Sabah Namazı Mazeretleri

İslam dinimiz hakkında sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz, paylaşmak istediklerinizi bu foruma yazabilirsiniz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

Sabah Namazı Mazeretleri

Mesaj gönderen commando »

SABAH NAMAZI KILMAMA NEDENLERİ

Çok yorgunum, uykum var

Bizi bizden alıp “Yüceler Yücesi”nin huzuruna götüren sabah namazının benzersiz zevk ve lezzetinden mahrum olanların öne sürdüğü nice bahaneler işittim. Belki elliye yakın bahaneyle kendilerini uyutan ve avutanların hesap gününde başlarını önlerine eğeceklerini biliyorum. Bunlardan ilkini dikkat nazarlarınıza sunup, ne derece esassız bir bahaneyle kendimizi kandırdığımızı düşünmek ister misiniz? Sabah namazına engel olarak yorgun olmanızı mı gösteriyorsunuz? Çalışıp yorgun olmak da, uyuyup dinlenmek de bir nimettir ve Allah’ın bir mucizesidir. Onun bize en büyük nimetlerden biri olarak sunduğu çalışmayı namaza engel görüp, dinlenip tekrar çalışmak için enerji kazanmamıza sebep olan uykuyu nasıl olur da namaza engel gösterebiliriz? Eğer gerçekten çok yorgun ve uykusuzsanız, sabah namazına kalkarak uykunuzdan birazcık mahrum olacağınızı düşünüyorsanız, yanlış yoldasınız. Çünkü, bizim ve her şeyin Rabbi, bizi mutlaka huzuruna istiyor. Gerçekten yoğun ve zarurî işleriniz sizi yıpratmış ve çok uykusuz bırakmışsa, yine namaza büyük bir şevk ve coşkuyla kalkın. Eğer zamanınız yok ve ertesi gün için dinlenmeniz gerekiyorsa, namazınızı kısa tutabilirsiniz. Uzun uzun sure okumadan, dua ve tesbihleri uzatmadan, sadece namazın sünneti ve farzını kılarak görevinizi yapmanın huzurunu duyabilirsiniz.Çünkü, Rabbimizin sizden istediği farz kısmıdır. En zorlu ve sıkıntılı zamanlarınızda, vazgeçmek yerine, zarurî kısmıyla yetinmeniz, size belki birkaç dakika kaybettirir; ama cennetleri kazandırır. Çocuk uykusuz bırakıyor, sonra da uyuyup kalıyorum
2. Çocuk uykusuz bırakıyor, sonra da uyuyup kalıyorum
Cennet yüzlü çocuklarınız geç vakitlere kadar sizi uykusuz mu bırakıyor? Sonra da uyanamıyor musunuz? Oysa çocuklar size Cennetten bir hediye. Günahsızlıklarına bakıp ibret almamız gerekirdi. İster misiniz, namaza engel gördüğünüz bu çocuklar elinizden alınıp götürülsünler?İslâm fıtratı üzerine yaratılan, hayatı ve çalışmayı sevmemize vesile olan çocukları ibadeti terk edişimizin bahanesi hâline nasıl getiririz? Eğer bir gün kader karşınıza çıkıp, ibadeti terk edişinize bahane ettiğiniz çocukları elinizden aldığını haber verirse, evinize döndüğünüz akşamlarda ve ayrılışın hıçkırıklarıyla uyandığınız sabahlarda daha mı iyi ibadet edecektiniz? Hayır, o zaman yanılttığımız kimdir?Eğer bir gün şeytan sevgili çocuklarımızı bahane yapmaya kalkışırsa mü’minlerin annesi Hazret-i Fatıma’dan (r.a.) ders alalım: Bilirsiniz: Henüz süt emmekte olan Hazret-i Hüseyin hastalandığı için sabaha kadar uyuyamamıştı. Evlâdının inleyişi karşısında şefkatli annelerinin gözlerine sabaha kadar uyku girmedi. Hz. Hüseyin sabaha doğru bir ara uyur gibi olduğunda Hz. Fatıma bulduğu ilk fırsatta kâinatın sahibine yönelerek sabah namazlarını eda etmişlerdi. Kendisini çaresiz bırakan uykuya ancak bundan sonra vakit ayırabilmişti. Sonra mescid-i şerifte sabah namazını kıldıran Peygamber Efendimiz (a.s.m.), âdeti üzere onun evine teşrif etmişlerdi. Hazret-i Fatıma Validemizi uyur vaziyette görünce onun sabah namazını kılmadığını sanmış; “Ey kızım Fâtıma, Peygamber kızıyım diye sakın namazı terk etme! Beni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, namazını vaktinde kılmadıkça Cennete gireceğini zannetme” diyerek, namazın hiçbir şekilde ihmal edilemeyeceğini belirtmişlerdi. Buna karşılık, “Canım babacığım, sabaha kadar uyumadım. Sabah namazını kılıp yattım” diyen Hazret-i Fatıma’ya, Efendimizin verdiği unutulmaz mesaja dikkat edin: “Müjdeler olsun sana kızım Fâtıma! Âhirette böyle sıkıntılar görmeyeceksin.” Müjdeler olsun ona. Ve müjdeler olsun bu sabah ne kadar zor ve ağır olursa olsun, Hz. Fatıma gibi, kâinatın şefkatli Yaratıcısından vazgeçmeyenlere. Çünkü onlar asla yalnız ve yardımcısız bırakılmayacaklardır

Güneş doğmak üzereydi

Güneş doğmak üzereydi Bazen her türlü tedbiri aldığınız halde tam zamanında uyanamazsınız. Gözünüzü açtığınızda, ortalığın aydınlandığını görür, “Eyvah, güneş doğmuş” diye düşünürsünüz. Tam yüreğinizi tarifsiz bir acı kaplamak üzeredir. Çünkü, namaz kaçmış, manevî hazine elden çıkmış, size derin bir hüzünle dolup taşmak kalmıştır. Ama, durun bir dakika. Hemen güneşin doğduğuna karar vermeyin. Saate bakın. Belki birkaç dakikalık zamanınız vardır.Kimileri böyle bir durumda saate bakar, ancak üç beş dakikalık zaman kaldığını görür, “Artık yetiştiremem” diye düşünür. Oysa güneşin doğmasına üç dakika bile kalsa yine yapabileceğiniz bir şeyler vardır.Eğer tüm tedbirleri aldığınız halde uyanamamış, ancak güneşin doğmasına birkaç dakika kala gözünüzü açmışsanız, iyi gerilmiş bir yaydan okun fırladığı gibi yataktan kalkın. O anda bir an önce abdest alıp namazı yetiştirmekten başka bir şey düşünmeyin.Zamanınız dar olduğu için ihtiyacınız olsa bile tuvalete gitmeyin. Normal zamanda mekruh olan bu hareket, vaktin dar olduğu durumlarda mekruh değildir. Derhal abdest alın. Ancak abdestin sünnetleriyle vaktinizi geçirmeyin. Sadece ellerinizi ve kollarınızı dirseklere kadar yıkayıp, yüzünüze geçin. Başınızı meshettikten sonra ayaklarınızı yıkayıp kurulanmayla oyalanmadan namaza durun. Havlu kullanıp da zaman kaybetmediğiniz gibi, eğer erkekseniz kollarınızı indirmeye bile çalışmayın. Hemen namazın farzına durun. Bulunduğunuz yer temizse seccadeyle oyalanmayın. Namazın içindeki farzları yerine getirmekle yetinin. Eğer zaruretle iktifa ederseniz, bunlar üç dakika bile sürmez. Zaman kaybetmemek için titizlik gösterirseniz, bir hazinenin yok olup gitmesini engellemiş olursunuz. Ama sanki geniş bir zamanınız varmış gibi oyalanırsanız, cihan kıymetindeki bir hazineyi elden kaçırırsınız. Bu arada şunu da hatırlatalım: Peygamber Efendimiz (a.s.m.), şöyle bir müjde vermektedir: “Kim sabah namazından bir rekâti güneş doğmadan kılabilirse, sabah namazına yetişmiş demektir. Kim ikindi namazından bir rekati güneş batmadan önce kılabilirse ikindi namazına yetişmiş demektir.” (Kütüb-i Sitte, c.7, s.406) Bu müjde de mü’minler için büyük bir avantajdır.Sakın namazı geciktirmeyi alışkanlık hâline getirmeyin. Ama aldığınız tedbirlere rağmen geç kalmışsanız, elinizdeki tüm saniyelerin kıymetini bilin ve namazı mutlaka yetiştirin. Sabah namazını kılan, Allah’ın garantisindedir Sabah namazı, günün ilk imtihanı, ilk ibadetidir. Dolayısıyla güne iyi başlayıp ilk imtihanı başarmalısınız ki, diğer imtihan ve tehlikelere karşı daha güçlü ve donanımlı olasınız.Nitekim Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazını kılarsa, Allah’ın garantisi altındadır” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) buyurarak bu gerçeği belirtmiyor mu? Sabah namazını kılarak, güne “Allah’ın garantisi” altında başlayan bir mü’min, artık ertesi güne kadar karşılaşacağı mücadele ve tehlikelerde büyük bir güven ve güç sahibidir. Bir insan güne nasıl başlarsa, genellikle geceye kadar öyle devam eder. Güne iyi başlayan, nefis ve şeytana karşı giriştiği savaşta zafer kazanan bir mü’min yatıncaya kadar başarılı olacaktır.

Tavsiye Kitap : "Sabah Namazına nasıl kalkılır"
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 9 misafir