AhMeD ArIf

Şiir, roman, öykü, deneme, eleştiri, inceleme.
Cevapla
B.E.B.I.S.I.M

AhMeD ArIf

Mesaj gönderen B.E.B.I.S.I.M »

En Sevdigim Siirlerinden Biri..

Yilmaz Guney Bu siiriniArkadas filminin bir bolumunde kisada olsa cok guzel okuyor :wink:

HASRETINDEN PRANGALAR ESKITTIM

Seni anlatabilmek seni.
Iyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kus uyur, zindan uyurdu
Disarda gürül- gürül akan bir
dünya...
Bir ben uyumadim,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarina kan gülleri takayim,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bagirabilsem seni,
Dipsiz kuyulara.
Akan yildiza.
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en issiz dalgasina
Düsmüs bir kibrit çöpüne.
Yitirmis tilsimini ilk sevmelerin,
Yitirmis öpücükleri,
Payi yok, apansiz inen aksamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalip gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yoklugun, Cehennemin öbür adidir
Üsüyorum, kapama gözlerini...

AHMED ARIF
B.E.B.I.S.I.M

Mesaj gönderen B.E.B.I.S.I.M »

SEVDAN BENI

terketmedi sevdan beni,
ac kaldim, susuz kaldim,
hayin, karanlikti gece,
can garip, can suskun,
can paramparca...
ve ellerim, kelepcede,
tutunsuz uykusuz kaldim,
terketmedi sevdan beni...

Ahmed Arif
huzunbaz

Mesaj gönderen huzunbaz »

geceler ahmed arifin kafiyeleri diye bilinir.. karamsar bir şair, ayrıca rivayete göre yüzünün güzel olmadığını düşündüğü için sadece gece vakti sokağa çıkar gezermiş ,nsanlar yüzünü görmesin diye..

bu büyük üstadın en güzel şiirlerinden birisi elbette "hasretinden prangalar eskittim" fakat o yazılmış görüldüğü üzre ;)

bende bir başka güzel şiirini paylaşayım;

Akşam Erken İner Mapushaneye

Akşam erken iner mahpushaneye.
Ejderha olsan kar etmez.
Ne kavgada ustalığın,
Ne de çatal yürek civan oluşun.
Kar etmez, inceden içine dolan,
Alıp götüren hasrete.

Akşam erken iner mahpushaneye.
İner, yedi kol demiri,
Yedi kapıya.
Birden, ağlamaklı olur bahçe.
Karşıda, duvar dibinde,
Üç dal gece sefası,
Üç kök hercai menekşe...

Aynı korkunç sevdadadır
Gökte bulut, dalga kaysı.
Başlar koymağa hapislik.
Karanlık can sıkıntısı...
"Kürdün Gelini"ni söyler maltada biri,
Bense volta'dayım ranza dibinde
Ve hep olmayacak şeyler kurarım,
Gülünç, acemi,çocuksu...

Vurulsam kaybolsam derim,
Çırılçıplak, bir kavgada,
Erkekçe olsun isterim,
Dostluk da, düşmanlık da.
Hiçbiri olmaz halbuki,
Geçer süngüler namluya.
Başlar gece devriyesi jandarmaların...

Hırsla çakarım kibriti,
İlk nefeste yarılanır cıgaram,
Bir duman alırım, dolu,
Bir duman, kendimi öldüresiye,
Biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin,
Ama akşam erken iniyor mahpushaneye.
Ve dışarda delikanlı bir bahar,
Seviyorum seni,
Çıldırasıya...

Ahmed Arif
B.E.B.I.S.I.M

Mesaj gönderen B.E.B.I.S.I.M »

SUSKUN

Sus, kimseler duymasin.
Duymasin olurum ha.
Aydim yari gecede
Yesil bir yagmus sonra...
Yagiyor yesil.
En uzak, o adsiz ve kimselersiz,
O yitik yildizlarda duyuyor musun?
Bir stradivarius inler kendi kendine,
Yayi, recinesi, koprusu yesil.
Once bendim diyor ve sonra benim...
Olumsuz, guzel ve cetin.
Ezgisidir dolasan butun evreni,
Bilinen, bilinmeyen issizliklari.
Canimi, tuylerimi sarmada simdi
Kendi ruzgariyla vurgun...
Sariyor yesil.
Ruya, butun cektigimiz
Ruya kahrim, ruya zindan.
Nasil da yillari buldu,
Bir misra boyu maceram...
Bilmezler nasil aradik birbirimizi,
Bilmezler nasil sevdik,
Iki yitik hasret,
Iki parca can.
Catladi yuregi cakmaktasinin,
Agliyor gok kusaklarinin serinliginde
Caglardir bogulmus bir su...
Agliyor yesil.
Yivlerinde yesil guller fiskirmis,
Susmus butun namlular...
Susmus dag,
Susmus deniz.
Dunya misil-misil,
Uykular derin,
Yilan su getirir yavru serceye,
Kisir kadin, mavis bir kiz dogurmus.
Memeleri bereketli ve serin...
Sagiyor yesil.
Aydim yari gecede,
Neron, cocuk kitaplarinda cirkin bir surat,
Ve Sezarsa, bir ad yikintilarda.
Ama hancer tasi sanki
Koca Kartaca!
Hani, kibrit suyu vermislerdi ustune
Bak nasil aliyor, yigit,
Binlerce yil da sonra
Aliyor yesil.
Vurur dagin dorugundan
Atmacamin calkara,
Yalin golgesi.
Kus vurmaz, tansan almaz,
Ama ac, azgin
Kopek baliklariydi parcaladigi
Bak, Tiber saygili, suskun.
Bak nilufer dizisi zinciri.
Bunlar bukagisi, kolbaglaridir,
Cihanin ilk umudu, ilk sevgilisi,
Ve ilk gerillasi Spartakus'un.
Susuyor yesil.
Sus, kimseler duymasin,
Duymasin, olurum ha.
Aymisam yari gece,
Seni bulmusam sonra.
Seni, kaburgamin altin parcasi.
Seni, dislerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana dogurur bizi?
Ruhum...
Misra cekiyorum, haberin olsun
Carsilarin en kucuk meyhanesi bu,
Saclari yuzumde kardes, cocuksu.
Derimizin altinda o olum namussuzu...
Ve Ahmedin isi ilk rasgidisi.
Ilktir dost elinin hancersizligi...
Agliyor yesil.

AHMED ARIF
huzunbaz

Mesaj gönderen huzunbaz »

ayrıca demin yazdığım şiirini www.siir.gen.tr adresinden *** olarak indirebilir ve sanırım onun ağzından dinleyebilirsiniz..
B.E.B.I.S.I.M

Mesaj gönderen B.E.B.I.S.I.M »

HABERİN VAR MI?

Haberin var mi taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
Kullanıcı avatarı
seker
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 22
Kayıt: 09-12-2003 14:11
Konum: *T*Ü*R*K*Ü*L*E*R*D*E*N*
İletişim:

Mesaj gönderen seker »

ANADOLU

Beşikler vermişim Nuh'a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun?

Utanırım,
Utanırım fıkaralıktan,
Ele, güne karşı çıplak...
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun?

Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
Haraç salmışlar üstüme.
Ne İskender takmışım,
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım...
Görüyor musun?

Nasıl severim bir bilsen.
Köroğlu'yu,
Karayılanı,
Meçhul Askeri...
Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.
Sonra kalem yazmaz,
Bir nice sevda...
Bir bilsen,
Onlar beni nasıl severdi.
Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı
Minareden, barikattan,
Selvi dalından,
Ölüme nasıl gülerdi.
Bilmeni mutlak isterim,
Duyuyor musun?

Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun?
Kullanıcı avatarı
Tengbi
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 44
Kayıt: 19-12-2003 23:47
Konum: İstanbul
İletişim:

Mesaj gönderen Tengbi »

Karanfil Sokağı


Tekmil ufuklar kışladı
Dört yön, onaltı rüzgar
Ve yedi iklim beş kıta
Kar altındadır.

Kavuşmak ilmindeyiz bütün fasıllar
Ray, asfalt, şose, makadam
Benim sarp yolum, patikam
Toros, Anti-toros ve asi Fırat
Tütün, pamuk, buğday ovaları, çeltikler
Vatanım boylu boyunca
Kar altındadır.

Döğüşenler de var bu havalarda
El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem
Ümit, öfkeli ve mahzun
Ümit, sapına kadar namuslu
Dağlara çekilmiş
Kar altındadır.

Şarkılar bilirim çiğ tutmuş
Resimler, heykeller, destanlar
Usta ellerin yapısı
Kolsuz, yarı çıplak Venüs
Trans-nonain sokağı
Garcia Lorca'nın mezarı,
Ve gözbebekleri Pierre Curie'nin
Kar altındadır.

Duvarları katı sabır taşından
Kar altındadır varoşlar,
Hasretim nazlıdır Ankara.
Dumanlı havayı kurt sevsin
Asfalttan yürüsün Aralık,
Sevmem, netameli aydır.
Bir başka ama bilemem
Bir kaçıncı bahara kalmıştır vuslat
Kalbim, bu zulümlü sevda,
Kar altındadır.

Gecekondularda hava bulanık puslu
Altındağ gökleri kümülüslü
Ekmeğe, aşka ve ömre
Küfeleriyle hükmeden
Ciğerleri küçük, elleri büyük
Nefesleri yetmez avuçlarına
-İlkokul çağında hepsi-
Kenar çocukları
Kar altındadır.

Hatıp Çay'ın öte yüzü ılıman
Bulvarlar çakırkeyf Yenişehir'de
Karanfil Sokağında gün açmış
Hikmetinden sual olunmaz değil
"mucip sebebin" bilirim
Ve "kafi delil" ortada...

Karanfil sokağında bir camlı bahçe
Camlı bahçe içre bir çini saksı
Bir dal süzülür mavide
Al - al bir yangın şarkısı,
Bakmayın saksıda boy verdiğine
Kökü Altındağ'da, İncesu'dadır.


Ahmed Arif
.........................................................................................................

Öyle Yıkma


öyle yıkma kendini
öyle mahsun, öyle garip...
nerede olursan ol
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne
tükür yüzüne celladın
fırsatçının, fesatçının, hayının...
dayan kitap ile
dayan iş ile
tırnak ile, diş ile
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni!


Ahmed Arif
Doğa Beni Yok Etmedikçe Kendimi Öldürmeyeceğim !!!
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir