Söz Yangınları
Sen ki!
Mor dağlarımın yağız prensi,
Haşmetli efendisi
Kapıyı çarpıp gidişinden sonra
Onlarca mektup yazdım sarı desenli kâğıtlara
Yollanmadı hiçbirisi
Bekleme boşuna…
Zaten, gidişinden beri
Değişen bir şey yok ruhumun dip köşelerinde
Mezarına diktiğim çiçekleri kemirdi haşaratlar
Hem!
Gönül bahçemin pas tuttu kilidi
--------------Ve kapandı bana gelen kapılar…
Mutluluk seremonisi söylerken dilim
Yalancıyım, günahkârım işte
İtirafım sadece aynadaki kendime
Şahidim yok, işlediğim sevapların tek zerresine
Kurtarmaz beni yanmalardan
Ah! Allah’ım af dilesem
Lav taşkını yüreğim, buz kesti artık
Yalınayak yürümeye razıyım ateşlerde
Bir gecede talan oldu; diktiğim gökdelenler
Çizgi film kahramanlarım da bilinmeze gittiler
Umuda yolcuyum meteliksiz
Biletsiz! Bir de sensiz…
Rutubetli bodrum katında bıraktım çocukluğumu
Ellerim kan revan, daha dün anılarımı boğdum
Tükürdüm suratına geçmişimin
Geleceğimi astım bilmem kaçıncı katın
Merdiven parmaklıklarına
Sonra soğuk sular içtim, kısır hayallerimin üstüne
------------------Kime ne!
Gelincik çiçeğimi kırmızı şarapla besledim.
Hıncımdan!
Dezenfekte mekânlarında, galoş giymeden gezdim
Kirlettim en saklı gizlerini
Hırsımdan!
Unuttum gözlerinin şeklini şemailini
Örümcek ağından ördüğüm salıncağın
Zamansız koptu ipleri kum çakıl içindeydim
Sahi Aşk ne?
Bin kere milyon kere tövbeler ettim
Köpek kadar sadık ruhumun başını okşayarak
-----------------------Teselli ettim.
Bugün!
Gök gürledi, yağmur yağdı üstüme
Yeniden filiz verdim, kendi bedenimde
------------------------Bil istedim…
şair: Necla alptekin
http://www.hikayeler.net/yazilar/soz-yanginlari/