Kuranda Uzayda Hayat -3- Uzaylı İnsanlar

İslam dinimiz hakkında sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz, paylaşmak istediklerinizi bu foruma yazabilirsiniz.
Cevapla
1913
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 19
Kayıt: 07-07-2008 04:33
İletişim:

Kuranda Uzayda Hayat -3- Uzaylı İnsanlar

Mesaj gönderen 1913 »

Kur’ân’da uzayda hayat -3-
Uzaylı insanlar.


Sığınıyorum allâh’a taşlanmış şeytandan

Adıyla allâh’ın, merhametiyle kuşatanın, gereğince merhamet edenin


Kur’ân’ın âlemlere ;evrenlere gönderildiğini bildiren bâzı âyetler.
1
(25 furkân 1) “mübârek oldu (o) ki inici etti (gerçeği , yanlışı) farkettireni (furkân’ı) kuluna , olur diye evrenlere bir uyarıcı”.

2
(6 en’âm 90) “(işte) onlar (onlar) ki (gerçeğe) iletti allâh böylece (gerçeğe) iletenine onların aynı şekilde uy , de , değil istiyorum (istemiyorum) sizden üzerine onun bir ücret, o (kur’ân) ancak bir hatırlamadır evrenler için”.
3
(12 yûsuf 104) “ve ne istiyorsun (istemiyorsun) onlardan üzerine onun her hangi bir ücretten (bir şey) , o ancak bir hatırlama evrenler için”.
4
(38 sâd 87) “o (kur’ân) bir hatırlamadır (zikirdir) evrenler için”.

5
(68 kalem 52) “ve ne o (kur’ân) ancak bir hatırlama evrenler için”.
(81 tekvîr 25) “ve ne (değil) o sözüyle (birlikte) şeytanın taşlanmışının”.
(81 tekvîr 26) “böyle iken nereye gidiyorsunuz”.
(81 tekvîr 27) “o (kur’ân) bir hatırlamadır (zikirdir) evrenler için”.
(81 tekvîr 28) “kim için (ki) diledi sizden ayakta durmayı (doğru yolda olmayı)”.
(81 tekvîr 29) “ve ne diliyorsunuz ancak dilemesi allâh’ın düzenleyeni (rabbı) evrenlerin”.


Bu âyetler âlemlerde , yâni gökler ve yer ve ikisi arasında , yâni uzayda , evrende yaygın olarak akıllı yaşamın var olduğunu ve furkân’ın , kur’ân’ın onları uyarması için allâh’ın kuluna , salat ve selâm ona yüce allâh’ın elçisi muhammede indirildiğini bildiriyor.
Âlemlerde insan ve cin benzeri yüksek akıllı canlılar olduğunu bildiren bir çok âyet var.

Âlemîn ; evrenler nedir:

Kuranda alemin kelimesini tarif eden ayetler var.

26 şuara 23’üncü ayette firavun musaya soruyor ; “dedi firavun ve ne düzenleyeni (rabbi) aleminin”
cevap 1 =
(26 şuara 24) = “dedi düzenleyeni (rabbi) gökler ve yer(yüzün)ün ve ne (varsa) arasında o ikisinin oldunuz ise yakînen bilenler”
cevap 2 =
(26 şuara 26) = “dedi düzenleyeniniz (rabbiniz) ve düzenleyeni (rabbi) babalarınızın ilklerinin”

cevap 3 =
(26 şuara 28) = “dedi düzenleyeni (rabbi) doğu ve batının ve ne (varsa) arasında o ikisinin oldunuz ise aklediyorsunuz”


öyleyse âlemîn =

1 - gökler ve yer ve ikisi arasında ne var ise hepsi (mekansal ; yükseklik ve alçaklık)

2 – şimdikiler ve ilk var olanlar (zamansal ; şimdi ve geçmiş)

3- doğu ve batı ve arasında ne varsa hepsi ( yüzeysel ; enlilik)

yani kuranda bahsedilen “âlemîn” kelimesi çok boyutlu olarak evren ile ilgili bir kelimedir. Bu kelime çoğuldur, bu sebeple evren değil evrenler kelimesi tam karşılığıdır. Gökler ve yer ve o ikisi arasında ne varsa uzaydadır , öyleyse âlemîn , evrenlerdir , uzaydır.

Alemin en az bunlardır ve bunlar içinde dünya okyanusa nisbetle bir damla su kadar yer tutmaz. Alemin dünyadır iddiası olanlar bir toz zerresinin dünya olduğunu iddia etmekten bile daha beter bir küçültme yapmaktadırlar.

Kuranda alemin hakkındakiler bunlardan ibaret değil. Konuyu çok uzatabilecek bir tartışmaya sebep verebilir , benim bilgim ile açıklayamadığım için , devamından bahsetmiyorum.

Uzayda ; evrenlerde ; âlemînde akıllı varlıklar , canlılar ve insanlar ve cinler olduğuna delil olan bâzı âyetler.

(3 âli imrân 42) “ve dediğinde melekler ey meryem elbette allâh süzerek seçti seni ve temizlenici etti seni ve süzerek seçti seni üzerine kadınlarının evrenlerin”.

Bu âyettende evrenlerde kadınların bulunduğu , dolayısıyla erkeklerinde bulunduğu anlaşılıyor. Kadınlar anlamındaki “nisâ” kelimesinin hayvanlar hakkında kullanılışına dâir bir bilgim yok. Bu kelime insanlar hakkında kullanılıyor. Öyleyse bu âyet uzayda , alemlerde , evrenlerde insanların varlığını da bildiriyor.

(3 âli imrân 96) “elbette ilki evin elbet (o) ki konuldu insanlar için elbet (o) ki bekkededir (mekkededir) mübârek olarak ve (gerçeğe) ileten (hidâyet) evrenler için”.
(3 âli imrân 97) “onda belirtilerin (âyetlerin) apaçık olanları (var) ayakta durduğu yer (makâmı) ibrâhîmin ve kim girdi ona oldu güvende olan ve allâh için üzerine insanların (görev) haccedilmesi evin (ka’benin) kim gücü yetti ona yolca ve kim küfretti (nankörlük etti , kâfir oldu) böylece elbette allâh ganî(dir) (ihtiyaçtan uzaktır) evrenlerden”.


İnsanlar toplumu için konulmuş olan evlerin ilki evrenlere bereket kaynağı , yol gösteren , (gerçeğe) ileten, hidâyet. Ev insanlar için konulmuş olduğuna göre ve evrenlere yararlı ise evrenlerde insanlar var ki evrenlere yararlı. Öyleyse âlemlerde , evrenlerde insanlar var.
Haccetmek evrenlerdeki insanlarında görevi , eğer ona ulaşacak bir yola gitmeye güçleri yeter ise. Mi’râc hadislerinde hacca gidebilmek için salat ve selâm ona yüce allâh’ın elçisinden yollarının kısaltılması için duâ isteyen mûsâ kavminden olan müslümanların durumu bu âyet ile uyumlu bir durum.

Selâm ona yüce allâh’ın elçisi lût’a melekler insan şeklinde geldiklerinde , onun toplumunun kâfirlerinin sözünü nakleden bir âyet de bu konuya delildir.
(15 hıcr 70) “dediler men etmedikmi seni evrenlerden”.
Lût’u men ettiklerini söyledikleri kişiler insan şeklindeki melekler idi, onlar evrenlerin birinden gelen bu yabancı insanlardan onu men ettiklerini söylüyorlar. Bu konuda , bu bilgiyi , âlemlerden bir takım insanların varlığını yalanlayan bir açıklama bulunmaması sebebiyle âlemlerde , evrenlerde insanların var olduğuna dâir kuvvetli bir zan oluşuyor bu âyet. Çünkü eğer evrenlerde bir takım insanlar olmasaydı bu konu içinde bir açıklama olması beklenirdi. Aksine evrenlerde insanların var olduğuna işaret ediyor bu ayet.
Selam onlara meryem ve oğlu îsâ’dan bahseden bir âyet.
(21 enbiyâ 91) “ve (o bayan) ki kuvvetle korudu fercini böylece üfürdük onun içine (bayanın içine) canımızdan (rûhumuzdan) ve ettik onu (bayanı) ve onun oğlunu bir belirti (âyet) evrenler için”.
Meryem ve oğlu îsâ’dan , evrenlere , allâhın bildirdiklerinin gerçekliğinin belirtisi , âyet olarak söz edilmesi , evrenlerde bu âyetten bilgi edinerek, ibret alarak allâh’a îmân etmesi beklenen akıllı varlıkların olduğuna delildir.
(21 enbiyâ 106) “elbette bunda (kur’ân’da) elbet bir tamamını ulaştırma (var) kavmi için kulluk edenlerin”.
(21 enbiyâ 107) “ve ne gönderdik (göndermedik) seni ancak bir rahmet olarak evrenlere”.
(21 enbiyâ 108) “de elbette ne (başka değil) vahyedilir bana , elbette ne (başka değil) tanrınız tanrının bir olanı böylece siz teslim olanlarmısınız (müslümanlarmısınız)”.

Bu âyetlerde , kur’ân kendisine verilen salat ve selâm ona yüce allâh’ın elçisi muhammed’in kullara ulaştırmakla görevli olduğu görevin tek tanrıya , onun kitabı kur’ân’a çağrı olduğu ve görev alanının evrenler olduğu açıklanıyor. O evrenlere , gökler ve yer ve o ikisi arasında ne varsa hepsine rahmettir , merhamettir. Öyleyse bu âyetler evrenlerde , gökler ve yer ve o ikisi arasında ne varsa onlarda bu göreve , çağrıya uymakla sorumlu akıllı varlıkların , canlıların varlığına delildirler.
Âyetlerin sonunda bu çağrının sonucu olarak çağrılanların yüce allâh’a teslim olanlar , müslümanlar olmaları bekleniyor. Müslüman olması için çağrı yapılan kişilerin ise insanlar ve cinler olduğunu kur’ân’ın bildirmesi ile bilmemiz sebebiyle anlaşılır ki evrenlerde , gökler ve yer ve o ikisinin arasında ne var ise onda özellikle insanlar ve cinler vardır.

(38 sâd 87) “o (kur’ân) bir hatırlamadır (zikirdir) evrenler için”.

Öyleyse bu âyet evrenlerde , gökler ve yer ve o ikisi arasında ne varsa onlarda kur’ân’dan , kur’ân’ın hatırlatıcılığından ibret alacak , gerçeği hatırlayacak , düşünecek , uyacak , sorumlu , akıllı varlıkların , canlıların varlığına delildir.

(68 kalem 52) “ve ne o (kur’ân) ancak bir hatırlama evrenler için”.

Öyleyse bu âyet evrenlerde , gökler ve yer ve o ikisi arasında ne varsa onlarda kur’ân’dan , kur’ân’ın hatırlatıcılığından ibret alacak , gerçeği hatırlayacak , düşünecek , uyacak , sorumlu , akıllı varlıkların , canlıların varlığına delildir.


(81 tekvîr 25) “ve ne (değil) o sözüyle (birlikte) şeytanın taşlanmışının”.
(81 tekvîr 26) “böyle iken nereye gidiyorsunuz”.
(81 tekvîr 27) “o (kur’ân) bir hatırlamadır (zikirdir) evrenler için”.
(81 tekvîr 28) “kim için (ki) diledi sizden ayakta durmayı (doğru yolda olmayı)”.
(81 tekvîr 29) “ve ne diliyorsunuz ancak dilemesi allâh’ın düzenleyeni (rabbı) evrenlerin”.

Öyleyse bu âyetler evrenlerde , gökler ve yer ve o ikisi arasında ne varsa onlarda kur’ân’dan , kur’ân’ın hatırlatıcılığından ibret alacak , gerçeği hatırlayacak , düşünecek , uyacak , sorumlu , akıllı varlıkların , canlıların varlığına delildir.

Bu tesbit ve açıklamalarla birlikte , kur’ânın âlemîne ; evrenlere gönderildiğini bildiren bütün âyetler , kur’ân’ın hitabının özellikle insanlara ve cinlere oluşu sebebiyle evrenlerde insanlar ve cinlerin varlığına delildirler.

Uzayda hayatın var olduğunu isbat eden âyetler ve hadisler bu açıklamalardan sonra daha iyi anlaşılır oldu.

Kur’ân’ın 16’ncı sûresi olan nahl sûresinin 49’uncu âyeti :
Âyet: “ve allâh’a secde eder ne (var) göklerde ve ne (var) yer(yüzün)de dâbbeden (kımıldayandan, canlıdan) ve melekler ve onlar büyüklenmezler .”
Kur’ân’ın 42’nci sûresi olan şûrâ sûresinin 29’uncu âyeti:
Âyet: “ve o’nun (allâh’ın) âyetlerinden (belirtilerinden) , yaratılış (tarz)ı gökler ve yer(yüzünü)n ve ne yaydı o ikisinde dâbbeden (kımıldayandan, canlıdan) ve o (onların) toplanmalarına dilediğinde kadîr (çok iyi ölçüler koyan) .”


Hadis: “bilim süreyyâ’da (ülker takım yıldızları’nda) olsa, onunla birbirine kavuşur fars oğullarından (îranlılardan) adamlar”

(hadîsin kaynağı: (1)ahmed bin hanbelin müsnedi, (2 (297-420-422-469)).
( hadisdeki “bilim” kelimesi yerine “îmân” kelimesi kullanılan aynı hadîs’in diğer bir naklinin kaynağı :tirmizî , tefsîr bölümünde 47 (3), 62 (1), menkıbeler 70 ).
(hadisdeki “birbirine kavuşur” kelimesi yerine “elbet ona kavuşur” kelimesi kullanılan diğer bir naklinin kaynağı : buhârî, tefsîr bölümü 62 (1) . Müslim , sahâbenin fazîletleri bölümü 231. Tirmizî, tefsîr bölümü 47 (3), 62 (1), menkıbeler 70 .ahmed bin hanbel 2 (417) ).

Hadisteki “süreyyâ” (türkçede, “ülker”, “yedi kız kardeş” adları ile bilinir . Ayrıca farsça “peren”, “pervin”. Yunanca “pleiades”. Japonca “subaru”.) Adları ile bilinir. Uluslar arası gök bilim adlandırmasında “m 45” olarak bilinir.

Boğa burcundadır , dünyâdan uzaklığı 440 ışık yılı (135 parsek). Âletsiz bakıldığında yedi yıldızı görünür .


Sonuç:
Kur’ân âyetlerinin bildirdiği ; uzayda akıllı canlılar , insanlar ve cinler vardır.

Ey müslümanlar (teslim olanlar) , başkasına değil allâh’a müslüman (teslim olan) olunki kurtulun .
Âyet : (17 isrâ 36) “ve ardına takılma neyin (ki) (var) değil senin için onunla (ilgili) bilgi, elbette işitme ve görme ve gönül, hepsi işte (onlar)ın oldu ondan mes’ûl”.
Âyet : (24 nûr 31) “…ve (hatâdan) dönün allâh’a toptan ey güvenenler (îmân edenler) olurki siz kurtulursunuz”.
Âyet : (20 tâhâ 47) “…ve sağ olsun kim uydu (gerçeğe) iletene”.

Âyet : (1fatiha 1) “övgü allâh’a düzenleyeni evrenlerin”.


Yazının telif hakkı yazar adı ve web sayfasının yayınlanmasından ibarettir.
Alıntı : yazar, ali kenan aydın
Sayfa, www.enbuyuk1.tr.gg
âyet :" VE KİM AZIP GEÇERSE DIŞINA İSLAMIN HERHANGİ BİR DİNE BÖYLECE KABUL EDİLMEZ ONDAN VE O AHİRETTE HÜSRANA DÜŞENLERDEN" (3 ÂLİ İMRAN 85)
Kullanıcı avatarı
ByUzman
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 187
Kayıt: 29-10-2008 18:42
Konum: .Y3R6.

Mesaj gönderen ByUzman »

Vay bee... Çok ilginç ... Allah seninle olsun çok güzel yazmışsın ..!
[align=right][u][b] [size=150][color=darkblue] Fяєєяuηηiηq & Paякσuя [/color] [/size][/b][/u][/align]
1913
Slow Friend
Slow Friend
Mesajlar: 19
Kayıt: 07-07-2008 04:33
İletişim:

Mesaj gönderen 1913 »

Teşekkürler arkadaş , Yüce Allah hepimizle beraber olsun.
âyet :" VE KİM AZIP GEÇERSE DIŞINA İSLAMIN HERHANGİ BİR DİNE BÖYLECE KABUL EDİLMEZ ONDAN VE O AHİRETTE HÜSRANA DÜŞENLERDEN" (3 ÂLİ İMRAN 85)
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir