ümit ile alt yapı hocalıgı

Futbol hakkında tüm konular.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

ümit ile alt yapı hocalıgı

Mesaj gönderen umiturkmez »

FUTBOL OYUNU OYUN STRATEJİSİ
Futbol Oyunu "oyun stratejisi" yani taktik düşünce ve uygulama bağlamında çok hızlı değil ama sürekli değişiyor.
Bu değişim elbette ileriye doğru. İleriye doğru olduğu için de bu bir gelişim.
Değişimler ileriye ve geriye doğru olabilir. Geriye doğru olan değişimler gelişim olarak nitelendirilmez.
Bu kavramsal girişten sonra futbol oyununa ilişkin "oyun stratejilerinin" değişimlerinin bir gelişim olduğunun tek bir göstergesi vardır; Kazanmak.
Eğer yeni bir oyun stratejisi kurmuş, bulmuş ve bunu uygulama alanında kullanarak başarılı olmuşsanız bu bir ilerlemedir ve dolayısıyla gelişimdir.
Futbol tarihi oyun stratejisi anlamında çok fazla ileriye yönelik değişime yani gelişime tanık olmamıştır.
Yanlış anlaşılmasın, yüzlerce yıllık bir oyundan söz ediyoruz. Elbette bir çok oyun stratejisi oluşturuldu, uygulandı ve başarı getirdi. Dolayısıyla futbolun ilerleyerek gelişimi sağlandı.
Lakin karıştırılan şey şu;
Bir oyunda oyun stratejileri üzerinde bazı değişiklikler yapmak o oyunu farklılaştırmaya çalışmak anlamın gelir ve bu bir değişim anlamına gelmez.
Ama işte bu tür küçük dokunuşlar birikerek, bambaşka bir oyun stratejisinin doğmasına ve futbol oyunun gelişerek ilerlemesine neden olur.
Özetle antrenörler, özellikle de düşünen, yazan, araştıran ve değişiklik peşinde koşan teknik adamlar futbol oyununun gelişerek ilerlemesine veya ilerleyerek gelişmesine katkı sunarlar.
Günümüzün en popüler iki teknik adamı olan Kloop ve Guardiola bu anlamda oyun stratejisi için arayış, biriktirme işini yapan teknik adamlardır.
Kim bilir belki bir gün, onların dokunduğu, sürekli farklılaştırdığı, katkı sağlayıp biriktirerek sürekli devinim içine soktukları futbol oyunu, ya yine onlar tarafından veya başka bir teknik adam tarafından "yeni bir oyun stratejisi"ne ulaştırılacaktır.
Sanki öyle ki, bir Valeriy Lobanovskıy veya bir Rinus Michels örneğinde olduğu gibi yeni bir futbol oyun stratejisi aşamasına geldiğimize dair ciddi emareler var. İki yılın M. City'si, daha farklılaşan biçimiyle son iki yılın Liverpool'u bu anlamda ciddi göstergelerdir.
alıntı
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile alt yapı hocalıgı

Mesaj gönderen umiturkmez »

ANTRENÖRLÜK MESLEĞİ YAPILANMASI VE ANTRENÖR YETERLİLİKLERİ MESELESİ



(1)

Yeterlilik bir iş alanında, o iş alanına yönelik mesleki yapılanmalara ilişkin o mesleğin gereklerini gerçekleştirebilmek için sahip olunması gereken tüm özelliklere sahip olmaktır.

Peki, Antrenörlük nedir?
Spor alanına ilişkin, eğitim ve spor iş alanı ile ilgili bir meslektir.

Bu durumda "yeterlilik" kavramı "mesleki bir yeterlilik" halini almakta ve o mesleğin gereklerine yerine getirebilecek tüm özelliklere sahip olmayı ifade etmektedir.

Antrenörlük mesleğinin de amaçları ve işlevleri bakımından ayrıldığı veya ayrılması gerektiği durumlar vardır.

Antrenörlük bir spor dalına özgü mesleki bir alan olmaktan çoktan çıkmıştır.

Artık cimnastik, atletizm veya futbol antrenörü gibi mesleki sıfatları yetersiz ve tam isabetli sıfatlar değildir.

Dolayısıyla antrenörlük mesleğinin amaçları ve işlevleri bakımından sadece a, b, c veya 1. 2. 3. seviye diye kategorize edilmesi en büyük sorunlardan birisidir.

Antrenörlük mesleği amaç ve işlevsellik açısından tüm spor branşlarına yönelik "yetiştiricilik", "geliştiricilik" ve yarıştırıcılık" bakış açılarıyla inşa edilmesi ve sıfatlandırılarak alt meslek dalları haline getirilmesi zorunluluğu fevkalade önemlidir.

Ancak bundan sonra yeterlilik denilen bir mesleği yapabilecek gereklere ve özelliklere sahip olma meselesi netleşebilir, ölçütlendirilebilir ve değerlendirilebilir hale gelecektir.

Genel yeterlilik bambaşka bir şeydir. O olmazsa olmazdır.

Ama mesleki yeterlilik anlamında asıl iş ve olması gereken özel yeterliliktir.

Ama bunun için "antrenörlük" mesleğini amaca ve işlevselliğe göre ayırmak, kategorize etmek ve gerçek birer mesleki uzmanlık halinde tescil etmek zorunluluğu şarttır.

Aksi halde çocuklar üzerinde kendini kanıtlamaya çalışarak başka amaçlar peşinde koşan antrenörler için değil belki ama çocuklar için mesele büyüktür...

(2)
Yukarıda "yeterlilik ve iş alanı, meslek alanı ve meslek alanı olan antrenörlük" ilişkisine giriş yaparak "antrenörlüğün de tüm meslek alanları gibi bir "yeterlilik" meslek alanı olması gereğini ve vurgusunu yapmıştık.

Spor alanı (yani iş alanı), buna bağlı olarak gelişen meslek alanları yani antrenörlük mesleği önce spor çeşitlerini sonra da o spor çeşitlerine ilişkin antrenörlük meslek alanlarını ortaya çıkarmaktadır.

Spor alanları sürekli büyür gelişir ve detaylanırken ona bağlı iş alanları sürekli gelişir, büyür ve detaylanır.

Dolayısıyla artık "spor eğitimcisi" diye bir iş ve meslek alanı çok geniş çerçeveli bir alan olmuş, yeterliliği açısından içinden çıkılamaz bir alan ve meslek halini almış bulunmaktadır.

Beden eğitimi alanı ve mesleği bu anlamda en temel iş ve meslek alanı olarak durmaktadır.

Ülkemizde yerleşmemiş ve yok ama beden eğitim içinde konumlandırılmış olan "hareket eğitimi iş alanı ile hareket ve oyun eğitimcisi" beden eğitim alanının önceli olarak var olması gereken bir alan ve bir meslek grubu olmalıdır.

Diğerleri malum,
Sağlık alanı ve fitnes ile ilgili alanlar ve meslek grupları,
Bunun içinde görülen ama kendine özgü iş alan ve meslek alanı olan Dans ve türevleri alanı...
Bunlar daha çoğaltılabilir.

Biz esas konumuza dönelim.
Spor iş alanı oradan futbol iş alanı ve meslek alanına geçelim.
Futbol bir iş alanı olarak doğrudur ama tek bir meslek alanı olarak artık çok geniş bir alandır.

"Futbol antrenörü" diye bir meslek yeterlilikleri açısından bakıldığında altından kalkılamayacak kadar çok ve geniş bir hal almıştır.

Dolayısıyla zaten kondisyon antrenörü, kaleci antrenörü, teknik direktörü, istatistikçisi, analizcisi, araştırmacısı, yetenek tarayıcısı, psikoloğu, sosyoloğu, diyetisyeni, yöneticisi, koordinatörü gibi alt iş ve meslek alanları oluşturulmuş durumdadır.

Artık gelmek istediğimiz yere gelebiliriz.
Bunlardan her biri birer meslek ise ki öyledir, bu mesleklerin uzmanı olabilmek için o mesleğin gerekleri olan
-kişilik ile ilgili,
-beden ile ilgili,
-bedensel özellikleri ile ilgili,
-alan bilgisi ile ilgili,
-alan becerisi ile ilgili,
-alan öğretimi ile ilgili,
-alan değerlendirmesi ile ilgili,
-alan planlama, programlama ile ilgili
"YETERLİLİKLERE" sahip olunması gerekir.
Peki, nasıl anlayacağız bu yeterliliklere sahip olunup olunmadığını?

İşte bunun tek göstergesi de söz konusu yeterliliklere ilişkin "yeterlilik çıktıları"dır.

Yeterlilik çıktıları standartlaştırılmış, normlaştırılmış pratik ölçme ve değerlendirmelerdir.

Bir kişi antrenör olduğu meslek alanındaki bütün yeterlilik çıktılarını ortaya koymak, somutlamak ve göstermek zorundadır.

İşte bu nedenle "futbol antrenörlüğünü" mutlaka ama mutlaka önce altyapı antrenörlüğü ve üstyapı antrenörlüğü diye sınıflandırmak (payelendirmek değil) adını koymak ve ona göre yeterlilik göstergeleri hazırlamak için gereklidir.

Ama yetmez...

Altyapı antrenörlük mesleğini de yine kendi içinde mutlaka sınıflandırmak gerekir.

Çünkü mesleki yeterliliğin kimlere yönelik olarak, neye ilişkin olarak düzenlenmesi gerekir.

Bu anlamda bir altyapı antrenörünün 8 yaşından 18 yaşına kadar 10 yıllık gelişim ve eğitim psikolojisi yeterliliklerine vakıf olması şekil olarak kolay ama pratik olarak zor ve verimsizdir.

Bu bağlamda altyapıları;
1. Futbol Altyapı Temel Eğitim Antrenörlüğü ve Yeterlilikleri,
2. Futbol Altyapı Gelişim Eğitim Antrenörlüğü ve Yeterlilikleri,
3. Futbol Altyapı Performans Antrenörlüğü ve Yeterlilikleri
Olarak belirlemek ve hazırlamak ve bu yeterliliklere her anlamda vakıf olmak ve ilgili yeterlilik çıkıtlarını sergilemek bir altyapı futbol antrenörü için "gerçek bir altyapı antrenörü" meslek kimliği edinimi ve işlevsel mesleki kimlik anlamına gelecektir.

Böylesi bir modelde "mesleki yeterlilik" meselesi daha kolay halledilir durumdadır.
Futbol Altyapı Temel Eğitim Dönemi Mesleki yeterlilikleri sadece 8-12 yaş çocuklarını ilgilendiren bir uzmanlık olacaktır.

Bir antrenörün 8-12 yaş çocukları ile ilgili "Gelişim psikolojisi-Futbol Eğitimi" açısından sahip olacağı tüm yeterliliklere sahip olma hem kolay, hem sağlıklı ve hemse verimlilik açısından muhteşem olacaktır.
kaynak futbolda alt yapı egitimi
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile alt yapı hocalıgı

Mesaj gönderen umiturkmez »

YETİ, YETENEK VE BECERİ NEDİR ? BİRBİRİ İLE İLİŞKİLERİ NELERDİR?




İnsanlar bir davranış yapmaları gerektiğinde bu davranışı nasıl gerçekleştirirler?
Bu davranışlar düşünsel, duygusal ve psikomotor (hareket) davranışlar olarak ayrılırlar ve bunlar örneğin;
Düşünme olabilir
Konuşma olabilir,
Gülme, üzülme, sevinme, hüzünlenme olabilir,
Tutma, atma, koşma, çevirme...yani hareket olabilir.
İnsanlarda bu ve benzeri davranışları yapabilme becerileri doğuştan itibaren var mıdır? Yoksa bu beceriler sonradan mı öğrenilir?
Bunlar doğuştan insanda var olan beceriler değildirler.
Yalnızca anne karnından itibaren genlerine yapabilecekleri kodlanmış olan ama öğrenilen ve geliştirilen becerilerdir.
İnsanda genlere kodlanan şeyler ise YETİ'dir. YETENEĞİN önceli olan ve YETENEĞİ oluşturan özelliklere yeti denir.
Bu durumda çocuklarda geliştirilmesi ve yeteneğe dönüşmesi gereken özelliklere yeti dememiz gerekmektedir. Yetenek değil.
Yeti bir davranışı yapabilme kapasitesi olan yeteneği oluşturan özelliklerdir.
Sonuç olarak insanlar YETİ sahibi olarak doğarlar. Yetenek sahibi olarak değil.
YETİLER uyarılarak, işlenerek, çalıştırılarak yani İŞE koşularak gelişirler ve YETENEĞİ oluştururlar.
YETENEK İSE BİR İŞİ YAPABİLME KAPASİTESİ DEMEKTİR. YETİ BU KAPASİTEYİ OLUŞTURMA ÖZELLİKLERİ DEMEKTİR.
Çocukların yetenekli doğmadıklarını yeteneğin geliştirilebilir olduğunu ancak bunun için yeteneği belirleyen özellikler olan yetiler üzerinde durulması gerektiği açıktır.
Bu arada "futbolda yetenek seçimi" lafı ve uygulamalarının ne kadar yanlış olduğunu da bu vesile ile söylemek gerekir.
Çünkü yetenek seçilmez, geliştirilir. Yapılması gereken yeti seçimi ve daha da doğrusu sağlıklı çocukların yetilerini geliştirerek yeteneğe dönüştürmelerinin sağlanması ve nihai amaç olan hareketleri BECERİ düzeyinde yapmalarını sağlamaktır.
Bazı çocuklar bazı yetileri daha önde olarak doğarlar. Bu olağandır. Ancak genel olarak çocukların hepsinde söz konusu yetiler vardır. Önemli olan bu yetilerin işlenmesi ve bir işi yapabilecek kapasiteye yani yeteneğe ulaşmalarının sağlanmasıdır.
Bazı çocukların yetileri, yani yeteneği oluşturan özellikleri daha çabuk geliştirilebilir. Bu tamamen uygun dönemde uygun deneyimler yaşaması ile ilgilidir.
Temel Altyapı Eğitimleri öncelikli olarak yetileri yüksek çocukları seçmek ve daha da önemlisi söz konusu bu yetileri geliştirme süreci olmalıdır.
Bu anlamda özellikle temel altyapı eğitim süreçleri yetilerin geliştirilerek yeteneğe dönüşmesinin sağlanması süreçleridir.
10-12 yaşlarında iki çocuğun aynı hareketleri aynı beceri düzeyinde yapamıyor oluşları onların farklı yetenekler ile doğdukları anlamına gelmez. Birisinin daha yetenekli oluşu ile ilgili yetilerinin çok gelişmiş olduğu ile açıklanabilir. Dolayısı ile gelişmiş yetilerin meydana getireceği yetenek, söz konusu çocuğun beceri düzeyi daha yüksek hareketleri yapabilme sonucunu doğuracaktır.
Somutlarsak;
temel teknik hareketler; beceridir.
temel teknik hareketleri beceri düzeyinde yapabilme yeterliliği; yetenektir.
temel teknik hareketleri beceri düzeyinde yapabilme yeterliliği olan yeteneği oluşturan özellikler ise yetidir.
Örneğin; Mekan algısı bir yetidir. Mekan algısı sayesinde alanı kullanma yetenektir. Boş alan yaratma veya alanı geniş görme bir beceridir.
O halde çocukları birbiri ile ilintili gelişim özellikleri açısından geliştirmek gerekir.
Çocuklar bu doğrultuda yeti-yetenek ve beceri sarmalında ardışık bir gelişim izleme koşulu ile yaşayarak, yaparak, deneyerek öğrenecekleri eğitim ortamlarına sokmamız gerekmektedir.
İsterseniz yetilere sadece başlık olarak bir bakalım;
*Kinestetik ayrımlama (bedensel algı yolu ile ayırt etme)
*Mekan oryantasyonu
*Karmaşık tepki yetisi (Konuma, duruma göre hareketleri seçme, yenileme v.b)
*Ritm yetisi
*Denge yetisi
Son söz:
Günümüzde üstyapılarda profesyonel bir çok futbolcunun temel teknik becerileri müsabaka içinde hızlı, amaca uygun, çok yönlü ve çok akıcı biçimde uygulayamıyor oluşlarının altında yatan onların taktik becerilerdeki eksikleri kadar teknik becerileri edinme süreçlerinde yaşayamadıkları "yetilerinin yeteneğe dönüşmesi eksiklikler ile" ilgilidir. Ve bu sorunun sonradan giderilmesi ise pek mümkün değildir.
kaynak futbolda alt yapı egitimi
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile alt yapı hocalıgı

Mesaj gönderen umiturkmez »

ÇOCUKLARDAN ÜST YAŞ GRUBU ÖZELLİKLERİNE ve BECERİLERİNE SAHİP OLMALARI BEKLENTİSİ SAĞLIKLI VE DOĞRU BİR BEKLENTİ DEĞİLDİR...
Altyapı yaş gruplarındaki çocukların bir üst veya iki üst yaş grubu çocuklarının çoğu özelliklerine sahip olmaları ilk etapta çok cazip ve çok etkileyici gelebilir. Ama gelişim psikolojisi açısından bu bir problem de olabilir.
Çünkü 8 yaşında bir çocuğun 9 yaşında bir çocuğun özelliklerine sahip olması değil ama 10 veya 11 yaşındaki çocuğun özelliklerine sahip olması normal bir durum değildir.
Eğer böylesi bir durum doğal ve kendiliğinden bir durumsa bu elbette kayda değerdir ve olumludur.
Ama zorlama, ağır ve kapsamlı çalışmalar ile olması gerekenden çok önce bir üst yaşın gelişim özelliklerinin kazandırılması asla sağlıklı değildir. Sağlıklı olmadığı gibi uzun ve kalıcı bir özellik kazanımı da değildir. Üstelik "erken uzmanlaşma" diye tabir edilen bu tür erken gelişim özellikleri ve davranışları çoğu zaman erken tükenmeyi, erken bıkkınlığı ve biyolojik ve psikolojik olarak bazı arızaları da beraberinde getirmektedir.
8-9 yaşlarındaki çocukların kendi aralarında, 10,11 yaşların kendi aralarında, 13-14 yaşların kendi aralarında benzer üst ve alt özelliklere sahip olması anlaşılır bir şeydir. 12 yaşı 11 ile de 13 ile de ilişkilendirebiliriz.
Ama 2 ve 3 yaş büyüklerin özelliklerini bir çocuktan istemek veya istemek için onu çalışmalara tabi tutmak katliama denk düşen yanlış eğitim yaklaşımlarıdır.
1. Kuvvet açısından,
2. Dayanıklılık açısından bu tür beklenti ve zorlamalar yanlış uygulamalardan öte sağlık sorununa neden olma niteliği taşır.
3. Sürat açısından ise görece daha az sorun oluşturur.
4. Teknik beceri açıdan doğal haliyle olabiliyor olmasında hiç bir sakınca yoktur ancak 2 ve 3 yaş büyüklere özgü teknik beceri isteği ve zorlaması sinir-kas koordinasyonunu bilmemek ve çocukta beceriksizlik algısı oluşturma anlamına gelir.
5. Taktik açıdan ise zaten yaş farklılıkları arasında aynı taktiği becerebilmek neredeyse mümkün olamayacak bir durumdur.
Sonuç olarak bir antrenörün şaşkınlıkla ifadesine göre, bir turnuvadaki gözlemlerini aktarırken "9-10 yaşında çocukların 15 yaşındakiler, hatta büyüklere benzer "büyümüş de küçülmüş" gibi hatasız futbol oynadıklarını görünce bunun doğru mu yanlış mı olduğunu bir hayli düşündüm" demesini ancak şöyle açıklayabiliriz.
1. Aynı şeyi yüzlerce kez tekrar ettirirseniz bir şekilde başarırsınız. Çünkü çocuğun başarmaktan başka çaresi yoktur.
2. Ama peki yaratıcı oyun, oyun zenginliği, bireysel farklılık peşinde koşma gibi özelliklerine ket vurur, engellersiniz.
3. Dahası küçücük yaşta büyükler gibi oynayan çocukların büyük olduklarında ne yaptıklarına iyi bakmak lazım. Muhtemelen büyük olduklarında ortalarda olmayacaklardır.
4. Son olarak çocuklar yapabileceklerinin sınırlarını kendileri belirlemelidirler. Ya da eğitimciler çocukların kendi sınırlarını zorlamalarına izin verir ama onları sınırları aşmak için asla zorlamazlar.
Doğallığa her türlü müdahale ilk etapta başarı ve farklılık yaratmak gibi görünse de, uzun vade de yıkım demektir. Böylesi bir anlayıştan ancak özellikleri çok ilerde ve gelişmiş olan birkaç sporcu sağlıklı çıkar.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile alt yapı hocalıgı

Mesaj gönderen umiturkmez »

SAVUNMADA HÜCUM, HÜCUMDA DEFANS
Bir musabakayı kazanmak isteyen takım oyuncuları savunmayı hücumda, hücumu savunmada bașlatmayı prensip edinmelidir. Defans oyuncularının topu uzaklaștırmak adına rast gele çıkardığı pozisyonlar bumerang gibi tekrar gelecektir. Hücum oyuncuları da sadece hücum halindeyken oyunda olursa top rakipteyken savunmaya bașlamazsa rakip takım kolay ve hızlı pozisyonlar bulur. Bazı takımların en iyi oyuncularla başarılı olmama nedeni budur aslında. Takımda herkes geminin kaptanı gibi tavırlar icindeyken hic asker oyuncu yani koșan mucadele eden olmayınca sadece bireysel yetenekli oyuncularla skor bulup rakip takımlara kolay pozisyon vererek bașarısızlık meydana geliyor. Bașarı için savunmada hücuma, hücumda savunmaya bașlanmalıdır. Takım ruhu ile seyir zevki için bunu tüm oyuncular prensip edinmelidir.
Celalettin Muhittin AĞILĞAT
Futbol aAntrenorü
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile alt yapı hocalıgı

Mesaj gönderen umiturkmez »

futbolda çalım atmak



Kafasını öne eğip adam çalımlayan veya çalımlamaya çalısan oyunculara prim vereceğinize
Oğlum kafanı kaldır bak yanında oyuncu ver çık boşa bir daha al diyin
Çünkü alt yapıda çalım atmak yetenek değildir
Biri diğerine göre daha gelişmiştir
A takım seviyesinde çalım atabilen ve sürekli atabilen ve kaleye gidebilen dünya da bir futbolcu var unutmayın messi
Dolayısı ile çocukda messi yi görüyorsan
Varsın gitsin
Tüm büyük takım antrenörleri
Fizikli.çalım atan oyuncuyu alıyorsunuz rakibi yenip şampiyon olmaya çalışıyorsunuz
Hazırcılık zihniyeti ile arabayı götürmeye çalışmak
"YANLIŞ"
Takıma oyun sistemi yüklemeniz ve oynatmanız
Oyuncuyada sizin oyun felesefisini uygulatabilmeniz
İşin finalinde
Hem skor
Hemde oyuncuyu geliştirip
Güzel.futbol izletmeniz gerek
Turk futbolu şikeli yukarısı bozuk mahkeme mahkeme devam ediliyor birileri mahkemede digerleri neden degil oda bilinmiyor
Bari alt yapılarda düzgün iş çıkarın
Oda yok
Günü kurtardınız ama Turk futbolunu unuttunuz
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile alt yapı hocalıgı

Mesaj gönderen umiturkmez »

bir cocugu yaratıcı oyuncu olması için proglamlıyamayız

BİR Bir çocuğu yaratıcı oyuncu olması için programlayamayız. Veya çocuklar doğuştan yaratıcı yetenekleri ile doğmazlar.
Tıpkı doğuştan yetenekli olunmadığı gibi... (Doğuştan bazı yetilere ve bazı özelliklere sahip olarak doğulur, Ama yetenek de, yaratıcılık da deneyimleyerek elde edilen kazanılmış farklılıklardır)
Konuya dönersek;
Yaratıcı oyunculuk çocukların bir etkinliği yaparken veya bir oyu oynarken farklı şeyler yapmayı denemesi ile başlar ve denediği şeyin iyi ve yararlı olduğunu gördüğünde yine farklı şeyler düşünmesi ve uygulamaya çalışması ile devam eder.
Aynı şeyleri, aynı şekilde ve istendiği gibi uğraştırılan çocuklar belki beceri sahibi olabilirler. Ama yaratıcı oyuncu olamazlar. Çünkü yaratıcılık aynı amaca farklı yollar deneyerek ulaşma uğraşı ile gelişir.
Bunun için yapılması gereken elbette çocukların başıboş bırakılması demek değildir.
Kuralsız olmaları ve kurallara uymamaları demek de değildir.
Bencil olmaları hiç değildir.
Bunun için yapılması gereken sadece çocukların kendilerine ve arkadaşlarına haksızlık yapmadan kendi tutkularının, düşüncelerinin ve deneyimlerinin peşinden gitmeleri için rahat bırakmaktır.
Takım olmak demek verilen görevin dışına çıkmamak demek değildir. Takım olmak kendi özelliklerini, başkalarının emeklerini boşa çıkarmayacak şekilde sergilemeye engel değildir.
Eğitmenler olarak yaratıcı oyuncu gelişiminin kendiliğinden olan bir gelişim olmadığını bilmek ve buna göre eğitici yaklaşımlarımızı ve davranışlarımızı sorgulama durumundayız.
Çocuklardan aynı işleri, aynı şekilde ve aynı düzeyde istendiğinde, çocuklar kendilerine özgü bazı özellikleri kullanma eğiliminden kaçınırlar. Böylece kendi özelliklerinin farkına varabilmelerine de ket vurulmuş olur.
Çocuklar bir işi birden fazla şekilde gerçekleştirebilmeyi öğrenmelidirler. Çünkü bir işi gerçekleştirebilme şekli ne kadar çok ise o kadar düşünce ve o kadar davranış üretimi söz konusu demektir.
Beceri gelişimi bir işi aynı şekilde mükemmel yapmak olduğu kadar, bir işi farklı şekillerde ve farklı yollar ile yapabilmeyi becerebilmek demektir.COCUGU YARATICI OYUNCU OLMASI İÇİN PROGLAMLAmayız
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile alt yapı hocalıgı

Mesaj gönderen umiturkmez »

Antrenör ile Teknik Direktör çok farklıdır.
Antrenöner oyuncuyu ve takımı performans anlamında hazırlar Teknik.Direktörün yardımcısıdır.
Fakat Antrenör ne kadar iyiyse takımın fizik kondusyon performans seviyeside o kadar yüksektir.
Bakın ben antrenör değilim ama çok büyük bir teknik direktörüm (belgem olmasada) Neden?
Bakın ben hiç bir eğitim almadan üst düzey prof seviyesinde bir Teknik adam nasıl hazırlanıyor veya nasıl hazırlanması gerekir belirtiyorum (tabiki benim özel uygulamalarım olacak bunları buraya yazmayacagım)
Teknik Dırektör ne yapar
Rakibi analiz eder, güçlü ve zayıf yönlerini belirler.
Kendi oyun syratejisini belirler
Kendi oyun taktiğini belirler
Kendi oyun formaayonunu belirler
Kendi oyuncu tercihlerini belirler
Oyun içerisinde düşündükleri olmaz ise oyunculara müdahale eder olmadı oyuncu tercihlerinde degısiklige gider
Bakın bütün konunun özeti bu
Şindi avrupada Teknik direktöre menajer deniyor
Çünkü onlar sadece takımdan degil
Duran top teknik adami var
Tac atisi teknik adami var
Analiz ve gözlem teknik ekibi var
Kendi level seviyesinde teknik yardimcilari var
Ve birlikte hazırladiklari mac programini uyguluyorlar
Özellikle Arsen Wenger ekibine yüksek saygılıdır.
Türkiyede bunlara bir kişi karar veriyor bilmedin 1-2 yardımcı ile istişare ediyor.
Ben nerde büyük teknik direktörüm
Ben Türkiye liginde oyun içinde yapılmayanları, hataları, eksikleri zaten görüyordum, son yıllarda benim düşüncelerime premier lig yaklaştı onlarda benim görďügümü büyük bir eliple kısmen yapıyor.
Şimdi sır rı veroyorum
Neden herkes Teknik Dırektör olamaz
Çünkü Teknik Direktörün creative fikir yani yaratıcı düşünce gücünün yüksek olması ve baskı altında üstün performans verebiliyor olması gerekiyor işte ben bunlardan büyuk teknik direktörüm dediğim özelligim burda ortaya çıkıyor, benim gördüğümü göremiyor, yapması gereken hamleyi yapamıyor, benim düşündüğümü düşünemiyor, alması gereken tebiri alamaıyor, görmesi gereken yaratıcı atak organızasyonunu daha iyi anlayın bana göre %100 gole gidecegı noktayı göremiyor, panik kararlar alıyor tutarsa büyük hoca oluyor ülkemizde hatalı panik kararlar bile tutuyor ne yazıkki.
Ben bu kadar şey görürken bu adam Teknik Dırektör degil diyorsam sebibi budur arkadaşlar
Ben nasıl bu kadar yüksek görüyorum onuda analiz ettim
Ben 10 numara denilen veya oyun kurucu denilen bölge oyuncusu idim dolayısı ile oyun içinde oyun zekasına sahiptim ve oyunu ýönetme merkez oyuncu insiyatifini kullanma tempoyu kritik pas ve pas yuzdesini bağlanþılarını doğaçlama yönettiyordum bu bölge oyuncusunun creative yani yaratıcı olmasi dogasinda yani allah vergisi yetenegınde gizli oyun zekasi ve o zekaya fizik postürün karşiĺık vermesi bu bir yaradanın bahsettigı bir özellik bu seviyede oyun görüşü var olan birnyetenekti ben 19 yaşımda futbolu bıraktım yaş 42 ve 2 sene önce amatörde maç izlemeye 1 sene öncede sosyal medyada yorum yapmaya başladım yani19-40 arası futbolla hiç ilgilenmedim şu anlamda maç izledim superligde ama sadece bu
Peki 19-40 arası ne yaptım yani 21 sene ne yaptim
İş hayatında Turkiyenin bilinen markalarında stok yönetimi, denetleme, raporlama, analiz, mudurluk vb konularda görev aldım.
Okul olarak mekatronik, işletme ve son 2 yıldır spor yönetimi okuyorum
Bolgisayar egıtim destek uzmanı olarak başladıgım iş hayatında bilgisayarı söküp toplayıp her türlü programı veya hardware parcayı aktif edebilir bir bilgiye sahibim
Raporlama, analiz ve denetleme noktasında dünyanın kullandığı üst düzey tüm programları kullandım oracle, sap, micros, mc, link, logo, bss, mc office, aklınıza gelebilecek bir çok proğram
Ve bir çok noktada sistem kurdum isleyisı planladim bir çok noktadan bakıp bir cok noktaya önlem aldık ön sezilerimizi ve ön vörüslerimizi kattik
Futbolun dışındaki alanda yüce rabbim bizim bir çok noktadan bakma özelliğimizi gelisþirmis
Bu bilgi ile Turk.futboluna döndügümüzde zaten futbola olan allah vergisi.yetenegimiz.ve oyun görusumuz gelişmiş ve bir çok şey görebiliyor olmuşum
Beni buraya hayat hazırlamış
Bu yüzden ben faklı görüyorum
Türkiyede rahat bir sekilde istedillerimi yapmam ve bir noktaya gelebilmem imkansız gibi ama zorlayacagım
Ama gelisimimde teknik direktörlük gelisim asamamda baslangıc noktalarında Avrupa olursa benim Juventus Teknik adamlığım %100 arkadaşlar bunuda cok net ifade ediyorum.
Size bir tüyo daha Sarri de benim gördüğümü göremiyor
Sarri benim gibi.42 yasında banka memurlugundan istifa etmis amatörde teknik trektor olarak baslamis bazen sezona girdiginde 8 mac ust uste yenilmis ama o sisti kurgusu onu şu anda Juventus Teknik Dırektörü yaptı.
Bizde istediklerimizi uuhulatmaya çalışırken çok ağır darbeler alacagız ama korkmayın ben onunda sonunu görebildiğim için problem olmayacak ama Turkiyede harcanırız Avrupada işimiz biraz daha kolay olacak
Kader kısmet hayat bizi nereye götürecek balacağız.
Ama şunu unutmayınki bugün kü noktaya sosyal medyadaki kücük de olsa destekler ile geldim, bu hesap burda kalacak arkadaşla
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile alt yapı hocalıgı

Mesaj gönderen umiturkmez »

4 Yaşındaki Çocukların Hareket Becerileri Giderek Azalıyor...
Yeni bir araştırma, günümüz 4 yaş çocuklarının “endişe verici” bir oranda okula başlamaya fiziksel olarak hazır olmadığını ortaya çıkardı. Araştırmaya göre çocukların hareket beceri düzeyleri tüm zamanların en düşük seviyesinde.
Okul çağı çocuklarını gözlemleyen erken çocukluk dönemi uzmanları, çocukların sınıfta öğrenme becerilerini etkileyen denge ve koordinasyon becerilerine yönelik yaşadığı problemlerin düşünüldüğünden daha fazla olduğunu söylüyor.
Loughborough Üniversitesi araştırmacıları, bunun kısmen eski yıllarla kıyaslandığında modern çocukların çok daha az hareketli olmalarından kaynaklandığını söylüyor. Elektronik oyuncakların ve ekranların hayatımıza girmesiyle oyun ve gelişimle ilişkilendirilen “tipik” çocuk hareketlerinde ciddi bir azalma olduğunu ekliyor araştırmacılar.
Okulun ilk yılının başında çocukların fiziksel gelişimlerini değerlendirmek için yapılan testlerde, çocukların üçte birinde görülen motor beceri ve refleks eksikliğinin “endişe verici” düzeyde olduğu ortaya çıktı. Çocukların neredeyse yüzde 90′ında, yaşlarına göre belli derecelerde hareket zorluğu yaşadığı gözlendi.
Testler aynı zamanda çocukların yüzde 30′unun disleksi, dispraksi ve DEHB (dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) ile ilişkilendirilen tipik semptomlar yaşadığını öne sürüyor. Uzmanlara göre bunlar, olması gerektiği düzeyde fiziksel aktivite ile düzelebilir sorunlar.
Araştırmayı yöneten Dr. Rebecca Duncombe, ortaya çıkan fiziksel beceri eksikliğinin, çocukların hayatlarının başında olmaları gerektiği kadar aktif olmadıklarını gösterdiğini söylüyor.
“Bir çocuğun fiziksel gelişim düzeyi, hareketsiz oturmak, kalem tutmak, ayakkabı giymek ve özellikle okumak gibi basit işleri yapabilme becerilerini etkiler. Bu becerilerin tümü okul için çok önemlidir.”
“Araştırmamız, çocukların sadece okula hiç olmadığı kadar fiziksel olarak hazır olmadan başladığını değil, aynı zamanda öğretmenlerin de bu değişimi ve sınıftaki etkisini fark ettiğini gösteriyor.”
Loughborough Spor, Egzersiz ve Sağlık Bilimi Okulu uzmanları, iki farklı okulda 45 okul öncesi çağındaki çocuğu test ederek hareket beceri düzeylerinin öğrenmeleri üzerindeki etkisini belirlemeye çalıştı.
Buna ek olarak 25 okul öncesi öğretmeni ile yapılan bir başka araştırmada ise öğretmenlerin yüzde 85′i son üç ila altı yıl içinde fiziksel beceride ani bir düşüş yaşandığını belirlediklerini söyledi.
“Küçük çocukların iPad’lere erişimi var ve artık çok daha fazla araba koltuklarında ve sandalyelerde oturuyorlar” diyor Dr. Duncombe. “Ancak bu sorunu rekabetçi ebeveynliğe de atfetmek mümkün. Çocuklarının mümkün olan en erken sürede yürümelerini isteyen ebeveynler, bir çocuğun gücünü ve dengesini bulmasını sağlayan temel hareket becerilerini es geçme riskine sebep oluyorlar. ”
“Fiziksel gelişim, yuva ve okullardaki erken çocukluk dönemi müfredatının bir parçasıdır. Ancak maalesef bunu içeren aktivite türlerine yönelik farkındalık ve anlayış eksikliği var gibi görünüyor” diye ekliyor Dr. Duncombe.
Araştırmacılar; hareket etme, motor becerilerini iyileştirme ve temel refleksleri geliştirme fırsatları veren bir günlük program takip edildiğinde çocukların büyük bir çoğunluğunun belirgin bir fiziksel ve akademik gelişme yaşadığını ortaya çıkardı.
“Öğrenme Hareketi” adı verilen bu programının yöneticilerinden Prof. Pat Preedy şöyle diyor: “Bugün çocuklar daha az hareket ediyor, daha az gelişiyor ve daha az öğreniyorlar. Çocukların fiziksel, entelektüel ve duygusal olarak doğru bir şekilde gelişmeleri için hem şimdi hem de gelecekte ihtiyaçları olan harekete sahip olmalarını sağlamak adına etkili ve güçlü bir şeyler yapmalıyız.”
“Araştırma, erken çocukluk dönemi hareketleri ile çocukların gelişimi ve öğrenmesi arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Öğrenme Hareketi programı, çocukların çok daha erken yaşlarda yapma fırsatı bulmaları gereken, okula başlamaya gerçekten öğrenmeye hazır olmalarını sağlayan ve okula başladıklarında çoktan ilerleme göstermiş olmaları gereken bu hareketleri yapmalarını sağlıyor.”
“Bu, giderek büyüyen bir problem için uygun maliyetli bir çözüm. Ve bu araştırma, bunun çok sayıda çocuğun hayatını değiştirebileceğini gösteriyor. Özellikle de dispraksi ve disleksi gibi özel ihtiyaçları olan çocukların hayatlarını.”
Kaynak: İndigo Dergisi, 23 Eylül 2016, Çeviri: Editör.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile alt yapı hocalıgı

Mesaj gönderen umiturkmez »

İçsel motivasyonu baltalamanın en hızlı yolu, ebeveyn kontrolünü artırmaktır.
Araştırmalara göre içsel motivasyonu artırmanın en iyi yolu, özerkliği ve yetkiyi ve onu takiben bir insanın kendi başına “iyi işâ€ çıkarmasını teşvik etmektir.
Çocuklarımızı o kadar çok kontrol ediyor, onlara o kadar çok yönerge veriyoruz ki, çocukların kendilerinin düşünmelerine ve ne yapacaklarına karar vermelerine ihtiyaç kalmıyor.
Evde anne ve babalar, okulda öğretmenler, spor alanalarında ve altyapılarda ise antrenörler, çocukların kendi kendilerine doğruyu bulmak için çabalama ihtiyaçlarına imkan tanımıyor.
Çocuklar kendilerinden istenilen dışında bir şey yapma veya yapabilme imkanı ve fırsatı bulamıyorlar.
Bunun adı eğitim olamaz. Ya da böyle bir eğitim anlaışı çocukların kendi içsel motivasyonlarınıengelleyici bir sonuç üretir.
Çocuklar kendilerinden istenilenilenlerin yerine getirilmesi dışında ve gereken şeylerin ne olduğunun önceden dikte edildiği bir becerinin dışında başka bir şeyler ortaya koyma eğilim ve davranşından uzaklaştıkça yaratıcı eğilimleri giderek azalır. İçsel motivasyon düşer. Bu da sıradanlaşmaya ve farklı özellik potansiyellerinin körleşmesine neden olur.
Eğitim, belli ilkeler ve kurallar dahilinde, çocukların kendilerine ve başkalarına zarar vermeden, farklı davranışlar gerçekleştirerek ve deneyimleyerek gelişimlerini sağlama işidir.
Unutulmaması gereken şey şudur;
Bizler çocukları geliştirmeyiz. Onların kendilerini geliştirmelerine imkan ve fırsat hazırlarız. Çünkü gelişim, dışsal etkiyle insanın kendisiyle ilgili olumlu biyoloik bir değişim durumu demektir.
kaynak futbolda alt yapı egitimi
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 12 misafir