Tek başına..Sonsuz tek başına kim olsa bile hep tek başına..Bir kader gibi yaşanacak..Kurtuluş'tan çıkılacak,Taksim'e yürünecek..O şarkı söylenecek.. İçleneceksin böyle..İnsanlara bakacaksın,kimse tanımıyor..Kimse kimseyi tanımıyor,kimse kimseye acımıyor bu şehirde..Sonra beyoğlu,küflü yalnızlık..Onu düşüneceksin..Seni sevmediğini..Bilmediğini ne kadar çok baktığını ona..Ne kadar yazdığını..Geceleri uyurken başucunda durup kirpiklerini seyrettiğini..Sonra aşağılara..Karaköy'e..Yıkık dökük evler..Deniz sonra,karaköye tünelden aşağı doğru çıkarken,bir binanın tepesinde duran melek heykeline bakacaksın..Ne kadar sevdiğini..Sonra köprü..Şehir kaynaşıp duracak..Babanı düşüneceksin,öldü..O'na buralardan bir yerden hasta yatağında terlemesin diye gidip bir vantilatör almıştın..Her şey yaşanıp bitiyor,her şey..
Sonra eminönü..Balık ekmek yiyen insanların kaçak duruşlarına bakacaksın..İçin sızlayacak..Sonra yokuş,bir dergi alacaksın..Şiirlere bakacaksın,hikayelere..Her şeyde derin bir elitizm..Seçkin kişiler bunlar..Orhan kemal'i özleyeceksin,olsaydı bir küçük rakı biraz pastırma alıp ona giderdin.."Merhaba üstad.." derdin..Ama yok,kimse yok..Yalnızsın..Sevmeye,aşka değil ölmeye bile kimse yok..
Oradan beyazıt,oradan kahveler..Yahya kemal'in istanbul'u..Birlikte yürüdüğünüz yerler,hayatlar..Askerden izne geldiğinde buluştuğunu pizzacı..Varlık dergisinin sokağının başındaymış..
Hepsi edebiyata çıkıyor onu göreceksin..Hayat sanata dönüştürecek her şeyi..
Her türlü yalnızlığımız yeni bir dil olacak yarın..