Belli iş ilanlarını bulmaya kararlı bir biçimde gazeteleri
incelerler ve diğer iş olanaklarını kaçırırlar. Şanslı insanlar, daha rahat
ve açıktırlar. Dolayısıyla,yalnızca aradıklarını değil, orada ne oldugunu da
görürler.
Araştırmam, sonuç olarak şunu gösterdi
Aç parantez, yukarıda da bir sonuç yok muydu yoksa ben mi sonuçlara takıldım? Tanrım, bu durumda tek bir noktaya takıldım diye ben de mi şanssızlardanım ,kapa parantez:
Şanslı insanlar, dört ilke sayesinde şanslarını yaratırlar.
Şans fırsatlarını yaratma ve fark etme konusunda beceriklidirler; sezgilerini dinleyerek şanslı kararlar verebilirler;
olumlu beklentiler sayesinde doğru çıkan tahminlerde
bulunurlar ve şanssızlığı şansa dönüştüren esnek bir yaklaşım benimserler.
(Mükkemmele yolculuk, bölüm;"nasıl mükemmel olunabilir?",dip not:"bol şans")
Asağıda, Profesör Wiseman'in şanslı olmak için önerdiği dört
temel ipucu bulunuyor:
Içsel sezgilerinizi dinleyin; normalde doğru çıkarlar.
Yeni deneyimlere ve normal rutininizi bozmaya açık olun.
Her gün birkaç dakikanızı iyi giden şeyleri hatırlayarak geçirin.
Önemli bir toplantı ya da telefon görüşmesii öncesinde kendinizi şanslı
olarak hayal edin.
Bir de benden; "Şeytan tüyünüzü sevin"
Yukarıda da dedim, BOL ŞANS arkadaşlar