Hastaların tanımlamakta ve doktorların da teşhis koymada zorlandığı, klasik ağrı kesicilerin fayda etmediği şiddetli ağrı çeşidinin Türkiye’de 800 bin kişide görüldüğü tahmin ediliyor. Normal ağrı kesicilerle dinmeyen, delici, yakıcı, dondurucu, çarpan ve karıncalanan ağrılarınızın tanı ve tedavisi artık mümkün…
www.saglikveyasamdergisi.com.tr Alıntıdır
Sinir sisteminin hasar görmesi sonucunda ortaya çıkan ve genellikle hastalar tarafından 'delici, yakıcı, iğne gibi batan bir ağrı' olarak tanımlanan ‘Nöropatik Ağrı’ya klasik ağrı kesiciler fayda etmiyor. Genellikle şiddetli olan bu ağrı, kişilerin hayatını fiziksel ve sosyal olarak alt üst ediyor. Hastaların yarısı işten ayrılıyor, bir kısmı evden hiç çıkamaz hale geliyor. Diyabet ve kanser hastalarında görülme sıklığı daha fazladır. Nöropatik Ağrı olarak tanımlanan bu ağrı türü işlevsel bozukluklar, uyku bozukluğu ve gerginliğe yol açarak hastaların hayatını fiziksel ve sosyal olarak alt üst ediyor.
Delici, yakıcı, dondurucu, çarpan ve karıncalanan ağrılarınız varsa ‘Nöropatik Ağrınız’ olabilir
Nöropatik ağrı, hastalar tarafından çeşitli şekillerde tanımlanabiliyor, ancak en sık kullanılan tanımlayıcı sözcükler batıcı, delici, saplanıcı, yakıcı, iğnelenme tarzında ağrılar. Ağrılar çok şiddetli olabildiği gibi, uzun süreli olabiliyor ve hatta kronikleşebiliyor. Standart ağrı kesici ilaçlara yanıt vermeyen nöropatik ağrı, diğer birçok ağrının aksine genellikle geceleri artıyor.Oluşum mekanizması tamamen farklı olarak sinir dokusundaki hasar ya da fonksiyon bozukluğunun yol açtığı nöropatik ağrı, tanısının konulmasından tedavi yöntemlerine kadar tamamen farklılıklar içeriyor. Çok yönlü olan tedavi, ilaç tedavisini, psikolojik girişimleri, altta yatan hastalığın tedavisini gerektiriyor. Klasik ağrı kesiciler nöropatik ağrı tedavisinde fayda etmiyor. Günümüzde etkili ve güvenilir tedavi yöntemleri olan, ağız yolundan alınan ilaçlar tedavinin temelini oluşturmakla birlikte bazı hastalara cerrahi uygulamalar, fizik tedavi yöntemleri ve bölgesel sinir blokları yapılması yararlı olabilir. Bunların dışında stresi azaltmaya yönelik davranışsal terapilerin de ağrının azaltılmasında yararlı olduğu biliniyor.
Ağrı çekenlerin %50’si diyabet hastası
Sayıları Türkiye’de ortalama 800.000 kişiyi bulan Nöropatik Ağrı hastalarının yaklaşık %50’sini diyabet hastaları oluştururken, uzun zamandır diyabet hastası olan kişilerin yaklaşık yarısında nöropatik ağrı görülebiliyor. Zona geçiren kişilerin beşte birinde bir yıldan uzun süreyle ağrı oluşurken, 70 yaşın üstündeki kişilerde bu oran yaklaşık %50’ye kadar çıkıyor.
Çok şiddetli ve uzun süreli olabilen bu ağrı türü, standart ağrı kesici ilaçlara yanıt vermez.
*İşlevsel, fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal olarak oldukça olumsuz etkileri ile hastaların hayatlarını alt üst edebilir.
*Bu ağrı türünü yaşayan hastaların yarısının işten ayrılmak zorunda kaldığını hatta bir kısmının evden hiç çıkamaz hale geldiğini söylemek mümkün.
*Yaygın olarak diyabet ve kanser hastalarının yaşadığı bu ağrıların dindirilmesinde bugüne kadar yaşanan en büyük sorun, ağrının tanısının konulamamasından kaynaklanıyor.”