Tuna Başar'ın yazıları

Şiir, roman, öykü, deneme, eleştiri, inceleme.
Cevapla
tunabasar35
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 15
Kayıt: 29-05-2006 19:58
Konum: İzmir
İletişim:

Tuna Başar'ın yazıları

Mesaj gönderen tunabasar35 »

Burası Neresi?

Sessizliklerden büyük gürültülerin koptuğu bir yerde, kendi gürültümde sessizliği aramaya çalışıyorum.
Rahat bırakmıyorlar!
Nereye gitsem kendi gürültümü de yanımda götürüyorum; kurtulamıyorum!
Aydınlıkları karanlık yapmaya çalışanların yaşadığı bir yerde, kendi karanlığımdan aydınlığı elde etmeye çalışıyorum.
İzin vermiyorlar!
Nereye gitsem, gittiğim yerlerin daha da karanlık olduğuna korkarak tanık oluyorum.
Bu karanlıklarda en aydınlık yerin, kendi iç dünyam olduğunu farkediyorum.
Büyük cesaretlerin korkaklık olarak görüldüğü bir yerde, kendi korkaklığımı cesaretlilik olarak yansıtmaya çalışıyorum.
Engel oluyorlar!
Korkaklıklara tapmaya başlıyorlar.
İnançların inançsızlık sayıldığı bir yerde, "Anlamağa çalışıyorum, inanmayı yitirmenin pahasına"*
Zorluyorlar!
İnançsızlara inanmayanı inançsız diye damgalıyorlar.
Burası öyle bir yer ki, gürültüler içinden karanlıklar doğuyor, karanlıklar bitmeden korkaklık boy gösteriyor.
Korkaklar lider olup, inanmadıkları şeyleri inanç diye insanlara yutturmaya çalışıyorlar.
Bu korkakları cesur sanan cahiller de inançsızlığı inanç yerine koyarak, inançsızlık tanrısını kafalarında yaratıyorlar.
İçlerinden çıkan en inançlı lideri inançsız diye damgalayıp, yaşattığı büyük zaferlere rağmen, onu korkak olarak zihinlerine yerleştiriyorlar.
O cesur ve inançlı lideri yok sayıp, kendi korkak ve inançsız liderlerini onunla kıyaslıyorlar.
Kıyasladıkları yetmiyormuş gibi, bunu karanlıklarda büyük gürültüler kopararak yapıyorlar.
Bunu engellemeye çalışanları da acımasızca yok ediyorlar.
İçimdeki korku daha da artıyor ve kendi sessizliğimde yarattığım gürültü, bütün gürültüleri baskılayarak soruyor: Burası neresi?

*Nazım Hikmet

yirmiağustosikibinbeş sıfırsıfıryirmibir
Tuna Başar
tunabasar35
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 15
Kayıt: 29-05-2006 19:58
Konum: İzmir
İletişim:

Bir Şarkının Düşündürdükleri

Mesaj gönderen tunabasar35 »

Bir Şarkının Düşündürdükleri

Durduk yerde bir şarkı mırıldanmaya başlıyorum. Bilinçsiz bir şekilde... Yavaş yavaş sesimi yükseltiyorum ve şarkının sözlerini bilinçli bir şekilde söylemeye devam ettiğimi fark ediyorum.
Gökyüzündeki yıldızlardan bahsediyor şarkı... Sitem dolu... Gökyüzündeki yıldızlardan daha yalnız olmak...
Gözümün önüne bir kadın geliyor. Kızıl saçlı, güven uyandıran bakışlara sahip bir kadın... "Yok," diyorum, "bu şarkıyı bu kadından değil, başka birinden duydum." Hafızamı zorluyorum. Aykırı bir erkek ses sanatçısı geliyor gözlerimin önüne. "Evet," diyorum, "işte bu sanatçı söylüyor." Döneminin en aykırı kişiliklerinden biri... Sırf aykırılığı yüzünden hala (ölümünden sonra bile) eleştiriliyor, sırf aykırı olduğu için (sanatına bakılmaksızın) sevilmiyor.
Dudaklarımın arasından şarkı sözleri çıkmaya devam ediyor. Ancak aykırı bir kişilik bu şarkıyı söyleyebilir!
Yalnızlığın hüznünü ruhumda hissediyorum.
Şarkıyı tekrar tekrar söylerken, yalnızlığı hatırlatan yazarlar, şarkıcılar, şairler geçiyor aklımdan. Bir film sahnesinden, bir kitaba giriyorum, bir şiirden çıkıp, bir öyküde buluyorum kendimi. Olaylar, yerler, kişiler değişiyor, fakat hissettiklerim değişmiyor.
Dudaklarım hala şarkıyı mırıldanıyor, fakat tek farkla; artık göz yaşlarım da dudaklarımın açılıp kapanmasına göre yön değiştirerek, hislerimi daha da derinleştiriyor.
Kim demişti, ben ne zaman yalnız kaldığımı bilmiyorum, her zaman yalnızdım onu biliyorum, diye. Kalabalıklar etrafında yalnızlığını unutan şair kimdi; Murathan Mungan mı?
Yalnızlığın Senfonisini kim yazmıştı?
Bir anda Oğuz Atay'ın bir öyküsünde buluyorum kendimi. “Korkuyu Beklerken” yalnızlığım derinleşiyor.
Lars von Trier'in bir filmine giriyorum. Korkuyu beklemeyi bırakıp, her dakika korkuyla yaşamaya başlıyorum.
Ve tabii yalnızlık hep içimde...
Bir filmden, bir kitaptan, bir şarkıdan çıkıp normal hayatıma dönemiyorum. Çünkü normal hayatımı bunların içinde buluyorum. Tek fark; bunlar sayesinde normal yaşantımın acısını daha da derinden hissediyorum.
Yavaş yavaş sesim kısılıyor. Gözyaşlarım izlediği yollarda kuruyor. Ağzıma tuzlu bir tat bırakıyor bu şarkı. Tekrar söylemeye cesaret edemiyorum.

Yazıda Adı Geçenler

Mırıldandığım Şarkı : Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar
Kızıl Saçlı, Güven Uyandıran Bakışlara Sahip Kadın : Candan Erçetin
Aykırı Erkek Ses Sanatçısı : Zeki Müren
“Ben ne zaman yalnız kaldığımı bilmiyorum, her zaman yalnızdım onu biliyorum!” diyen ve kalabalıklar etrafında yalnızlığını unutan şair : Murathan Mungan
Yalnızlığın Senfonisini Yazan Kişi : Sezen Aksu
Oğuz Atay’ın Öyküsü : Korkuyu Beklerken
Lars von Trier’in Filmi : Dogville

Tuna BAŞAR

/otuzbirtemmuzikibinbeş yirmiüçotuzbir
İzmir/

http://geceedebiyat.blogspot.com
Tuna Başar

http://geceedebiyat.blogspot.com
tunabasar35
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 15
Kayıt: 29-05-2006 19:58
Konum: İzmir
İletişim:

Re: Tuna Başar'ın yazıları

Mesaj gönderen tunabasar35 »

[ resmi görüntülemek için tıklayın ]

Şehvet ve Ümitsizlik

işte
sonunda bir kadını arzularken
ona aşık oluyorum
şehvetin etkisi kalbimde sevgiye dönüşüyor
imkansızlıkların etrafında dolaşan
ayrı dünyalar
ve ayrı insanlar
iki kalp arasındaki
sırat köprüsünden aşağıya düşmeden
geçmeye çalışıyor...
kıldan ince kılıçtan keskin gözlerin
şehvet ırmaklarımı kurutuyor
ellerin kalbimi boğuyor
ve kokun hayal dünyamın penceresini
karanlığın kollarına bırakıyor...
karanlıkların içinden
bir ışık parıltısı
seni ansızın zihnime yerleştiriyor
ve bir anda kalbim duruyor...

seni sevmek
ölümü bekler gibi beklenebilse
ve bir ümit olsa keşke.

Tuna Başar

/ 05.12.05 Afyonkarahisar/


http://geceedebiyat.blogspot.com.tr/201 ... izlik.html
Tuna Başar

http://geceedebiyat.blogspot.com
tunabasar35
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 15
Kayıt: 29-05-2006 19:58
Konum: İzmir
İletişim:

Re: Tuna Başar'ın yazıları

Mesaj gönderen tunabasar35 »

Hayat Notları -I-

[ resmi görüntülemek için tıklayın ]

1
Hayat notlarıma, bana göre, dünyanın en büyük şairinden,
Nâzım Hikmet'ten alıntıyla başlıyorum.
Hayatı "Anlamağa çalışıyorum, inanmayı yitirmenin pahasına".

2
İnanç sadece dinle mi alakalıdır?
İdeolojik ve felsefi inanç,
dini inanç kadar önemli değil midir?

3
Bu ülkede yaşamış en inançlı insan kimdir?
Tabii ki Mustafa Kemal Atatürk.
Hem dini, hem de ideolojik...

4
Hayat=İnsan+İnanç
Bu ikisinden biri olmazsa, hayat da olmaz.

5
İnançsızlık da bir inançtır.

6
Hayatı hep şiir tadında yaşamak istedim.
Ama bir türlü beceremedim.
Bu yüzden şiire, karşı koyamadığım bir bağımlılığım var.

7
Tabii ki hayatı en iyi anlatan şair Nâzım Hikmet.

8
Son dönem Türk Edebiyatında, hayatı en iyi anlatan iki romancı:
Selim İleri ve Kürşat Başar.

9
İzmir bende her zaman şiir tadı bırakır.
İzmir'i özellikle Nâzım Hikmet şiirlerine benzetirim.
Nâzım'ı okumamış ve İzmir'i görmemiş insan aynı seviyededir.
İzmir'i bir kez bile görmüş olan insan İzmir'e aşık olur.
Ve Nâzım'dan bir dize okumuş olan insan, Nâzım'dan bir daha kopamaz.
Ve Nâzım'ın şiirleriyle İzmir, insana aynı tadı verir.

10
İlk bölümü yine bir Nâzım dizesiyle bitirelim:
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine

Tuna BAŞAR

Not: Bu notlar "Lacivert Sanat E-Dergi"nin Ağustos 2006 tarihli 2. sayısında yayınlanmıştır.

http://geceedebiyat.blogspot.com.tr/201 ... lar-i.html
Tuna Başar

http://geceedebiyat.blogspot.com
tunabasar35
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 15
Kayıt: 29-05-2006 19:58
Konum: İzmir
İletişim:

Re: Tuna Başar'ın yazıları

Mesaj gönderen tunabasar35 »

Not Defteri -1-

[ resmi görüntülemek için tıklayın ]

1 Ekim 2008 Çarşamba - İzmir

• İnsan hayatında ilk defa yaşadığı ve bir daha kolay kolay yaşayamayacağını düşündüğü bir duygudan vazgeçer mi? Vazgeçmesi ahmaklık olmaz mı?

• "Beynelmilel" isimli film...

Filmin son sahnesinin düşündürdükleri...
Yakın bir zamana kadar yasaklar nedeniyle cezalandırılan, sürgüne gönderilen, öldürülen insanlar bir bir gözümün önüne geldi.
Şimdi o yasaklar yavaş yavaş aşılıyor. Doğru olan biraz geç de olsa anlaşılıyor. Ama olan o yasaklar nedeniyle cezalandırılan insanlara oldu.

• Türkiye için şu ifadeyi çok rahat kullanabiliriz sanırım; halka bilgi vermek, halka karşı sorumluluk almak yerine, hoşlarına gitmeyen her durumda, başta halkı aydınlatmaya çalışan gazeteciler olmak üzere, herkesi azarlamaktan çekinmeyen yöneticilerin olduğu ülke...

• Kanuni Sultan Süleyman'ın İtalyan ressam Tiziano Vecellio tarafından 1538 yılında yapılan portresi...

• Eski bir proje: Çizilemeyen Portreler

Bir ara aklıma düşen, üzerinde çalışıp çok fazla yol kat edemediğim ama yine de uzunca bir süre zihnimi kurcaladığı için çok önem verdiğim projelerim oldu. Bu projeler arada bir tekrar aklıma gelir. Üzerinde yeniden çalışmak isterim ama bir şey beni engeller. Onların birer proje olarak kalması gerektiğini düşünürüm. İşte o nedenle bir noktaya kadar gelişip, gelişimini tam olarak hiçbir zaman tamamlayamayacaklarını düşündüğüm için her proje bir "penguen kolu/kanadı" gibi gelir bana.
Bu başlık altında o projeleri de yayınlamak iyi bir fikir.

• Yolsuzluklara karşı verdiği mücadeleyle halkın gözünde "temiz siyasetçi" mertebesine yükselmiş bir milletvekilini hemen yerel seçimlerde belediye başkanlığı adaylığına sürükleme isteği bu ülkeye ne kadar katkı sağlar?
Kaybetme olasılığı karşısında yolsuzluklara karşı verdiği mücadele de halkın gözünde değersizleşirse, kim bu mücadeleye kaldığı yerden devam edebilir?
Bırakalım da belediye başkanlığı için başka bir aday çıksın. Yolsuzluk konusunda böylesine yol almış bir milletvekili de yoluna emin adımlarla devam ederek yolsuzlukları bir nebze ortaya çıkarsın.

• "Demokrasi krallıktan iyidir, krallık hiçbir şeyden, hiçbir şey diktatörlükten." (Nabokov)

• Dünyadaki ekonomik kriz nedeniyle başlayan "acele kamulaştırma" çalışmaları bir fayda getirir mi?

• NASA'nın gözlem aracı Phoneix'e göre Mars'a kar yağmış.

• Beyaz frezya...

• Maria Faranduri

• Milyonların gözü önünde, canlı yayında yeterince belge gösterip kuşkuları gideremeyen bir kişi niçin sürekli belge açıklayacağını söyler ki? Madem zamanında açıklayamadı, gösterdiği her belge kuşkuları daha da artırdı, o zaman niçin istifa edip bu olayla daha fazla gündemi meşgul etmekten vazgeçmez?

• Lorca

• Galiba doğru, her yazan kendi hoşuna giden tarzda yazılar yazma gayretinde. Öyleyse niye acımasızca eleştiriler yapılıyor da yazı serüveninin başındaki genç yazar adaylarına yazmayı bırakması telkin ediliyor.
Bıraksalar da isteyen istediği şekilde yazsa; beğenen okusa, beğenmeyen de bir daha o kişinin yazdıklarını okumasa daha iyi olmaz mı?

• Yeşim Ustaoğlu'nun "Pandora'nın Kutusu" isimli filmi 56. San Sebastian Film Festivali'nde "Altın İstiridye" almıştı. Aynı festivalde Deniz Buga isimli genç Türk yönetmen de "Wednesdays (Çarşambalar)" isimli kısa filmiyle "Jüri Özel Ödülü"nü almış. Daha önce de Kardeşler ve Uyku isimli kısa filmleri varmış.
Bu ödüllü filmleri ne zaman izleyebileceğiz?

• Merak edilen her soruya, her ortamda cevap veremeyip, şeffaf olmayı başaramayan insanlar, bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olmayı hak etmezler.

• "Eternal Sunshine of the Spotless Mind (Sil Baştan)" filminin senaristi Charlie Kaufman'ın yeni filmi "Synecdoche New York" ile Antalya Film Festivaline konuk olacağını okuyunca, Sil Baştan'ı yeniden izleme isteğim arttı.

• "Uğrunda ölmeye değmeyen bir hayat yaşanmaya da değmez." (Malraux)

• Okuduklarım

- Vatan, Radikal ve Taraf gazeteleri
- Ahmet Altan'ın "Ve Kırar Göğsüne Bastırırken" isimli deneme kitabı
- Veysel Çolak'ın "Birkaç Kuş Birkaç Anı" isimli şiir kitabı

• İzlediklerim

- "Beynelmilel" isimli film
- NTV'de yayınlanan kültür-sanat programı Gece - Gündüz
- Star TV Ana Haber Bülteni
- Avrupa Yakası isimli dizinin 164. bölümü

Tuna BAŞAR

http://geceedebiyat.blogspot.com.tr/201 ... eri-1.html
Tuna Başar

http://geceedebiyat.blogspot.com
tunabasar35
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 15
Kayıt: 29-05-2006 19:58
Konum: İzmir
İletişim:

Kısa Metinler -1-

Mesaj gönderen tunabasar35 »

Resim

…ellerim büyük bir istemsizlikle ceplerimi yokluyor. Bilincim vücudumun isyanını dindirecek bir çıkmaz arıyor. Ruhum bedenime boyun eğiyor.
Karşımda İzmir mavisi gözlerinin içine sonsuza kadar bakıp, hiç konuşmadan durabileceğim bir kız “Lütfen, sigara içme!” diyor. Ama kasım rüzgârlarının zihnimde bıraktığı duman görüntüsü yenilgiyi kabul etmeme sebep oluyor. Sigarayı yakıp, ilk dumanı içime çektiğim anda kendimden nefret ediyorum…

Tuna BAŞAR

/ onüçaralıkikibinaltı sıfırbirellibeş
Afyonkarahisar /


http://geceedebiyat.blogspot.com.tr/201 ... ler-1.html
Tuna Başar

http://geceedebiyat.blogspot.com
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir