Toplumda besinleri tükettikten sonra karşılaşılan fakat belirtisi olup tanısı konulmayan sağlık sorunları genel anlamda sıkça yaşanır. Örneğin süt tüketince gaz sancısının olması ve süt tüketiminin kesilmesinden sonra gaz sancısının kesilmesi. Bunun sebebi genelde vücut için son derece gerekli olan bagışıklık sistemidir.
Bu sistem normalde bakteri virüs mantar ve parazitlerin yol açabileceği enfeksiyonların oluşmasını engeller. Fakat yediklerimizden bir şey bünyeyi olumsuz olarak
etkiliyorsa ise durum değişir: o zaman vücut yabancı maddeye karşı savunma sistemini harekete geçirir. Gıdalara karşı duyarlılık normalde zararsız olarak bilinen
besinler tüketildiğinde dahi meydana gelebilir. Savunma sisteminin harekete geçmesi uzun vadede kronik hastalıklara yol açarak ruh ve beden sağlığını bozar. Son yapılan çalışmalarla bilim adamları gıdalara karşı duyarlılığı genelde kronik hastalıklarla bağlantılı olarak değerlendirilmektedir. Bu hastalıklar;
• Kronik mide-barsak sorunları: İritabl barsak sendromu, ishal, gaz, kabızlık
• Nörodermatit gibi deri sorunları
• Yüksek tansiyon
• Baş ağrıları ve migren
• Obezite
yi kapsayan geniş bir kronik sendrom listesini kapsar.
Günümüzde IgG türü antikorları analiz ederek, hangi gıdaya yada gıda bileşenine karşı duyarlı olduğunuzu saptayabilen ELISA bazlı testler mevcuttur. Bir kere kan vererek yaptıracağınız ImuPro300 testi ile 270 gıda bileşenine gösterdiğiniz duyarlığı saptayabilirsiniz. Bu testlerde çıkan sonuca göre size dokunan gidaları uzaklaştırdığınız kısıtlama diyetleri (exclusion diet) uygulanmaktadır. Duyarlı olduğunuz besinleri diyetinizden çıkardığınız takdirde uzun vadede size verdikleri zararları önleyebilirsiniz. Kronik yorgunluk, şişkinlik, baş ağrısı, kaşıntı gibi sürekli problemlerinizden ImuPro tanısı ve size göre düzenlenmiş bir diyetle kurtulmanız mümkündür.