Söylemek istediğim sözler var.
Anlatılacak hikayeler, anılar.
Gücüm olsaydı da eski suçsuzluğumu anlatabilseydim.
Tek haykırış nefesim kalmadı şimdi.
Anlatamasam da, yüreğime kazmışım onları, soğuk gecelere sarılmışım.
Anılarımda esen meltem rüzgarlarıyla savrulmuşum,
Yorgun kaldırımları aklıma getirip, yine uzak yollar düşlemişim.
Anlatsam da, acı verse de kopamamışım senli günlerden.
Pişman mıyım?
Asla...
Yaptığım hiçbir şeyden pişman olmamayı öğrendim yıllar önce.
Her ne olursa olsun, kararlarımın arkasında durmayı.
Ama içimde karşı koyamadığım,
Yüreğime yayılmasını engelleyemediğim bir duygu; özlem...
Bana ne oluyor. Bilmiyorum.
Eski günlerin akışlarıyla rüzgarları dize getiren,
Hırçın karşı koyulmaz, sözünden dönmez çaresizlik içinde.
Korkuyor, çünkü kendisine itiraf edemediği bu hain duygu iliklerime işliyor,
Bu benim.
Ve yüreğim, parçalanırcasına özlüyorum.
Nerelerde şimdi o giderken içimi dağlayan gurur?
Lanet olsun ki sen beni mahvederken karşı koyamayacak kadar güçsüzdüm.
Oysa kendimi senin yerine içimden fışkıran sevgiye kaptırsaydım,
Ne şimdi böyle çaresiz, ne de bu satırları yazmak için nedenim olurdu.
Artık geri dönüşü yok bunun.
Mucizeleri ise haketmiyorum.
Keşke o geçse yine, beraber yürüdüğümüz yollardan diyorum,
Keşke demekten nefret ederek.
Artık eski halim kalmadı hiç.
Gözlerimde yanan o ışık çoktan söndü.
Eski çoşkusu yok yüreğimin.
Bedenim, bu kendinden nefret eden ruhu taşımak istemiyor.
Sen ne yapıyorsun hiç bilmiyorum.
Biliyor olsam bile karşına çıkacak cesaretim yok.
Biliyorum şimdi çektiğim ne varsa hepsini hakettim.
Ve Bir İtiraf
Asla Göründüğüm Kadar Güçlü Olmadım...