Hadislerle Tevhid Konusu

İslam dinimiz hakkında sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz, paylaşmak istediklerinizi bu foruma yazabilirsiniz.
Cevapla
Gul-Tanem
New Friend
New Friend
Mesajlar: 13
Kayıt: 01-06-2010 00:21

Hadislerle Tevhid Konusu

Mesaj gönderen Gul-Tanem »

HADİSLERLE TEVHÎD KONUSU

Kur'ân'da olduğu gibi hadislerde de Allah'ı tanımak ve tek bir ilâha ibadet etmek esas alınmış, bu konuda çok ince ve önemli noktalara açıklık kazandırılmıştır. Bu konu gerek yüce Peygamberimiz (s.a.a), gerekse Ehlibeyt İmamları'nın, kendilerine sorulanlara verdikleri cevaplarda aydınlatılmış, soru soranların durumu ve fikrî seviyesi dikkate alınarak muhtelif şekillerde ortaya konmuştur. Biz burada, bu konuda kısa örnekler vermekle yetiniyoruz:

Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
"Allah'ın nimetleri hakkında düşünün; ama Allah'ın (zatı) hakkında düşünmeyin. Zira O'nun vücudunu idrak edemezsiniz."

İmam Cafer Sadık'ın (r.a) huzurunda, "Allah-u Ekber" (Allah büyüktür) diyen birisine, İmam (r.a), "Hangi şeyden daha büyüktür?" diye sordu.
- Her şeyden.
- (O hâlde) Sen Allah'ı mahdut ettin (büyüklüğüne sınır koydun).
- (Peki) Nasıl söyleyeyim?
- De ki: Allah vasfolunmaktan daha büyüktür. (Hiç kimse O'nu olduğu gibi tavsif edemez.)
Hz. Resul-i Ekrem'den (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: "Her kim kendini daha iyi tanırsa (bilirse), Allah'ını da en iyi tanır (bilir)."

Yine o Hazret buyurmuştur ki:
"Her insan fıtrat üzere yaratılmıştır. Yani (yaratılışından beri) onu yaratanın Allah (c.c) olduğunu biliyor. Şu ayet de buna değinmektedir: "Eğer onlara, gökleri ye yeryüzünü kim yarattı, diye sorsan, elbette 'Allah' derler..." [l] "

Bütün insanların fıtrat ve yaratılışları, Allah'ı arayan ve O'na yönelen bir fıtrat ve yaratılıştır. Bu yüzden Allah'ın varlığını ispatlamak için herhangi bir delil getirmeleri yerine, dilleri ile itiraf etmeleri kâfidir. İmam Ali (r.a) şöyle buyuruyor:

"Allah'ın varlığı, yaratıkları ile kanıtlanır, akıllar ile O'na inanılır, tefekkür ve düşünce ile (de) O'nun hak olduğu ortaya çıkar."

Ebu Şakir ed-Deysanî adında birisinin, İmam Cafer Sadık'tan (r.a) Allah'ın varlığına delil istemesi üzerine, İmam (r.a) şu cevabı verdi:
"Ben kendimi iki durumdan hariç görmüyorum; (eğer yaratıcım kendim isem) ya kendimi var iken yarattım veya yok iken. Kendimi var iken yaratmam imkânsızdır; çünkü bir şey var olduğu hâlde (bir daha) yaratılmaya ihtiyacı kalmaz. Eğer yok iken yaratmış isem, kendin de biliyorsun ki yok olan (hiçbir zaman) bir şeyi var edemez. Böylece üçüncü bir mana ortada kalıyor; yani beni yaratan başka birisi vardır, O ise (ezelî ve ebedî olan) âlemlerin Rabbi Allah'tır..."

Adamın biri İmam Cafer Sadık'a (r.a) gelerek, "Ey Resulullah'ın torunu!" dedi. "Allah'ı bana tanıt, (birtakım) münakaşacı insanlar şaşkınlık ve tereddüde düşürdüler beni." İmam (r.a) buyurdu ki:
- Ey Allah'ın kulu, gemiye bindin mi hiç?
- Evet bindim.
- Kurtarıcı bir gemi ve yardım edecek bir yüzücünün olmadığı hâlde (fırtınaya yakalanarak) geminizin parçalandığı bir yer oldu mu?
- Evet (öyle bir durum başıma geldi).
- Acaba kalbin seni kurtarabilecek bir güce yöneldi mi (o hâlde)?
- Evet (öyle oldu).
İşte o (güç) Allah'tır; O ki kurtarıcı olmayan yerde kurtarmaya, barındırıcı olmayan yerde barındırmaya kadirdir.

İmam Hüseyin (r.a) bir duasında (Arefe günü okuduğu duada) şöyle buyuruyor:

"...(Allah'ım!) Var olmasında sana muhtaç olan şey, senin varlığına nasıl delil gösterilebilir? Başkası senden daha mı aydın ve açıktır ki seni göstersin?

Ne zaman gizli olmuşsun ki, seni gösterecek delile gerek kalsın? Ne zaman uzak olmuşsun ki, alametlerin ve eserlerin yoluyla sana ulaşılsın? Seni kendine gözetici görmeyen göz kördür ve muhabbetinden kendisine vermediğin kul ise ziyankâr…"

Aynı duanın diğer bir yerinde de İmam (r.a) şöyle buyuruyor:
"...(Allah'ım!) Sen kendini her şeye tanıtmışsın, seni tanımayan hiçbir şey yoktur. Sensin kendini her şeyde bana gösteren, öyle ki her şeyde tecellini gördüm ve sen her şeye aşikârsın..."

İbn Ebi'l-Avca adında materyalist görüşlü birisi, İmam Cafer Sadık'ın (r.a) huzuruna geldi. İmam (r.a) ona şöyle soru yöneltti:
- Seni bir yaratan oldu mu, yoksa herhangi bir yaratıcın yok mudur senin?
- Beni kimse yaratmamıştır.
- Eğer bir yaratıcın olsaydı, seni ne şekilde yaratırdı?
Söz buraya vardığında, adam cevap veremediği için hiçbir şey söylemeden kalkıp İmam'ın (r.a) yanından ayrıldı.

İmam Cafer Sadık (r.a) materyalist bir tabiple yaptığı tartışmayla ilgili olarak yazmış olduğu mektubun bir bölümünde buyuruyor ki:

"...Allah'ın kullarına gizli olduğunu zanneden bir kimseye şaşarım doğrusu; hâlbuki aklı, yaratılış eserlerini kendi vücudunda şaşılacak bir birleşim ve inkâra yer bırakmayacak bir telifle müşahede ediyor.

Ömrüme (Canıma) andolsun ki, eğer (insanlar) bu önemli meseleler üzerinde düşünecek olsalardı, (varlıklarda) kullanılan aşikâr birleşimlerde, dakik ve apaçık tedbirlerde, varlıkların yoktan var edilmesinde, onların bu tabiattan diğer bir tabiata gelmelerinde, önceki yaratılışlarından sonra onlara yeni bir yaratılış bahşedilmesinde, (kudretli, hikmetli bir) yaratıcının varlığını apaçık delillerle görürlerdi."

İmam Cafer Sadık (r.a) Hintli bir tabiple yaptığı tartışmada şöyle buyuruyor:
"Nasıl benim "yok olan şeyleri bir şey yaratmıştır" dememi eleştiriyorsun (kusurlu sayıyorsun) da, kendinin "yokluk, yok olan şeyleri yaratmıştır" demeni eleştirmiyorsun? Bak gör bu iki sözden hangisi hak sayılmaya daha layıktır."
------------
[l] - Zümer, 38

Alıntıdır; Kitap: Allah’ı Tanımak - Şehid Başbakan Dr. Muhammed Cevad Bahoner
yarasa67
New Friend
New Friend
Mesajlar: 6
Kayıt: 23-12-2012 00:02
İletişim:

Re: Hadislerle Tevhid Konusu

Mesaj gönderen yarasa67 »

güzel çalışma.
islamiyetvebiz.com
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Ahrefs [Bot] ve 4 misafir