Sık sık bir yerlere gidiyorum neresi olursa, otobüsün homurtusu geceye meydan okur.Yamaçtan huzursuz akşamlar iner allı morlu. Ayaklarım sana koşar sicim yağmuru gibi...
En güzel yıllarımı sana adadım tereddütsüz. Bir mektup, bir haber, bir telefon çok bekledim, yıllardır yalnız ve uykusuz ...
Yıllardır çığlık çığlığa bölünür uykularım, sanki martıların çığlıklarıdır. Artık denize karşı arttı kuşkularım, gözlerin gelir aklıma artık bana bakmayan. Azalacağına çoğalır tutkularım, için için ağlayan.
Bilmiyorum hala seviyorum ne diye? Yıllardır aç ve muhtaçken sevgiye... Oysa hala sana övgüler yazmaktayım.
İçin için kendime kızmaktayım; bir elimde kaygılarım, ötekinde acılarım...
Sana doğru koşmaktayım!
Ne varsa yaşantımda en güzel yıktığım!
Yıktığım ve yaşamaktan bıktığım...
Ve bir duyguseli olup ummanına aktığım.
Sevilerin yalnızlığında nerdesin, kiminlesin?
Yıllar var ki arkasından baktığım. Nerdesin uğruna hayatımı yaktığım?
Beni terk edişin mümkün mü senin?
İstersen bir dene gör güzelim
Benimle yaşarsın benimle ancak
Yoksa sevgimle boğarım seni
Yaz bir yere yaz güzelim
Yok olamaz olamaz Sensiz hayat meleğim var olamaz
Kim sevecek seni kim
Kim tutacak elini
Kurtulamaz güzelim kurtulamaz
Al ruhumu al, al gençliğimi
Rabbim şahidim söz güzelim
Al ruhumu, al servetimi
Rabbim şahidim söz güzelim
Yaz bir yere yaz güzelim
Yok olamaz olamaz
Sensiz hayat meleğim var olamaz
Kim sevecek seni kim
Kim tutacak elini
Kurtulamaz güzelim kurtulamaz
Bir gün pembe kutularında mutluluğu getireceğim kapına
Önce saçlarından sonra yanaklarından ve sonra alnından öpeceğim
Sonra acılarını alıp çok uzak yerlere gideceğim
Belki güneşe ereceğim
Yaz bir kenara yaz bebeğim yaz bir kenara
Yaz bir yere yaz güzelim
Yok olamaz olamaz
Sensiz hayat meleğim var olamaz
Kim sevecek seni kim
Kim tutacak elini
Kurtulamaz güzelim kurtulamaz
Sana bu söylediklerimi daha önce duyduğun yalanlarla bir tutma
Belki en güzelleri değildir ama doğrudur gözbebeğim
Dosdoğrudur inan bana
Yaz bir kenara yaz meleğim yaz bir kenara....
Ben yakamozlu gecelerin yorgun adamıyım, alıştım terkedilmelere, tuhaf yalnızlıklara...
Ben seni sevmek için yaratıldım, seni övmek, ve sövmek için denizlere karşı...
Gündoğumunu seyrederken sabahları, alıştım uykusuzluklara...
Ben tepeleri, dağları aşardım eskiden, dedim ya bir yorgun adamım şimdi...
Bir türlü geçemiyorum yeni caddelerden; ancak kendime kızıyorum, yokluğuna kızıyorum...
Ve bir apartmanın dördüncü katında seninle yaşıyorum, bu milyonluk şehir henüz uykudayken...
Biraz çılgın mıyım, azıcık deli mi ne?
Bir ney sesine vurgunum, bir dalgaların kumsalı öpüşüne...
Nedir çektiğim bu unutmak bilmeyen hafızamdan?
Gözlerimin önünden gitmiyor birtürlü gözlerin... Ne kadar hasretim bir bilsen gülüşüne..