Çok eski söylentilere göre Malkara Köylerinde birinde Zeynep adında bir kız vardır. Onun güzelliği dillere destandır.Yaşı tam onbeşine gelip çatmış, herkesin dikkatini çekmeye başlamıştır.
Günün birinde ,Zeynep’in köyünde büyük bir düğün olur.Bu düğün köy ağasının düğünüdür.Düğüne, uzak kasaba ve köylerden insanlar çağırılır.Yedi gün yedi gece davullar dövülür, zurnalar çalınır.Kazanlar kaynar.Pehlivanlar yağlı güreş tutarlar.Çeşitli gösteriler yapılır, oyunlar oynanır.Gösterilerin en önemliside at yarışlarıdır.
Bu düğüne üç gün üç gece yol tepip gelen Ali adında bir genç iyi bir at yarışçısıdır. Bu gencin gözü bir ara Zeynep’e ilişir.Ali Zeynep’i görür görmez abayı yakar.Yüreğinde sıcak nehirler dolanmaya başlar. Köyüne döner dönmez ağa olan babasına yalvarır yakarır. İllede Zeynep ile evlenmek ister.Babası oğlunun isteğini yerine getirmek için, köyün ileri gelenleriyle atlara atlar, Zeynep’in köyünün yolunu tutar.Zeynep’i babasından isterler. Kız babası-anası kızlarını uzak yere vermek istemezlerse de köyün ağaları araya girerler ve söz kesilir.Kısa zaman sonra düğünleri olur.
Zeynep gelin olduktan sonra anasını, babasını kardeşlerini ve köyünü yedi sene göremez. Kocasına yalvarır, yakarır, kulu kölesi olur, bir türlü onu yola getiremez.Zeynep’in içerisinde hasret yanar durur. Bu özlem yüreğinde günden güne büyüyerek dayanılmaz hal alır.Anası, babası ve köyü her gece rüyasına girer. Zeynep artık teselliyi türkülerde bulur. Ezgiler yakmaya başlar. Kına gecelerinde ve duvaklarda söylediği türkülerle gelinleri, kızları büyüler.
Zeynep’in evi köyün en yüksek tepesindedir. Her gün evinin bahçesine çıkar “yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” türküsünü çağırır.
Kocası Zeynep’in hasretine aldırış bile etmez.Onu itip döver, işkence eder.Zaten Zeynep’e olan sevgisi çoktan yok olmuştur.Zeynep kocasının bu tutumundan yataklara düşer.İğneden iplik kesilir.
Sonunda köy halkı toplanır.Anasının babasının gelmesini kararlaştırırlar.Zeynep’in kocasının başka çaresi kalmamıştır.Uzun bir yolculuktan sonra Zeynep’in anası ve babası gelir.Zeynep son nefesinde “yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” türküsünü anasına babasına mırıldanır.Çevresindeki tüm insanlar duygulanıp gözyaşı dökerler.
Hasretini biraz olsun gideren Zeynep için çok geç kalınmıştır.O bir daha yataktan kalkamaz. Türküsü o günden bu güne söylenip durur.
not : hikayesini yazmayı unutmuşum özür dilerim
[size=150][color=blue] Amma da sevdim bana ait olan yanlızlığımı, hiç birinizi sevmediğim kadar..[/color][/size]