Öyle bir ay düşünün ki, Rabbim (azze ve celle) Onu özene bözene yaratmış ve sunmuş kullarına.
Öyle bir ay düşleyin ki, bereketin, mağfiretin, rahmetin ve ecrin doruğu.
Ve yine öyle bir ay hayal edin ki, her ecir avcısı müminin yüreğini kıpır kıpır eden, heyecan ve sabırsızlıkla beklediği bir ay.
Evet öyle bir aydır; Ramazan. Her senenin bir ayında sessiz ama coşkulu bir şekilde yanaşır her Müslümanın limanına, fırsat dolu bir yük gemisi gibi. Bir ay boyunca bu duruşunu saklar içinde. Her Müslüman, yüreğinin büyüklüğünce doldurur eteklerini bu fırsatlarla. Ve bu ayın sonunda ayrılır limandan. Kalanlar hep yüreğimize doldurduklarımız olur.
Öyleyse, ne yapmalıyız da, her şeyin anlamını yitirdiği, duyguların köreldiği, imanların gıtlaktan inemediği bu çağda hakkıyla geçirmeliyiz bu ayı
Ne yapmalıyız da, insanlığın gözleri kapalı cehenneme akın ettiği, günahın ve hayasızlığın ayyuka çıktığı bir zamanda heybemiz dolu çıkmalıyız bu Ramazandan
Ve heybemizi nasıl doldurmalıyız ki, heybemizdekiler onbir ay yetebilsin bize
İlk önce bilmeliyiz ki, bu ay bizim için çok ama çok önemli. Bu ay bir değişim ayı. Bunun idrakinde olmalıyız. Ve imanlarımızı bakıma almalıyız tabiri caiz ise. İnançlarımız bu ayın en önemli gündemi olmalı. Gelin bir saat iman edelim" dermiş Muaz bin Cebel dostlarına... Bizde bu şiarla çıkmalıyız Ramazana. Yeniden, hep yeniden iman etmeliyiz. İftarlarımız sahurlarımız ve Ramazanın her anı şahid olmalı bu imani kıyama
Oruçlarımız oruç gibi olmalı. Sadece midelerimize değil, dilimize, elimize, gönlümüze, gözümüze, hasılı tüm uzuvlarımıza da tutturmalıyız Orucu. Öyle ki bu disiplin yansımalı tüm bir senemize. Rabbimizden gelen bu buyruğa semina ve atana, başım, gözüm üstüne diyip sarılmalıyız Oruçlarımıza.
Rabbimizle kalbi bağımızı, bir hayat disiplinine dönüştürme gayretinde olmalıyız bu ay. Başka hesaplar karıştırmamalıyız Orucun mahremiyetine... Bir beden hesabı girmemeli Oruç hesabına, nede bir başka bir şey... İmanımızı gölgeleyecek her türlü hesaptan uzak olmalı Oruçlarımız... Yalnız Allah için olmalı...
Kuran girmeli yüreklerimize, evimizin kitaplığından önce. Bu ay Kuranı inşa edip yüreklerimize bütün sene korumalıyız. Kuranla arınmalı, Rabbimizden yüreğimizi tedavi etmesini istemeliyiz.
Evlerimiz Kurana doymalı bu ay. Yüzlere yansımalı Kuranın feyzi. Kişiliklerimiz Kuranla yeniden şekillenmeli. Çoluk çocuk, Kuranla yeniden buluşmalı, yeniden doğmalıyız bu ay Yuvalarımızı yeniden kurmalıyız Kuran ile Ve bu değişime tanık olmalı bu Ramazan
Müslümanlığımızı bir daha idrak etmeliyiz. Ben Müslümanım demeliyiz. Her sahur bir mazlum düşmeli aklımıza, her iftar bir yoksul oturmalı soframıza. Ben Müslümanım demeliyiz. Açlığın, işsizliğin, ezilmişliğin insanları yuttuğu ülkemizde, Müslüman kardeşlerimizin dertleriyle dertlenmeliyiz.
Ben Müslümanım demeli ve bu Ramazan ikliminde bir Müslüman Yurdun ne kadar güzelleşeceğinin hayalini kurmalı ve bu uğurda çaba sarf etmeliyiz. Yüreğimizde çağlayan İslam coşkusunu başka insanlarla paylaş azmi ve gayreti içerisinde olmalıyız bu ay
Bu Ramazanın her anını son Ramazanımız gibi yaşamalıyız. Her günü bir başka değerlendirmeliyiz. Sanki bundan sonraki ömrümüzü, öncesinin bir kefareti gibi düşünmeliyiz. Ve bir başka olmalıyız bu Ramazanda
Ona sığınıp, Ona tevekkül etmeliyiz. Koskoca İslam Coğrafyası kan ağlıyorsa, İslam Garibliğini yaşıyorsa, acısını çekiyorsak Filistinin, Çeçenyanın, Irakın, okullarının kapısının önündeki kızlarımızın ve eğer etle tırnaksak, bir duvarın tuğlalarıysak, iman etmeden cennete giremeyeceğimizi, birbirimizi sevmeden de iman edemeyeceğimizi biliyorsak, mazlum kardeşlerimizin gözyaşlarını paylaşarak, Orucumuzu da yanımıza alıp, Ramazanı kuşanıp Rabbimize sığınmalı ve bu derdimizi Ona iltica etmeliyiz bu ay
Rabbimizin Ey iman edenler, iman ediniz ayetince, yeniden iman edip, İslamı yeniden kuşanıp, manevi bir coşku ve sağlam bir bilinçle donanmalıyız. Ramazandan bir başka çıkmalıyız. Herkes bizdeki bu değişimi görmeli. Ve yüreğimizde cennet çiçekleri tomurcuklanmalı.
En önemlisi kardeşim, bizim bir hedefimiz olmalı. Her Ramazan kendi içinde, bir heyecan, bir manevi esintiyle geçip gidiyor, biz ise bu ayın sonunda aynı Ahmet, aynı Mehmet olarak devam ediyoruz geriye kalan onbir aya. Böyle olmamalı, Ramazan böyle gitmemeli. Bizim bir hedefimiz olmalı! Biz Ramazanı onbir ayın bir antrenmanı olarak düşünmeliyiz. Bu ay öyle bir çalışmalıyım ki, öyle bir enerji toplamalıyım ki, geriye kalan onbir ayı da sanki Ramazandaymışım gibi tamamlamalıyım,kulların kulluklarını tam anlamıyla hatırlayıp da şeytanın ellerinin kollarının bağlandığı bu ay da şeytana karşı öyle bir silahlanmalıyım ki, onbir ay da ona yenilmeyeyim, bu ay da Rabbimi hep hatılamalıyım, Onun sevgisini öyle bir yüreğime işlemeliyim ki, geri kalan onbir ay da dünyalık telaşlarımın arasında Onu hiç unutmamalıyım gibi... Buna benzer hedeflerimiz olmalı Ramazan için. Ramazanımızı bu hedeflerimizin şevki ile yaşamalıyız. Bir başka olmalıyız bu Ramazanın sonunda
Unutmayalım Ramazan bizim için çok ama çok önemli!!!
Rabbim bizi bu güzel hedefleri başaran ve rızasını kazanan kullarından eylesin.
Eğer bir gün öleceksek ve ölümü bir bitiş olarak görmüyorsak, Faniyi değil SONSUZU isteyin