An geldi, Attila İlhan öldü....

Kültür ve sanat haberleri
Cevapla
Kullanıcı avatarı
commando
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
R.Ö.Y. 1. Etap Şampiyonu
Mesajlar: 2119
Kayıt: 14-04-2005 13:18

An geldi, Attila İlhan öldü....

Mesaj gönderen commando »

ResimAn geldi, Attila İlhan öldü


Çağdaş Türk şiirinin ustalarından Attila İlhan, önceki gece saat 22.15’te Kanlıca’daki evinde hayatını kaybetti.

‘An Gelir’ adlı şiirinde “görünmez bir mezarlıktır zaman /şairler dolaşır saf saf /tenhalarında şiir söyleyerek / kim duysa / korkudan ölür /-tahrip gücü yüksek- /saatlı bir bombadır patlar/ an gelir/ Attila İlhan ölür” diyen İlhan, şiirlerinin yanı sıra, roman, hikaye, senaryo ve makaleleriyle de Türk edebiyatında kendine özgü bir konuma sahipti. 80 yaşında hayata veda eden Attila İlhan için yarın saat 11.00’de Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) bir tören düzenlenecek. Şairin cenazesi, Teşvikiye Camii’nde öğleyin kılınacak namazın ardından Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Attila İlhan, 15 Haziran 1925’te bürokrat bir babanın oğlu olarak Menemen’de doğdu. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ile Anadolu’nun çeşitli yerlerinde tamamlaması, onun için kendi deyişiyle bir “talih” oldu. Zira pek çok yerde Anadolu’da geçen çocukluğun kendisine çok şey kazandırdığını dile getirmişti. Lise birinci sınıftayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirlerinin yakalanması üzerine 16 yaşındayken tutuklandı ve iki ay hapiste yattı. 40’lar Türkiye’sinde yaşadığı bu olay, onu bekleyen sıra dışı serüvenlerin de habercisiydi. Daha sonra girdiği İstanbul Işık Lisesi’nde okurken katıldığı CHP Şiir Armağanı’nda Cebbaroğlu ‘Mehemmed’ şiiriyle ikincilik ödülünü aldı. Bu ödül İlhan’ın 1948’de ilk şiir kitabı Duvar’ı kendi imkanlarıyla yayınlamak zorunda kalmasını önleyemedi ne yazık ki.

Attila İlhan, lisenin ardından İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydolduktan sonra 1949 ve 1951 yıllarında iki kez Paris’e gitti. Paris serüvenlerinin, onun sonraki yaşamında ve yapıtlarında merkezî bir yer tuttuğu söylenebilir. Fransızca’yı ve Marksizm’i öğrendiği Paris, şairin düşünce hayatında yaşamı boyunca etkisini gösterdi. Öyle ki, 1950’lerin ilk yarısında Türkiye’ye döndüğünde, entelektüel çevrelerde pek çok genç sanatçıyı etrafında toplayan bir cazibe merkeziydi Attila İlhan. 1957’de sinema çalışmalarına ağırlık verdi. Ali Kaptanoğlu takma adıyla 15 civarında senaryoya imza atsa da, sonraları, sinemada aradığını bulamadığını söyleyecekti. 1960’ta üçüncü Paris serüvenine atıldı. Paris dönüşü ise İzmir’de sekiz yıl boyunca, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. 80’li yılların başında İstanbul’a yerleşerek Milliyet ve Gelişim Yayınları’nda gazetecilik serüvenine yeniden başladı. Bir süre Güneş gazetesinde, 1993-1996 yılları arasında da Meydan gazetesinde yazmaya devam etti. 1996 yılından beri köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesinde sürdüren İlhan, çeşitli televizyon kanalları için programlar yapmıştı.

80’lerin başında İstanbul’a gelişi ve gazeteciliğe başladığı dönemden sonrası, Attila İlhan’ın şair ve romancı kimliğinden çok düşünce adamı kimliğiyle öne çıktığı yıllar olarak hatırlanacak. Zira İlhan, son yıllarında hep yakın tarihi, Kurtuluş Savaşı yıllarını mercek altına aldı. İnönü karşıtlığı ve özellikle son yıllarda belirginleşen ulusalcı söylemiyle öne çıkmıştı. Onun tarih konusundaki çıkışları, zaman zaman çok eleştirildi. Fakat bütün bunlar -çıkışları, söylemi, duruşu- aslında Attila İlhan imgesini tamamlayan şeylerdi. O hep yalnızlığı seçer gibiydi. Şair sezgisiyle, çoğunluğun gittiği yöne gitmemeye çalıştı; ‘yalnızlığı denedi’. Gerçek yalnızlık şimdi, ölümüyle; gerçek kalabalık ise yapıtlarında başlıyor.

Cumhuriyet’e ve hayata aynı gün veda

Yaklaşık 10 yıldır Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapan Attila İlhan, gazeteden ayrıldığının duyurulduğu gün hayata veda etti. “Cumhuriyet”ten köşesinde "Attila İlhan ayrıldı" başlığıyla verilen haberin altına şu not düşülmüştü: "Yazarımız, Attila İlhan, yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle bundan böyle Cumhuriyet'teki yazılarına son verdi. ...İlhan'a bugüne dek verdiği destekten dolayı teşekkür ediyoruz..." Attila İlhan'ın kız kardeşi Çolpan İlhan, ağabeyinin önceki akşam saat 21.00'e kadar iyi olduğunu, sonra birdenbire fenalaştığını, ardından da hayatını kaybettiğini söyledi. İlhan, şairin ölmeden önce Kurtuluş Savaşı ile ilgili son romanını bitirmek için çalıştığını söyledi.


60 yıllık yazı hayatında, edebiyatın her türünde eser verdi

Şiir: Duvar, Sisler Bulvarı, Yağmur Kaçağı, Ben Sana Mecburum, Bela Çiçeği, Yasak Sevişmek, Tutuklunun Günlüğü, Böyle Bir Sevmek, Elde Var Hüzün, Korkunun Krallığı, Ayrılık Sevdaya Dahil, Kimi Sevsem Sensin. Roman: Sokaktaki Adam, Zenciler Birbirine Benzemez, Kurtlar Sofrası, Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Dersaadet’te Sabah Ezanları, ‘O Karanlıkta Biz’, Fena Halde Leman, Haco Hanım Vay . Allah’ın Süngüleri “Reis Paşa”. Deneme-anı: Abbas Yolcu, Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler. Makale: Hangi Sol, Hangi Batı, Hangi Seks, Hangi Sağ, Hangi Atatürk, Hangi Edebiyat, Hangi Laiklik, Faşizmin Ayak Sesleri, Batı’nın Deli Gömleği, Gerçekçilik Savaşı, Ulusal Kültür Savaşı, Aydınlar Savaşı, Kadınlar Savaşı, ‘İkinci Yeni’ Savaşı, Sosyalizm Asıl Şimdi, Aydınlar Savaşı, Dönek Bereketi, Bir Millet Uyanıyor. Senaryo: Yalnızlar Rıhtımı (Lütfi Akad), Ateşten Damlalar (Memduh Ün), Şoför Nebahat (Metin Erksan), Devlerin Öfkesi (Nevzat Pesen), Ver Elini İstanbul (Aydın Arakon).

[ELDE VAR HÜZÜN...]

Selim İleri
“Attila İlhan, çağdaş Türk edebiyatının yeni ufuklara açılmasında büyük rol oynamış bir ustaydı. Zaman zaman kemikleşmiş değer yargılarını öylesine sarstı ki, ona, edebiyatımızda ‘bir fırtınaydı’ demek isterim. Herkesin sevebileceği şiirler yazmak kimilerince kolay sanılır, hatta küçümsenir. Attila İlhan hepimizin çok sevdiği, ezberden okuduğumuz çok güzel şiirler yazdı. Usta bir romancıydı; tartışan, bize yeni bakış açıları getiren, Türkçenin tadını çıkaran romanlar yazdı. Ayrıca Attila İlhan benim 40 yıldır dostum, ağabeyimdi. Birçok zamandan, birçok duyarlı ince anı... Bir ustayı yitirmiş olmanın ötesinde, gerçekten yakınım bir insanı yitirdiğimi hissediyorum. Kendisinin o kadar güzel söylediği gibi: Elde Var Hüzün...”

Ahmet Oktay
“Attila İlhan Türk edebiyatının hem bir şair, hem bir düşünür olarak en önemli adlarından biriydi. Garip diye adlandırılan ve en yetkin temsilcilerini Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday’da bulan şiire karşı çıkmış, o şiiri dönüştürmüş ve bir anlamda ikinci yeni hareketinin istemeden de olsa bir tür öncülüğünü yapmıştır. Bu yönüyle 1950 kuşağını ve o dönem içinde yetişmiş olan şairleri büyük ölçüde etkilemiştir. Düşünce adamı olarak ise antikapitalist, antiemperyalist ve Atatürkçü kimliğini sonuna kadar korumuştur. Bu bakımdan 1980’den sonra Türkiye’nin kapitalizme eklemlenme sürecine ve küreselleşme söylemine karşı çıkan milliyetçi duyarlığın en tipik kişiliklerinden biri olmuştur.”

Haydar Ergülen
“Türkiye’nin büyük şairlerinden biriydi. Kendine özgü, taklit edilemez şiirler yazdı. Türkiye’ye şiiri sevdiren birkaç şairden biriydi bence. Şiiriyle genç kaldı hep, yaşlanmadı. Öncü ve özgün bir düşünce adamıydı aynı zamanda. Şiiri ve düşüncesiyle yalnız bir adamdı, daha doğrusu yalnızlığı seçmiş bir adamdı.”

Mehmet H. Doğan
“Üzüntü içindeyim. İyi bir şairi kaybettik. İlk gençliğimin şairlerindendi. Gerçi daha sonra aynı kaliteyi tutturamadı bence; ama “Duvar” kitabıyla genç yaşta şiirseverlerin beğenisini kazanmıştı.”

İlhan Berk
“Attila İlhan, benim için her zaman bir fenomen olmuştur ve hep de öyle kalacaktır. “

Hulki Aktunç
“Yeni öğrendim. Üzgün ve tatsızım. Gerçekten konuşamıyorum.”



ZAMAN
[b] Biri Ecdadima Küfrettimi boğarim.
Boğamasamda yanımdan kovarım..
Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum..
Kesilir ama çekmeye gelmez boynum..
Mehmed Akif Ersoy [/b]
ilmurat
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 3117
Kayıt: 19-09-2005 09:30

Mesaj gönderen ilmurat »

Yeri doldurulamayacak birini kaybettik toprağı bol olsun, bugünkü hürriyet' te bir başlık var "ŞAİR GİTTİ MEYDAN MÜTEŞAİRLERE KALDI" diye gerçekten öyle galiba, haberin devamı aşağıda... (Müteşair = şair olduğunu iddia eden kişi)




Şairler ayakta ölür demişti, öyle yaptı [ resmi görüntülemek için tıklayın ]

Sefa KAPLAN

Türk edebiyatında şiirleri en çok dillerde dolaşan şairlerden biri olan Attilá İlhan dün 80 yaşında öldü. 1925 Menemen doğumlu şairin, Türkiye’de yapılan hemen her tartışmada adı geçti, edebiyat ve sinema alanında pek çok yeniliğin ilk uygulayıcısı o oldu. TRT’deki ‘Attilá İlhan’la Sohbetler’ programı, en uzun süren program unvanını kazandı. Yazdığı yazılarla pek çoklarını kızdırdı ve polemikleriyle de unutulmaz izler bıraktı. ‘An gelir attilá ilhan ölür’

Hadi hep birlikte itiraf edelim, áşık olduğumuz kızların kulağına onun şiirlerini fısıldar, o şiirlerin çarpıcı atmosferiyle etkilemeye çalışırdık onları. ‘Ben sana mecburum’ diye başladığımız aşklardan, ‘Ne kadınlar sevdim zaten yoktular’ isyanıyla çıkışımız da biraz onun eseriydi zaten. Buna rağmen, ‘Sisler Bulvarı’nda gezinmekten vazgeçmez, ‘Emperyal Oteli’nin karanlık lobisinde, Müjgan’la birlikte ağlaşmak için Mahur Beste’nin saltanatının başlamasını beklerdik.

Romancı, senaryo yazarı, hikáyeci, denemeci gibi kimlikleri de vardı ama Attilá İlhan, herkesin kabul edebileceği gibi esasen şairdi ve sonuna kadar da şair olarak kaldı. O, iyi şiirin mutlaka karşılığını bulacağı kanısındaydı ve kendisini bunun somut örneği olarak gösterirdi. ‘Boş bir taş varsa bu ülkede üstünde ben varım’ diyen kendisiydi ve hakikaten de, bulduğu her boş taşın üstüne çıkıp o güzelim şiirlerini okumaktan çekinmemişti. Ne var ki, ‘sevmek kimi zaman rezilce korkuludur / insan bir akşamüstü ansızın yorulur / tutsak ustura ağzında yaşamaktan / kimi zaman avuçlarını kırar tutkusu / bir kaç hayat çıkarır yaşamasından / hangi kapıyı çalsa kimi zaman / arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu’ diyen de ondan başkası değildi. Kimi zaman, ‘Aysel git başımdan’ diye seslenir, kimi zaman da, ‘Kimi sevsem sensin’ diye ‘Doktor Şandu’nun Esrarı’na bir yenisini eklerdi.

‘Ç Koçaklaması’ şiiri ile Orta Asya’dan gelip Anadolu’ya yerleşen bir milletin yaşadığı serüveni en iyi o anlatmıştı. Divan şiirini ve bilhassa gazelleri yeniden gündeme getiren de oydu. İçinde bir kez bile işkence kelimesi geçmediği halde, en içe işleyen işkence şiiri de, ‘böyle bir kız değildin sen eskiden / sana ne yaptılar sana ne yaptılar’ finaliyle yine onun imzasını taşıyordu.

Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘Otuzbeş Yaş’la birinci olduğu 1946 CHP Şiir Yarışması’nda, ‘Cebbaroğlu Mehemmed’le ikinciliği kazandığında sadece 21 yaşındaydı. Önceki gün kalbi durduğunda ise 80. Bu satırların yazarı kendisiyle 1984’de Cafe Bulvar’da tanışmış ve pek çok konuda farklı düşünmekle birlikte, o gün bugün sürdürdüğü dostluğundan onur duymuştu.

Yakın çevresinin ‘Kaptan’ diye seslendiği Attilá İlhan, çok tartışma yaratan bir yazısında, ‘Şairler Ayakta Ölür’ demişti. Haklı çıktı ve ayakta öldü.

Názım yüzünden 16’sında hapisle tanıştı

Attilá İlhan, İzmir’in Menemen ilçesinde 1925 yılında doğdu. İzmir Atatürk Lisesi 1. sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza Názım Hikmet’e ait bir şiir gönderdiği için 16’sında tutuklandı. 21 yaşında, Cahit Sıtkı’nın birinci, Fazıl Hüsnü’nün üçüncü olduğu 1946 CHP Şiir Yarışması’nda ikincilik kazandı. Daha sonra Paris’e giden Attilá İlhan, dönünce gazeteciliğe başladı. 1973’te Bilgi Yayınevi’nin danışmanlığını üstlenip Ankara’ya taşındı. Attilá İlhan, 1996’dan itibaren köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesinde sürdürdü. Önceki gün hastalığı dolayısıyla yazmayı bıraktığını açıkladı.

Attila İlhan, 9 ekim Pazar günü TÜYAP’taki kitap fuarında okurlarıyla buluşmuş ve kitaplarını imzalamıştı. İlhan önümüzdeki pazar da okurlarıyla buluşacaktı. Bilgi Yayınevi ve İş Bankası Yayınları’nın standlarına şairin bir fotoğrafı konuldu.Şiir, roman, deneme, senaryo tarzlarında eserler veren İlhan’ın kitaplarından bazıları şöyle: Duvar, Sisler Bulvarı, Ben Sana Mecburum, Böyle Bir Sevmek, Ayrılık Sevdaya Dahil (şiir); Kurtlar Sofrası, Haco Hanım Vay, Yaraya Tuz Basmak (roman); Hangi Sol, Hangi Atatürk, Faşizmin Ayak Sesleri, Batı’nın Deli Gömleği (deneme).

Ne dediler

Bir devir kapandı

Attilá İlhan’ın benim hayatımda çok büyük bir yeri vardı. Beni yazar yapan kişiydi. Bir fırtınaydı Türk edebiyatında, geçti. Onunla birlikte bir devrin kapandığını düşünüyorum.

O hep Marksistti

Herkes bugün, Attilá İlhan’ın ne kadar büyük bir şair olduğunu anlatıyor. Attila İlhan elbette büyük bir şairdir. Ancak 1950’lerden itibaren edebiyatımızda temsil ettiği Marksist bir sanat görüşünü gözardı edemeyiz. İlhan her zaman Marksist kaldı.

Cenaze töreni Teşvikiye’de

Çolpan İlhan, ağabeyi Attilá İlhan’ın cenaze töreninin Perşembe günü (yarın) yapılacağını açıkladı. İlhan için ilk olarak, Kanaltürk’te, arkasından Atatürk Kültür Merkezi’nde tören yapılacak. İlhan’ın cenazesi, Teşvikiye Camii’nde öğle vakti kılınacak namazın ardından, Aşiyan‘a defnedilecek.

Cumhurbaşkanı Sezer, TBMM Başkanı Arınç ile Başbakan Erdoğan, Attila İlhan’ın ölümü nedeniyle başsağlığı mesajları yayınladı. Parti liderleri, Deniz Baykal, Mehmet Ağar, Erkan Mumcu, Zeki Sezer, Yaşar Okuyan ve Muhsin Yazıcıoğlu da taziyelerini bildirdi.

Kardeşi Çolpan İlhan’ın Nişantaşı’ndaki evi de taziye için gelenlerle dolup taştı.

Hürriyet okurları İlhan’ı bağrına bastı

Attilá İlhan’ın öldüğüne dair haber hurriyet.com.tr sitesinde yer aldığı andan itibaren okurların mesaj bombardımanı başladı. İlk dört saatte yaklaşık 600’e yakın okur, İlhan’la ilgili yorum yazıp gönderirken bu sayı gün boyu 706’ya ulaştı. Bu hem hurriyet.com.tr için bir rekor, hem de Attilá İlhan’ın kitlelere malolduğunun somut bir göstergesiydi.


Hürriyetim.com
[scroll][color=brown][b]G İ T T İ M[/b][/color][/scroll]
ilmurat
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 3117
Kayıt: 19-09-2005 09:30

Mesaj gönderen ilmurat »

Ben Sana Mecburum Bilemezsin
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Ölmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
Atilla İlhan
[scroll][color=brown][b]G İ T T İ M[/b][/color][/scroll]
Kullanıcı avatarı
kurtadam5353
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 188
Kayıt: 09-02-2005 18:46
İletişim:

Mesaj gönderen kurtadam5353 »

Allah rahmet eylesin...seni unutmayacağınız...
Zamana karşı yarışabilme gücünü gösterebilme....
Kullanıcı avatarı
EcCeNtRiC
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 6915
Kayıt: 21-06-2004 13:49
Konum: izmiR

Mesaj gönderen EcCeNtRiC »

"ayseL git başımdan" ve "beni küçükken dövdüLer çok gözlüklüydüm"... dizelerinin yer aLdığı şiirleri çok sevmişimdir...

büyük adamdı cidden...


"ne kadınlar sevdim zaten yoktuLar..."


büyük kayıp.Allah rahmet eyLesin..
[i]*Her yeni başlayan macera
Heyecan dolu çilek kokar.. ;) [/i]
Kullanıcı avatarı
vişne
Super Friend
Super Friend
Mesajlar: 575
Kayıt: 25-06-2003 01:25

Mesaj gönderen vişne »

kimi sevsem sensin / hayret
sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli
senin sigaranı senin gibi içiyor
kimi sevsem sensin / hayret
senden nedense vazgeçilemiyor

her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
sarışın başladığım esmer bitiyor
anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
dudakları keskin kırmızı jilet
bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
kimi sevsem sensin / hayret
kapıların kapalı girilemiyor

kimi sevsem sensin / senden ibaret
hepsini senin adınla çağırıyorum
arkamdan şımarık gülüşüyorlar
getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
hani o sımsıcak iri çekirdekli
senin gibi vahşi öpüşüyorlar
kimi sevsem sensin / hayret
in misin cin misin anlamıyorum


Sevmek için geç, ölmek için erken derken ne kadar haklıydı.
Unutulmayacakların başında gelecek her zaman...
Kullanıcı avatarı
Eternity
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 2877
Kayıt: 23-06-2003 22:52

Mesaj gönderen Eternity »

Sen beyaz bir kadınsın

asıl büyük sarhoş benim
uzaktaki
ben ki tek damla şarap içmedim
ekmeğin beyaz zeytinin siyah
olduğunu biliyorum
asıl büyük sarhoş benim
uzaktaki
benim kusturucu sarhoşluğum
yoksulluğum

yüzüme bakmasan da
yağmura düşürsen de gözlerini
gözlerime bakmasan da ne kadar
o kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor
uykularımda nefesinin sıcaklığı
o kadar
hangi akşam kapımı çalan sen değilsin
sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi
gözbebeklerimde duran
umutsuzlandığım her akşam
senin rüzgârın almıyor mu
uğultulu yorgunluğumu
yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman
ellerimden sımsıkı tutmuyor mu senin
iyimserliğin

ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum
senin için dokuduğum basma ve pazen
denizin yeşilinden süzdüğüm balık
göğün mavisinden çaldığım kuş
senin için
felsefe okudumsa
iktisat okudumsa gece yarıları
boğazım kurumuş içim bir kalabalık
sıcacık mısralar okudumsa yunus' dan
senin için okudum
geceyarıları

sen beyaz bir kadınsın
uzaktaki
GÖZLERİN AKLIMDAN ÇIKMIYOR
sen beyaz bir kadınsın
karanlıkları dinleyen
uzaktaki
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda
yorgun başını
üşümüş yastığına koyuyor musun
uyuyor musun.

kanımca en güzel şiirlerinden birisidir.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir