ölümsüz aşk var mıdır? vücut işlevini bitirince ölmüş mü oluyoruz? aşk ölüyo mu yoksa kendimimizi mi aldatuyoruz? kimim ben burası neresi? ehuh fazla soru oldu...
aşk adam gibi sevmek sevilmektir..sonuna kadar ölüme kadar..yüreğinle,beyninle,bedeninle,fikrinle,gecenle,gündüzünle sevmektir...adam gibi sevmektir.başka türlü yazmaz benim kitabımda...
"Bir tılsımı olmalıdır hayatın. Vaz geçilmez bir
öfke gibi, zaptedilmeyeen bir aşk acısı gibi.
kaptırıp kendini şiirle yazma gibi,
bir kadehi fırlatıp aynalara, gecenin büyüsüne
çıldırmak gibi.
Böyle bir tılsım yoksa,
isteksiz oluyorsan traşı,
bir küf bağlamışsa bütün heyecanlarını,
birşey demiyorsa sana Güney Amerika'nın gerillosları,
bir çıplak kadın vücudu düşünmüyorsan
en ciddi konferansta,
ve bir anda çalıştığın yerden
basıp gitmek gelmiyorsa içimden.
Bir kapı önünde tozlu bir paspas bile
olamazsın!"
" umutlarımı paslı makaslarla keserken, bulutların üzerinde ya da en derin denizlerde kendime yer bulamamı$ken, baktığım hiçbir $eyi aslında görmüyorken, yüreğimi hissetmiyorken ve tam yalnızlığımın ortasını geçip sonsuza doğru kayarken elimi tutup beni yakalayan biri var $imdi...
gün, güne$i saçlarına her indiri$inde içinde, ruhunda ben olacağım..."
Aşk; bir şiirden bir mısra, bir şarkıdan nakarat ya da bir romandan alıntı gibi ...sahipsizliksiz, egoya yenik düşmeyen-düşürülmeyen, tesadüflere gebe ( o tesadüfler ki bilinçli..) öncesiz, sonrasız rengini an lardan alan..izleri derin, tınısı hoş, ağırlıksız, yerçekimine aykiri...uzak gülüşlerin kızıl yansıması..
aşk,herşeyden biraz...aklınıza yaşama ve duygulara dair ne geliyorsa hepsinden biraz.. bulutların üstündeyken,bir anda yerin yedi kat dibine zifiri karanlıklara hangi duygu iter insanı.aşk bu ya aşkkk......
> Geçtigimiz yollarda kaybettiklerimizin
> bize en büyük kötülügü kendilerini tekrar,tekrar hatirlatmalaridir.
> Bir kere kaybetmekle kurtulamadigimiz seylerdir. Yokluklari hayatimizdaki
> varliklari haline gelir. Hep ama hep hatirlariz.
>
> Ne biçim kaybetmektir bu?
>
> Kim gölgesinden kaçabilir ki?
>
> Bazen duygularimiz bizden erken yaslanir
> ve bizden hayatin geri kalanini alir.
>
> Hayatin, kendini anlayanlari cezalandirmasidir bu...
>
> Durup, durup ardina bakan kadinlar
> vardir. Geçmisi düsünmekten simdiyi
> yasayamazlar. Her seyi didikleyip duran mazisinin gölgesinden, anilarinin
> yükünden bir türlü kurtulamayan
> gözleri ufuk yorgunu kadinlar.
> Güçlü,köklü bir biçimde yeni arkadas edinecek yaslari geride biraktiysan
> eger, hasar görmüs eski arkadasliklari
> onaracak çagi da geride birakmis oluyorsun. Zaman ilerledikçe birçok sey,
> daha zor olmaya baslar. Beklentisi yüksek olan kadinlarin yalnizligi daha
> koyu oluyor.
> Büyük laflarin gölgesinde geçen hayatlar, bir daha iflah olmuyor, geçip
> gittigiyle kaliyor.
>
> Zaman, ask...... her sey!
>
> Ayriliklari ayrintilar acitir. Kadinlari mahfeden erkekler degil,
> ayrintilardir.
>
> Erkekler, erkekliklerinin tadini alabildigine çikartirken, kadinlar bu
> konuda da mutsuzdurlar. Çünkü kadinlik bekler. Ummak ve beklemek
> kadinliga verilmis iki cezadir.
>
> Murathan MUNGAN..
Aşk ondan başkasını görmemek yada görememektir
Aşk onu gördüğünde kalp atışlarının hızlanması nefesinin kesilmesidir
Aşk ondan başkasını düşünememektir
Aşk yemekten içmekten kesilmektir
Aşk hergün yaptıklarından sıkılmaya başlamaktır
Aşk uykusuz geceler geçirmektir
Aşk ona hiç bir zaman uzanamamaktır
Aşk belkide ona uzandığında sonsuza kadar yok olacak birşeydir
Aşk hiçbirzaman karşındakinin aşkından emin olamamaktır ...