Dünya sinema sektörünün en büyük organizasyonu olan Oscar ödülleri 78'inci kez sahiplerini buldu. Gecede En İyi Film, favori olarak gösterilen 'Brokeback Dağı' değil, 'Çarpışma' seçildi.
Ang Lee'nin bol ödüllü filmi 'Brokeback Dağı'nın (Brokeback Mountain) önünde En İyi Film seçilen 'Çarpışma' (Crash) aynı zamanda En İyi Senaryo ve En İyi Kurgu ödüllerine de layık görüldü.
Yönetmen ve senaristliğini Paul Haggis'in yaptığı Almanya yapımı 'Çarpışma'da başrolleri Sandra Bullock, Don Cheadle, Matt Dillon ve Thandie Newton gibi deneyimli oyuncular paylaşıyor.
En İyi Yönetmen, 'Brokeback Dağı' ile Ang Lee seçilirken, En İyi Uyarlama Senaryo ve En İyi Film Müziği ödülleri de 'Brokeback Dağı'na gitti.
Gecede En İyi Erkek Oyuncu ödülünün Philip Seymour Hoffman aldı. Hoffman, öykücü Truman Capote'nin hayatının anlatıldığı 'Capote' filminde ünlü yazarı canlandırmıştı.
En İyi Kadın Oyuncu ise 'Sınırları Aşmak' (Walk the Line) filminde canlandırdığı country şarkıcısı June Carter rolüyle Reese Witherspoon oldu.
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, 'Syriana'daki rolüyle George Clooney seçildi. Clooney, 'Syriana'daki rolüyle oyuncu, 'İyi Geceler İyi Şanslar'la ise yazar ve yönetmen olmak üzere üç dalda Oscar'a aday gösterilmişti.
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, 'Bahçıvan'daki (The Constant Gardener) performansı ile Rachel Weisz oldu.
Peter Jackson'ın yönettiği 'King Kong' da gecede üç ödül aldı. En İyi Görsel Efekt, En İyi Ses Miksajı ve En İyi Ses Kurgusu dallarında Oscar ödülleri dev gorilin oldu.
'Bir Geyşanın Anıları' (Memoirs of a Geisha) filmi de En İyi Kostüm, En İyi Sanat Yönetmenliği ve En İyi Sinematografi dallarında Oscar aldı.
Gavin Hood'un Güney Afrika-İngiltere ortak yapımı olan filmi 'Tsotsi', En İyi Yabancı Film dalında Oscar'a layık görüldü.
En İyi Belgesel Film ödülüne 'March of the Penguins', En İyi Kısa Belgesel Film ödülüne ise 'A Note of Triumph: The Golden Age of Norman Corwin' layık görüldü.
En İyi Animasyon Filmi ödülü 'Wallace ve Gromit Yaramaz Tavşana Karşı' filmine (Wallace & Gromit: The Curse of the Were-Rabbit) giderken, En İyi Kısa Animasyon Filmi ödülü de 'The Moon and the Son: An Imagined Conversation'a verildi.
En İyi Makyaj ödülünü fantastik epik 'Narnia Günlükleri' (The Chronicles of Narnia: The Lion, the Witch and the Wardrobe) filmiyle Howard Berger ve Tami Lane'in paylaştığı gecede, Oscar Onur Ödülü'ne de Robert Altman layık görüldü. Kaynak: CNNTURK.com
HOLLYWOODun yaşlandıkça çekiciliği artan yıldızlarından Sharon Stone, yaşı ilerleyen oyunculara seksi roller verilmemesini eleştirdi.
Temel İçgüdü filminde cinayet suçlamasıyla kendisini sorgulayan dedektif rolündeki Michael Douglas karşısında, üstünde iç çamaşırı olmaksızın bacak bacak üstüne attığı sahnedeki cesareti ile adından sözettiren Stone, Temel İçgüdü 2 filminde de bedenini sergilemekten gurur duyduğunu söyledi. 50sine merdive dayamış olmasına karşın bugüne kadar bıçak altına yatmayan sarışın oyuncu, Temel İçgüdü 2 filmindeki erotik sahnelerinde kendine ve bedenine olan güvenini sergilemekten kaçınmadı ve bundan gurur duyduğunu belirtti. Stone, "Film gösterime girdiğinde 48imi doldurmuş olacağım. Belki de bu yüzden çıplaklığımı biraz da kışkırtıcı bir şekilde ortaya koydum. İzleyicilerin, çıplaklığımın, 50sine merdiven dayamış olmama karşın çırılçıplak olduğumu farketmelerini, bunun akıllarında kalmasını istedim" dedi.
Contactmusic sitesinin haberine göre, filmlerdeki erotik sahnelerde orta yaşlı oyunculara yer verilmemesini eleştiren Stone, "Ben insanların alışık olmadığı bir şeyi gerçekleştirdim, çıplaklığımla da gurur duyuyorum. İzleyiciler erotik sahnelerde, Sean Conneryyi torunu, Mel Gibsonı kızı yaşında bayan oyuncularla görmeye alışık. Biz bu kuralın dışına çıktık" diye konuştu.
Sharon Stoneun Temel İçgüdü filminde bacak bacak üstüne attığı sahne, "tüm zamanların en seksi sahnesi" seçilmişti. Ünlü oyuncu geçtiğimiz haftalarda Esquire dergisine verdiği çıplak pozlarla da adından sözettirmişti.
Reha Erdemin beklenen filmi Korkuyorum Anne,17 Martta vizyona giriyor. Atlantik Filmin yapımcılığını üstlendiği Korkuyorum Anne, insanın doğası ve yaşam üzerine, herkesin kendisinden bir parça ulacağı samimi, sıcak bir film. Korkuyorum Anne, İstanbulun, vapur sesleri ve martı çığlıklarıyla yankılanan sokaklarında ve evlerinde, yaşayan sıradan insanların hikayesi. Filmde Ali Düşenkalkar, Işıl Yücesoy, Köksal Engür, Şenay Gürler, Arzu Bazman, Bülent Emin Yarar ve Turgay Aydın önemli rolleri paylaşıyor.
Geçtiğimiz yıl Antalya Altın Portakal Film Şenliği'nde En İyi Senaryo Ödülü'nü kazanan Korkuyorum Annenin senaryosu Reha Erdem ve Nilüfer Güngörmüşe ait. Film, bir önceki yıl ise İnsan Nedir ki ismiyle yer aldığı Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde Fipresci (Uluslararası Film Eleştirmenleri Derneği) Ödülünü almıştı. Korkuyorum Anne, Türkiyede vizyona girmeden önce 10 14 Mart tarihleri arasında oyuncularının da katılımıyla 13. Londra Türk Filmleri Festivalinde gösterilecek.
Korkuyorum Anne, Ali'nin geçirdiği bir kaza ile başlar. Ali, bir kazada hafızasını kaybeder ve filmin bütün 'insanları' kendilerini Ali'nin kafa karışıklığı ile gelen bir karmaşanın içinde bulurlar.
Kenda Film tarafından dağıtılacak olan Korkuyorum Anne,2003 yılında İstanbulda çekildi. Muhteşem İstanbul manzaralarıyla bezeli filmin süresi ise 128 dakika.
4 Ağustos 17 Ekim 2003 tarihleri arasında İstanbulda sesli olarak çekildi. Film,16 mm olarak çekildikten sonra 35 mmye aktarıldı. Tophane, Balat, Samatya, Karaköy, Kilyos, Arnavutköy Ormanı, İmranlı Köyü, Sirkeci Halkalı, Eminönü Adalar ve Sirkeci - Harem denizyolu hatları, Haliç Fener İskelesi ve Tophane filmin fonunda yer alan mekanlar.
Filmin kahramanlarının yaşadığı Tophanedeki Aslan Handa bulunan dairelerin çoğu film için özel olarak eskicilerden toplanan eşyalarla döşendi. Filmin sanat yönetmeni Mehtap Ün Kanıbelli, iç mekan için eskicilerde eşya ararken bitlendi! Bunun yanı sıra filmin son sahnesinde görünen yüksek kayalık, Kilyos sahilinde gerçeğe uygun bir biçimde alçılarla inşa edildi.
Tüm filmlerinde aynı montajcı ile çalışan Reha Erdemin bu filminde de teknik ekibin büyük bir kısmı Fransızlardan oluşuyor. Filmin oyuncularından Arzu Bazman, Turgay Aydın ve Aytekin Reha Erdem tarafından çeşitli işler sırasında keşfedildi. Her üç oyuncunun da ortak özelliği Almanyada yaşıyor olmaları. Filmde jimnastikçi bir kızı canlandıran Arzu Bazman, Almanyada ki çocukluk yıllarında da ritmik jimnastik yapmış ve çeşitli dereceler almış. Halen Almanyada yaşayan Bazman, Almanyanın en çok seyredilen televizyon dizilerinden birinde oynuyor.
Filmin baş karakteri Aliyi canlandıran Ali Düşenkalkar ise kilo verdi, saçı özel bir perukla değiştirildi ve gözlerine lens taktı. Avrupai bir tipe sahip olan Işıl Yücesoyun ise saçları oynadığı karaktere uygun olarak koyulaştırıldı ve kahverengi lens kullandı.
Filmin önemli unsurlarından biri olan Çakır, (Işıl Yücesoyun köpeği) film öncesi oldukça uzun süren öenmli bir eğitim sürecinden geçti ve filmde başarıyla rol yaptı.
Filmin ufak oyuncularından Ozan Uygun uzun süren araştırmalar sonucunda bulundu. Filmde sünnet sahnesi olan Ozan, film çekildiği sırada henüz sünnet olmamıştı.
Filmin tüm kostümleri Ayşe Pirinççioğlu tarafından özel olarak hazırlandı.
Şenay Gürler, Işıl Yücesoy ve Arzu Bazmana filmin dokusuna uygun kıyafetler hazırlandı. Hamile bir kadını canlandıran Şenay Gürler için 3,6 ve 9 aylık hamile protezleri yapıldı. Erkek oyuncuların kostümlerinin çoğu eskicilerden bulundu. Köksal Engürün kıyafetleri ise Ayşe Pirinçcioğlunun babasına ait. Kıyafetlerin önemli bir bölümü yaklaşık 3040 sene önce kapanmış bir fabrikaya ait kumaşlardan hazırlandı ve bu kumaşlar tesadüfen Balattaki bir dükkanda bulundu.
Korkuyorum Annenin Aldığı Ödüller:
İstanbul Uluslararası Film Festivali
FİPRESCİ (Uluslararası Film Eleştirmenleri Derneği)
Ankara Uluslararası Film Festivali
En iyi yönetmen - Reha Erdem
Onat Kutlar en iyi senaryo - Nilüfer Güngörmüş / Reha Erdem
2004 yılından bu yana konusunu sadece sinema olarak belirleyen ve bu alanda ülke sinemalarından yönetmenlere, sinema tekniğinden akımlara ve film kuramlarına dek kitaplar yayımlamayı sürdüren ES Yayınları şimdi de bir sinema kitaplığı kuruyor.
Yerli ve Yabancı Tüm Sinema Kitaplarını Satın Alabileceğiniz Tek Adres
Yayınevinin faaliyetlerini sürdürdüğü Kadıköydeki mekanında artık bir de kitabevi mevcut. ES Yayınlarının son iki yılda yayımlamış olduğu tüm kitapların yanı sıra çok sayıda yerli ve yabancı sinema kitaplarını, film afişlerini ve kartlarını da bu adreste bulmanız mümkün. Sinema öğrencilerine, amatör ve profesyonel sinemacılara ve tüm sinemaseverlere aradıkları bütün kaynakları özel indirimlerden faydalanarak satın alma imkanı sunan Evrensel Sinema Kitaplığı, Kadıköye yolu düşen sinema tutkunlarının kahve molası vererek keyifli okuma saatleri geçirebilecekleri samimi bir ortam oluşturmayı hedefliyor...
Ünlü ajan için ilk kez bir sarışın aktör seçilince 'Hakiki Bond nasıl olur? '' tartışmaları da alevlendi.
Sinema tarihinin klasiklerinden James Bond serisinin son Bond'u İngiliz David Craig ile ilgili tartışmalar bitmiyor. Kimileri 'Bond dediğin sert olmalı. Bu tıfıl' diyerek sarışın İngiliz'i eleştirirken kimileri de Craig'i, Bond karakteriyle bütünleşmiş Sean Connery veya Pierce Brosnan gibi erkeksi olmamakla suçluyor. Bond'un, arabası Austin Martin'i otomatik vitesli olmadığı için kullanamaması da eleştiriliyor. Craig'in fiziksel görünümü de Bond hayranlarını rahatsız ediyor. Gelmiş geçmiş en çirkin Bond olduğu düşünülen Craig'in bakışlarında Bond karakterinin sertliğinden eser olmadığı söyleniyor.
SEAN CONNERY 1962 yılında çekilen'Dr. No' adlı filmde 'James Bond'u usta oyuncu Sean Connery canlandırdı. Eleştirmenler karakterin en çok onunla bütünleştiği görüşünde.
ROGER MOORE 1977 yılında oynadığı Bond filmi 'Beni Seven Casus' serinin en iyilerinden sayılıyor. Moore masmavi gözleri ve siyah saçlarıyla en alımlı Bond'lardan biri
* PIERCE BROSNAN İrlanda'lı olan Pierce Brosnan 1.88 boyu ile görkemli bir Bond karakteri. Hatta Bond'ların en büyüğü Sean Connery'den bile daha iyi olduğunu düşünenler var. Brosnan, en ünlü Bond filmi Yarın Asla Ölmez (1997) 'de rol almıştı. Kaynak: Sabah.com.tr
ABD'de sinema sektörü alarm veriyor. Ülkede gişe gelirleri 2005 yılında yüzde 6 oranında azalarak 9 milyar dolara düştü. The Motion Picture Association of America' (MPAA) adlı kuruluşun açıkladığı verilere göre 2005'te sinemaya giden kişi sayısı da yüzde 9 azalarak 1.4 milyara geriledi. Hollywood'daki ortalama film maliyetleri ise 1.44 milyon dolar azalırken bütçedeki pazarlama payı yüzde 5 oranında artış gösterdi. 'Brokeback Dağı', 'Capote', 'Crash' gibi küçük bütçeli filmlerin tanıtım maliyeti üçte bir oranda yükseldi. Sinemacılar DVD satışılarındaki artışın kendi pazarlarını etkilediğini düşünüyor. Ancak MPAA'nın 3 bin seyirciyle yaptığı araştırma seyircilerin DVD oynatıcı, büyük ekran televizyon ve dijital kablolu yayına sahip olmasına rağmen halen birçok filmi sinemada izlediğini ortaya koyuyor. Ama üçte birlik kısmı sinema tecrübesini evde de yaşayabildiklerini kabul ediyor. Kaynak: Radikal.com
Uluslararası İstanbul Film Festivali,25. yılında özellikle Fransız Sinemasının aslarını konuk ediyor: Gerard Depardieu, Alain Delon ve Isabelle Huppert.
Akbank sponsorluğunda gerçekleşen 25. Uluslararası İstanbul Film Festivali; Fransız Hükümeti ve Türkiyedeki Fransız Kültür Merkezlerinin desteğiyle gerçekleşen Fransız Baharı etkinlikleri çerçevesinde İstanbulda Fransız Sinemasının üç büyük oyuncusunu ağırlıyor: Alain Delon ve Isabelle Huppert festivalin Açılış Galasının konukları olurken, Kapanış Töreninde ise Gerard Depardieu İstanbulda olacak.
İlk filmini çektiği 1957den beri sinema dünyasının en güçlü ve karizmatik oyuncularından biri sayılan Fransız sinemasının unutulmaz jönü Alain Delon 30 Mart Perşembe günü İstanbula geliyor.
ALAIN DELONA YAŞAMBOYU BAŞARI ÖDÜLÜ
Sanatçıya,31 Mart Cuma akşamı yapılacak Açılış Galasında İstanbul Kültür Sanat Vakfının Yaşamboyu Başarı Ödülü sunulacak. Alain Delon ayrıca 1 Nisan Cumartesi günü saat 13.30da Emek Sinemasında gösterilecek olan Kaderi Arayan Adam / Monsieur Klein filminden önce sinemaseverlerle buluşacak.
ISABELLE HUPPERT, FESTİVALİN AÇILIŞ GALASI KONUĞU
Fransanın en yetenekli ve en saygın kadın oyuncularından Isabelle Huppert de festivalin Açılış Galasındaki konuklardan biri olacak. Usta yönetmenlerin değişmez tercihi olan Huppert de Açılış Galasında İstanbul Film Festivalinin Sinema Onur Ödülünü alacak.
Isabelle Huppert, başrolünde yer aldığı ve Patrice Chéreaunun yönettiği Gabrielle filminin 1 Nisan Cumartesi saat 21.30da Emek Sinemasında yapılacak gösteriminden önce izleyicilerin karşısına çıkacak.
KAPANIŞ TÖRENİNDE GÉRARD DEPARDIEU
Fransız sinemasının usta aktörü Gérard Depardieu, İstanbul Film Festivalinin konuklarından Gérard Depardieu, Doğan Grubunun desteğiyle 14 Nisan Cuma günü İstanbula gelerek Festivalin aynı gece yapılacak Kapanış Törenine katılacak.
Gérard Depardieu, törende İstanbul Film Festivalinin Sinema Onur Ödülünü alacak. Festival programında Gérard Depardieunün başrolünü oynadığı iki film yer alıyor: Soğuk Büfe / Cold Cuts ve Beni Ne Kadar Çok Seviyorsun? / How Much Do You Love Me?
DIANE KRUGER VE EŞİ AÇILIŞ GALASINDA
Truva filminde oynadığı Helen rolüyle herkesin beğenisini toplayan güzel aktris Diane Kruger ve eşi Guillaume Canet de festivalin beklenen konuklarından. Açılış Galasına katılacak çift festivalin açılış filmi olan Christian Carionın yönettiği Ateşkes / Merry Christmas filminin başrollerini paylaşıyor. Diane Kruger ve Guillaume Canet ayrıca Ateşkes filminin 1 Nisan Cumartesi saat 16.00da Emek Sinemasındaki gösteriminin öncesinde seyircilerle buluşacak.
RECONSTRUCTIONIN YÖNETMENİ BOE DE KONUK
23. Uluslararası İstanbul Film Festivalinde gösterilen ve Radikal Halk Oylamasında izleyicinin en beğendiği film seçilen Yeniden Sev Beni / Reconstructionın yönetmeni Danimarkalı Christoffer Boe de festivalin bu yılki konuklarından. Christoffer Boenin son filmi Allegronun Uluslararası Yarışma kapsamında Altın Lale ödülü için yarıştığını da hatırlatalım.
CENTİLMEN ANARŞİST BERTRAND BLIER
Festivalin İstanbula gelecek çok önemli bir konuğu da Fransız Sinemasının asla yaşlanmayan centilmen anarşisti Bertrand Blier. Blier.7 Nisan Cuma günü saat 21.30da Emek Sinemasında Beni Ne Kadar Çok Seviyorsun$/ How Much Do You Love Me? filminin gala gösteriminden önce izleyicilerle buluşacak.
Bertrand Blier 8 Nisan Cumartesi günü saat 16.00da Fransız Kültür Merkezinde bir master class verecek. Bu büyük ustanın iki filmi de, Gérard Depardieunün başrolünü oynadığı Soğuk Büfe / Cold Cuts ve Alain Delona César ödülünü kazandıran Ayrı Odalar / Separate Rooms da TV5in katkılarıyla festival programında yer alıyor.
IRAQ IN FRAGMENTSIN YÖNETMENİ JAMES LONGLEY
2006da Sundance Film Festivalinde Irak Paramparça / Iraq in Fragments adlı belgeseli ile belgesel dalında En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü ve En İyi Kurgu dallarında ödül kazanan James Longley de festivalin konuklarından. James Longleynin Gazze Şeridi adlı belgeseli 22. Uluslararası İstanbul Film Festivali (2003) kapsamında gösterilmiş ve büyük beğeni toplamıştı.
İstanbul Film Festivali bu yıl yine aralarında yönetmenler, oyuncular, yapımcılar, festival temsilcileri, yabancı basın mensupları da bulunan 100ün üzerinde konuğu İstanbulda ağırlayacak. Kaynak: NTV-MSNBC
[/u]
''Çarpışma-Crash'' adlı yapım, Oscar kazandıktan sonra adeta para makinesi oldu. Filmin DVD'si 1 gün içerisinde ABD'de 17 bin 500 adet sattı.
Sinema dünyasının önde gelen dergisi Variety'nin internet sitesinde yer alan habere göre, filmin Oscar almasının ardından dağıtım şirketi Lionsgate'in de işleri açıldı. Yapımın DVD'si, Oscar kazandığının ertesi günü 17 bin 500 adet satıldı.
Altı ay önce satışa sunulan DVD, bugüne kadar 4 milyon adet satış rakamına ulaştı. Filmin DVD'sinin, Lionsgate için Oscar kampanyasının en önemli parçası
olduğu ve üyelere gönderilerek onların olumlu oy kullanmasına etki ettiği ifade edildi.
Oscar ödülü kazanan diğer filmler ''Brokeback Mountain'', ''Capote'' ve ''Syriana''nın DVD'lerinin henüz izleyiciyle buluşmadığı bildirildi. Bu filmler de piyasaya çıktığında Oscar ödülünün, satış rakamlarına olumlu yönde yansıyacağı yorumu yapıldı.
6.5 MİLYON DOLARLIK YAPIM
Aylardır tek favori olan ''Brokeback Mountain'' adlı yapımı geride bırakarak ''En İyi Film'' dalında Oscar ödülünü kazanan ''Çarpışma-Crash'' adlı film, toplam 6.5 milyon mütevazı bütçeyle çekildi.
Geçen sene Oscar kazanan ''Milyon Dolarlık Bebek'' filminin senaristliğini de üstlenen filmin yönetmeni Paul Haggis, bu filmde güçlü bir oyuncu kadrosuyla çalıştı.
Sandra Bullock, Don Cheadle, Matt Dillon, Jennifer Esposito, William Fichtner, Brendan Fraser, Terrence Howard, Chris Bridges, Thandie Newton, Ryan Phillippe ve Larenz Tate'in rol aldığı film, bir ev kadını ve uyuşturucu bağımlısı kocası, birbirine aşık iki polis dedektifi, bir yönetmen ve eşi, Meksikalı bir çilingir, iki araba hırsızı, orta yaşlı Koreli bir çift ile acemi bir polisin 36 saat içinde birbiriyle tanışmasıyla yaşananları anlatıyor.Film,24 Haziran 2005 tarihinde Türkiye'deki sinemalarda da vizyona girmişti. Kaynak: Sabah.com
Sinemada Oscar ödüllü, tiyatroda Tony ödülü sahibi, Tennessee Williams'ın oyunlarıyla ünlenen karakter oyuncusu Maureen Stapleton'ın, 80 yaşında ABD'deki evinde öldüğü açıklandı.
Ünlü oyuncunun oğlu Daniel Allentuck, annesinin Massachusetts'deki
evinde doğal nedenlerle öldüğünü bildirdi.
Broadway'daki 1951 yapımı Tennessee Williams'ın ''The Rose
Tattoo'' oyunundaki rolüyle Tony ödülünü alan Stapleton, anarşist
yazar Emma Goldman'ı canlandırdığı 1981 yapımı Warren Beatty'nin
''Kızıllar'' filmiyle Oscar ödülü kazanmıştı. habertürk
Aksiyon filmlerinin Hong Konglu ünlü aktörü Jackie Chan, ''bir itfaiyeciyi oynamayı çok istediğini'' söyledi. 51 yaşındaki oyuncu, internet sitesinde yayımlanan açıklamasında, ''Arzum, kahramanlarımı beyaz perdeye getirmek. Birçoğu zaten filmlerimde yer aldı. Geriye bir itfaiyeci kaldı'' dedi.
Bir itfaiyeciyi canlandırmayı yıllardır istediğini belirten ünlü oyuncu, ''bu rolü oynamak istese bile yaşının buna uygun olmadığını düşündüğünü'' ifade etti.
Chan, böyle bir film çekilse bile itfaiyeciden ziyade itfaiye şefi olarak rol yapabileceğini belirtti.
Filmlerinde dublör kullanmadığı için çok kez yaralanan ünlü oyuncu bir açıklamasında, 5 yıl kadar sonra oyunculuğu bırakacağını söylemişti.