Belirli bir amacı ve düşünceyi mizahi unsurlarla ele alan sözlü ve yazılı hikayelere fıkra denir.
Türk Edebiyatında ilk fıkra 1860 yılında ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval gazetesinde yayınlanmıştır. İlk başlarda sadece sosyal ve siyasi konular ele alınarak yazılan fıkralar daha sonraları bir çok dalda genişletilerek günümüze kadar ulaşmıştır.
Fıkralar zamanla belirli karakterler üzerine yoğunlaşarak anlatılıp yazıldı. Örneğin, günümüzde en çok bilinen, anlatılan ve yazılan fıkralar Karadeniz Fıkraları'dır. Bu fıkraların başlıca karakterleri Temel ve Dursun olmuştur. Ayrıca hikaye ve güldürü niteliği taşıyan ve en çok bilinen fıkralar; Nasreddin Hoca fıkraları, Bektaşi fıkraları, Bekri Mustafa fıkraları v.b.'dir.
Fıkralar da aynı makalelerde ki gibi giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşur. Giriş bölümünde belirli bir olay ortaya konulur, gelişme bölümünde konu çeşitli örneklerle açıklanarak genişletilir, sonuç bölümünde ise olumlu veya olumsuz bir şekilde fıkra sonuca bağlanır. Fıkralar, kısa ve öz yazılıp anlatıldığı için çok fazla ayrıntılara ya da ispatlamalara girilmez.