Türkiye'nin iki katı yüzölçüme sahip olmasına rağmen yaklaşık 2.5 milyon nüfusu barındıran Moğolistan'da, çadır ve şehir hayatı iç içe yaşanıyor
Yöresel kıyafetlerinden vazgeçmeyen yaşlı Moğollar'ın spor giyimli gençlerle oluşturdukları tezat görüntü Moğolistan'ı anlatmaya yetiyor.
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in 5 gün süren Moğolistan ziyaretini takip eden İhlas Haber Ajansı muhabiri Bilgin Şaşmaz, Moğolistan izlenimlerini şöyle anlattı:
"Kırgızistan'daki halk ayaklanmasının ardından Özbekistan'da meydana gelen isyan sonrası karışması an meselesi olarak görülen Moğolistan, tahminlerin aksine oldukça sakin günler geçiriyor. Bir süre önce iç karışıklığın eşiğine gelen Moğolistan'da muhalefet ortak hareket etme kararı alırken, Moğol halkı tüm sıkıntılarına rağmen ayaklanmaya pek niyetli görünmüyor. Muhalefetin önceki gün yapılan mitingine bin kadar Moğol katılırken, gözler ay sonunda yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine çevrilmiş durumda.
Ata yurdu olmasına rağmen Türkiye'de çok fazla tanınmayan Moğolistan'ın para birimi Tugrik. 1.8 milyon kilometrekare yüzölçüme sahip ülkede yaşayan nüfus ise sadece 2.5 milyon kişi. Halen çadır hayatından vazgeçmeyen Moğolistan'ın şehirlerinde, çadırlarla apartmanları aynı fotoğraf karesine sığdırmak mümkün. Halen Cumhurbaşkanlığı binası içine kurulan Cengizhan Çadırı'nda sadece ülkeye gelen önemli konuklar ağırlanıyor. Şehir merkezinden uzaklaştıktan sonra, çadır hayatı tartışmasız hakimiyetini ortaya koyuyor. Büyük bölümü çöl ve step olan Moğolistan'da, doğada vahşi at bulmak mümkün. Steplerde sahipsiz olarak dolaşan yabani atlar Moğolistan'a farklı bir hava kazandırırken, turistleri de ülkeye çeken özellikler arasında yer alıyor. Şehir merkezinden ayrıldıktan kısa bir süre sonra asfalt yol bitiyor ve kendinizi çölün ortasında buluyorsunuz. Şehirlerarası yolculuklarda zaman zaman küçük çadırkentlere rastlayabiliyorsunuz. Bu yerleşim yerlerindeki en çok dikkat çeken unsurların başında da kapısı olmayan tuvaletler geliyor."
"KENDİNİZİ ZAMANDA YOLCULUK YAPMIŞ GİBİ HİSSEDİYORSUNUZ"
"Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne resmen girmemiş olsa da Moğolistan, Rus kültüründen en çok etkilenen ülkelerden. Moğolistan'da hakim olan Rus kültürü, Moğol gelenekleriyle birleşince ortaya farklı bir sentez çıkmış bulunuyor. Moğolistan sokakları, iki farklı kültürün kesişimini en güzel yansıtan yerlerin başında geliyor. Kot pantolonları, jöleli saçları ve birbirinden ilginç takılarıyla spor giyimi temsil eden genç nüfus, karşısında geleneksel kıyafetlerinden vazgeçemeyen yaşlıları buluyor. Şehir merkezinin görüntüsü, insana zamanda yolculuk yapmış hissi veriyor. Moğolistan sokaklarındaki bar ve kafelerin çokluğu ise, Moğol halkının eğlenceye verdiği önemi gösteriyor. Moğolistan'da, dünyanın gelişmiş birçok ülkesinden daha modern eğlence mekanları bulunuyor.
Dünyanın en zengin yeraltı varlıklarına sahip olan Moğolistan, ihracatını hammadde boyutunda yapmasının faturasını geri kalmışlığı ile ödüyor. Zira, dünyanın en büyük ekonomilerinden Çin ve Rusya tarafından kuşatılan Moğolistan, hammadde olarak sattığı birçok ürünü işlenmiş olarak temin ediyor ve ilerlemekte zorlanıyor. Moğolistan'ın bundan sonraki dönemde izleyeceği dış ticaret politikasında, yarı işlenmiş mamul satışına öncelik verileceği kaydediliyor. Moğolistan, dış ticarette ve yeniden yapılanma konusunda Türkiye ile ciddi işbirliğine hazırlanıyor.
Kişi başına düşen gelirin düşüklüğü, Moğol halkını çeşitli arayışlara itmiş durumda. Denetim mekanizmasındaki boşluktan yararlanan Moğollar, iş çıkışlarında ve boş zamanlarında araçlarıyla taksicilik yapıyor. Moğolistan'daki en ilginç kazanç yollarının başında ise 'yürüyen telefon kulübeleri' geliyor. Ellerine aldıkları telsiz telefonların menzili içinde dolaşarak telefon hizmeti veren Moğollar, geçimlerini belki de dünyanın en ilginç görüntüsünü oluşturarak sağlıyor. Yürüyen telefon kulübeleri, soğuk ve hastalıklardan korunabilmek amacıyla yüzlerini maske ile kapatıp, ellerine de eldiven geçiriyor. Çin'den getirilen malların satıldığı 'Karapazar' ise, Moğolistan'ın başkenti Ulan Batur'un ticaretinde belkemiği görevi görüyor. Moğolistan'ın tanınmış mağazaları bile buradan aldıkları ürünleri tezgahlarında satışa sunuyor.
Moğolistan'ın vazgeçemediği geleneklerinin başında güreşler geliyor. Özel kıyafetli Moğol güreşçileri, özel günlerde birbirlerinin sırtını yere getirmek için kıyasıya mücadele ediyor. Moğolistan'ın güreşlerdeki başarısı, sınırlarını aşarak Japonya'ya kadar ulaşmış durumda. Japonya'nın geleneksel sumo liginde mücadele eden Moğol güreşçiler birçok başarılara imza atmış durumda. Bir başka Moğol geleneği olan at yarışları ise uzun mesafesi ile dikkat çekiyor. Maraton koşmaya müsait Moğol at yarışlarında, jokey olarak 7-10 yaş arasındaki Moğol çocukları görev yapıyor."