Dört yıl önce depremle yatıp kalkarken şimdi niye 'd'sini bile duymak istemiyoruz?
Mesude ERŞAN / Hürriyet Pazar
17 Ağustos 1999'dan sonra deprem uzun süre yoğun olarak gündemimizde oldu. Sürekli deprem konuştuk, deprem düşündük. Ardından dikkatler olası İstanbul depremine yöneldi.
Bilim adamları uzun uzun depremin zamanını, şiddetini, tsunami olup olmayacağını tartıştı. Deprem fallarına bakıldı. Bu arada kafalar karıştı. Zamanı ve şiddeti konusunda tam bir uzlaşma olmasa da bilim adamlarının hepsinin fikir birliği ettiği konu İstanbul depreminin eninde sonunda olacağı. Peki bu kesinse neden İstanbul depremine yeterli hazırlıklar yapılmıyor? Niçin insanlar bu konuyu duymak bile istemiyor? İnsan psikolojisi açısından bunun tahlilini yapmak psikiyatristlere düştü. Doç. Dr Armağan Sabancı anlattı:
‘‘Travmalardan sonra bir şok dönemi yaşanır. Günler süren şoktan sonra çözümseme dönemi gelir: Sıkıntılar, depresyonlar, anksiyete bozuklukları çok sık görülür. Ardından final dönemi yaşanır. Bir anlamda kabullenilir. Deprem travmatik bir olaydı. Travmanın parçalarından biri de duyarsızlaşma. Hissetmeme. Bunda basının ve deprem uzmanlarının büyük hatası var. Deprem o kadar çok konuşuldu, çoğu kafa karıştıcı olan yorum, facia teorileri o kadar çok yapıldı ki insanlar duyarsızlaştı. Her kafadan bir ses çıktığı için kaotik bir bilimsel ortam oldu. Objektif bilgilerin verilememesi de duyarsızlaşma üzerinde etkili oldu. İnsanlar en korktukları şeyle sürekli karşı karşıya bırakılırsa etkisi kalmıyor. En büyük korkuların tedavisi de zaten duyarsızlaştırma ile yapılır. Aylarca süren konuşmalar, yorumlar, olaylar, düşünceler bir anlamda toplumu da duyarsızlaştırdı.
Ayrıca biz genellikle travmalarımızı unutarak çözmeye çalışan bir toplumuz. Baskılayarak aşmaya çalışıyoruz. İnsanlar duygusal anlamda bencil yapıdalar. 17 Ağustos'tan önce de Türkiye'de çok sayıda şiddetli ve can kaybı olan deprem yaşandı. Ama hep uzak görülen yaşamın bir parçası olarak değerlendirildi. Fazla tepki verilmedi. Bu depremleri kendilerinden uzaklaştırdılar.
Depremden sonra yaşanan yasın bastırılması ve gözardı edilmesi de tehlikeli bir durum. Yıllar sonra yine ciddi bir olay yaşandığında, sadece o ana değil, geçmişe ait duygular da yaşanacaktır. İlerideki travma ve yası, daha zor hale getirecektir. İnsanların kendilerini çözmesi gerekiyor. Büyük bir deprem yaşandı. Ama artık yaşanmamış gibi. Binaların onarılması veya güçlendirilmesi gözardı ediliyorsa bu travmaların ve yasın bastırılmasıyla da ilgili.
Kaynak: Hürriyetim