Ruhunu kaybetmiş milletin o ruhu vatanları ile birlikte tekrar kazanabilmek için çektikleri sıkıntıları unutmayın. Kendi vatanımızda asimile edilen gençler sıra bize gelince hangi tarafta olur acaba?
Amerika müttefikimiz mi? Külahım nerde?...
commando yine söylenebilecek en güzel cümleyle bitirmişsin....
muhakkak ki bunların hiçbiri cezasız kalmayacak, Allah'ın adaleti o kadar güçlüdür ki, yapılan kötülüğün cezasını görmesi için ahireti beklemesine bile gerek kalmayabilir..Tek suçu Irak'ta yaşamak olan daha birçok müslüman böyle eziyet görür ve telef olurken, cezasız kalacağını düşünenlerin akıllarından şüphe ederim...
- Irak’ta siviller ölünce “savaşta böyle şeyler olur. Askerlerin yaptıklarından dolayı özür dilemek zorunda değilim. Kurşunla insan zımbalamak, öldürmek çok eğlenceli. Gerçekten savaş çok eğlenceli bir şey. İsrafil’in suru gibi. İt dalaşını seviyorum.” Bu sözler Irak’ta ve Afganistan’da binlerce Müslümanın katledilmesi emrini veren ABD’li Korgeneral James Mattis’e ait.
Ebu Garib Cezavenin komutanı Janis Karpinski, Irak’taki 2 numaralı işgal güçleri komutanı Tümgeneral Walter Wodjakowski’nin “ Masum bile olsalar, 15 bin sivili tutuyor olmamız umurumda bile değil. Savaşı kazanıyoruz” dediğini naklediyor.
Aslında bu sözler bile mevcut ABD’li yetkililerin Müslümanlara karşı olan kinini ve nefretini en çarpıcı bir biçimde ortaya koymakla kalmıyor. Bazı Amerikalı yetkilierin ne denli sadist ve barbar ruhlu olduğunu da gösteriyor.
Ortaya çıkan vahşet tablosuyla yüzlerinin çok daha iğrenç, çok daha kanlı olduğu ortaya çıktı. Irak’ın ötesinde tüm dünyayı katliam, işkence, tecavüz ve vahşetle cehenneme çeviren de, savaşlarla yeni ürettikleri silahları test eden de onlar.
Onlar kendilerinin açtıkları Haçlı savaşıyla tarihi eserlerin, kültürlerin ve Müslümanların kendileri için hiçbir değeri olmadığını gösterdiler.
Dine, kutsal değerlere vahşice saldırdılar. Camileri ve mescitleri bombaladılar. Yaralılara kurşun yağdırdılar. Böylece vahşi yüzlerini bi kez daha insanlara gösterdiler.
Çocukları da esir aldılar
- ABD’nin Irak’taki Ebu Garib cezaevinin eski komutanı Janis Karpinski, işkenceyi belgeleyen fotoğrafların ortaya çıkmasının ardından Mayıs 2004’te verdiği ifadede, Amerikan ordusu tarafından tutuklanan 11 yaşındaki bir çocuğa rastladığını itiraf etmişti.
Karpinski, genç yaştaki mahkumları ziyaretinde, 8 yaşında gösteren bir çocuğa rastladığını, 11 yaşında olduğunu söyleyen çocuğun, annesini görmek istediğini ve ağlayarak telefonla annesini aramak istediğini belirtmişti. Soruşturma çerçevesinde, 6 görgü tanığının verdiği ifadelerde, Ebu Garib’deki sivil bir soruşturma memurunun, sarhoş olduktan sonra 17 yaşındaki bir kız tutukluyu hücresinden çıkardığı bilgisi de yer alıyor. 4 kişinin, kızı, göğüslerini açmaya zorladığı ve öpmeye çalıştıkları, ancak olaydan ceza almadan kurtuldukları kaydedilmişti.
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
ruudVAN89 yazdı:Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler. (Nahl suresi 61.ayet)
içler acısı amerikanın düştüğü durum yazık acınacak haldeler yazıklar olsun....