YAŞAM HEDEF VE KALKINMA mutlaka okuyun

İslam dinimiz hakkında sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz, paylaşmak istediklerinizi bu foruma yazabilirsiniz.
Cevapla
mumin
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 15
Kayıt: 25-12-2008 18:12

YAŞAM HEDEF VE KALKINMA mutlaka okuyun

Mesaj gönderen mumin »

Sevgili kardeşlerim ALLAH suphane ve teala nın selamı rahmeti resul’unun ashabının ve onlara bağlı kalanların üzerine olsun
Kıymetli Müslüman kardeşlerim muhakkak ki her insanın yaşamında belli hedefleri
vardır bu hedefi insanın iç güdüleri ile bağlantılı olup insanın harekete geçmesini sağlayan ihtiyaçlarını açığa çıkarmaktadır, yani insanın açlığı hissetmesi onu doyurma hedefini oluşturur.Demek ki insan ihtiyacı sonucu kendisini bir hedefe yöneltiyor ve o hedefi tutturmak için belli bir proje oluşturuyor, sonucunda hedeflediği yolda ilerliyor,bu işlev sadece
insana has bir özellik değil, hayvanda aynı şekilde hareket ediyor,içgüdülerinin insanı
bir harekete yönlendirmesi ile hayvanların hareketleri aynı,hedef karın doyurmak buda insanın
hayvanla arasında bir fark olmadığını gösteriyor.insanın hayvandan farkını ortaya koymak gerektiğinde insanın tarifini yaparak buna başlıyoruz,insanı içgüdülerine bağlı uzvi ve fıtri ihtiyaçları olan düşünebilen toplumsal bir varlık olarak tanımlayabiliriz.
İnsan evet düşünebilen bir varlık bu iç güdüler ise beka yani(sahip olma mülk edinme vs)
Nevi (üreme sevgi vs ) tedeyyün dür. (tapınma ve güce boyun eğme)
Bu var olan iç güdüler insana devamlı hedefler belirler ve insanı harekete geçirir.
Harekete geçer iken kendisine ait kurallar belirler.insan toplumsal varlık olduğu için yalnız değildir , ona keza burada bir insanın ihtiyacını gidermesi diğer bir insana zarar vermemelidir eğer zarar verirse insandaki nevi içgüdüsüne bağlı sevgi duygusu tam tersine döner ve acımasız bir hal alır sonucunda toplum huzurlu olamaz ve kaos olur ve hedeflediği kalkınmayı gerçekleştiremez .
O halde toplumun kalkınması insanların hayatta bir kurallar bütününe bağlanması ile gerçekleşir burada toplumun tarifide gerekir .
Toplum dört ana unsurdan oluşur
1 insan 2 duygu 3 fikir 4 nizam (kurallar bütünü) bu dört madde toplumun oluşumudur. Toplumların birlikte hareket edip kalkınabilmesi için bu ana unsurlarda şarttır. Bu ana unsurların en önemlisi kurallar bütünüdür , çünkü bu kurallar insanların ihtiyaçlarını düzenli bir şekilde karşılamalarını sağlamak için vardır.
Peki bu nizamı koyacak merci kim olmalı ki toplum da çatışma sürtüşme ve isyanlar meydana gelmesin insanlar birbirlerini incitmesin, bunu öyle birinin yapması lazım ki ne kendini nede başkasını ön plana çıkaracak , herkese yaptırımı olacak ama bu yaptırım kimseye zulm etmeyecek ve herkes bunu sevecek. Bu nizamı insanlar birleşip ortak bir paydadamı kurmalı?
Bu sorun cevabı zor değil İnsan ele alındığında sahip olduğu içgüdüleri onu kendi menfaatine iter bu her insanda böyle olduğu için bu ortak paydayı belirleyemez ve kaos üstüne kaos yaşanır veyahut bu güçlü olan güçsüz olana dikta eder buda isyan ve sürtüşmelere sebeb olur o yüzden bunu insan yapamaz. Bu konuyu akla yatıracak şekilde örneklersek mesela bir otomobil ele alalım bu aracı üreten firma aracı satarken yanında bu araçla ilgili kullanma kılavuzu ile müşterisine iletir,aracı alan şahsın bu araçla ilgili bilgisi yoktur,onu tanımak ister bu yüzden kılavuz gereklidir, aynı zamanda üretici bu aracın bakıma muhtaç olduğunu bildiği için müşterinin de aracın neye göre bakımını yapacağını bilmediği için bu kılavuz şarttır o kılavuzda uyarı önlem vesaire bilgiler vardır bunları okuyan müşteri kılavuza göre hareket ederse bu araçtan çok iyi verim alır. Üreticide üretim kaynaklı hata varsa müşteriyi sorumlu tutmaz müşteri eğer bu kılavuza göre aracın ihtiyacını karşılamaz ise bu araç onun burnundan getirir ve büyük sorunlar ortaya çıkar. Şimdi en önemli mevzu bu kılavuzun kimin tarafından hazırlanacağıdır. Bunu da dünyadaki bütün insanlara sorsanız üreticinin yapması lazım der.
Evet demek ki bu kılavuzu bu aracı üretmeyen onunla ilgili her türlü bilgisi olmayan hiç kimse yazamaz hatta kılavuzu yazan insan olması sebebi ile o kılavuzda hata bile yapabilir .
Şimdi sorulması gereken soru insanı ve yaşadığı dünyayı kim üretti ? bu soruya da cevap ancak ALLAH suphane ve tealadır insanda aynı o araba gibi muhtaçtır, ihtiyaç sahibidir bu ihtiyaçlarını giderecek bir kılavuza ihtiyacı vardır, bu kılavuza ihtiyacın sebebi onu yaratana karşı sorumlu olduğundandır.
Çünkü kılavuzun içerisinde ölüm ve ölümden sonra hesap vardır, bu hesabı insan yaşamı ile ölümü arasındaki yaptıklarından dolayı verir bu yapılanlar kılavuza uygun olursa dünyada ve ahiretde rahat eder, aslında yapılan işleri de insan zaten kendi ihtiyaçları için yapar . yapacağı tek şey kılavuza göre yapmasıdır.
Örnek vermek gerekirse insan açtır bu hissi gidermek için yemek yer bu yemekte kılavuzda yasaklanan bir şey var ise bundan günah alır bu kılavuz ise kur’an ı kerim dir. Onda aynen şöyle der;
Leş, kan, domuz eti, Allah´tan başkasının adı anılarak kesilen... hayvanlar sizin için haram kılınmıştır" (el-Mâide, 5/3)
İnsanın yine cinsel ihtiyacı var bunu karşılama demez ama kılavuza bak der
İmdi, zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah’a ve âhirete iman ediyorsanız, Allah’ın hükmünü uygulama işinde sakın acıma hissi sizi etkisi altına alıp da uygulamayı engellemesin. Hem onların bu cezalandırılmalarında müminlerden bir cemaat da bulunup şahid olsun. (nur2)
Bunun yerine evlenip çoğalmayı toplumu oluşturan kemik yapı olan aile ortamını kur der . bu ve bunun gibi bir çok ayet bizim hayatımızı düzenler ve hem ihtiyacımızı gidermiş hem rabbimize kulluk etmiş hem de ahiirette cenneti hak etmiş oluruz burada kendimiz için bir fayda vardır zarar yoktur.Hayatını ALLAH suphane ve tealanın kitabına ve onun hayata geçmiş şekli resul Muhammed ( sav) in hayatına göre düzenleyen yaşıyanın ise hem burada hem ahirette rahat eder.
Bu ihtiyaçlarını insan muhakkak bir yaşam şekline göre düzenler çünkü toplumsal varlık olması onu kurallara iter dedik.
Her insanın ahiret bilincine göre yaşaması demek kurallara bağlanması demektir. Bunu başarabilen toplum kalkınmış olur
Çünkü kimseye zulm etmez,ölçülü hareket eder,menfaati ise altından ırmaklar akan cennettir .
Eğer bu klavuza uymaz isede yine ahirette ebedi kalınacak bir cehennemdir.
Bu yüzden Kur’an ı Kerim insanın kendisini toplumunu devletini düzenleyecek her türlü fikri insana verir bu fikir ALLAH tan geldiği için devlet başkanı da en basit bireyide yapacağı ameli kılavuza bakarak yapar ve hata yapmaz,bu kılavuz tüm insanlığın menfaatine olduğu gibi onları hem bu dünyada hem ahirette muzaffer kılar toplumda çatışma vesaire olumsuzluk yaşanmaz birbirine güvenen bireylerin yaşadığı toplumlar fitneye aldanmaz ve birliklerini bozmazlar.
Yaşadığımız dönemde var olan kılavuz bir insan yapısıdır ve o hep menfaat sahiplerini güçlü kılar güç ehli güçsüzlere zulm eder bunu tatbik edenler ısrarla bundan vazgeçmezler çünkü yaşadığı toplumun kılavuzu yaratıcıyı tabiat olaylarını düzenleyen bir rab olarak tarif eder ve dünyadaki işlerimize karışmaz der hal böyle oluncada bu toplum bir adım ileri gitmez çünkü sahip olduğu duygu düşünce fikrin önünü açacak bir nizamı yoktur. Var olan duygu düşünce ve fikirlerin hayata geçmesini engeller. Bunu örneklemek gerekir ise bir aracın dört tekerinin aynı yöne eşit şekilde dönmesi lazımdırki ilerleme yapabilsin eğer biri sıkar ise hem yavaşlar hem yoldan çıkar. Şu an yaşadığımız toplumda bu yüzden yoldan çıkmış ve bir adım ilerleme olmamıştır aynen resul (sav) in geldiği cahiliye dönemindeki gibi,ama o bu toplumu düzeltmiş asrı saadeti yaşatmış ve kurduğu nizam yeryüzünde herkesi mutlu kılmıştır. Şimdi insanlık kılavuzdan kopmuş ve dibe vurmuştur bunun için biri daha gelmeyecektir veyahut bir kılavuz daha inmeyecektir.bakın kitapta maide suresi 3. ayette ne diyor rabbimiz.
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti ve Allah’tan başkasının adına boğazlanan (kesilen), boğularak, vurularak, yüksek bir yerden yuvarlanarak veya boynuzlanarak ölen ve de yırtıcı hayvan tarafından parçalanıp yenen hayvan (ölmeden kesilmesi hariç) ve putlar adına boğazlanan hayvanlar ve fal okları ile kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bunlar fısktır. Bugün kâfirler sizi dîninizden döndüremedikleri için yeise kapıldılar. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin dîninizi kemâle erdirdim. Ve üzerinizdeki ni’metimi tamamladım. Sizin için dîn olarak İslâm’dan razı oldum. Artık kim açlık tehlikesiyle, günaha meyl etmeksizin zarurette (yemek zorunda) kalırsa, muhakkak ki Allah gafûrdur, rahîmdir
Evet bu ayetle yaşadığım ortamı kıyas yaparsam biz hüsrandayız ve bunu düzeltecek ne bir peygamper nede bir kitap gelecek
Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin (nebilerin) sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir. (33/Ahzab suresi 40. ayet
Hal böyle olunca hakkı yerine kim koyacak dersiniz tek cevap biz yani Müslümanlar bunuda destekleyen ayetler aynen mevcuttur
Sizin içinizden hayra davet eden (mürşidlerden) bir cemaat olsun ve mârufla emretsin, ve münkerden nehyetsin (men etsin). İşte onlar, onlar felâha erenlerdir. Ali imran 104
Andolsun asra! İnsanlık hüsranda. Ancak iman edenler ve doğruları yapanlar, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna (asr suresi)
Bozulmuş kılavuzu değişmiş bu toplumun duygu fikir ve düşüncesi yön değişmiş bunu düzeltmenin tek yolu ise sahip olduğu bozuk fikrin yerine sağlam bir fikir ve bu fikri yaşaya bileceği nizamı değiştirerek gerçekleşir bu ancak böyle olur ise toplum yine atalarının başardığı o asrı saadeti yaşar bunun için beklemenin bir an bile durmanın faydası yoktur . bakın beklemememiz gerektiğini rabbimiz bize nasıl bildiriyor bakara suresi 210 ayette ;
Onlar mutlaka Allah'ın ve meleklerin kendilerine buluttan gölgeler içinde gelmesini ve emrin (işin) bitirilmesini mi gözlüyorlar? (Allah ın nizamı artık değişmez Oysa) bütün emirler (işler) Allah'a döndürülür.
Bu ayete göre beklemeyip içinde bulunduğumuz tagut nizamını değiştirmek yerine ALLAH ın nizamını getirmek bizim işimizdir yoksa yüzde yetmiş beşi iman etmiş ancak yüzde yirmi beşi fiili livata olmadık azgınlık yapan bir gurubu düzeltmeyen bir toplum gibi helak olmak kaçınılmazdır o halde kim çalışırsa bunu var etmek için çalışsın ve bu çalışanlara bütün Müslümanlar yardım etsin bunu yaparken hedef ne dünya menfaati nede makam mevki olsun yalnız rabbimizin rızası olsun ki kalkınalım . selam ve dua ile RABBİM HEPİMİZİ AFFETSİN BİZE YARDIM ETSİN RAHMETİNİ ÜZERİMİZDEN EKSİK ETMESİN
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir