Türkçe dediğimiz.

Eğitim hayatımıza dair her şey. Anılar, düşünceler..
Cevapla
m4ng0
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 30
Kayıt: 15-03-2009 22:32

Türkçe dediğimiz.

Mesaj gönderen m4ng0 »

[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
Dilimizdeki yabancı sözcüklerin bir kısmı çokluk haliyle dilimize girmiştir. Eskimiş sözcükleri ya da yabancı sözcükleri kullanma meraklıları bu sözlerin çoğunun aslında çoğul olduğunu bilmeden kullanırlar. Hal böyle olunca da bilinçsizce yapılan yanlışlar ortaya çıkar. Türkçenin söz dağarcığında son derece güzel ve kullanışlı karşılıkları olduğu halde eskimiş ya da yabancı sözleri kullanmayı seçenlerin bu bölümü dikkatle okumalarını ve bir şeyler öğrenmelerini diliyorum:
[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
Evraklar: Arapça varak, yaprak sözünün çoğuludur. Yapraklar > kağıtlar > yazılı belgeler şeklinde anlam genişlemesi olmuştur. Belgeler demek yerine evraklar diyenler sözcüğü iki kez çoğul yaptıklarının farkında bile değildirler.
[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
Emtialar: Meta sözünün çoğulu olup mallar anlamındadır, emtialar denmez. TDK’nın internet sitesindeki Güncel Sözlük talihsiz bir biçimde emtia sözünün karşılığını “mal” olarak veriyor. Oysa basılmış sözlükte meta sözünün çoğulu olarak belirtiliyordu... TDK için böyle hatalar normal sayılır.

[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
Ebatlar: Ebat boyutlar demektir ve ebatlar sözü en çok yapılan yanlışlardan biridir.. Tekil hali “buut”tur. Elli yaşının üzerindekiler üç boyutlu sözünü ilk olarak üç buutlu biçiminde duymuşlardır. TDK’nın emtia sözü için tutumu ebat için de aynen geçerli. Bu da TDK için normaldir.

[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
Mühimmatlar: Son günlerde sıkça duyduğumuz mühimmat sözü de çoğuldur. Orijinal hali “mühimmat-ı harbiye”dir ve savaş gereçleri anlamındadır. Kısaltılarak mühimmat sözü kullanılır olmuştur. Mühimmatlar sözü yanlıştır.

Benzer şekilde aşağıdaki sözcükler de Arapça’da çokluk belirtir ve Türkçe çoğul takısı ile kullanılmaları yanlıştır (çok uzun süre önce günlük dilimizden atılmış sözler listeye alınmamıştır):

Ahbap: Dostlar, aslı habib sözünden sevgililer
Ahlak: İyi davranışlar
Ahval: Haller
Akraba: Yakınlar
Akran: Yaşıtlar
Beyanat: Açıklamalar
Ecdat: Atalar
Ecmal: Toplamlar
Ecza: Kimyasal maddeler, aslı cuz sözünden kısımlar
Edevat: Araçlar
Efkâr: Fikirler
Ekabir: Önde gelenler, aslı ekber sözünden büyükler
Emlak: Mülkler, sahip olunan varlıklar
Emsal: Örnekler
Erbab: Büyükler, ustalar
Esnaf: Sınıflar
Esrar: Sırlar
Eşkâl: Şekiller
Eşraf: Seçkinler
Etraf: Taraflar
Evkaf: Vakıflar
Evliya: Veliler
Fukara: Yoksullar
Gureba: Garipler
Hatırat: Anılar
Hayvanat: Hayvanlar
Hırdavat: Küçük, önemsiz şeyler
Itriyat: Güzel kokular
İcraat: Yapılan işler
İfrazat: (Vücuttan) dışarı atılanlar
İfşaat: Gizli bir şey hakkında yapılan açıklamalar
İstihbarat: Alınan haberler
İzahat: Açıklamalar
Levazımat: Gerekli maddeler
Maddiyat: Maddi şeyler
Mahlukat: Yaratılmışlar
Mahsulat: Ürünler
Maruzat: Arz edilenler
Matbuat: Basılmış şeyler
Meşrubat: İçecekler
Mezalim: Zulümler, kıyımlar
Muhaberat: Haberleşmeler
Müfredat: Bir bütünü oluşturan ayrıntılar
Nakliyat: Taşıma işleri
Neşriyat: Yayılmış şeyler
Tadilat: Değişiklikler
Tafsilat: Açıklamalar
Tahkikat: Araştırmalar
Taksimat: Bölmeler
Taksirat: Kusurlar
Tamirat: Onarımlar
Tedrisat: Dersler
Teferruat: Ayrıntılar
Tesisat: Tesisler, donanımlar
Teslimat: Teslim edilen şeyler
Tezahürat: Görünüşler, gösterişler
Tuluat: İlhamlar, doğaçlar
Ulema: Bilginler

Arapça asıllarında çoğul olup da Türkçeye tekil anlamda yerleşmiş birkaç sözcük yukarıda belirtilen hataların dışında tutulabilir:

Avrat: Kadınlar, (Ar. avret sözünden)
Elbise: Giysiler (Ar. libas sözünden)
Esas: Temeller, kurallar (Ar. uss sözünden)
Eşya: Nesneler (Ar. şey sözünden)
Evlat: Çocuklar (Ar. velet sözünden)

Eski Türkçeye özenenler sadece yanlış konuşmuyorlar, aynı zamanda Arapça ve Farsça sözcükleri yanlış da yazıyorlar. Bu keyfi bir konu değildir! Sözcükler orijinal dilinde olduğu gibi değil Türkçenin ses yapısına göre, dilimizde kabul edildiği şekilde yazılır. Örneğin Arapça sözün aslı hidhmet olduğu halde dilimize hizmet olarak girmiştir. Bu nedenle, tüm yabancı sözcüklerde, TDK Türkçe Sözlük ve Yazım Kılavuzunda belirtilen yazım kuralları geçerlidir ve herkes istediği gibi yazamaz!


Karşılarında doğru yazılışları ile sadece birkaç örnek veriyorum:

Acaib - Acaip
Azad - Azat
Garib - Garip
İltihab - İltihap
İ’malat - İmalat
İsbat - İspat
İslahat - Islahat
İttihad - İttihat
Kalb - Kalp
Katib - Katip
Kitab - Kitap
Mezheb - Mezhep
Mü’min - Mümin
San’at - Sanat
Şübhe - Şüphe
Te’sisat - Tesisat


Güzelim Türkçeyi küçümseyerek eskiye özenenlerin gülünç hallerinden kısıtlı sayıda alıntı sundum.

Gerici kesimlerin dilde de gerici olmaları elbette şaşırtıcı değil. Genel dünya görüşü geri olan bir insanın dilde ilerici olmasını beklemek zor.

Ancak milliyetçi geçinenlerde de aynı eğilimi görmek pek anlaşılır değil. Bir milletin en belirleyici ögesi dilidir. Başka ülkelerin radikal milliyetçileri, sözgelimi ırkçı Almanlar ya da Fransızlar dillerindeki yabancı sözcüklerden rahatsız olurlar ve onları atmaya çalışırlar. Bizim milliyetçiler ise tam tersine, çok sade Türkçe sözcükler yerine, eskimiş Arapça ve Farsça sözleri üstüne basa basa kullanırlar. Milliyetçi midirler, ümmetçi midirler anlaşılmaz. Bu tercihleri olsa olsa eskiye olan özlemleriyle açıklanabilir ki sonuçta bu da gericiliktir.


Ama en çok düşünülmesi gerekenler, gerici ya da belirli bir siyasal görüşün temsilcisi olmayıp, sadece özenti ile eskimiş sözcükleri yalan yanlış kullananlardır. Dile ve etimolojiye çok meraklı olan Atatürk dilimizin benzersiz yapısal özelliklerini ve tarihten gelen zenginliğini çok iyi anlamış ve dünyada eşi görülmemiş bir dil devrimine öncülük etmiştir. O’nun vermek istediği dil bilincini bugün kavramış insan sayısı çok az. Eğer bu bilinç yeniden kazandırılmazsa dilimizin ileriki yıllarda içine düşeceği durum bugünkünden çok daha kötü olacaktır.


Bilerek ya da bilmeyerek Türkçeyi küçümseyenler, Türkçenin gücünü ve zenginliğini keşfetmeye özendirilmelidir. Bu bile tek başına dilimiz için yapılacak daha çok işin olduğunu göstermektedir.

KAYNAK:exisehir.com
[url=http://www.exisehir.com][img]http://www.exisehir.com/userbar/2.jpg[/img][/url]
Kullanıcı avatarı
ComiC
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 6250
Kayıt: 18-01-2004 13:00

Mesaj gönderen ComiC »

Dil'in, bir milletin var olmasında ve bağımsızlığında aslında ne kadar önemli olduğunu görmek hiçte zor değil. Atatürk bunu zamanında kavramış ve dilin elden gitmemesi için bugün kullandığımız Türkçe'nin gelişmesinde en çok katkıda bulunmuş insandır. Ömrünün son yıllarında özellikle Türkçe'nin tarihi üzerinde çalışmış, geliştirmek üzere Türk Dil Kurumu'nu kurmuş hatta kendisi şu an kullandığımız üçgen, kare vs. gibi geometrik terimleri türkçe'ye çevirmiştir.

Şu an bi taraftan gericilerin dili eski arapça ve farsça kelimelere döndürme çabaları diğer taraftan amerika'nın ve benzer diğer emperyalist güçlerin dili ingilizce'ye boğma çabaları, Türkçe'ye zarar vermekte ve dolayısıyla da Türkiye'yi bölmektedir.

Kendi tarihimizden, geçmişte yaşadıklarımızdan haberdar olmalı, ufak tefekte olsa oynanan oyunların sonunu görmeli ona göre davranmalıyız.
enjoy the silence..
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir