Çin Mitolojisi

Mitoloji ile ilgili yazılar, paylaşımlar, yorumlar.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Mummified_Corpse
New Friend
New Friend
Mesajlar: 14
Kayıt: 19-02-2008 22:01
Konum: R'lyeh

Çin Mitolojisi

Mesaj gönderen Mummified_Corpse »

EVRENİN YARATILIŞI


Başlangıçta bir yumurta tüm evreni içinde barındırıyordu. Gök ve yer birbirinin eşiydi ve her yer tümüyle karanlıktı. Çünkü ne güneş ne de ay vardı. Bu karanlık kütleden ilk varlık Pangu oluştu. Pangu kendini karanlıkta ve bir yumurtanın içinde kapalı olarak bulunca, evrene bir düzen getirmeye karar verdi.

Önce yumurtasını kırarak açtı. Daha hafif olan Yang yükselip gök oldu. Ağır olan Yin çökerek yer oldu. Pangu gökyüzünü yukarı doğru itti. Sonraki 18.000 yılda Pangu, sürekli göklerin yeryüzünü ezmesini engellemeye çalıştı. Sadece rüzgârları yedi. En sonunda Pangu tümüyle ayağa kalktı ve gökyüzünü itmeye devam etti. Gökyüzü her gün daha da yukarı kalkıyor ve Pangu da uzuyordu.


En sonunda gökler yerini aldı. Pangu yorulmuştu. Yeryüzüne uzandı ve uyudu. Uykusunda öldü ve onun gövdesi evrene biçim ve töz verdi. Başı Doğu'daki dağı oluştururken, ayakları Batı'daki dağı oluşturdu. Bedeni Orta'daki dağı, sol kolu Güney'deki, sağ kolu Kuzey'deki dağı oluşturdu.

Pangu'nun saçları ve kaşları, gezegenler ve yıldızları oluşturdular. Sol gözü Güneş, sağ gözü Ay oldu. Eti yeryüzündeki toprak, kanı okyanus ve ırmaklar oldu. Dişleri ve kemikleri kayaları, mineraller ve değerli taşları oluşturdular. Soluğu bulutları ve rüzgarı, sesi ise yıldırımı ve fırtınayı oluşturdu. Teri yağmur ve çiğe dönüştü. Bedenindeki tüyler ağaçları, bitkileri ve çiçekleri oluştururken derisinde yaşayan asalaklar, hayvanlara dönüştüler.


Ana Tanrıça Nugua ilk insanı yarattı. Kendisi de bir insana benziyordu ancak bacaklarının yerinde bir ejderha kuyruğu vardı. Nugua dünyanın üzerinde kayarak dolaşırken, Pangu'nun bedeninden oluşan güzel şekilleri hayranlıkla izledi. Ağaçları, bitkileri ve çiçekleri çok sevdi, ama en çok hareketli ve canlı olan hayvanlardan hoşlandı. Ancak yaratılışın henüz tamamlanmadığına karar verdi.

Nugua, Sarı Nehir boyunca süzülürken bu nehir yatağındaki maddeyi kullanarak insanı oluşturmaya karar verdi. Nehrin kıyısına oturdu ve nehir yatağından avuç avuç çamur aldı ve onlardan küçük insanlar oluşturdu. Onları kendine benzetti ama onlara ejderha kuyruğu yerine, kollarıyla uyumlu iki bacak verdi. Yürümeye hazır olduklarında, onlara yaşam soluğunu üfledi. Bazılarını Yang ile, yani doğadaki erkek, saldırgan öğeyle doldurdu ve bunlar erkek oldular. Diğerlerini ise Yin ile yani doğadaki uysal öğeyle doldurdu ve bunlar da kadın oldular.


Bir süre sonra Nugua insanlara tek tek biçim vermekten sıkıldı. Nehir yatağındaki çamura bir ip yerleştirdi ve ip tamamen çamurla kaplanana kadar dolaştırdı. Daha sonra ipi aldı ve salladı. Sıçrayan her çamur damlası bir insan haline geldi. Ancak Nugua'nın eliyle biçim verdikleri daha zengin ve akıllı insanlar olmuştu.

Nugua'nın çocukları evlerini yapıp köylere ve çiftliklere yerleştiler. Günlük gereksinimlerini karşılamaya başlayınca canavar Gong-gong çok kızdı. Başını gökyüzünü tutan dağlardan birine vurdu. Dağ yere yıkıldı, gökyüzü delindi ve yeryüzünde pek çok yer çatladı. Bazı büyük yarıklardan alevler fışkırdı, ekinleri, evleri yaktı. Nehirler yataklarından taştılar.


Tanrıça yarattığı çocuklarını kurtarmak için nehir kıyısındaki sazları ateşe verdi ve küllerini, ateşi söndürmek için yanan yarıklara doldurdu. Sonra sellerin toprağa sızmasını ve sazların küllerini set gibi yığarak suların eski nehir yataklarından akmasını sağladı.

İnsanlar eski yaşamlarına yeniden dönünce Nugua, Sarı Nehir'den değişik renkte 5 taş topladı. Bunları ocakta eritip gökteki deliği kapattı.
Kullanıcı avatarı
Mummified_Corpse
New Friend
New Friend
Mesajlar: 14
Kayıt: 19-02-2008 22:01
Konum: R'lyeh

Mesaj gönderen Mummified_Corpse »

OKÇU Yİ VE ON GÜNEŞ


Bir zamanlar Dünya gençti ve gökyüzünde bir değil, on tane güneş vardı. Onların anası, doğunun tanrısı olan Di Jun'un karısıydı. Kadın, on çocuğunu doğu bölümünün en uzak ucunda olan Tang Vadisi'ndeki bir sıcak su havuzunda yıkıyordu. Güneşler büyük bir dut ağacında dinlenirdi, çünkü aslında bu güneşlerin özleri kuştu. Dokuz güneş ağacın alt dallarına tünerken, her gün başka bir güneş en üst dalda otururdu ve her gün en üstte oturan güneş göklerdeki yolculuğuna çıkardı.

Bu on güneş birbirine çok benzerdi. O yüzden insanların on tane güneş olduğunu bilmezdi. Ancak bir gün güneşler ayrı ayrı dolaşmak yerine, göklerden hep birlikte geçmenin eğlenceli olacağını düşündüler. Böylece şafak vakti geldiğinde on güneş arabalara atlayıp gökyüzünde doğru yola çıktılar. Onların yakıcı ışığı dünyayı kavurdu. Ormanlar alev aldı, pek çok hayvanı ve insanı da öldürerek küle döndü.


Nehirler, denizler kurudu, bütün balıklar öldü ve su canavarları yeryüzüne çıkıp yiyecek çalmaya başladılar.

İnsanlar imparatorları Yao'ya yardım için yalvardı. Yao da dünyayı kurtarabilecek tek kişi olan okçu Yi'yi görevlendirdi. Okçu Yi, Batı'nın Kraliçe Anası'na kendisine ölümsüzlük iksirini vermesi için yalvarmış ve karısı geri kalanını kaçırmadan önce birazını içebilmişti. İmparator Yi'ye dokuz güneşi okuyla vurmasını emretti.


Okçu Yi, iyi nişan aldı. Tek tek oklarını attı ve her biri hedeflerine ulaştı. Dokuz güneş saplanan oklara dayanamadılar. Her birinin tüyleri yeryüzüne döküldü, teker teker ışıkları söndü. Her yerde insanlar gökyüzüne baktılar ve olanları coşkuyla izlediler. Artık yeniden başlayabilirlerdi.
Kullanıcı avatarı
turunculum
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 2450
Kayıt: 17-02-2008 23:03
Konum: ihtimaller denizinden

Mesaj gönderen turunculum »

bak bu güzel oldu Çin tarihi mitolojisi cidden ilgilenilmesi gereken birkonu sağaol
seni seviyorum diyene sakın inanma beni en son bırakıp giden beni herseyden cok severdi boşver
Kullanıcı avatarı
Mummified_Corpse
New Friend
New Friend
Mesajlar: 14
Kayıt: 19-02-2008 22:01
Konum: R'lyeh

Mesaj gönderen Mummified_Corpse »

Rica ederim. Devamı gelecek biraz zamana ihtiyacım var sadece.
[size=134]losing all your hopes is freedom.. [/size]
Kullanıcı avatarı
Mummified_Corpse
New Friend
New Friend
Mesajlar: 14
Kayıt: 19-02-2008 22:01
Konum: R'lyeh

Mesaj gönderen Mummified_Corpse »

GÜNEŞİ ARAYIŞ


Çok uzun zaman önce Batı Gölü sahilindeki Değerli Taş Dağı'nın eteğinde küçük bir köy varmış. Bu köyde genç bir çiftçi olan Liu Çun'la dokumacı karısı Hui Niang yaşarmış. Çok çalışkan oldukları için diğer köylüler onları takdir edermiş.

Bir sabah, Güneş dağın ufkunda kıpkırmızı parlamış. Kısa bir süre sonra siyah bulutlar Batı Gölü'ne doğru gelmeye başlamış ve beraberlerinde şiddetli bir yağmur fırtınası getirmişler. Bu sırada Güneş aniden ortadan kaybolmuş ve fırtına dindikten sonra bile ortaya çıkmamış.


Dünya karanlık ve soğuk olmuş, ağaçlar kurumuş, yeşiller kahverengiye dönmüş. Çiçekler solmuş, kırmızıdan kahverengiye dönmüş. Ekinler tarlalarda kurumuş. Şeytanlar, hayaletler ve diğer kötü gece yaratıkları büyük bir sevinçle ortya çıkmış. İnsanlarsa ne yapacaklarını bilemez haldeymiş.

Liu Çun, mahalledeki en yaşlı kişiyi görmeye gitmiş. Adam yüz seksen yaşındaymış. Liu Çun yaşlı adama sormuş: "Bana güneşe ne olduğunu söyleyebilir misin?"


"Doğu Denizi'nin altında kötü bir kral yaşıyor. Bütün kötü ruhlara, şeytanlara hükmeden odur. Bu yaratıkların en büyük düşmanı da güneştir. Ondan korkar ve nefret ederler. Çünkü güneş onların korkunç kötülüklerini ortaya çıkarır. Bu nedenle şeytan kral güneşi çaldı." diye yanıtlamış yaşlı adam.

Liu Çun yaşlı adama teşekkür edip evine dönmüş. Karısı Hui Niang'a yola çıkıp Güneş'i bulacağını söylemiş. Hui Niang da onu güzel sözlerle ve özel bir giysiyle uğurlamış.


Bu giysiyi Hui Niang kendisi dikmiş. Pamukla sıkıca doldurulmuş bir ceket ve kendi uzun saçlarından bir demetle kendir saplarının birleşiminden oluşan bir çift sandalet.

Liu Çun ayrılırken omzuna bir anka kuşu konmuş. Liu Çun ayrılırken karısına "Eğer ölürsem gökyüzünde parlak bir yıldız olacağım." demiş. Sonra kuşla birlikte yola çıkmışlar.

Hui Niang her gün çıkıp Güneş'i arıyor, her seferinde hayal kırıklığına uğruyormuş. Bir gün yine gökyüzüne bakarken parlak bir yıldız yeryüzünden göklere doğru yükselmiş. Sonra da altın anka kuşu kadının ayaklarının dibine konmuş. Hui Niang kocasının öldüğünü anlamış ve kalbi büyük bir üzüntüyle dolmuş. Acısıyla kendini kaybetmiş


Kendine geldiğinde bir oğlan doğurduğunu görmüş. Ona Bao Çu adını vermiş. Rüzgarın ilk dokunuşunda bebek konuşmaya başlamış, ikinci dokunuşunda ise yürümeye... Üçüncü dokunuşta bebeğin boyu altı metreye ulaşmış.

Bao Çu annesini yas içinde görünce sormuş. O da oğluna babasının öyküsünü anlatmış. Çocuk "Anne eğer izin verirsen gidip Güneş'i bulacağım." demiş. Hui Niang uzun süre düşündükten sonra bunu kabul etmiş ve oğluna aynı babasına yaptığı gibi bir ceketle bir çift sandalet vermiş. Anka kuşu çocuğun yanına gelmiş. Yola çıkarlarken annesi "Doğu'daki en parlak yıldıza dikkat et. Baban öldüğünde kendisini bir yıldıza dönüştürdü. Onu takip et, seni Güneş'e götürecektir." demiş.

Bunun üzerine Bao Çu ve anka yola çıkmışlar. En parlak yıldıza doğru hiç durmadan yol almışlar. Bao Çu on sekiz uçurumu ve on dokuz doruğu aşmış. Dağlardaki çalılar vücudunu yaralamış. Bir dağ köyüne geldiğinde bitkin ve donmuş görünüyormuş. Köylüler onun arayışını duyunca, her biri kendi ceketinden bir kumaş kesip Bao Çu'ya yeni bir ceket dikmişler ve bu cekete yüz aile ceketi denmiş.


Bao Çu dinlenince anka kuşuyla yeniden yola çıkmışlar. Durmadan yürümüşler, nehirler aşmışlar. Buz nehrinden geçmişler. Yüz aile ceketi Bao Çu'nun donmasını önlemiş. Sonra bir köye daha varmışlar. Köylüler onun arayışını duyunca ona verebilecekleri tek şey olan "toprağı" vermişler. Toprağın içine konduğu torbayı omuzlayan Bao Çu anka kuşuyla yoluna devam etmiş.

Yürüye yürüye bir yol ayrımına gelmiş. Hangi yola sapması gerektiğini düşünürken karşısına yaşlı bir kadın çıkmış. Bao Çu ona yolculuğundan bahsedince, "Yol aşılamayacak kadar uzun. Çok geç olmadan evine dön" demiş. Bao Çu'nun ısrarı üzerine "Sağdaki yol seni Güneş'e götürür. Vardığın ilk köyde dinlenirsen akıllılık edersin." diye öneride bulunmuş. Kadın konuşurken altın kuş sürekli ona saldırmış. Bao Çu utanarak kuşu kovalamış.

Kadının önerdiği yolu izlemiş ama Anka kuşu durmadan önüne çıkıyor ve yolu kapamaya çalışıyormuş. O zamana kadarki yolun bu kadar zorlu olmasına karşın bu yolun bu kadar düzgün olmasına şaşmış Bao Çu. Çok geçmeden yaşlı kadının söz ettiği köye varmış. Köyün refah içinde olduğunu görmüş. Köylüler onu sevgiyle karşılamışlar, onun kahramanlığını övüp onuruna ziyafet vermişler.


Köylüler onun şerefine içerken, o da şarap kasesini kaldırmış. Öbür köydeki insanlar açlıktan ve soğuktan ölürken buradakiler niye zengin diye düşünürken anka kuşu uçarak gelmiş ve onun kadehine bir şey düşürmüş. Şarap alev almış ve içindeki nesne yanmaya başlamış. Bao Çu bunun aynı kendisininki gibi bir sandalet olduğunu görünce olanları anlamış ve etraftakilere bağırmaya başlamış. Sesinin yüksekliği karşısında bütün köy ve orada yaşayanlar bir duman üflemesiyle yok olmuş.

Bao Çu geri dönerek bu defa sola sapmış. önüne pek çok engel çıkmış ama Bao Çu bunların hepsini birer birer aşmış. Bu arada cinler rüzgara dönüşüp Hiu Niang'a Bao Çu'nun öldüğünü söylemişler ama Hiu Niang bunlara inanmamış.

Günler, aylar, yıllar geçmiş. Bu arada Bao Çu dağları ve nehirleri geçmeye devam etmiş. Sonunda bir dağın tepesinde çok uzaklardan gelen denizin sesini duymuş. Doğu denizinin sahiline varana kadar doğuya doğru yürümeye devam etmiş.


Denizi nasıl geçeceğini düşünürken aklına toprak dolu torba gelmiş. Torbayı açıp içindeki toprağı denize dökmüş. Toprak suyun yüzeyine çıktıkça her biri birer adaya dönüşmüş ve Bao Çu bir adadan diğerine yüzmüş. Son adaya ulaştığında ada birdenbire çöküp Bao Çu'yu denizin dibine sürüklemiş.

Bao Çu okyanusun tabanında çok büyük bir mağara bulmuş. Orada kötülük kralının yüzlerce kötü yaratıktan oluşan ordusu duruyormuş. Bao Çu şeytanlar kralıyla ölümüne savaşmış, anka kuşu da ona yardım etmiş. En sonunda kötülükler kralı bir kayaya çarparak ölmüş, şeytani ordusu da anında dağılmış.

Bao Çu koca bir kayayla kapatılmış bir delik bulmuş ve kayayı iterek çıkardığında Güneş'i görmüş. O sırada Güneş kendi gücüyle gökyüzüne yükselmiş. Bu olay olurken Hui Niang ve köylüler gökyüzüne bakıyormuş. Köylüler coşkuyla bağırırken altın anka kuşu, boynu bükük Hui Niang'ın ayaklarının dibine konmuş. Yüreği acıyla dolmuş Hui Niang'ın ama aynı zamanda sevinç duyuyormuş çünkü oğlu babasının görevini tamamlamış ve büyük bir kahraman olmuş.
Kullanıcı avatarı
Mummified_Corpse
New Friend
New Friend
Mesajlar: 14
Kayıt: 19-02-2008 22:01
Konum: R'lyeh

Mesaj gönderen Mummified_Corpse »

Çin Mitolojisi Karakterleri


Erkek Karakterler

Ba Xian: Taoist mitolojideki sekiz ölümsüzlük kazanan kişiye verilen ad. Bu sekizli Çin'in iyi kaderini sembolleridirler. Onlar yaşama sekiz önemli özellik katarlar: gençlik, yaşlılık, zorunluluk, sağlık, rağbet, asalet, erkeklik ve dişilik. Bu sekizli: Zhang Guo-lao, Lu Dong-bin, Cao Guo-jiu, Zhong Li-quan, Li Tie-guai, Han Xian-zi, He Xian-gu ve Lan Cai-he. Be Xian'ın konusu daha fazla sanatla ilgilidir.

Cai-shen: Çin mitolojisinde başarı Tanrısı. Taoizm ve halk dini inancında da yerini almıştır. Onun gök gürültüsü ve yıldırımları yönetme ve ticari anlaşmalarda başarı sağlama gibi bir çok sihirli güçleri vardır. Tarihsel şahsiyet olarak o Zhao Xuan-tan (Chao Hsüan-t'an)olarak adlandırılmıştır. O dağların zirvesinde kendi yerini almıştır. Zhang Dao-ling'e hayat iksirini ararken yardım etmiştir. Cai-shen siyah kaplanın üzerinde resmedilirdi. Siyah bir yüze ve uzun bıyıklara sahiptir. Vücudu zırhlar içindedir, kafasında savaş başlığı vardır.

Cao Guo-jiu: Çin mitolojisindeki sekiz ölümsüzden biri. O basit bir yaşam sürmekteyken bir gün genç kardeşi katil olur. Cao Guo-jiu utançtan sonra dağlarda inzivaya çekilmiş ve uzun süre orada yaşamıştır. Lu Dong-bin ona yardım eder ve kusursuzluğa erişmenin yollarını gösterir. Cao Guo-jiu tiyatro sanatının yaratıcısı olarak anılır.

Cheng-huang: Çin'in koruyucu Tanrıları. Onlar felaket ve yıkımları önlerlerdi ve kendilerine yalvaran insanları korumaları altına alırlardı. Kurakluk ve kıtlık dönemlerinde onlar yağmur yağdırırlardı. Onlar ekinlerin bereketli olmasını sağlayarak, insanları zenginliğe kavuştururlardı. Cheng-huang aynı zamanda ölülerin ruhlarını Cennet'e götürülerdi. Tao'cu rahipler ölülerin ruhlarının cehennemden kurtulabilmeleri için bu koruyucu Tanrılara dua ederlerdi.

Chu Jiang: Taoist mitolojide saniyelerin kralı, hırsız ve katilleri cezalandırırdı.

Da-yu: Xia Hanedanlığının efsanevi kurucusu. Büyük Yu olarak bilinmiştir. Toprağın (Gun) oğludur. Yol yapıcı ve ekinlere su sağlayıcı olarak tanınmıştır.

Di-cang: Çin Budizm'inde dünyanın rahmi anlamına gelen bir güç. Efsaneye göre o Tang döneminde yaşamış bir Kore prensidir. Ölümünden sonra vücudu çürümeye bırakılmamış, bir tapınağı yapılmıştır. Sağ elinde metal değnekle resmedilirdi.

Di-guan: Tao inancına göre dünyada bir hükümdar. Üç San-guan'dan biri. Çin'in din hayatında rolü önemlidir. Di-guan suçları ve baş kaldırmaları affederdi.

Di-ya: Di-ya ve Tian-long Çin edebiyat Tanrısı Wen Chang'ın yardımcılarıdır.

Dong-yue da-di: Gök Tanrısı Yu-huang'ın yardımcısı. Canlıların doğumlarından ölümlerine kadar yaşamlarını, yaşam güçlerini ve görünümlerini denetlemekle görevlidir.

Er-lang: Çin mitolojisinde şeytani ruhları defeden ve kötü büyüleri bozan bir koruyucu Tanrı. Annesi Yu-huang'ın kızkardeşidir.

Fan-kui: Çinlilere göre, kasap Tanrısıdır.

Fei Lian: Rüzgar Tanrısıdır.

Feng Bo: Rüzgar Tanrısı olan Fei Lian'ın insanlaştırılmışı.

Fu Xi: Çin mitolojisinde San-huang'daki üç asil imparatordan birincisi. Yönetimi 115 yıl sürmüştür. Fu Xi insanlara balık ağları kullanma, ipek böcekleri yetiştirme ve vahşi hayvanları ehlileştirme gibi bir çok alışkanlığı kazandırmıştır. Fu Xi yılan vücutlu bir insan olarak resmedilirdi. Nü-gua onun karısıdır.

Fu-xing: Çinde mutluluk Tanrısı. San-xing'lerden biri. Genellikle mavi giysilerle, özel uşağı ve çocukların yanında resmedilirdi. İsminin anlamı 'şanslı yıldız'dır. Sık sık cennetin yöneticisi olan Tian-guan'la karıştırılır.

Gao Yao: Eski bir Çin yargı Tanrısı. Adaletsizlikleri sorgularken ona bir koç eşlik etmektedir. Ting-jian olarak da bilinmektedir.

Gök kralları: Dünyanın dört bir tarafının koruyucuları. Tian-wang.

Gou Mang: Çin gök Tanrısının habercisidir. Gou Mang doğu ile birlikte ilkbahar ve mutluluğu oluşturur.

Guan-di: "İmparator Guan", Taoizm'in savaş Tanrısı. Barış yolunda atılan her adıma karşı koyar. Halk arasında şeytanları yaratan Tanrı olarak da anılmıştır.

Guan-yin: Çocuksuz kadınlara yardım eden bir kahin.

Gun: Çin mitolojisinde toprak Tanrısı, Sarı imparator Huang-di'nin erkek torunu, Da-yu'nun babası. Cennetin yanından geçen büyük sel baskınında yaptığı hatadan dolayı Gong Gong tarafından küçük düşürülmüş ve cezalandırılmıştır.bir rivayete göre, o bu hatasından dolayı ateş Tanrısı tarafından idam edilmiştir.

Han: Çin nehir Tanrısı. Aynı isimli nehirle kişiselleştirilmiştir.

Han Xian-zi: Taoist mitolojideki sekiz önemli ölümsüzden biri. Tang hanedanlığının önemli bir şahsiyeti ve devlet adamı olan Han Yu'nun erkek yeğeni. Onun çılgın bir micazı ve doğaüstü güçleri olduğuna inanılırmış. Bir gün şeftali ağacından düşmüş ve ölümsüzlüğü kazanmış. O flütüyle, elinde çiçek demeti veya şeftali tutarak resmedilirdi.

He Bo: Çin mitolojisinde güçlü ve etkili bir nehir Tanrısı. Bing-yi da denilmektedir. Ay Tanrıçası Heng O onun kız kardeşidir.

Hou Ji: Çin mitolojisinde tahıl Tanrısı. İmparatorluk dönemindeki bazı mezheplerde o tartışma konusu olmuştur. Bu nedenle isminin anlamı çeşitli şekilde tercüme olunmuştur.

Hou Tu: Çin mitolojisinde dünya ve toprak Tanrısı. Yer yüzünün hükümdarı. İmparatorluk dönemi inançlarının bir ifadesidir.

How-chu: (How-ch'u) Çin mitolojisinde hava Tanrısı.

How-too: Eski bir Çin doğa Tanrısı. Canavar olarak betimlenmiş ve dağlarla nehirlerin arasında yaşadığı düşünülmüştür.

Hu Jing-de: Çinin koruyucu Tanrısı. Genellikle kökeni Tang hanedanlığına dayanmaktadır.

Huang Fei-hu: Çin doğa Tanrısı. Tek gözlü bir boğa şeklinde olup, yılan kuyruğuna sahiptir. Sonraları Çin'in doğusundaki kutsal Tai Shan dağlarının Tanrısı olarak kabul edilmiştir. O bu dağa gelen ölü ruhları yargılamakla görevlendirilmişti.

Huang-di: Efsaneleştirilmiş bir Çin imparatoru. 'Sarı İmparator' M.ö. 2697 - 2597 yılları arasında yaşadığına inanılır. Taoizmin kurucularından biri olarak saygı görmüştür. Çin tarihinde ilk tıbbi inceleme ve tez niteliğini taşıyan Huang-di nei-jing yazıtının onun eseri olduğu söylenmektedir. Ayrıca Huang-di'nin insanlığa yazının bulunması, pusulanın icadı, çömlekçiliğin başlangıcı, ipek böceklerinin yetiştirilmesi gibi katkıları olduğu inanılmaktadır.

Huang-lao: Taoculara göre bir Tanrı. İsmi iki anlamı barındırmaktadır: Huang, Huang-di ile, lao, Lao-zi ile bağdaştırılmaktadır. Her iki anlam da Taoizm inancının kurucularına işaret etmektedir.

Huang-lao-jun: Taozim inancına göre önemli bir Tanrı.

Jian Lao: Çin mitolojisinde doğa ve süreklilik Tanrısı.

Jin Jia: Çin mitolojisindeki koruyuculardan biri. O kötü öğrencileri cezalandırır ve İmparatorluk soyundan gelen ailelerin bayraklarını dalgalandırır. Altın zırhlı bir insan şeklinde düşünülmüştür.

Kui-xing: Wen-chang'ın yanından ayrılmayan yıldız Tanrısı. Resmi başarı belgelerini hazırlamakla görevlidir.

Lan Cai-he: Çin Ba Xian'lardan biri. Yazın kalın palto, kışın ise ince giysiler giyer. Elinde Çiçek demeti oalrak resmedilirdi.

Lao-jun: Lao-zi'nin (Lao Tsö) tanrısallaştırılmış adı. Yuan-shi tian-zong ile beraber o Tao düşünce tarzının önemli yaratıcısıdır.

Lei-gong: Çin mitolojiisnde gök gürültüsü Tanrısı. Tao panteonunda o göksel idare yetkisi bulunan bir Gökgürültüsü bakanıdır. Onun gagası, kanatları ve baykuş penceleri var, ama bedeni mavi renkte olmasına rağmen insan bedenidir. O peştamal giymiş, ellerinde davul ve çekiç (gök gürlemesini yaratan alet) taşır durumda resmedilirdi.

Li Tie-guai: Li Tie-guai ("Demir koltuk değnekli Li") Bir Ba Xian, Taoist Mitolojinin sekiz ölümsüzünden biri. Demir koltuk değneği ona Xi Wang-mu tarafından verildi.

Li T'ien: Şeytanlara karşı alev fişeklerini kullanan ilk kişidir. (11. yüzyıl.) Bu olaydan sonra havai fişeklerin kullanımı yaygınlaşmıştır.

Ling-bao tian-zong: Kıymetli mücevheratın koruyucusu, ikinci Taoist cennet olan Shang-qing'ın yöneticisi. Bazen Dao-Jun, Tao Efendisi, olarak da adlandırılmıştır.

Ling-guan: Doğaüstü memur, Yu-huang sarayının koruyucusu. O 15. yüzyılda da büyük saygı görmüş ve Pekin'de tapınağı yapılmıştır.

Liu Bei: Çin mitolojisinde sepet yapanların ve kamış ayakkabı yapanların Tanrısı. O Zhang Fei ve Guan Gong ile birlikte Çin'in üç silahşorunu oluşturdu.

Lu Ban: Çin mitolojisinde marangozların koruyucusu.

Lu Dong-bin: Bir Ba Xian. M.ö 798 yılında kuzey Çin'de doğmuştur. Ailesinin üyeleri özel uşaklık yaparlarmış. Genç yaşta O Lu dağlarına çıkmıştır. Burada ateş ejderi ile karşılaşmış ve ejder ona sihirli bir kılıç hediye etmiştir. Başkenti ziyaret ederken başka bir ölümsüz olan Zhong Li-quan ile karşılaşmıştır.

Lu-xing: Onur Yıldızı. Bir San-xing olan yıldız Tanrı. Guan-xing (Şehir Yıldızı) olarak da bilinmektedir. Han hanedanlığının kurucusu Shi Fei olduğunu iddia edenler var.

Ma Wang: Çin mitolojisinde atların koruyucusu.

Ma-mian: Çin mitolojisinde yer altı dünyasında yaşayan bir asilzade.

Men-shen: Çin inancına göre kapıları koruyan iki Tanrı. Men-shen, kelime anlamı "kapı boşluğu Tanrıları"dır, Qin Shu-bao ve Hu Jing-de isimli Tang Hanedanlığında yaşamış olan iki general olduklarına inanılır. 13. - 14. yüzyıllarda onlara tapılmıştır. Arka kapı daha az bilinen Wei Ch'eng tarafından korunurdu.

Mo-hi-hai: Çin su Tanrısı.

Mu Gong: Çin mitolojisinde ölümsüzlük Tanrısı. O Yang'ın cisimleştirilmiş halidir. Xi Wang-mu, Yin'in temsilcisi, onun karısıdır. Onlar birlikte cennet ve yeryüzünü ve canlıları yaratmışlar.

Mu-king: Çin mitolojisinde ateş Tanrısı.

Niu Wang: Çin'de büyükbaş hayvanların koruyucusu.

Niu-you: Çin mitolojisinde Yama krallarının koruyuculuğunu yapan ruh.

Pa: Çin kuraklık Tanrısı.

Pa-cha: Çiftçileri çekirgelere karşı koruyan bir Tanrı.

Pan-gu: Çin mitolojisi'ne göre başlangıçta evren bir yumurtanın içindeydi. Evrende ilkin sonsuz ve sessiz bir hiçlik varmış. Her yer karanlıklar içindeyken ilk olarak Pengu (Pan Ku) oluştu. Pengu yumurtanın kabuğunu kırarak dünyayı on sekiz bin yılda düzene soktu. Yumurtanın üst kısmı yükselip gökyüzünü Yang'ı meydana getirdi. Alt kısmı ise çökerek yeri Yin'i oluşturdu. Yin dişi, Yang ise erkekti. Birbirlerini tamamladılar. Pengu Yin ve Yangı oluşturduktan sonra ölür. öldükten sonra sol gözünden güneş, sağ gözünden ay, kanından denizler, saçlarından ormanlar, gövdesinden yeryüzü, son soluğundan da rüzgarlar meydana gelmiş. Daha sonra çürüyen bedeninde kaynaşan böceklerden de insanlar oluşur.

Peng-zi: Çin mitolojisinde uzun yaşamı temsil eden varlık. Efsaneye göre, Han Hanedanlığı zamanında doğmuş ve Yin Hanedanlığı zamanında 777 yaşına gelmişti. (bazı kaynaklara göre 800 yaşını geçmişti) ve hala genç görünümünü koruyabilmişti. Genç kalabilmek için o geyik boynuzu ve mika tozu yutarmış.

Pusa: Budist ve Taoist mezheplerde Tanrıya verilen ad.

Qin-shu-pao: Çift kapı aralığının koruyucu Tanrılarından biri, bir Men-shen. Tang hanedanlığındaki bir general olarak bilinmektedir.

Ru Shou: Gou Mang gibi Çin gök Tanrısının habercisidir. Ru Shou Batı ile birlikte sonbaharı ve Talihsizliği oluşturur.

San-guan: "Üç Yönetici", Taoizmde üç Tanrı, adları Tian-guan, Di-guan, ve Shui-guan. Çin'in din hayatında önemli rol üstlenmişlerdi.

San-huang: Fu Xi, Shen-nung ve Yen-ti adında üç imparatora verilen özel isim. M.Ö 2852 - 2697 yıllarında yaşadıklarına inanılır. Bu isim 'üç asilzade' anlamına gelir. Beş imparator Wu-di'lerin yerlerini almışlar.

San-qing: Üç cennet ve onları koruyan üç ilaha verilen özel isim. Birinci cennet Yu-qing, saf yeşim cenneti, Yuan-shi tian-zong orada yaşamıştı. Bazı kaynaklara göre bu Yu-huang'ın yönettiği en büyük ve ilk cennetti. İkinci cennetin adı Shang-qing, büyük saflığın cenneti, Ling-bao tian-zong orada otururdu. Üçüncü cennet Tai-qing, yüksek saflığın cenneti. Tao-de tian-zong tarafından yönetilirdi.

San-xing: Çin halk sanatının sevimli, iyi şans getiren üç yıldız Tanrısı. San-hsing Tanrıların adları: Fu-xing (Şans Yıldızı), Lu-xing (Onur Yıldızı) ve Shou-xing (Uzun Yaşam Yıldızı).

Shen Yi: Güneş Tanrısı. Xi Wang-mu ona ölümsüzlük bahşetmiştir. Rüzgar Tanrısı Fei Lian onun ebedi düşmanıdır. Sheng Yi elinde güneş tutmuş olarak resmedilirdi.

Shen-nung: Çin mitolojisinde bir şahsiyet. İlaçları onun icat ettiği söylenilir. San-huang adı verilmiş 'Üç asilzade' den biri. O eczacılığın yaratıcısı olarak da kabul görmüştür. Boğa kafalı olarak resmedilirdi.

Shou-lao: Taoizmde eski bir Tanrı. Uzun ömür ve şans Tanrısı. Uzun yaşamın yıldız Tanrısı. Kocaman kafalı, elinde uzun bir değnek ve içinde uzun yaşama sebeb olan su barındıran bir su kabağı taşırken resmedilirdi. Diğer elinde ise ölümsüzlüğün simgesi olan şeftaliyi tutmaktadır.

Shou-xing: Yıldız Tanrı. Bir San-xing. Adının anlamı "Uzun Yaşam Yıldızı" dır, büyük ve kel bir kafası var. Düğümlü bir değnekle destek almaktadır. Diğer elinde ölümsüzlüğün simgesi olan şeftaliyi tutar. Sembolü mantar veya su kaplumbağasıdır.

Shui-guan: Bir San-guan. Shui-guan suyun yöneticisidir. Ona inananları engellerden korur.

Shun: Çin mitolojisinde beş efsaneleştirilmiş İmparator olan Wu-di'lerden bir tanesi. Yao'nun halefi olarak seçilmişti.

Si-ming: "Kaderin Efendisi", iki kitap yazmıştır. Ölümün kitabı ve Yaşamın kitabı.

Song Di: Çin mitolojisinde üçüncü cehennemin kralı. Evlatlarına kötü davranan suçlular, itaatsizler, vefasızlar ve isyancılar burada cezalandırılırlardı.

Sun Hou-zi: Rüzgar'ın oğlu. Tanrıların yetenek ve hünerlerine sahipti. Daha sonra ölümsüzlük şeftalisinden yedi ve ölümsüz oldu.

Sun-pi: Çin mitolojisinde tamirci ve işçilerin Tanrısı.

Tai-sui-xing: Zaman ve gezegenlerin Tanrısı. Jüpiter gezegeni onun sembolüdür.

Tai-yi: Bilge biri. Han hanedanlığı devrinde yaşamıştır.

Tai-yue da-di: Taoizmde dağ Tanrıları.

Tang: Çin mitolojisinde bir kurtarıcı. İnsanlığı büyük bir kuraklıktan kurtarır. O kendini dut çalılıklarının üzerinde kurban eder ve yağmuru yağdırmayı başarır.

Tao-de tian-zong: Üçüncü cennet olan, Tai-qing'un yöneticisi.

Tian-di: Evrene verilen geleneksel bir tanım. 'Cennet ve Yer yüzü' anlamına gelir.

Tian-guan: San-guan cennetinin üç yöneticisinden biri. O sağlık ve iyi talih dağıtıcısıdır.

Tian-long: Tanrı Wen Chang uşaklarından biri, Di-ya ile beraber çalışır.

Tian-wang: Çin mitolojisinin göksel Tanrıları, dünyanın koruyucusu olarak da bilinirler.

Tian-zong: Taoizmde Tanrılara verilen genel bir ad.

Tu-di: Çin mitolojisinde küçük arazilerin koruyusu bir Tanrı.

Wang Mu niang-niang: Ölümsüzlük şeftalisini koruyan Tanrı.

Yao: Efsaneleştirilmiş bir imparator. M.Ö. 2333 - 2234 yılları arasında yaşadığına inanılır.


Kadın Karakterler

Ba: Çin mitolojisinde Cennet'in kızı.

Bixia Yuanjin: Bu Çin Tanrıçası çocukların doğumundan ve kaderden sorumludur. Doğum ve kader dünya mitolojisinde birbiri ile bağlantılı, uzlaşım içinde olan iki kavram olarak kabul edilmiştir.

Chih Nu: Çin'in önemli tanrılarından olan Yu-huang'ın kızı.

Dha-shi-zhi: Çin Budizminde kadın ilahe, yeniden doğuşu yönetmektedir.

Dou-mu: Çin Tanrıçası. Her insanın ne kadar yaşayacağını belirler ve denetler. Bu nedenle uzun bir yaşam isteyen insanlar tarafından saygı görmüş ve tapınılmıştır. Dou-mu nilüfer tahtında otururken, dört kafalı, 12 gözlü ve sekiz kollu olarak resmedilirdi. Taoist tapınaklarda sık sık onun anıtı ile karşılaşılır. Çin Budistleri tarafından da tapınılmaktadır.

Feng Po-po: Çin'in rüzgar Tanrıçası. Bir kaplanın üzerinde bulutları dolaşan ak saçlı, yaşlı bir kadın olarak resmedilirdi. Bulutları tam gün sırtındaki çuvala doldurup bir yerden başka bir yere taşır.

Gong De Tian: Çin mitolojisinde uğur Tanrıçası. Sol elinde dilekleri yerine getiren bir inci tutar. Hindu Tanrıçası Lakshmi ile benzerlik göstermektedir.

He Xian-gu: Ba Xian'lardan biri ve içlerinde tek bayan olanı. Tang hanedanlığı döneminde yaşamıştır ve yaşamını dağlarda inzivaya çekilerek sürdürmüştür. On dört yaşında bir rüya görmüştü. Rüyasında kim olduğunu bilmediği bir ses ona 'bulutların anası' olarak bilinen taşı öğütmesini ve tozu yutmasını söylemişti. Söylenilenleri yaptıktan sonra ölümsüzlüğü kazanmıştır.

Heng O: Çin ay Tanrıçası. Soğuğun ve gizli yin ilkelerinin sembolü. Güzel cüppeli, sağ elinde ay diski tutmuş olarak ve bazen de bir ağaçta bir karakurbağasının üzerinde resmedilirdi. O nehir Tanrısı He Bo'nun küçük kız kardeşidir.

Ji Nu: Çin mitolojisinde yıldızların Tanrıçası.

Jian Di: Çin mitolojisinde eski bir Tanrıça. Kazayla renkarenk kırlangıç yumurtalarını yutmuş ve bunun sonucunda Shang hanedanlığının atalarını doğurmuştu.

Lei-zi: Çin mitolojisinde gök gürültüsü Tanrıçası. Çin'e ipek böceği yetiştirmeciliğini öğretir. Huang-di'nin karısıdır.

Ma-Zu: Çin Tanrıçalarından biri. Özellikle Güney Çin sahillerinde tapılan bir Tanrıçadır.

Mu-Lan: Hua Mu-lan olarak da bilinen Mu-lan Çin mitolojisinin en ünlü kadın savaşçısıdır. Babası, askerlik yapmak üzere çağrılmıştı ve yaşı geçmiş olduğu için, kendi yerine oğlunu gönderebilirdi. Oğlu olmadığı için, kızı erkek giysileri giydi, atına bindi ve babasını temsil etmek üzere gitti. On iki yıl askerlik yaptı, yüksek rütbeli bir asker oldu ve bir kız olduğunun farkına hiçbir zaman varılmadı. Savaşlardan sonra, arkadaşlarından bazıları onu ziyarete geldiklerinde, Mu-lan'ı dokuma tezgahına oturmuş bir kadın olarak buldular ve çok şaşırdılar. Günümüzde bu hala bir ailevi bağ ve fazilet örneğidir.

Nu-gua: İnsanları yaratan Tanrıça. Efsaneye göre, Pengu Yin ve Yangı oluşturduktan sonra ölür. öldükten sonra sol gözünden güneş, sağ gözünden ay, kanından denizler, saçlarından ormanlar, gövdesinden yeryüzü, son soluğundan da rüzgarlar meydana gelmiş. Daha sonra çürüyen bedenimde kaynaşan böceklerden de insanlar oluşur. Zamanla gökyüzünün bir bölümü denizlere düşerek insanlığı yok etti. Bunun üzerine Tanrıça Nu-gua, yengeç elleriyle gökyüzünü yukarıya kaldırdı, denizleri yeniden sınırlarına itti ve çamurdan yeni bir insan türü yarattı.Tanrı Fu Xi onun kocası ve kardeşidir. Kardeşi gibi vücudunun aşağı kısmı ejder şeklindedir. Nu-gua bir elinde yerin sembolü olan pusula tutar.

Pan Jin Lian: Çin mitolojisinde zina Tanrıçası.

Qi Gu-niang: Yu-huang'ın kızı. "Yedinci Hanımefendi" adını almıştır. Genç kızlar tarafından evleneceği erkeğin kim olduğunu bilmek istemesi üzerine tapınılmış ve saygı görmüştür.

Ran-deng: Çin mitolojisinde dilenci kadın ve gelecek Buddha.

She-di: Çin mitolojisinde geniş arazileri ve akinlerini koruyan Tanrıça.

Song-zi niang-niang: 'Çocukları Getiren Hanımefendi'. Bazen Zhang Xian'le aynı ortamda bulunduğu düşünülürdü.

Tian Hou: Göklerin imparatoriçesi, balıkçıları koruyan Tanrıça.

Tian-mu: Çin mitolojisinde ışık tanrıçası.

Xi Shi: Çin mitolojisinde krem ve parfümlerin yaratıcısı bir Tanrıça.


Yaratıklar

Dragon krallar: Taoizmde efsanevi yaratıklar. Long-wang.

Feng-huang: Çin mitolojisinde anka kuşu, cennetin kanatlı gücü. Sülün ibiği ve başı, tavus kuşu kuyruklu olarak resmedilirdi.

Geong Si: Çin mitolojisinde zombi. Onun vücudu var, ama canlı değil.

Gong Gong: Çin mitolojisinde su baskınları ve sel yaratan şeytan. Yılana benzeyen ortağı Xiang Yao ona eşlik eder. Gong Gong yüce adaletin ölümsüz ve sonsuz rakibidir.

Gui: Çin mitolojisinde ölümden sonra olumsuz özellikler kazana ruhlara verilen ad. Hayalet veya hortlak.

Gui Xian: Çin mitolojisindeki sihirli yaratıklar olan Ling'lerden biri. Su kaplumbağası Gui Xian mutluluğun sembolüdür.

Jiang Shr: Çin mitolojisinde zombiler.

Ki-lin: Çin mitolojisindeki mistik yaratıklar. Batı mitolojilerindeki tek boynuzlu at ile karşılaştırılabilir. Ki-lin saf ve barışçıldır. Öküz kuyruğuna, at yelesine sahip,vücudu balık pulları ile kaplı olan tek boynuzlu geyik olarak resmedilirdi. O cennette yaşar ve dünyayı sadece bilge bir filozof doğduğunda ziyaret eder. O dört Ling'den biridir.

Kuang Shi: Çin Mitolojisindeki zombilerden biri.

Long: Çin mitolojisinde ejderha. Beş türü mevcuttu: Tanrıların evlerini koruyan kutsal ejderhalar; rüzgar ve yağmuru yöneten, aynı zamanda su baskınlarına neden olan ejder ruhlar; denizlerin ve okyanusların derinliklerini temizleyen doğa ejderleri; defineleri koruyan ejderler; ve beş penceli imparator ejderhalar. Taoizmde ejderler yang ilkeleri taşırlar ve sık sık su yada bulutlarla çevrilmiş olarak resmedilirler.

Long-wang: Çin mitolojisinde Ejderha Krallar. Taoizmde mistik yaratıklar. Yuan-shi tian-zong tarafından yönetilirler ve yılda bir kere ona raporlarını sunarlar. Cenaze törenleri ve yağmurlar üzerinde yargılama yetkisine sahiptirler. Eğer soylarından gelenlerin cenaze törenlerinde talihsizliklerine neden olacak kadar hata yapılırsa, Ejder Krallar dua etmeye başlarlar. Aynı zamanda kuraklık ve kıtlık devrinde onlar yağmur yağdırırlar.

Shachihoko: Çin mitolojisinde kaplan başlı ve balık vücutlu canavar. Bedeni sivri uçlu ve zehirli oklarla kaplıdır. Karaya çıktığında kaplana dönüşebilir.

Sun Wu-Kung: Maymun Krallara verilen ad.


Diğer Kavramlar

Dzi dzat: Dzi dzat ölümden sonraki yaşam inancı ile mezarlarda rahatlık ve konforu sağlayan her türlü eşyaya verilen addır.

Hac Tao: Kelime anlamı 'siyah yol'dur. Bu karanlık güçlerin ve kara büyünün Çin mitolojisindeki ifadesidir.

Huang-chuan: Yin ruhlarının ölümden sonra gittikleri yer altı dünyası. Kuzeyde bulunan sulu bir arazi olduğuna inanılırdı. Kelime anlamı 'sarı ilkbahar'dır.

Kun-lun: Çin'in batısında sıra dağlar. Taoistlere göre cennet orada. Tao evrenbilimine göre, on kıtadan biri. Cenneti ilk ziyaret eden kişi King Mu' dur. O Huang-di'nin sarayını keşfeder. Orada Tanrıça Xi Wang-mu tarafından kabul edilir.

Ling Xiao Bao Dian: Yu-huang ve diğer Tanrıların bazı sorun ve konuları konuşup tartıştıkları göksel bir saray. Söylendiğine göre, Tian Bing ve Tian Jiang (cennetin askerleri) tarafından dikkatle korunur.

Pakua: Çin'cede kelime anlamı, "sekiz (bat) yön (gua)" dür. Çin pusulasındaki sekiz yönü ifade ettiğini iddia edenler var. Bir çok farklı anlamlarda kullanılmıştır.

Peng-lai: Taoisme göre Çin Denizinin Doğusunda yeralan, ölümsüzlerin yaşadığı düşünülen ada. Ada mutluluğun somut örneği olup, ölümsüzlüğün kaynağı olan efsanevi mantarları üzerinde bulundurmaktadır. Adayı bulmak için bir çok kişi yolculuğa çıkmış, fakat başarılı olamamışlardı. Gemiler ya alabora olmuş, ya da başka adalara sürüklenmişlerdi.

Ssu Ling: Çin mitolojisinde dört tinsel varlığa verilen addır. Bu varlıklar Ch'i-lin, Feng-huang, kaplumbağa Gui Xian, ve ejder Long'durlar.

Kullanıcı avatarı
appen_dage
Quick Friend
Quick Friend
Mesajlar: 65
Kayıt: 21-04-2008 16:18
Konum: dünyadan

Mesaj gönderen appen_dage »

çin mitelojisinde ejderhanın fonksiyonu nedir önemli bi yeri var galiba
Kullanıcı avatarı
3DKim
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 210
Kayıt: 04-05-2008 18:38
Konum: Miami and South Florida
İletişim:

Mesaj gönderen 3DKim »

Çin'lileri oldu olası anlıya bilmiş degilim
We're having too good of a time today, we ain't thinking about tomorrow..
Kullanıcı avatarı
hattusili
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 146
Kayıt: 19-01-2007 23:21
Konum: ordan burdan şurdan.....

Mesaj gönderen hattusili »

paylaşım içi çok teşekkürler
kullandığın kaynağı öğrenebilirmiyim acaba?
...gίџé мє sσмєтнίηg тσ кίℓℓ тнє ραίη...
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir