Dükkanın kapısını heyecandan olsa gerek biraz sert açtı ve daha önce beğendiği hediyenin olduğu reyona doğru sert ama bir okadar yumuşak adımlarla geldi. Reyonda ki arkası dönük tezgahtar ayak seslerini duydu ve yavaçca müşterisine döndü. Bayan tezgahtar buyrun dedi delikanlıya. Delinkanlının heyecanı yüzünden okunuyordu. Cebine koyduğu o ince kağıdı çıkardı ve tezgahtara uzattı. Kız ne olduğunu anlamadan eline tutuşturulmuş bir aşk mektubu gibi yüzünde bir şaşkınlıkla kağıdı açtı ve okumaya başladı;
Merhaba.
Ben duyma engelli birisiyim ve sizden kardeşim için rafda duran 4 yapraklı yoncayı paketlemenizi istiyorum. Şimdiden teşekkürler.
Kadın tezgahtar biraz ön yargılı yaklaşmıştı gence. O yüzden kendini affetirmek için aynı kağıdın arka tarafına;
Şu küpede benim hediyem olsun yazarak adama uzattı ve hemen işe koyuldu ve bir güzel paketledi delikanlıya verdi. Adam tekrar kağıdı kadına uzattı ve kasaya doğru yöneldi. Hesabı ödedi ve yavaş yavaş evinin yolunu tutdu. Kağıtda şu yazılıydı; Bu hediyeyi neden verdiğinizi az çok anladım. Aslında kabul etmezdim ama kardeşime ikisinide almak istiyordum ama maddi gücüm el vermemişti. Tekrar teşekkür ederim.