Kötü, hep yenilmez görünür... Sizden güçlü, sizden büyük, sizden hep ileride ve gözü üzerinizdedir. Onunla savaşsanız yenileceksinizdir. Ondan kaçmanız da mümkün değildir. Boyun eğmenizi bekler. Kötü, hep egemen olmak ister. Sizi eğmek, bükmek, ezmek, siz olmaktan çıkarmak ve elinde oyuncak etmek ister. Kötü karşısında tek şansınız vardır, ölümü göze alıp savaşmak. Kötünün iktidarında ölmekten beter hale gelmek istemezseniz, savaşta bir şansınız olsun istiyorsanız dayanışma yapmalısınız. Sizin gibilerle birleşip kötüye karşı tek vücut olmalısınız. En küçük, en zayıf, en çaresiz olsanız bile bu savaşta size görev düşer. Hatta asıl kahraman siz olabilirsiniz...
En basit sözcüklerle böyle özetlenebilecek, kötü ile mecazi anlamdaki bu mücadele J.R.R. Tolkien'ın kaleminden ve Peter Jackson'ın kamerasından somut haliyle çıkıyor "Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü"nde. Elfler ve Cüceler, Orta Dünya'nın tarih sahnesinden çekilirken, insanlar Isengard'ın ve Saruman'ın devre dışı kalmasına rağmen gücünü yitirmeyen Sauron'a karşı, kendi içlerindeki iktidar kavgasını bitiremedikleri için bir türlü birleşemiyor. Gandalf'ın yol göstericiliğinde Rohanlılar ve Gondor'un gerçek kralı Aragorn, tahta vekalet eden Denethor'un yanlış kararlarına karşı zarardan dönmeye çalışıyor. Binlerce orktan, trollerden ve başka korkunç yaratıktan oluşan ordular, Nazgullar eşliğinde insanlara ölüm yağdırırken Sauron'un ateşten gözünden, hain Gollum'un rehberliğinde Kıyamet Dağı'na yaklaşmakta olan Sam ve Frodo da kaçmıyor.
Çok finalli, uzun bir epik
Bir Shakespeare trajedisi karakterini anımsatan, oğlu Faramir'i ve kendini diri diri yakmak isteyen Denethor; baba Pieter Brueghel'in Babil Kulesi tablosundan esinlenen Gondor kenti tasarımı; deniz feneriyle cezaevi ya da askeri bölgeleri kontrol eden güçlü projektör karması Sauron'un gözü "Kral'ın Dönüşü"nde karşımıza çıkan yenilikler.
"Yüzüklerin Efendisi" epiğinin final bölümü olduğu için heyecanın doruğa tırmandığı "Kralın Dönüşü" fantastik türünün meraklıları tarafından nefes tutularak izleniyor. Jackson'ın hiçbir ayrıntıyı ihmal etmeyerek, izleyiciyi yoracak denli zengin bir görsel karşılık yarattığı üçlemenin sonunda ne yazık ki o tatmin duygusuna biraz düşkırıklığı karışıyor. İlk filmdeki gibi G noktasına erişemiyor... Eh, üçüncü seferde bir performans düşüklüğü olur, tabii.
Jackson ilk iki filmde kaçındığı Hollywood popülarizmine bu kez zaaf göstermiş. Duygusallık dozunu üst üste gelen birkaç finalde kaçırmış. Karakterlerin birbirleriyle ve izleyiciyle vedalaşmalarına zaman tanımak isterken süreyi uzatmış. Neredeyse üç buçuk saate ulaşan süreyi üçte bir oranında kısaltsa filmden bir şey eksilmezdi. Oysa bu haliyle oldukça yorucu ve ağdalı geliyor. Yapıtı tümden sevince bu uzatmalar bile keyifli gelebilir ama geniş kitleyi düşününce kurgu açısından savurganlık yapıldığı ortada.
Daha çekim aşamasında sinema tarihine geçen "Yüzüklerin Efendisi" için artık hedefimiz üç filmin üst üste gösterileceği özel gösterimler...
"Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü / Lord of the Rings: Return of the King"
Yönetmen: Peter Jackson
Görüntü: Andrew Lesnie
Senaryo: Peter Jackson, Philippa Boyens, Frances Walsh
Müzik: Howard Shore
Oyuncular: Elijah Wood (Frodo), Ian McKellen (Gandalf), Liv Tyler (Arwen), Viggo Mortensen (Aragorn), Orlando Bloom (Legolas), Miranda Otto (Eowyn), Sean Astin (Sam).
Kaynak: Milliyet