Dİnlerarasi Dİyalog TuzaĞi Ve Dİnde Reform (ÖnsÖz)

İslam dinimiz hakkında sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz, paylaşmak istediklerinizi bu foruma yazabilirsiniz.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
trabzonlum
New Friend
New Friend
Mesajlar: 2
Kayıt: 19-04-2006 16:47

Dİnlerarasi Dİyalog TuzaĞi Ve Dİnde Reform (ÖnsÖz)

Mesaj gönderen trabzonlum »

Hıristiyan âlemi, özellikle İngilizler, 18. asırdan itibaren, İslam âlemine karşı uyguladıkları planları gözden geçirmeye başladılar. Çünkü, asırlardır uyguladıkları yıkma amaçlı planlar istenilen neticeyi vermemişti.
Netice alabilecekleri yeni projeler üretmeye koyuldular. O güne kadar uyguladıkları taktik; güç kullanarak zorla hedefe varmaya yönelikti. Artık bundan vazgeçmenin zamanı gelmişti. Çünkü bu yolla, Müslümanlara zarar veremedikleri gibi, aksine güce karşı güç oluşturup blok halinde karşılarına çıkma hareketleri başlamıştı.
Yeni projede, Müslümanları parçalayıp, birbirine düşürerek kaleyi içeriden fethetmeyi amaçlıyorlardı. Bunun için de, çeşitli ırk ve dildeki insanları tek vücuda halinde dimdik ayakta tutan İslam dininin dejenere edilmesi, asli unsurlarından uzaklaştırılması gerekiyordu.
Yaptıkları araştırmalar neticesinde, bu birliği sağlamada, en büyük etkenin, halkın şeksiz şüphesiz inandığı, itimat ettiği İslâm âlimleri ve eserleri olduğunu gördüler. İslam âlimleri ve eserleri, halkın gözünden düşürüldüğü takdirde kalenin surlarının yıkılmış olacağını, böylece içeri sızmanın çok kolay olacağını anladılar.
Bireyi yapmak için de yıkmak için de o şeyi iyi bilmek gerekir. Bu prensip gereği, İslamiyetçi en ince teferruatına kadar bilen binlerce casus yetiştirdiler. İslam âlemine dağılan bu Müslüman, hatta âlim kılıklı ajanlar, Müslümanların inancını hassas noktalardan karıştırmaya başladılar. İngiliz Entilejans servisi elemanlarından Hempher hatıratında (1730) İslam ülkelerinde beşbin elemanlarının bulunduğunu yazmaktadır.
Bu faaliyetlerin amacı ileride yapılacak “Misyonerlik” faaliyetlerine bir zemin hazırlamaktı. Çünkü, sağlam bir inancı olan Müslümanının, Hıristiyan olması mümkün değildi. İnancı bozularak, boşlukta kalan kimseler ancak buna ilgi duyardı.
Çeşitli sinsi faaliyetlerle, İslam âlimleri ve kıymetli eserleri gözden düşürülüp, halk doğrudan, hadislere ve Kur’an-ı kerime yönlendirilince, acemi kaptanların elinde kalan rotasını kaybeden gemi gibi, İslam dünyası da alabora oldu.
Bu safhada, elde ettikleri İslam âlimi bilinen kimseleri hemen devreye sokup, gemiyi kurtarmak gerekçesiyle “islamda reform” projelerini ortaya attılar. Aslında bu
proje, gemiyi rotasına sokmak için değil, iyice rotadan çıkarmak gayesine yönelikti. Reform faaliyetleri ile gerçek İslamdan uzaklaştırılıp “İslam” adı altında İslamla ilgisi olmayan inançlara itildi. Bunun için de, toplumlarda “ønanç boşluğu” oluştu. Maksat da buydu zaten; bunun ardında, 19. yüzyılda “Misyonerlik” faaliyetlerine ağırlık verildi.
Hemen bunun arkasından da “Misyonerliğe” takviye için, “Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü” projesi devreye sokuldu. Bu proje ile İslamiyetin içi boşaltılıp, emir ve yasağı olmayan felsefi bir sistem haline getirmekti gayeleri. Bu, sondan bir önceki safhaydı. Bundan sonrası, “Hıristiyanlıştırma” projesidir.
İşte biz bu kitabımızla, sondan bir önceki, “Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü” projesini, bütün yönleri ile projenin mimarlarının ağzından ve çeşitli yorumlarla sizlere sunuyoruz. Son yorum siz değerli okuyucuların!..
Ayrıca kitaba katkılarından ve takriz yazma nezaketinden dolayı değerli ilim adamımız, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Kürsüsü Bilimdalı Başkanı Prof. Dr. Ramazan Ayvallı Hoca’ya da teşekkürlerimi arz ederim.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir