Vizyondakiler...

Vizyondaki filmler, tiyatrolar, haberler..
Kullanıcı avatarı
kokomela
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1642
Kayıt: 19-10-2005 10:45
Konum: İzmir

Bir Geyşanın Anıları

Mesaj gönderen kokomela »

Resim

Vizyona Giriş Tarihi
10.02.2006
Türü
Dram
Ülke
ABD
Süresi ve Yapım Yılı
145 dakika - 2005
Yönetmeni
Rob Marshall
Oyuncular
Ziyi Zhang
Ken Watanabe
Michelle Yeoh
Koji Yakusho
Senaryo
Robin Swicord
Müzik
John Williams
Görüntü Yönetmeni
Dion Beebe


Yasak dünyanın gizemleri…

İkinci Dünya Savaşı öncesinde Japon bir kız çocuğu, beş parasız ailesi tarafından hizmetkâr olarak çalışmak üzere bir geyşa evine gönderilir. Tehlikeli rakiplerine rağmen küçük kız, geyşa Sayuri olarak bir efsaneye dönüşür ve en güçlü erkeklerini cezbeder.

Güzel ve işinin ustası Sayuri, bu gizlenmiş dünyaya girdiğinde, geyşanın aşık olma, ya da yazgısının peşinden gitme özgürlüğünün olmadığını da öğrenir. Akıl hocası efsanevi geyşa Mameha, özel bir müşteriyle yakın ilişkinin sınırlarını anlamış bir kadın olarak, Sayuri’ye duygularını sıkı sıkıya dizginlemeyi öğretir.

Sayuri’nin küstah rakibi Hatsumomo’nun aksine Mameha, iyi bir geyşanın, kendini bir erkeğe karşı duyduğu tutkunun pençesine bırakmaması gerektiğini bilir. Yine de, sahip olamayacağı tek adama olan gizli aşkını bir türlü aklından çıkaramaz…




Akşamın kelebekleri...
Sosyal geceler Japonya’da her zaman iş dünyasının bir parçası olagelmiştir ve bir geyşanın varlığı ev sahibinin maddi gücünün böylesine gösterişli refakatçilere yettiğinin göstergesidir. Geyşalar asırlar boyunca, akşam vakti kozasından çıkan kelebekler gibi, evlerinden süzülüp o gecenin çayevi partisine katılmaya gitmiştirler.

Onlar ne eş, ne de hayat kadınıdırlar. Yaşamlarını güçlü adamları eğlendirerek kazanan birer sanatçıdırlar. Nitekim ‘Gei’ Japonca’da “sanat” anlamına gelir. Bir geyşa, eğitimli bir dansçı, şarkıcı, müzisyen ve sohbeti hoş biridir. Müşterilerinin esprilerine güler ve onların sırrını asla ifşa etmez. Yelpazesinin ufacık bir hareketiyle drama yaratır.

Zarafetinin ardında yıllar süren ağır eğitim ve öz disiplin vardır. Ama kimonosu ve nötr bir maskeyi andıran makyajının ardında, etten kemikten, kendine ait bir geçmişi, hayal kırıklıkları ve hayalleri olan bir kadın yatar. En iyi sakladığı sırlar ise, kalbine en yakın olanlardır...

Çok satanlar listesinden beyazperdeye

Rob Marshall’ın yönettiği “Bir Geyşanın Anıları”nın (Memoirs of a Geisha) başrollerinde “Hero”, “House of Flying Daggers” ve “Crouching Tiger Hidden Dragon” filmlerinden tanıdığımız Ziyi Zhang ile “Last Samurai” ve “Batman Begins”de rol alan Ken Watanabe kamera karşısına geçmiş. Filmde ikiliye eşlik eden oyuncular Michelle Yeoh, Koji Yakusho, Youki Kudoh, Kaori Momoi, Tsai Chin, Cary-Hiroyuki Tagawa, Suzuka Ohgo ve Gong Li olmuş.

“Bir Geyşanın Anıları”, Arthur Golden'in, yayınlandığı dönemde eleştirmenler tarafından çok beğenilen ve 60 hafta boyunca New York Times'ın çok satanlar listesinde yer alan romanından Robin Swicord ve Doug Wright tarafından sinemaya uyarlanmış. 32 dile çevrilen Golden'in romanı tüm dünyada 40 milyon kopya satmıştı…
[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
Kullanıcı avatarı
kokomela
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1642
Kayıt: 19-10-2005 10:45
Konum: İzmir

Jarhead

Mesaj gönderen kokomela »

Resim

Vizyona Giriş Tarihi
10.02.2006
Türü
Aksiyon
Ülke
ABD
Süresi ve Yapım Yılı
dakika - 2005
Yönetmeni
Sam Mendes
Oyuncular
Jake Gyllenhaal
Jamie Foxx
Peter Sarsgaard
Chris Cooper
Senaryo
William Broyles
Müzik
Thomas Newman
Görüntü Yönetmeni
Roger Deakins


Bu savaş televizyonda izlediğimizden çok farklı!

Üç kuşaktan beri asker olan bir aileden gelen 20 yaşındaki “Swoff” lakaplı gönüllü asker Anthony Swofford, 1990 yazında Birinci Körfez Savaşı’nda acemi birliğinin zorlu eğitimi biter bitmez Suudi Arabistan çöllerine aktif göreve gönderilir. Görevi, Irak askerlerine ve kavurucu sıcağa karşı hiçbir savunması olmaksızın, elinde keskin nişancı tüfeği, sırtında en az 50 kiloluk sırt çantasıyla Orta Asya çöllerinde nereye gittiğini bilmeden ilerlemektir.

Hiç anlayamadıkları bir ülkenin alev alev yanan çöllerinde göremedikleri düşmana karşı durmaya çalışan Swoff ve diğer deniz piyadeleri, bütün bu zorluklara mizahın gücüyle dayanmaya çalışırlar…

“American Beauty” ve “Road to Perdition” filmleriyle toplam on dört dalda Oscar adayı olan ve altı dalda ödüle layık görülen Sam Mendes’in yönettiği “Jarhead”, 1990’da Irak’ın Kuveyt’i işgaliyle başlayan Körfez Savaşı’na katılan Anthony Swofford’un savaş sırasında yaşadıklarını yazdığı anı kitabından sinemaya uyarlanmış. Başrollerinde Jake Gyllenhaal, Jamie Foxx, Peter Sarsgaard, Chris Cooper, Lucaz Black, Rini Bell, Laz Alonso, Brianne Davis, Peter Gail ve Jamie Martz’ın kamera karşısına geçtiği filmin senaryosu “Cast Away” filminin senaristi William Broyles tarafından yazılmış.

72 milyon dolar bütçeli “Jarhead”, 1990 yılında yaşanan Birinci Körfez Savaşı’na farklı bir açıdan yaklaşıyor. Bir askerin ağzından dökülen cilalanmamış bir öyküde portresi çizilen Körfez Savaşı, o yıllarda televizyonlar ve gazeteler sayesinde havadan izlediğimiz savaştan bir hayli farklı...

Swofford’un yazdığı kitap, 2003 yılında “The New York Times” gazetesinin best-seller listesinde dokuz hafta kalmış, aynı gazetede Swofford’un kitabıyla ilgili yayınlanan eleştiri yazısında, “Bir çeşit klasik... Askeri yaşam üzerine bugüne kadar yazılmış en iyi kitapları geride bırakacak, 1991 Körfez Savaşı’nı konu alan çok güçlü bir anılar kitabı... Milyonlarca genç insanın yakından bildiği, ama bugüne kadar çok az ifşa edilmiş gerçekleri anlatan cesur bir kitap...” yorumu yapılmıştı.

Yönetmen Mendes’in kitaba ve filme ilişkin sözleri ise şöyle: “1990 yılında meydana gelen Birinci Körfez Savaşı’ndan hatırladıklarımız, yukarıdan bakınca oyuncak kasabalar gibi görünen yerleşim merkezlerinin üzerine düşen küçük bomba görüntülerinden ibarettir. Televizyon ekranlarından izlediğimiz o görüntülerde insana ve insan hayatına dair en küçük bir belirti yoktu. Oysa toprak üzerindeki bir askerin, katıldığı savaşın genel kapsamıyla ilgili fikri yoktur. Kendi bulunduğu yerin dışında neler olup bittiğini dahi bilemez. Girmemize izin verilmeyen o çok özel savaşa, toprak üzerinde görev yapan bir asker aracılığıyla/sayesinde girmenin ilginç olacağını düşündüm. Tony’nin çöllerde yaşadığı bu deneyim, savaş konusunda bugüne kadar normal kabul ettiğimiz herşeyin tersyüz olmasına yol açacaktır.”
[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
Kullanıcı avatarı
kokomela
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1642
Kayıt: 19-10-2005 10:45
Konum: İzmir

D@bbe

Mesaj gönderen kokomela »

[ resmi görüntülemek için tıklayın ]


Vizyona Giriş Tarihi
10.02.2006
Türü
Korku
Ülke
Türkiye
Süresi ve Yapım Yılı
dakika - 2005
Yönetmeni
Hasan Karacadağ
Oyuncular
Ümit Acar
Kaan Girgin
Serdar Özer
Ebru Aykaç
Senaryo
Hasan Karacadağ
Müzik
Türkay Türkmen, Olay Andaç
Görüntü Yönetmeni
Seyhan Bilir


İnternet aracılığıyla yayılan kıyamet

2005 yılının sonlarına doğru Amerika’da bir intihar salgını başlar. Ülkenin her tarafında, bribirinden bağımsız insanlar, tüyler ürpertecek yöntemlerle kendilerini öldürmektedir. Çok geçmeden bu intihar vak’alarının benzerleri Türkiye’de de yaşanmaya başlar. İlk tuhaf intihar olayı İzmir’in Selçuk ilçesinde görülür. Tarık isimli kendi halinde bir genç, internete girdiği uzun gecelerin ardından birden bire dünyayla ilişkisini keser; kısa süre sonra da korkunç bir yöntemle kendini öldürür. Selçuk emniyet amirliği, bu intiharı özel incelemeye alır; Tarık’ın yakın arkadaşları Hande, Cem ve Sema’yı sorgular.

Bu sırada Tarık’ın bu arkadaşlarına internet aracılığıyla tuhaf görüntüler eşliğinde mesajlar gelmeye başlar. Mesajları gönderen, kısa süre önceden intihar eden Tarık’ın ta kendisidir. Bir ölüden mesaj almanın mantıksız olduğunu düşünen üç arkadaş, zaman içinde çevrelerinde garip varlıklar görmeye başlarlar. Göründükleri insanlara korkunç anlar yaşatan bu varlıklar, kişilerin bilinçlerini ele geçirerek onların hayalle gerçek arasında ayrım yapmalarını engellemekte; çok geçmeden de kendilerini öldürmelerine sebep olmaktadırlar.

Bu esrarengiz olaylar üzerinde araştırmalar yapan Hande, ulaştığı bilgileri komiser Süleyman’la paylaşır. Ona göre, yeryüzündeki tüm ölümleri gerçekleştiren Dabbe’tül arz isimli bir varlık bulunmaktadır. Dabbe’nin bunun için kullandığı araçlarsa, dünyaya bir örümcek ağı gibi yayılan İnternet ile, aynı mekanda fakat farklı boyutta yaşayan cinlerdir.

Dabbe perdeyi aralamış; gerçekler ters-yüz olmaya başlamıştır. Kıyametin son alametleri artık her yerdedir…




Üçlemenin ilk halkası…
Yaşamını Japonya'da sürdüren Hasan Karacadağ’ın yazıp yönettiği korku filmi “D@bbe”nin başrollerinde Ümit Acar, Kaan Girgin, Serdar Özer ve Ebru Aykaç kamera karşısına geçmiş. Filmde rol alan oyuncular arasında Süha Tok, Serhat Yiğit, Zeynep Hasdal Çolakoğlu, Fulya Candemir, Sabri Tekinalp ve Murat Seviş de bulunuyor. Çekimleri İzmir Selçuk’ta gerçekleştirilen “D@bbe”, bir üçlemenin ilk halkasını oluşturuyor. Kıyametin internet aracılığıyla yayılacağı teması üzerine kurulu film, kutsal kitaplarda anlatılan; Kuran'da Dabbet-ül Arz olarak isimlendirilen bölümden alıyor adını.

1999’da İstanbul Film Festivali'nde özel gösterimde yer alan “Hummadruz” isimli bilim kurgu filmiyle dikkat çeken Hasan Karacadağ, filmleriyle Japonya'da pek çok ödül alan genç bir yönetmen. Karacadağ’ın film hakkındaki sözleri şöyle:

“D@bbe filminin nasıl ve ne zaman bir film fikri olarak kafamda var olduğunu hatırlamıyorum. Ama bu filmin benim için iki önemli noktası var: birincisi, insanlığın kıyameti kendi elinden üreteceğini iddia etmesi; ikincisi de internet kavramının giderek nasıl bir yaratığa dönüştüğünü göstermeye çalışması. Japonya’da bulunduğum süreçte insanların kendi kültürleriyle olan organik ilişkilerini ve bu ilişkinin sinemayı ilgilendiren tarafını inceleme fırsatı buldum. Yapacağım bir korku filmi olsa bile, kendi kültürümden malzemeleri kullandığım zaman nasıl veriler elde edebileceğimi gördüm. D@bbe’nin korku sinemasına yeni açılımlar getirebileceğine inanıyorum.”

[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
[ resmi görüntülemek için tıklayın ]
Kullanıcı avatarı
kokomela
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1642
Kayıt: 19-10-2005 10:45
Konum: İzmir

Çalıntı Gözler

Mesaj gönderen kokomela »

Resim

Vizyona Giriş Tarihi
10.02.2006
Türü
Dram
Ülke
Türkiye / Bulgaristan
Süresi ve Yapım Yılı
101 dakika - 2005
Yönetmeni
Radoslav Spassov
Oyuncular
Nejat İşler
Vesala Kazokova
Valery Yordanov
Senaryo
Radoslav Spassov, Neri Terzieva
Müzik
Görüntü Yönetmeni
Plamen Somov


Yakın tarihimize damgasını vurmuş acı dolu bir öykü

“Çalıntı Gözler”, 80’lerde Bulgaristan’da yaşayan Türk azınlığın maruz kaldığı trajediyi konu alıyor…

Yıl 1984. Ülkedeki komünist rejim Türk azınlığı asimile etmek için sert uygulamalara başlamıştır. Ülkede yaşayan Türklerin isimleri zorla değiştirilirken, Türkçe konuşmak da yasaklanır. Giderek artan baskıya dayanamayan onbinlerce Türk, çareyi göç etmekte bulur.

Tüm ailesi Türkiye’ye yerleşme kararı veren Ayten öğretmen ise, geçmişinden ve kendini ait hissettiği topraklardan kopmak istemeyerek Bulgaristan’da kalmaya karar verir. Geride sadece dedesinin kaldığı köyüne dönen genç kadın, daha önce de bir kaç kez yollarının kesiştiği Ivan’ı kendisini beklerken bulur.

Vicdan azabı, bağışlanma, aidiyet ve memleket kavramları üzerine benzersiz bir deneme olan, isimleriyle birlikte geçmişlerinden ve kültürlerinden sökülüp alınmaya çalışılan Türk azınlığın hikayesini anlatan “Çalıntı Gözler”, yakın tarihimize damgasını vurmuş acı dolu bir öyküyü büyük bir tarafsızlıkla anlatmayı başaran çarpıcı bir yapım. Film, yüzyıllardır birarada uyum içinde yaşayan insanların kamplaştırılmasını, uygulanan politikalarla birbirlerine düşman edilmelerini ve ait oldukları topraklara yabancılaştırılmalarını yalın bir dille anlatıyor.

Radoslav Spassov’un yönettiği filmin başrollerinde Nejat İşler, Vessela Kazakova ve Valery Yordanov rol almış. Senaryosunu Nery Terzieva ve Radoslav Spassov’un birlikte yazdığı Bulgaristan – Türkiye ortak yapımı “Çalıntı Gözler”, Bulgaristan tarafından “en iyi yabancı film” dalında Oscar’a aday gösterildi.

Geçtiğimiz yıl içinde yirminin üstünde festival daveti alan, Rusya, Almanya ve Sırbistan’daki festivallerde ödüle değer bulunan film, Bulgaristan’da gösterime girdiğinde milliyetçi kanatta büyük tepki uyandırmıştı.

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kokomela
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1642
Kayıt: 19-10-2005 10:45
Konum: İzmir

Umut Güzledir

Mesaj gönderen kokomela »

Resim


Yönetmen Patricia Ferreira, Pere Joan Ventura, Chus Gutiérrez
Senaryo Virginia Yagüe, Georgina Cisquella
Oyuncular D. Krishnakumar, Theni Kunjarammal, T.R. Aishwarya, Gnana Bharathi, Annakamatchi
Filmin Türü Drama, Aile
Orijinal Adı En El Mundo A Cada Rato
Yapımcı Firma Tus Ojos
Yapım Yılı 2004
Yapım Ülkesi İspanya
Orijinal Dili İspanyolca
Filmin Süresi 116 dakika
Dağıtıcı Firma rfilm
Vizyon Tarihi 10.02.2006

Çocuk haklarına beyazperdeden destek

Patricia Ferreira, Chus Gutierrez, Javier Corcuera ve Javier Fesser’ın yönettiği “Umut Güzeldir”, dünyadaki çocuk haklarının korunmasına sinematik bir katkı olarak hazırlanmış bir belgesel. Film, UNICEF’in beş öncelikli konusunu işleyen beş hikâyeden oluşuyor: Kız çocuklarının eğitimi, çocukların erken gelişimi, bağışıklık kazandırma, HIV/AIDS’e karşı mücadele ile şiddet, istismar ve ayrımcılıktan koruma.

Film, farklı yönetmenlerin imzasını taşıyan dört ayrı bölümden meydana geliyor: Patricia Ferreira tarafından yönetilen, Hindistan’da çekilen “En İyi Saklanan Sır / El Secreto Mejor Guardado”; Chus Gutiérrez tarafından yönetilen, Arjantin’de çekilen “Yedi Kuyu Köyü / Las Siete Alcantarillas”; Javier Corcuera tarafından yönetilen, Peru’da çekilen “Belen’in Kızları / Hijas de Belén”; Javier Fesser tarafından yönetilen, Senegal’de çekilen “Binta ve Harika Bir Fikir / Binta y la Gran Idea”.

Bölümlerin konuları kısaca şöyle:

En İyi Saklanan Sır / El Secreto Mejor Guardado

Yetim Ravi, anneannesiyle birlikte Hindistan’ın güneyinde bir köyde yaşamaktadır. Kendi köyünde istenmediği için, buradaki okula gidebileceği halde, başka bir köydeki okula gitmek için her gün uzun bir yol yürümektedir. Ravi bunun nedenini anlayamamaktadır. Sadece arkadaşı Krishnaveni onun yanında olmaktan mutludur. Okul dansı kutlamalarını sabırsızlıkla bekleyen Ravi’nin dansa katılabilmek için üniformaya ihtiyacı vardır; onu alabilmek için de çalışmaya. Üniformasına kavuştuğu gün, Krishnaveni’den ailesiyle birlikte köyden ayrılmak zorunda olduğunu da öğrenir. Ama nedenini o da bilmemektedir…

Yedi Kuyu Köyü / Las Siete Alcantarillas

Üç yaşındaki kız çocuğu Maca, ailesini, evini ve mahallesini göstererek bize neden mutlu olduğunu anlatmaktadır. Ama onun gördükleri izleyicinin gözlemlediği gerçeklikten çok farklıdır. “Yedi Kuyu Köyü”ndeki hayat o kadar da kolay değildir ve Maca da yakında bunu keşfedecektir…

Belen’in Kızları / Hijas de Belén

Eusebia, Amazon ormanlarında “Jebero”larla birlikte yaşamaktadır. 10 yaşındayken okumak amacıyla Iquitos (Peru) şehrindeki Belén semtine gelir. Ama okuma yazmayı hiç öğrenemez; çünkü çok küçük yaştan itibaren çalışmak zorunda kalır. Yetmiş yıl sonra, geçen zamanla birlikte dilinin ve kültürünün kaybolduğunu üzülerek bize anlatır. Üç nesil sonra, Belén semtinin çocuklarından Nancy de okuma yazma öğrenemez; çünkü ailesinin geçimine yardım etmek için her gün çalışmak zorundadır.

Binta ve Harika Bir Fikir / Binta y la Gran Idea

Yedi yaşındaki Binta, Senegal’in güneyindeki Casamance nehrinin yakınında güzel bir köyde yaşamakta ve okula gitmektedir. Kuzeni Soda ise onun kadar şanslı değildir; çünkü Soda’nın bu dünya hakkında bilmediklerini öğrenmesine izin verilmemektedir. Binta, balıkçı olan mütevazi babasına hayrandır. Babası insanlığın gidişatından endişe etmektedir ve aklına koyduğu fikri gerçekleştirmekte de kararlıdır...

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kokomela
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1642
Kayıt: 19-10-2005 10:45
Konum: İzmir

Sınırları Aşmak

Mesaj gönderen kokomela »

Resim


Yönetmen James Mangold
Senaryo Johnny Cash, Johnny Cash
Oyuncular Joaquin Phoenix, Reese Witherspoon, Ginnifer Goodwin, Robert Patrick, Dallas Roberts
Filmin Türü Drama, Müzikal
Orijinal Adı Walk The Line
Yapımcı Firma Fox 2000 Pictures
Yapım Yılı 2005
Yapım Ülkesi ABD
Orijinal Dili İngilizce
Filmin Süresi 136 dakika
Resmi Sitesi http://www.walkthelinethemovie..
Dağıtıcı Firma Özen Film
Vizyon Tarihi 10.02.2006

Amerikan müziğine damgasını vuran ses

1955 yılında, adının J. R. Cash olduğunu söyleyen genç bir gitarist, ünlü olmak amacıyla Memphis’teki Sun Stüdyoları’na gelir. Amerikan kültürünün üzerinde silinmez bir iz bırakacak adamın şöhrete ilk adımlarıdır bunlar. Gitarında dolaşan parmakları, demirden daha keskin ve kararlı bakan gözleri ve kapkara, derin bir geceyi andıran sesiyle daha önce hiç duyulmamış bir hayatı anlatmaktadır...

Şöhretinin ilk günlerini ateşleyen farklı karakteri ve insanlar üzerinde bıraktığı etki, günümüzün rock, country, punk, folk ve rap starlarına kadar bir çok yeteneğin de ortaya çıkmasında ön ayak olacaktır. Kendine has sesi ve kariyeri boyunca yaşadığı kişisel değişimler, sert karakterinin uzantısı olur.

Önceleri kendisini yok eden bir çok yıldız gibi yaşayan Cash, daha sonraları idol haline gelen “Siyah Giyinen Adam” karakteriyle hem bıçak sırtındaki şöhretin ne kadar acımasız, hem de aşkın doğasının ne kadar güçlü olduğuna örnek oluşturacaktır…

Genç Johnny Cash’in hikayesi June Carter adındaki folk şarkıcısına duyduğu aşk ile anılmış; “Heavy”, “Cop Land”, “Girl Interrupted” ve “Identity” filmleriyle tanınan yönetmen James Mangold’un ellerinde “Walk the Line” isimli file dönüşmüş. Filmin senaryosunu Cash’in “Man in Black” ve “Cash The Autobiography” adlı kitaplardan Mangold ve Gill Dennis perdeye uyarlamış.

“Walk the Line”ın başrollerini Joaquin Phoenix (John R. Cash) ile Reese Witherspoon (June Carter) paylaşmış. Phoenix ve Witherspoon rollerinin gerektirdiği her notayı canlı performe ederek kendileri seslendirmişler. Böylece Johnny ve June’un arasındaki aşkı daha gerçekçi biçimde seyirciye aktarabileceklerine inanmışlar. Filmde ikiliye eşlik eden oyuncular Ginnifer Goodwin (Vivian Cash), Robert Patrick (Ray Cash ), Dallas Roberts (Sam Phillips), Dan John Miller (Luther Perkins) ve Larry Bagby (Marshall Grant) olmuş.

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kokomela
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1642
Kayıt: 19-10-2005 10:45
Konum: İzmir

Hacivatla Karagöz Neden Öldürüldü?

Mesaj gönderen kokomela »

Resim

Vizyona Giriş Tarihi
17.02.2006
Türü
Tarihsel
Ülke
Türkiye
Süresi ve Yapım Yılı
dakika - 2005
Yönetmeni
Ezel Akay
Oyuncular
Haluk Bilginer
Beyazıt Öztürk
Şebnem Dönmez
Güven Kıraç
Senaryo
Levent Kazak, Ezel Akay
Görüntü Yönetmeni
Hayk Kirakosyan


Doğru söyleyeni…

14. yy., Bursa… Anadolu’daki bütün devlet ve beylikler Moğol akınları karşısında darmadağın olmuş, halk akın akın Moğollardan kaçıp Bursa’ya yerleşmektedir. Şehir aynı zamanda çeşitli devlet ve beyliklerden gelen yönetici sınıfın da sığınma yeridir. Osmanlı Devleti’nin temellerinin atıldığı bir dönemdir.

Moğol vergi memurlarından kaçıp annesiyle Bursa’ya yerleşen Karagöz, cahil olsa da çok zeki, hele de öfkelendiğinde sözleri ve hareketleriyle etrafındakileri gülmekten yerlere yatıran bir Türkmen göçeridir. İş ararken annesi taşın sırrını (çimento) ona öğretir ve bu sır, Karagöz’ün Bursa’da iş bulmasına yardımcı olur. Hacivat ise devletler arasında haber götürüp getiren bir postacıdır. Zeki, lafazan, sefahat ve eğlenceye düşkün bir fırsatçıdır. Düştüğü zor durumlardan çenebazlığı sayesinde kurtulur. Moğol’dan kellesini kurtarıp Bursa’ya gelmesi de bu sayede olmuştur. Karagöz’ün hasta ineğini satın alınca tanışırlar. Karagöz’deki doğal yeteneği görür ve fırsatçılığını kullanarak bundan şan, şöhret ve para için yararlanmak ister.

Savaştan savaşa koşan Orhan Gazi, Bursa şehrine kendi ismiyle anılacak bir cami yaptırmak istemektedir. “Taşın sırrını” bildiklerini söyleyince Karagöz ve Hacivat birlikte bu cami inşaatında çalışmaya başlar. İkisi bir araya geldiklerinde konuşmaları ve atışmalarıyla herkesi güldürmekte, etraflarındaki insanları çok eğlendirmektedirler. Bu sayede kısa sürede şehirde ün salar ve şehrin ileri gelenlerinin düzenlediği davetlere “komedyen” olarak çağrılmaya başlarlar. Ama davetlerde şehrin ileri gelenleri, din adamları ve devlet adamları da dahil olmak üzere herkes hakkında o kadar atıp tutar, herkesi öyle alaya alır, günahlarını yüzlerine vururlar ki, sonunda istenmeyen kişiler haline gelmeye başlarlar.

Cami inşaatının bir türlü bitmek bilmemesine bir de Karagöz ve Hacivat’ın herkesle dalga geçmesi, herkese laf dokundurması eklenince, kurulmakta olan devlette yer kapmaya çalışan eski Selçuklu veziri Pervane için, onların ölüm fermanını Orhan Gazi’ye imzalatmak zor olmayacaktır…




Güldürmenin ağır bedeli
“Neredesin Firuze” filmiyle Türk sinemasına farklı bir renk getiren Ezel Akay’ın yeni filmi “Hacivat'la Karagöz Neden Öldürüldü”nün başrollerinde Haluk Bilginer (Karagöz) ve Beyazıt Öztürk (Hacivat) kamera karşısına geçmiş. Filmde ikiliye eşlik eden isimlerin başında Ragıp Savaş (Orhan Gazi), Levent Kazak (Dimitri), Ayşe Tolga (Nilüfer Hatun), Ayşen Guruda (Ana), Altay Özbek (Çoban), Hasan Ali Mete (Küşteri), Serdar Gökhan (Köse Mihal), Şebnem Dönmez (Ayşe Hatun) ve Güven Kıraç (Pervane) yer alıyor. Senaryosunu Levent Kazak ve Ezel Akay’ın birlikte yazdıkları filmin görüntü yönetmeni Hayk Kirakosyan.

“Hacivat'la Karagöz Neden Öldürüldü”, Türk gölge oyunu geleneğinin iki baş aktörü Hacivat ve Karagöz’ün, güldürmenin bedelini nasıl ağır bir şekilde ödediklerini gözler önüne sererken, mizahın ve sivri dilliliğin her dönemde çeşitli kısıtlamalara maruz kalışının da örneğini veriyor. Bir dönem filmi niteliğindeki “Hacivat'la Karagöz Neden Öldürüldü”nün fonunda imparatorluk döneminin olayları, savaşlar ve mücadeleler var.

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kokomela
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1642
Kayıt: 19-10-2005 10:45
Konum: İzmir

Aeon Flux: Gelecek Flux’ta

Mesaj gönderen kokomela »

Yönetmen Karyn Kusama
Senaryo Phil Hay
Oyuncular Charlize Theron, Marton Csokas, Jonny Lee Miller, Sophie Okonedo, Frances McDormand
Filmin Türü Aksiyon, Macera
Orijinal Adı Aeon Flux
Yapımcı Firma CIS Hollywood
Yapım Yılı 2005
Yapım Ülkesi ABD
Orijinal Dili İngilizce
Filmin Süresi 93 dakika
Resmi Sitesi http://www.aeonflux.com/
Dağıtıcı Firma UIP
Vizyon Tarihi 24.02.2006

‘Mükemmel hayat’ yalanının ardındaki gerçek…

25. yüzyılda tüm dünyaya yayılan bir virüs sonucunda insanoğlunun büyük bölümü yok olmuş, geri kalanlar da tek bir kentte toplanmak zorunda kalmıştır. Kent içinde çok büyük politik çatışmalar çıkmakta, huzur bir türlü sağlanamamaktadır.

Diktatör liderlerce yönetilen duvarlarla çevrili Bregna kentinde, ailesi hükümet ajanları tarafından öldürülen Aeon Flux, intikam isteğiyle yanıp tutuşmaktadır. O, mükemmel topluma karşı verilen mücadelede ön saflarda yer alan iyi eğitimli bir kadın askerdir ve ‘mükemmel hayat’ denilen kavramın arka planında mükemmel bir yalanın gizlenmekte olduğundan kuşku duyan az sayıda insandan birisidir.

Liderlere karşı yeraltı isyanını başlatan üst düzey ajanlar arasında yer alan Flux’a, kentin tek kural koyucusu olan Trevor Goodchild’a suikast düzenleme görevi verilir. Ama bu göreve başlarken Flux, o güne dek bildiği herşey önemli bir sınavdan geçecektir.

Konusu 2415 yılında geçen “Aeon Flux”, uzak geleceğe ilişkin son derece çarpıcı bir öngörü niteliğinde. Hükümetin en tepedeki liderini öldürmeyi hedefleyen Aeon Flux isimli, akrobatik yeteneklere sahip bir kadın suikastçinin hikayesini anlatan filmin yönetmenliğini, kadınlar arası boks maçlarını konu alan “Girlfight” ile adını duyuran Japon asıllı Karyn Kusama üstlenmiş.

Filmde esrarengiz görünümlü, ahlaki değerleri olmayan gizli ajan Flux’u Oscar ödüllü oyuncu Charlize Theron canlandırmış. Theron’a eşlik eden isimler Marton Csokas, Jonny Lee Miller, Sophie Okonedo, Frances McDormand, Pete Postlethwaite ve Amelie Warner olmuş. Senaryosunu Peter Chung’un yarattığı ünlü MTV animasyon dizisini temel alarak Phil Hay ve Matt Manfredi’nin birlikte yazdıkları filmin görüntü yönetimini Stuart Dryburgh gerçekleştirmiş.

Filmin başrol oyuncusu Charlize Theron’un, portresini çizdiği karakter hakkındaki sözleri şöyle: “Aeon son derece acımasız ve gaddar bir kadın ajandır. Sadece görevini düşünür, gözü başka hiçbir şeyi görmez. Normal yaşam sürme fikrine uzun süre önce veda etmiştir. O bir profesyonel katildir. Gezegende yaşamasının tek bir amacı vardır: Ailesinin intikamını almak.”

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kokomela
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1642
Kayıt: 19-10-2005 10:45
Konum: İzmir

Match Point. Maç Sayısı

Mesaj gönderen kokomela »

Yönetmen Woody Allen, Woody Allen
Senaryo Woody Allen
Oyuncular Jonathan Rhys-Meyers, Alexander Armstrong, Paul Kaye, Paul Kaye, Matthew Goode
Filmin Türü Drama, Romantik
Orijinal Adı Mathc Point
Yapımcı Firma British Broadcasting Corporation
Yapım Yılı 2005
Yapım Ülkesi İngiltere
Orijinal Dili İngilizce
Filmin Süresi 124 dakika
Resmi Sitesi www.matchpoint.dreamworks.com
Vizyon Tarihi 17.02.2006

Resim

Tutkunun ağır bedeli...

Genç tenis eğitmeni Chris Wilton, zengin bir ailenin oğlu olan Tom Hewett’a verdiği özel dersler sayesinde, yüksek sınıftan insanlarla yakınlaşma şansı bulur. Tom’un güzel kızkardeşi Chloe, ilk görüşte Chris’e aşık olur. Chris ise, bir yandan Chloe ile flört ederken, Tom’un Amerikalı aktris, femme-fatale sevgilisi Nora’ya gönlünü kaptırmıştır. Chloe ile evlendikten sonra da Nola ile yasak ilişkisini sürdürür. Ne Nola’dan, ne de evliliği sayesinde kazandığı mevki ve zenginlikten vazgeçmeye niyetli değildir. Oysa bir seçim yapması gerekmektedir. Ama tutku ve ihtirasın pençesindeki genç adam, yaptığı seçimlerin yaratacağı etkilerin farkında değildir...

Son olarak “Melinda ve Melinda” filmiyle hayranlarının karşısına çıkan ünlü Amerikalı yönetmen Woody Allen’ın yönettiği “Maç Sayısı”nın başrollerinde Jonathan Rhys-Meyers (Chris Wilton), Scarlett Johannson (Nola), Matthew Goode (Tom), Emily Mortimer (Chloe), Brian Cox (Baba) ve Penelope Wilton (Anne) yer alıyor. Senaryosunu da Woody Allen’ın yazdığı filmin görüntü yönetmeni Remi Adefarasin.

Filmin başrol oyuncusu Rhys-Meyers, fırsatları yakalamayı bilenlerin, şansa sahip olduğuna inanıyor. Bekleyenler ise, şanslarını kaybediyorlar ona göre. “Şanslı insanlar fırsatları görürler...şansız olanlar ise geçip gitmesine izin verirler. Yeteneğin varsa şanslı sayılabilirsin; fakat bu yeteneği kullanmak ve daha da geliştirmek için zihinsel olarak hazırlık yapmazsan, bu şans sana bir şey kazandırmaz.” diye ekliyor Meyers.

İngiltere’de çekilen “Maç Sayısı”, Woody Allen’ın New York dışında yaptığı ilk film. Sınıf ayrımından yola çıkan ve psikolojik bir gerilime dönüşen film, genç bir adamın toplumda yükselişinin ve hırsının korkunç sonuçlarının hikayesi... İki kadın arasında kalan genç adam, çıkış yolu bulamayarak sonunda uç noktalara varacak olaylara sebep oluyor. Filmde Nola karakterini canlandıran Scarlett Johansson’un haricindeki tüm oyuncular İngiliz.

Hollywood’un son genç yıldızlarından Scarlett Johansson, “İnci Küpeli Kız” ve “Bir Konuşabilse” filmleri ile dikkatleri üzerine çekmişti. Her iki filmle de, Altın Küre ve BAFTA Ödülleri’ne aday gösterilen ve çeşitli ödüller kazanan 21 yaşındaki oyuncu, filmde canlandırdığı karakter hakkında şöyle konuşuyor: “Nola’nın ümitsizliği karşısında çok etkilendim. ‘Bu rolü oynayabilirim, kapasitem var’ diye düşündüm. Nola, sevgilisi Tom gibi zengin bir aileden değil. Aktris olmaya çalışıyor; ama yeterince başarılı olmadığının da farkında. Kendi kontrolü dışındaki hayatını kontrol etmeye çabalıyor. Yapabileceği her şeyi elinde tutmaya çalışıyor; böylece hayatının istediği gibi olmadığını itiraf etmek zorunda kalmıyor. Ama tutkuları karşısında yenik düşebiliyor.”

Londra’da neredeyse tamamen yeni bir ekiple çalışmak zorunda kalan yönetmenin ekip hakkındaki sözleri ise şöyle: “İngiliz bir ekiple çalışmak harika bir deneyimdi. Harika bir ekibim vardı; sıcakkanlı, çok verimli ve her alanda yaptıkları işte en iyi olan bir ekip. Herkes yaptığı işe heyecan katarak bu deneyimin çok keyifli bir hale gelmesini sağladı.”

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kokomela
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1642
Kayıt: 19-10-2005 10:45
Konum: İzmir

Vay Anam Vay 2

Mesaj gönderen kokomela »

Resim

Yönetmen John Whitesell
Senaryo Don Rhymer
Oyuncular Martin Lawrence, Elton LeBlanc, Michelle Parylak, Sarah Brown, Jessica Anderson
Filmin Türü Komedi
Orijinal Adı Big Mommas House 2
Yapımcı Firma Deep River Productions
Yapım Yılı 2006
Yapım Ülkesi ABD
Orijinal Dili İngilizce
Filmin Süresi 120 dakika
Resmi Sitesi http://www.bigmommashouse2.com/
Dağıtıcı Firma Özen Film
Vizyon Tarihi 24.02.2006


2000 yılında 'Big Momma`s House'-Vay Anam Vay filminde Martin Lawrence Koca Anne rolü ile kariyerin en 'ağır' ve en 'büyük' rolünü canlandırdı. FBI ajanı Malcom karakteri ile bir banka hırsızını yakalayablmek için oldukça farklı bir yöntem seçip kılık değiştirdi. Bu kez ise Lawrence daha cesur, daha büyük ve daha kötü bir Koca Anne olarak izleyicilerin kaşısına dönüyor: BIG MOMMA`S HOUSE 2. Bu kez, Lawrence`in Koca Anne kılığına bürünmesinin sebebi ulusal bir güvenlik felaketini önlemek... Faka Koca Anne`nin ülkeyi kurtarmak için öncelikle şüpheli ve garip bir ailenin çocuklarına bakıcılık etmek durumundadır...

Bu kez Malcolm ölümcül bir bilgisayar virüsü tarafından tehdit altında olan ulusal güvenlik dosyalarını kurtaramaya çalışıyor...Ne yazık ki bu virüsü yok etmenin tek yolu yaratıcısına yakın olmaktır.. Tom Fuller (MARK MOSES), Orange County`deki evinde bir hizmetçiye ve çocuklarının bakıcıya ihtiyacı vardır... Bilin bakalım bu bakıcı kim olacak... Tabii ki bir kadının gücünü daha önce de ispatlamış Koca Anne....Ev sahipleri Leah`s (EMILY PROCTER) ve Tom çocukları Andrew ,Carrie ve Molly`i hiç düşünmeden Koca Anneye emanet edeceklerdir...

Bütün bunların dışında Koca Anne, kırılmaya çok yaklaşmış Fuller ailesinin bağlarını pekiştirmeye ve onları tekrar birbirlerine bağlamaya da çalışacak. Bu arada tabii kendi ailesine olan inancı ve bağlılığı da pekişecek. Üvey oğlu Trent (JASCHA WASHINGTON) ve güzel karısı Sherrie (NIA LONG) ile olan ilişkilerini de yeniden gözden geçirme fırsatı bulacak. Malcolm bunun yanında hem ev hayatının sorumluluklarını paylaşmayı hem de iş hayatında başarılı olmayı aynı anda nasıl başaracağı konusunda da yeni fikirler geliştirecek. Yani Koca Anne`nin işi bu kez takma göğüsler ve florans rengi komik elbiseler giyerek bitmiyor... Çok daha zorlu bir macera onu bekliyor.


Resim
Resim
Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir