Serdar Yıldırım Hikayeleri

Şiir, roman, öykü, deneme, eleştiri, inceleme.
Serdar102
Quick Friend
Quick Friend
Mesajlar: 86
Kayıt: 29-05-2023 20:06

Re: Serdar Yıldırım Hikayeleri

Mesaj gönderen Serdar102 »

PAPAĞAN İLE ZÜRAFA
Afrika’nın uçsuz bucaksız savanlarında yaşayan bir papağan vardı. Bu papağanın adı Sarp’tı. Sarp hangi ağacın altındaki gölgelikte serinleyen hayvan grubu varsa oraya gider, konuşmaları dinlerdi. Kim ne demiş, kim ne söylemiş, kimin ne derdi varmış, hepsini bilirdi. Sarp öğrendiklerini sağda solda anlatmaz, olayların hesaplaşmasını kendi iç dünyasında yapardı. Duydukları çok önemliyse, bunları arkadaşı zürafa Bili ile paylaşırdı. Zürafa Bili, Sarp’ın anlattıklarını önemsemez, güler geçerdi.

Günlerden bir gün, Sarp bir ağacın dalları arasında uyukluyordu. Öğleye doğru bir aslan grubu Sarp’ın durduğu ağacın altında dinlenmeye çekildi. Aslanların konuşmalarını duyan Sarp gözlerini açtı. Bu aslan milleti oldum olası iki konu hakkında konuşurdu. Birincisi, en büyük düşmanları sırtlanlar ve ikincisi, bu gece ne avlasak? Civardaki sırtlanlar, geceli, gündüzlü avlanarak aslanların tekerine çomak sokmuştu. Yalnız gezen sırtlanı yakalayıp öldürmeli ve sayılarını kontrol altında tutmalıydı. Sırtlanları tümden yok edebilseler buralar geyik, zebra ve antilop dolardı. Dün gece av peşinde koşmuşlar, iki zebra ve bir antilobu ellerinden kaçırmışlardı. Belli ki, zebralar, antiloplar hızlarını arttırmışlardı. Belki de, biz yavaşladık, diyenler vardı. Bir diğer aslan: Yavaşladığımız doğrudur. Hatırlarsanız dün gece de av yakalayamadık yani iki gündür açız. Aç aslan hızlı koşamayacağına göre, avlanamaması normaldir.

Bunun üzerine grubun lideri erkek aslan: “ Şu ilerideki ağacın yapraklarını yiyen uzun boyunlu zürafayı avlayalım. Akşamüstü peşine düşeriz. Öyle bir tuzak kuralım ki, o zürafanın boyunu devirelim. Dur bakalım, zürafa Bili değil mi o? Akşama yedim seni, Bili.”
Sarp duyduklarına inanamadı. Aslanlar, arkadaşı Bili’yi yakalayıp yiyeceklerdi. Hemen gidip Bili’yi uyarmalı ve onun buralardan çok uzaklara gitmesini sağlamalıydı.
Bili, papağanın anlattıklarını her zamanki gibi önemsemedi, güldü, geçti. Yıllardır ona dokunmayan aslanlar neden şimdi fikir değiştirsin? Hem onun aslanlardan korkusu yoktu. Gücüne güveniyordu. Aslanları pişman ederdi. Papağanın, bu sefer durum başka, aslanlar iki gündür açmış. Sadece sana odaklanmışlar. Tuzak hazırlıyorlar, demesine aldırmadı.

Bili akşamüstü ormanın kenarına geldi. Birden aslanların etrafını sardığını görünce içi acıdı. Keşke Sarp’ı dinleseydim ve buralardan gitseydim, diye düşündü. Aslanlara yem olmak istemeyen Bili, onlara saldırdı. Uzun bacaklarıyla tekmeler savurdu. Bu tekmelerin tadına bakan iki aslanı yere serdi. Ormanın kenarındaki dar alandan kurtulup açık alana çıktı ve koşmaya başladı. Peşinde yirmiden çok aslan vardı. Tuzak, saat gibi işliyordu. Bili koştukça, kaçtıkça yoruldu. Birer aslan ayaklarına sarıldı. Bunun üzerine Bili’nin hareketleri yavaşladı, dizlerinin üstüne çöktü ve yere yuvarlandı. Grubun lideri erkek aslan, mengene gibi dişleriyle, Bili’nin boğazını sıkmaya başladı. Olanları başından beri takip eden papağan yakındaki bir ağaca kondu: “ Dur, Uzunyele. Ben papağan Sarp. Hatırlarsan küçükken seni birkaç kere ölümden kurtarmıştım. Bana can borcun var. O zürafa Bili, benim arkadaşım. Onu bırakmanı istiyorum.”
Uzunyele, papağanın dediğini yaptı. Bili’yi bıraktı. Papağanın dedikleri doğruydu. Yavruyken papağanın çok faydasını görmüştü. Yaşamını papağana borçluydu. Bili ayağa kalktı ve oradan uzaklaştı. Aslanlar, bir daha Bili’ye dokunmadılar. Papağan ve Bili’nin arkadaşlıkları devam etti. Bili artık papağanın anlattıklarını dikkatle dinliyordu, gülüp geçmiyordu.

SON

Yazan: Serdar Yıldırım

Türkiye Çocuk Dergisi Şubat 2016
Serdar102
Quick Friend
Quick Friend
Mesajlar: 86
Kayıt: 29-05-2023 20:06

Re: Serdar Yıldırım Hikayeleri

Mesaj gönderen Serdar102 »

Portekiz'in Başkenti Lizbon'da 13-14-Temmuz-2022 Tarihinde Yapılan 5. Uluslararası Piri Reis Kongre Kitabında Hikayelerim Çıktı

Karagöz İle Hacivat: Parayı Kim Buldu? Sayfa: 7-8
Karagöz İle Hacivat: Hacivat'ın Atı Sayfa: 9-10
Ben Serdar Yıldırım. Hikayelerin üstünde 7. sayfada adım yazmaktadır.
KAYNAKÇA: MAARİF VAKFI. 2019. Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Programı.
(YILDIRIM, SERDAR (Bağımsız Yayıncı/Araştırmacı) 11.sayfada.

YAZDIĞIM BU HİKAYELER PORTEKİZ'İN BAŞKENTİ LİZBON'DA 13-14-TEMMUZ-2022 TARİHİNDE YAPILAN 5. ULUSLARARASI PİRİ REİS KONGRE KİTABINDA ÇIKTI.
5. INTERNATIONAL
PİRİ REİS CONFERENCE ON LINGUISTIC, HISTORY & GEOGRAPHY
5. ULUSLARARASI
PİRİ REİS DİLBİLİM, TARİH VE COĞRAFYA KONFERANSI
Düzenleme Kurulu
Prof. Dr. Ana CAMPINA - Universidade Fernando Pessoa, Porto
Prof. Dr. Carlos RODRIGUES - Universidade Fernando Pessoa, Porto
Prof. Dr. Álvaro Campelo – Universidade Fernando Pessoa, Porto, Portugal
Prof. Dr. Elsa Simões – Universidade Fernando Pessoa, Porto, Portugal
Prof. Dr. Vitor Teixeira – Universidade Fernando Pessoa, Porto, Portugal
Prof. Dr. M. Salih MERCAN - Bitlis Eren Üniversitesi
Prof. Dr. Muhittin ELİAÇIK - Kırıkkale Üniversitesi
Dos. Asif Cavadov - Rektorun baş müşaviri
Elsevər Nağıyev - Rektorun müşaviri
Dos.Vasif Həsənov - İnnovasiyalar Departamentinin direktoru
Ruslan Məmmədov - Beynəlxalq əlaqələr şöbəsinin müdiri
Assist. Prof. Dr. Amira AMOURI- University of Sfax, Tunisia
Assist. Prof. Dr. Hamza Khalifa Ibrahim- Higher Institute of Medical Sciences, Libya
Assist. Prof. Dr. Ethar Abdul Mohsen Qasim Al-Mayahi- University of Kufa, Iraq
Assist. Prof. Dr. Mohamed Ahmeid- Newcastle University, United Kingdom
Assist. Prof. Dr. Reham Ershaid Nusair- University Science Islam Malaysia, Malaysia
Assist. Prof. Dr. Ismail Kakaravada- PVP Siddhartha Institute of Technology, India

https://www.izdas.org/_files/ugd/d0a9b7 ... dd50cb.pdf?
Serdar102
Quick Friend
Quick Friend
Mesajlar: 86
Kayıt: 29-05-2023 20:06

Re: Serdar Yıldırım Hikayeleri

Mesaj gönderen Serdar102 »

DENİZ ÖRÜMCEĞİ İLE KORSANLAR
Eski zamanlarda denizlerde haydutluk yaparak gemileri ele geçirip mallarını yağmalayan korsanlar pek çokmuş. Bu korsanlar, deniz kıyısında, etrafı surlarla çevrili kaleleri barınak olarak kullanırlarmış. İşte bu kalelerden birinde yaşayan korsanlar, o civardan gelip geçen gemilerdeki insanların paralarını, mallarını alırlar ve gemiyi batırıp kaçarlarmış. Deniz ortasında batan gemiden kurtulan olmazmış. Bu zulüm yıllarca sürmüş.

Korsan kalesinin yakınlarında yaşayan bir deniz örümceğinin olanlar ilgisini çekmiş. Korsanları izlemeye başlamış. Onların ne kadar acımasız olduklarını görmüş. Korsanlarla mücadele edebilmek için, çok büyümek istemiş.

Aradan yıllar geçmiş, deniz örümceği devasa boyutlara ulaşmış. Gövdesi kocaman, kolları onar metre olmuş. Denizde yelkenlerini açmış ilerleyen korsan gemisine yetişmiş ve gemiye çıkmış. Onu gören korsanlar donmuş, kalmışlar. Geminin orta yerine gelerek, gemiyi güçlü kollarıyla sıkıca kavrayıp tüm gücüyle sıkmış. Gemi çatırdayarak ikiye bölünmüş ve korsanlarla birlikte, denizin dibini boylamış. Böylelikle deniz örümceği bundan sonra korsanların yapacağı kötülüklerin önüne geçmiş olmuş.

O denizin diğer korsanları deniz örümceği korkusundan korsanlığı bırakıp çiftçilik yapmışlar, tarla ekip biçmişler, hayvan beslemişler. Alın teri dökerek elde edilen kazançların tadını almışlar, evlenip çoluk çocuk sahibi olmuşlar. Çocuklarına, deniz örümceğinin korsanlarla olan mücadelesini anlatıp durmuşlar.

SON
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir