Türkiye Internet'e ne zamandan beri bağlıdır?

İnternet üzerindeki güncel haberler, değişiklikler, paylaşımlar.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
dJ4
Co-Admin
Co-Admin
Mesajlar: 4055
Kayıt: 24-06-2003 01:15
Konum: Real World

Türkiye Internet'e ne zamandan beri bağlıdır?

Mesaj gönderen dJ4 »

Türkiye Internet'e Nisan 1993'ten beri bağlıdır. İlk bağlantı ODTÜ'den gerçekleştirilmiştir. 64kbit/san hızında olan bu hat, çok uzun bir süre, tüm ülkenin tek çıkışı olmuş ve ilgili arkdaşlar büyük bir özveriyle Internet'i tüm Türkiye'de (öncelikle akademik ortamlarda) yaygınlaştırmaya çalışmışlardır. Ege Üniversitesi'nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/san. hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Ün.(1995 Eylül), Boğaziçi Üniv. (1995 Kasım) ve İTÜ (1996 Şubat) bağlantıları gerçekleşmiştir. 1996 yılı Ağustos ayında da Turnet çalışmaya başlamıştır.

Kaynak : tıklayın ...
ersines

Mesaj gönderen ersines »

ben ilk kez 98'de bağlandım..
mad_emrah

Mesaj gönderen mad_emrah »

bende son 3 senedir baglanıyorum
Kullanıcı avatarı
batuhan1907
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 28
Kayıt: 27-06-2006 17:02
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen batuhan1907 »

haber için sağ ol. Bende beş senedir bağlanıyorum.
Kullanıcı avatarı
yakamoz01
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 20
Kayıt: 06-02-2006 21:49
Konum: yakamoz01.pandela.net
İletişim:

Mesaj gönderen yakamoz01 »

vallaben 98 den beri bağlanıyorum ozmanalar süperonline ile bağlanıyordum
Matematik Nedir?
http://yakamoz01.pandela.net
Matematiğin Sırları...
domashno

Mesaj gönderen domashno »

evet evet ben de 98 de bağlanmıştım ilk. irc ağırlıklı kullanıyorduk tabii.. servis sağlıyıcı superonlineydi benim de.superonline ZAGA ya sponsor bile olmuştu zamanında..
Kullanıcı avatarı
selims
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 39
Kayıt: 05-11-2005 02:05
Konum: Seher Vakti yollardan

Mesaj gönderen selims »

Ülkemiz servis sağlayıcı sektörünün kısa trajikomik tarihi

M.S. 1994-1995 TR-NET Zarflı Kontör Devri

1995 yılında hayatıma TR-NET zarfları ile giren Internet, Türkiye’ye 1993 yılında girdi. İlk Internet üyeliğim için 50$ başlangıç ücreti ödediğimi ve daha sonrasında 20 saatlik zarflar için 20$ ödemem gerektiğini hatırlıyorum. 1995 yılında Internet bağlantısına sahip ilk işyerimde çalışmaktaydım ve 14.4 K’lık TURPAK bağlantısı üzerinden bir TR-NET bağlantımız vardı. Sadece yazıdan oluşan 20-30 sayfalık bir dökümanı indirmenin 2-3 saat alabildiği (bazen 30 byte/sec hızıyla!) ve kıt kaynak olan bantgenişliğini tüketmemek için Netscape’de grafiklerin alınmasını engellediğimiz günler... Şu anda 1 milyarı aşan Internet kullanıcısına karşın o zaman tüm dünyada 30 milyon kullanıcı olduğu tahmin edilmekteydi.

O güne kadar taze bilgiye erişim için şehrin yabancı kitap getiren bir avuç kitapçısını yoklamak ya da yurtdışı seyahatlerinin bir kısmını kitapçı ziyaretlerine ayırmak dışında bir alternatif yoktu.

M.S. 1996-1999 ISP’lerin Sorunlu Çocukluk ve Ergenlik Dönemi

1996 yılında İstanbul’a bir ziyaretim sırasında yeni kurulmakta olan Superonline’ın Alpha sunucular ile dolu sistem odasını Bilpa binasında (şimdiki SHOW-TV binası) gördüm. Bu sıralarda ticari servis sağlayıcılar döneminin ilk adımları atılmaktaydı. Aynı dönemde Turk Nokta Net, Koç.net, Comnet, NetOne ve diğer bir dizi girişimler yer aldı.

Teknik açıdan sıkıntılarla devreye alınan PRI hatları ve 822’li bölgelerin dağılımı o günlerin 1997-1998’in temel başlıklarıydı. Önce resmen 4 bölge olarak ayrılan 822’li hatlar bir süre sonra 7 bölge oluşturacak şekilde düzenlendi. Ticari felsefesini “kıt kaynak yarat, premium kâra imza at” felsefesine göre yapılandıran Türk Telekom, verdiği 822 servisini telefon şebekesinden ek bir gelir yaratabileceği dıştaki halka olarak görmek yerine ISP lobisinin baskısı ile “Internet camiasına kıyak geçilen” ve ses trafiğine göre kârsız bir amme hizmeti olarak gördü ya da gösterdi. Aynı dönemde yurtdışı etkinliklerinde tanıştığımız Avrupa’lı ISP’lerin, yarattıkları telefon trafiği üzerinden nemalandıklarını ve artan telefon trafikleri ile orantılı indirimler alabildiklerini öğrenmiştik. Kontörler ISP’ler tarafından indirimli satın alınmakta ve dialup servisinin bir parçası olarak satılmaktaydı. Ama kendine özgü bir ülkede yaşadığımız için her kurguyu olduğu gibi transfer etmeyi bekleyemezdik.

Döneme damgasını vuran konulardan birisi de Internet omurgalarının ve uluslar arası erişimin ne kadar “milli” olması gerektiği tartışmasıydı. Milli omurgamız TURNET’in performansından ya da sürekliliğinden memnun değilseniz, bantgenişliği ve maliyet olarak o günkü alternatif olan uydu bağlantıları gündeme gelirdi. Ancak bu olanakların ne şekilde kullanılmasının meşru olduğu konusunu, alana yeni intibak etmeye çalışan avukatlara danışmak önemliydi. Teknik zorunluluktan çok mevzuattan kaynaklı tek yönlü (unidirectional) uydu bağlantıları da yine bizim coğrafyamızda gündemi işgal eden, kendine özgü çözümlerden birisidir. Trafik alan bir çanak antenin, trafik gönderen bir antenden meşru olarak yorumlandığı yıllar yaşadık.

M.S. 1999-2000 Yeni Ekonomi Çılgınlığı / Cilalı ISP Çağı

NASDAQ’ın 2001’de %63 değer kaybı ile çöküşü öncesini sektörümüzün haz yılları olarak değerlendirebiliriz. Bu dönem şirketlerin ve çalışanların kanatlanıp uçacak gibi hissettiği (ve daha da önemlisi yatırımcıya öyle hissettirdiği) dönemdi.

Millenium değişikliğine yaklaştıkça dialup bağlantı ihtiyacı arttı ve ISDN-PRI kıt kaynak haline geldi. On sene öncesinde “kuş serisi” araba almak için para yatırmak ve beklemek gerekirken, artık zaman PRI hatlarının zamanıydı. Dönemin servis sağlayıcılarından birisi, reklam harcamalarından artan paranın büyük bir bölümünü kullanarak 10.000 PRI portu için sıraya girdi. Diğerleri aynı cesarette davranmasalar da yarışa katıldılar.

Dialup erişim sunucuları da (access-server) PRI’lar kadar yok satan ürünler arasındaydı. O dönemde satılan toplam port sayısı, olası bireysel pazar büyüklüğünün kat kat üstündeydi. Dialup erişim sunucuları, geleceğe yönelik hacimli yatırım yapılacak bir teknoloji olmadığını kısa süre içinde kanıtladı ve 2000 yılı sonrasında servis sağlayıcılarda hiç yokluğu çekilmeyen bir envanter kalemini oluşturdu... Dünyada ise 2001 yılı başında ADSL teknolojik olarak hazırdı ve aynı yıl sonunda ADSL kullanıcısı sayısı 1 milyonu aşmıştı.

Değerlendirme şirketleri her servis sağlayıcının kaç kullanıcısı olduğu bilgisini toplamakta, servis sağlayıcılar “değerlenmek” için ne pahasına olursa olsun müşteri sayılarını artırmaya çalışmaktaydı.

Kalbur üstü servis sağlayıcılar görücüye çıkmakta ve yabancı yatırımcı aramaktaydı. Ünlü değerlendirme şirketlerinden birisi Eylül 2000’de yazdığı bir rapor ile bazı servis sağlayıcıların ekonomik değerini şu şekilde tahmin etti:

Servis Sağlayıcı Ekonomik Değeri (milyon $)
Vestelnet 216
Superonline 458
IXIR 288
Doğan Online 235
Turk.Net 157
Koç.net 167 (400)

Bu kadar “verimli” bir sektörün milyon dolar seviyesinde yatırım yanlışları yapması doğaldı. Yatırımlar konusunda ince eleyip sık dokumaya gerek yoktu.

Göstergeler dünyada ve Türkiye’de çok iyiydi; gelecek parlaktı. ASP’lik (Uygulama Servis Sağlayıcılığı), portaller ve Nazizm dönemi mimarisi ihtişamındaki datacenter’lar o günlerin gözde harcama alanlarından sadece en önde gelenlerdir.

Yeni Ekonomi başarı öyküleri içinde kaybolmuş bazı sermaye grupları, şirket satın alımları ile birkaç girişimci için de olsa mutlu son yarattı.

tele.com.tr
[img]http://img98.imageshack.us/img98/9568/buyukresim9wc.jpg[/img]
hosted.filefront.com/kargili19
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir