off offffffffff

Anlamlarını beğendiğiniz her türden güzel sözler
Cevapla
Kullanıcı avatarı
tasmanyaaa
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1873
Kayıt: 03-06-2005 09:03
Konum: CeNnEt

off offffffffff

Mesaj gönderen tasmanyaaa »

Hangi mahkum çekmiş böyle işkence
Asmalı mı dersin bu kalbi sence
Ne gündüzüm gündüz ne gecem gece
Sensizlik kanıma girdi girecek....
.
Kullanıcı avatarı
Enchanting
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 7916
Kayıt: 09-06-2005 14:13
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Enchanting »

cok güzeL..
bir gün ve gerçekten, her şey çok güzel ölecek!
Kullanıcı avatarı
tasmanyaaa
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1873
Kayıt: 03-06-2005 09:03
Konum: CeNnEt

Mesaj gönderen tasmanyaaa »

hadi durma git,
ama giderkern gozlerimide al yanina
bir daha bakamayayim sensiz dunyaya
ellerimide al giderken
dokunamayayim senden baskasina
sagir et beni
duyamayayim senden baskasinin sesini
ve kalbimide verme geri,onu da al yanina
atmasin senden baskasina....
[b]sewemedim kimseyi içimdeki sen gibi...[/b]
Kullanıcı avatarı
tasmanyaaa
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1873
Kayıt: 03-06-2005 09:03
Konum: CeNnEt

Mesaj gönderen tasmanyaaa »

Masumi Toyotome diye bir Japon yazmis bu yaziyi.


"Dünyada sevilmek istemeyen kisi yok gibidir" diye basliyor.

Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz diye soruyor.

Sonra anlatmaya basliyor:

Sevgi üç türlüdür.


Birincinin adi "Eger" türü sevgi.

Belli beklentileri karsilarsak bize verilecek sevgiye bu adi takmis
yazar.

Örnekler veriyor:

Eger iyi olursan baban, annen seni sever.

Eger basarili ve önemli kisi olursan, seni severim.

Eger es olarak benim beklentilerimi karsilarsan seni severim.

Toyotome en çok rastlanan sevgi türü budur diyor.

Bir sarta bagli sevgi. Karsilik bekleyen sevgi.

Sevenini, istedigi bir seyin saglanmasi karsiligi olarak vaat edilen
bir
sevgi türüdür bu diyor yazar.

Nedeni ve sekli bakimindan bencildir. Amaci sevgi karsiligi bir sey
kazanmaktir.

Yazara göre evliliklerin pek çogu "Eger" türü sevgi üzerine kuruldugu
için
çabuk yikiliyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine degil,
hayallerindeki abartilmis romantik görüntüsüne asik oluyor ve
beklentilere
giriyorlar.

Beklentiler gerçeklesmediginde, düs kirikliklari basliyor. Sevgi
nefrete
dönüsüyor.

En saf olmasi gereken anne baba sevgisinde bile "Eger" türüne
rastlaniyor.

Yazar bir örnek veriyor.

Bir genç Tokyo Üniversitesi giris sinavlarini kazanarak babasini mutlu
etmek
için çok çalisiyor. Okul disinda hazirlama kurslarina da gidiyor. Ama
basarili olamiyor.

Babasinin yüzüne bakacak hali yok. Üzüntüsünü hafifletmek için bir
haftaligina Hakone kaplicalarina gidiyor. Eve döndügünde babasi öfkeyle
sinavlari kazanamadin. Bir de utanmadan Hakone'ye gittin? diye
bagiriyor.

Delikanli "Ama baba vaktiyle sende bir ara kendini iyi hissetmediginde
Hakone kaplicalarina gittigini anlatmistin diyor. Baba daha çok kizarak
delikanliyi tokatliyor. Çocuk da intihar ediyor.

Gazeteler intiharin anlik bir sinir krizi sonucu oldugunu söylediler,
yaniliyorlardi diyor yazar. Delikanli babasinin kendisine olan
sevgisinin
yüksek düzeydeki beklentilerine bagli oldugunu anlamisti.

Insanlar "Eger" türü sevginin üstünde bir sevgi arayisi içindeler
aslinda.

Bu sevginin varligini ve nerede aranmasi gerektigini bilmek bu genç
adamin
yaptigi gibi yasami sürdürmekle ondan vazgeçmek arasinda bir tercih
yapmakla
karsi karsiya kaldigimizda önemli rol oynayabilir diyor Masumi
Toyotome.

Ilginç degil mi?

Ikinci türe geçiyoruz. "Çünkü" türü sevgi.

Toyotome bu tür sevgiyi söyle tarif ediyor: Bu tür sevgide kisi bir sey
oldugu, bir seye sahip oldugu ya da bir sey yaptigi için sevilir.

Baska birinin onu sevmesi, sahip oldugu bir nitelige ya da kosula
baglidir.

Örnek mi?

- Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin (Yakisiklisin).

- Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar
ünlüsün ki.

- Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun.

- Seni seviyorum. Çünkü beni üstü açik arabanla, o kadar romantik
yerlere
götürüyorsun ki.

Yazar, Çünkü türü sevginin Eger türü sevgiye tercih edilecegini
anlatiyor.

Eger türü sevgi bir beklenti kosuluna bagli oldugundan büyük ve agir
bir yük
haline gelebilir. Oysa zaten sahip oldugumuz bir nitelik yüzünden
sevilmemiz
hos bir seydir egomuzu oksar.

Bu tür oldugumuz gibi sevilmektir. Insanlar olduklari gibi sevilmeyi
tercih
ederler.

Bu tür sevgi onlara yük getirmedigi için rahatlaticidir.

Ama derin düsünürseniz, bu türün "Eger" türünden temelde pek farkli
olmadigini görürsünüz.

Kaldi ki bu tür sevgi de yükler getirir insana.

Insanlar hep daha çok insan tarafindan sevilmek isterler.

Hayranlarina yenilerini eklemek için çabalarlar.

Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya
çiktigi
zaman, sevenlerinin, artik ötekini sevmeye baslayacagindan korkarlar.

Böylece yasama sonsuz sevgi kazanma gayretkesligi ve rekabet girer.

Ailenin en küçük kizi yeni dogan bebege içerler.

Sinifinin en güzel kizi, yeni gelen kiza içerler.

Üstü açik BMW'si ile hava atan delikanli, Ferrari ile gelene içerler.

Evli kadin kocasinin genç ve güzel sekreterine içerler.

O zaman bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi diye soruyor
Toyotome.

"Çünkü" türü sevgi de, gerçek ve saglam sevgi olamaz diyor.

Bu tür sevginin güven duygusu vermeyisinin iki ayri nedeni daha var.

Birincisi; acaba bizi seven kisinin düsündügü kisi miyiz korkusu.

Tüm insanlarin iki yani vardir.

Biri, disa gösterdikleri öteki yalnizca kendilerinin bildigi. Insanlar
sandiklari kisi olmadigimizi anlar ve bizi terk ederlerse korkusu
buradan
dogar.

Ikincisi de ya günün birinde degisirsem ve insanlar beni sevmez
olurlarsa
endisesidir.

Japonya'da bir temizleyicide çalisan dünya güzeli kizin yüzü patlayan
kazanla parçalanmis. Yüzü fena halde çirkinlesince, nisanlisi nisana
bozup
onu terk etmis.

Daha acisi ayni kentte oturan anne ve babasi, hastaneye ziyarete bile
gelmemisler, artik çirkin olan kizlarini.

Sahip oldugu sevgi, sahip oldugu güzellik temeli üstüne kurulmus
oldugundan
bir günde ölmüs.

Güzellik kalmayinca sevgi de kalmamis. Kiz birkaç ay sonra kahrindan
ölmüs...

Japon yazar toplumlardaki sevgilerin çogu "Çünkü" türündendir ve bu tür
sevgi, kaliciligi konusunda insani hep kuskuya düsürür diyor.

Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne?

Ve iste sevgilerin en gerçegi.

Üçüncü tür sevgi benim "Ragmen" diye adlandirdigim türdür diyor yazar.
Bir kosula bagli olmadigi için ve karsiliginda bir sey beklenmedigi
için !

Eger türü sevgiden farkli bu.

Sevilen kisinin çekici bir niteligine dayanip böyle bir seyin varligini
esas
olarak almadigi için Çünkü türü sevgi de degil.

Bu üçüncü tür sevgide, insan Bir sey oldugu için degil,

Bir sey olmasina ragmen sevilir.

Güzellige bakar misiniz? "Ragmen sevgi".

Esmeralda, Quasimodo'yu dünyanin en çirkin, en korkunç kamburu olmasina
"Ragmen" sever.

Asil, yakisikli, zengin delikanli da Esmeralda'ya "çingene olmasina
ragmen"
tapar.

Kisi dünyanin en çirkin, en zavalli, en sefil insani olabilir.

Bunlara ragmen sevilebilir.

Tabii bu sevgiyle karsilanmasi sarti ile.

Burada insanin, iyi, çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi
kazanmasi
gerekmiyor. Kusurlarina, cahilligine, kötü huylarina ya da kötü
geçmisine
ragmen oldugu gibi, o haliyle sevilebiliyor.

Bütünüyle çok degersiz biri gibi görünebiliyor ama en degerli gibi
sevilebiliyor.

Japon yazar yüreklerin en çok susadigi sevgi budur diyor.

Farkinda olsaniz da, olmasaniz da, bu tür sevgi sizin için yiyecek,
içecek,
giysi, ev, aile, zenginlik, basari ya da ünden daha önemlidir.

Bunun böyle oldugundan nasil emin olursunuz?

Hakli oldugunu kanitlamak için sizi bir teste davet ediyor.

Su soruma cevap verin diyor.

Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldirmadigini ve hiç
kimsenin sizi sevmedigini düsünseydiniz, yiyecek, elbise, ev, aile,
zenginlik, basari ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz?

Kendi kendinize yasamamin ne yarari var diye sormaz miydiniz?

Devam ediyor Toyotome:

Su anda en sevdiginiz kisinin sizi sadece kendi çikari için sevdigini
anladiginizi bir düsünün.

Dünya birden bire basinizin üstüne çökmez miydi.

O an yasam size anlamsiz gelmez miydi?

Diyelim siradan bir yasaminiz var. Günlük yasiyorsunuz.

Günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacaginizdan
umudunuz
olmasa, kalan hayatinizi nasil yasardiniz? diye soruyor ve yanitliyor:
Öyleleri ya iyice umutsuzluga kapilip intihar ediyorlar ya da iyice
dagitip
yasayan ölü haline geliyorlar.

Toyotome, hem de nasil iddiali savunuyor Ragmen sevgiyi.

Bugün yasaminizi sürdürebilmenizin nedeni Ragmen türü sevgiyi su anda
yasamaniz ya da bir gün bu sevgiyi bulacaginiza inancinizdir.


Son sözlerinde biraz umutsuz, Toyotome.

Bugün yasadigimiz toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor.
Çünkü
herkesin sevgiye ihtiyaci var. Kimsede baskasina verecek fazlasi yok?
diye
açikliyor.

Anlatiyor: Yakinimizda olan birinin bu sevgiyi bize vermesini bekleriz.

Ama o da ayni seyi baskasindan beklemektedir.

Peki bu dünyada sevgi ne kadar var?

Yazara göre, açligimizi biraz bastiracak kadar.

Ve de yemek öncesi tadimlik gelen istah açicilar gibi.

Bu minnacik tadim, bizi daha müthis bir sevgi açligina tahrik ve tesvik

ediyor.

Bu minnacik tadim sevgiye ne kadar muhtaç oldugumuzu anlatiyor.

Büyük bir hirsla ana yemegin gelmesini ve bizi doyurmasini bekliyoruz.

Hani nerede?

Hepsi o.

Ve asil çarpici cümle en sonda.

DÜNYADAKI EN BÜYÜK KITLIK, RAGMEN TÜRÜ SEVGININ YETERINCE OLMAYISIDIR.
[b]sewemedim kimseyi içimdeki sen gibi...[/b]
Kullanıcı avatarı
bsinan36
Quick Friend
Quick Friend
Mesajlar: 51
Kayıt: 28-10-2005 00:33

Mesaj gönderen bsinan36 »

son zamanlarda en hosuma giden soz
Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir