ümit ile saglıklı yaşam

En önemli konumuz, sağlığımız hakkında bilgilerimizi paylaşalım
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile saglıklı yaşam

Mesaj gönderen umiturkmez »

Serotonin Hormonu Nedir ve Kolayca Nasıl Artırılır ?
Serotonin hormonu, ruh halinizi etkileyen ve beyinde sentezlenen bir kimyasaldır.

Bu özelliği ile serotonin hormonu ruh halinizi düzeltmede anahtar rolünde bir görevi bulunmaktadır. Ayrıca beyinde iletilen sinyallerin kimyasal yollarla taşınmasında görevlidir.

Serotonin eksikliğinde elektrik sinyalleri gerektiği gibi iletilemez. Bu eksiklikte ortaya çıkan en ciddi sonuç duygu durumunda bozukluk yani depresyondur. Depresyon gibi zihinsel sorunlarda da genellikle serotonin hormonu seviyesinde düşüklük görülmektedir. Örneğin, panik atak ya da anksiyete hastaları üzerinde yapılan araştırmalarda bu hormonun gereken düzeyin altında olduğu tespit edilmiştir. Bu yüzden antidepresan ilaçların birçoğu beyinde serotonin miktarını artırmaya yönelik çalışırlar. Serotonin ayrıca hafıza, uyku, öğrenme yeteneği üzerinde doğrudan etkilidir.



Görüldüğü gibi serotonin hormonunun ruh halimizdeki etkisi azımsanamayacak kadardır. Beyninizde bulunan serotonin seviyesini düzene sokmanız sizi daha pozitif, mutlu, kendine güvenen bir insan haline getirecektir.

Serotonin neyi etkiler?

İştah düzeyinizi,
Vücut ısınızı,
Ağrı algınızı,
Depresyon,
Migren,
Mide ve bağırsak zarlarını.
Doğal Yollarla Serotonin Hormonu Nasıl Artırılır ?
Antidepresanlar genellikle serotonin tedavisinde ilk başvurulan yöntem olsa da libidonuzu ve enerjinizi düşürme gibi yan etkileri bulunmaktadır.



Tabii ki modern tıbbın bize sunduğu bu nimetlerden yararlanmayın demiyorum ama daha doğal yollar ile serotonin nasıl artar sorusuna bir cevap bulmak istiyorsanız işte size yardımcı olacak bir kaç öneri;

B6 Vitamini almaya özen gösterin
Serotonin hormonunuzu dengelemek için B6 vitamini önemli bir etkendir. B6 vitamini açısında zengin gıdalar, ıspanak, şalgam, sarımsak, karnabahar, kereviz, balık (özellikle ton balığı, somon), kümes hayvanları (tavuk ve hindi) ve yağsız dana bonfiledir.

Glutensiz tahıllardan tüketin
Glutensiz tahıllar nelerdir ?

• Amaranth
Azteklerin kutsal gıdası olan amaranth protein, kalsiyum, demir ve lifçe yüksektir.

• Esmer pirinç
Pirincin bir sürü çeşidi vardır fakat esmer pirinç B vitaminince en yüksek değere sahiptir.

• Karabuğday
Karabuğday B vitamini, lif, demir, magnezyum, fosfor ve çinkoca zengindir.

• Darı
Kuş yemi olarak da bilinen darı çok yönlü besince yoğun tahıldır. Darı B vitamini, fosfor ve magnezyumca zengindir ve mısır ve pirince göre proteince daha zengindir.

• Kinoa
Teknik olarak çim olan kinoa ıspanak ile bağlantılıdır. Kinoa Güney Amerika da yetişir ve çeşitli renkte türleri bulunur. Kinoa protein, lif, vitamin E, magnezyum, demir, fosfor, bakır ve çinkoca zengindir.

Yukarıda saydığım besinleri yemeklerinizde kullanabilirsiniz. Bu tahıllar sayesinde hem serotonin düzeyiniz artacak hem de uyku probleminiz azalacaktır.

Triptofan açısından zengin gıdalarla beslenin
Triptofan insan vücudu tarafından sentezlenemeyen bir amino asittir ve sonuç olarak, gıdalar ile alınması gerekir. Triptofan açısından zengin gıdalar ise: hindi eti, süt, peynir, yoğurt, kırmızı et, yumurta, soya fasülyesi, badem gibi kuru yemişlerdir.

Burada önemli olan nokta protein ağırlıklı gıdaları karbonhidrat ağırlıklı gıdalar ile almamaya özen göstermektir. Araştırmalara göre bu şekilde alındığında serotonin alımınızı olumsuz etkilediği söylenmektedir.

Egzersiz yapın
Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre egzersiz serotonin hormonunu arttırdığı gözlemlenmiştir. Egzersiz serotonin hormonunu iki şekilde arttırır. Bunlardan ilki; beyin tarafından gönderilen serotonin üretimi sinyallerini motor aktivitenin arttırması, diğeri ise serotoninin öncü maddesi olan triptofan salgısını düzenli egzersiz ile artmaktadır.

Stresten uzak durun
Çağımızın en büyük sorunlarından biri de strestir. İnsanlar iş ve günlük hayat koşuşturmacasında içerisinde bir çok şekilde strese maruz kalır. Stres ise adrenalin ve kortizol üretimi sebebi ile serotoninin en büyük düşmanıdır. Serotonin düzeyini kontrol altında tutabilmeniz için stres seviyenizi düşürmeniz gerekmektedir.

Bu konu ilginizi çekebilir: Stres yönetimi ile stresle kolayca başa çıkın

Bol bol güneşlenin
Sabahın erken saatlerinde güneş ışığından faydalanırsanız, gece olduğunda melatonin hormonu salgılanmasına da yardımcı olacaktır. Bu da sizin için daha kolay ve rahat bir uyku demektir. Her sabah yapacağınız 20 dakikalık bir yürüyüş ile hem ruh halinizi yükseltecek hem de akşam olduğunda güzel bir uyku uyuyabileceksiniz.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile saglıklı yaşam

Mesaj gönderen umiturkmez »

11 Muhteşem Faydası ile Matcha Yeşil Çayı
Matcha çayının faydaları nelerdir? Matcha çayı hazırlanışı nasıl olmalıdır?
Matcha yeşil çayı, toz çaylar içerisinde en pahalı ve en faydalı çay olarak bilinmektedir. Matcha çayı son günlerde popülerliğini arttıran bir çay çeşidi olmakla birlikte, farklı kullanım alanları da mevcuttur. Bu yazımızla ile matcha çayının üretimi, kullanımı ve faydalarına dair tüm ayırıntılara sahip olacaksınız…

Matcha Çayı Nedir?
Anavatanı Japonya başta olmak üzere Avrupa, Asya ülkerinde tüketilen matcha yeşil çayı, son zamanlarda Türkiye’de de popülerliğini arttırmaya başladı. Matcha çayı elde edilirken, toplanmadan önce 15 gün boyunca gölgede bırakılır ve bitkinin daha fazla klorofil salgılamasını sağlanır. Bu matcha çayının en önemli özelliklerini belirler.

Çünkü klorofil çaya parlak renk verir, kuvvetli tat verir ve yüksek miktarda antioksidan içermesini sağlar. Matcha çayını diğer yeşil çaylardan ayıran en önemli özellik ise antioksidan miktarının çok yüksek oranda olmasıdır.



Gyokuro cinsi çay yapraklarından elde edilen matcha çayı, buhara maruz bırakılır ve daha sonra kurutulur. Sonrasında ise fazlalıklarından ayrıldığı bir işleme sokulur. Bu işlemlerin sonucunda az miktarda bir Tencha elde edilir. Tencha ise genelde el değirmeni kullanılarak toz haline getirilir. Tencha’yı öğüterek matcha çayı elde edilir ve bu işlem 3-4 saat aralığında sürmektedir.

Bazı yerlerde bu işlem daha hızlı yapılmaktadır ama hızlı bir şekilde yapıldığı zaman Matcha çayının tadı ve aroması bozulmaktadır. Bu yüzden yavaş ve düzgün bir şekilde yapmak Matcha çayından daha iyi ve güzel bir tat almamızı sağlar. Ayrıca matcha çayı soğuk çay olarak içilmekte, kek, pasta ve dondurma hazırlarken de kullanılmaktadır.

Matcha çayını diğer çaylardan ayıran en büyük özellik ise içerisinde bulunan yüksek antioksidan derecesidir. Bu özellik matcha çayının faydaları arasında belki de en önemlisidir. Matcha çayı toz olarak suya karıştırılır ve bu sebeple en yüksek antioksidan miktarı olan çaydır.



Diğer yeşil çaylarda da antioksidan oranı yüksek olsa da Matcha çayı kadar antioksidan derecesi yüksek olan bir yeşil çay yoktur. Serbest radikaller adı verilen elektronunu kaybetmiş moleküllerden korunmak için yüksek antioksidana sahip Matcha çayını kesinlikle tüketmelisiniz.

Matcha Yeşil Çayının Faydaları Nelerdir ?
1. Antioksidan Özelliği Bulunur
Matcha çayının en büyük özelliği diğer çaylarda bu kadar miktarda bulunmayan antioksidan oranıdır. Yeşil çayların içerisinde en fazla antioksidan oranı olan Matcha çayında bulunmaktadır. Ayrıca klorofil zengini olan Matcha çayı, klorofilin etkisiyle de antioksidan derece yüksek ve kansere karşı etkili bir çaydır.

2. Yaşlılığı Geciktirir
Antioksidanlar içeren matcha yeşil çayı, ultraviyole ışınlarından koruyarak cilde daha genç bir görünüm verir. Bir bardak matcha yeşil çayı, antioksidanlar tarafından zengin olarak bilinen diğer besinlerden 10 kat daha fazla antioksidan içerir. Matcha çayında mevcut olan kimyasal maddeler, enflamasyon, oksidasyon ve yaşlanma ile mücadele etme özelliğine sahiptir. Dünyanın en uzun yaşayan insanları, Japonya’nın Okinawa bölgesinde yaşayan insanlardır. Bu bölgedeki insanların uzun yaşamasında, düzenli olarak tüketilen matcha çayının büyük bir etkisinin olduğu düşünülmektedir.

3. Detoks Etkisine Sahiptir
Harman edilmeden bir hafta önce güneş ışığından mahrum bırakılarak gölgede tutulan matcha çayı bitkisinde, muazzam bir klorofil üretimi artışı sağlanır. Bu sayede daha yeşil bir renge bürünen matcha çayı, toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Bu çay, muhteşem bir detoks etkisine sahiptir ve vücuttan ağır metallerin atılmasını da sağlar.

4. Kanseri Önlemeye Yardımcı Olur
Matcha çayı kateşinler açısından oldukça zengindir ve bu özelliği ile anti-kansorejen etkiye sahiptir. Yapılan pek çok araştırma sonucunda çayda bulunan polifenollerin, kötü huylu kanser hücrelerini çoğalmasını önlediğini ve mesane, meme ve prostat kanserinin vücutta gelişmesini engellediğini ortaya koymuştur.

5. Zayıflamanıza Yardımcı Olur
Matcha çayı, yeni yağ hücrelerinin oluşumunu azaltarak, dört kat daha hızlı kalori yakmayı sağlar ve metabolizmayı artırır. Yapılan araştırmalar, düzenli matcha çayı kullananların günlük 8-10 kalori daha fazla yaktıklarını ortaya koymuştur. Böylelikle, günlük uyguladığınız diyete artı olarak gün içerisinde matcha çayı tüketmeniz zayıflamanıza destek olacaktır. Diğer birçok diyete nazaran matcha çayının, kilo verirken herhangi bir yan etkisi de yoktur.

6. Enerji Verir
Samuray savaşçıları, savaşa gitmeden önce çok fazla miktarda matcha çayı tüketirlermiş. Matcha hiçbir olumsuz etkide bulunmadan, vücutta enerji artışı sağlar. 1 fincan matcha çayının, 6 saat yetecek kadar enerji verici etkiye sahip olduğu söylenmektedir.

matcha-cayi
Matcha çayının faydaları
7. Sakinleştirici Özelliği Vardır
Japon Budist rahipler, meditasyon öncesi matcha çayı içerler. Beyinde alfa dalgalarını arttırıcı etkiye sahip olan Japon matcha çayı anksiyolitik bir etkiye sahiptir ve anksiyeteyi önler. Yapılan araştırmalar neticesinde matcha çayında, beyinde alfa dalgalarını arttırmayı sağlayan benzersiz bir aminoasit olan L-teanin’in 5 kat daha fazla bulunduğunu tespit etmiştir. L-teanin, dopamin ve serotonin üretimine katkıda bulunan kimyasallar içerir. Bu özelliği sayesinde, hafızayı güçlendirir ve konsantrasyonu arttırır.

8. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir
Matcha çayında bulunan çeşitli antioksidanlar, L-teanin, EGCG, ve diğer birçok sağlıklı maddeler vücudun bağışıklık sistemini güçlendirici bir iksir gibidir. Japon matcha çayındaki kateşinler, çeşitli antijenlere karşı koruma sağlayan antibiyotik özelliklere sahiptir. Önemli miktarda A ve C vitamini, demir, potasyum, kalsiyum ve protein içerir. Ayrıca araştırmacılar, matcha çayının HIV virüslerine karşı engelleyici özelliğe sahip olduğunu tespit etmişlerdir.

9. Bağırsak Enfeksiyonlarını Önler
İçinde barındırdığı yüksek seviyedeki diyet lifleri sayesinde matcha çayı, bağırsaklarda oluşabilecek enfeksiyonların önüne geçer ve bağırsaklarda tümör oluşmasını engeller. Aynı zamanda kabızlık giderici etkiye de sahiptir.

10. Kolestrol ve Kan Şekerini Düzenler
Bilim adamları, matcha çayının iyi kolestrol (HDL) seviyesini arttırdığını, kötü kolestrol (LDL) seviyesini ise düşürdüğünü tespit etmişlerdir. Düzenli olarak tüketenlerin ise kan şekerini dengelediği bilinmektedir.

11. Enfeksiyonlara Karşı Korur
EGCG (Kateşinler içinde en yüksek antioksidan etkisine sahip bileşik) açısından oldukça zengin olan matcha çayı, Hepatit A, B , C, ve herpes dahil olmak üzere çeşitli enfeksiyonlara karşı vücudu korumaya yardımcı olur. Ayrıca, karaciğer, eklemler, dişetleri, akciğerler ve bağırsak enfeksiyonlarını azaltır beyaz kan hücrelerini aktive eder.



matcha çayı hazırlanışı, matcha çayı nedir ve nasıl hazırlanır

Matcha Çayı Hazırlanışı
1-2 gram Matcha’yı kaseye koyun ve üzerine 1 fincan sıcak su ekleyin.
“Bamboo whisk” kullanarak soldan sağa doğru karıştırırken köpükler oluşturmaya çalışın.
Yeterince karıştırdıktan sonra matcha çayını fincanınıza boşaltın ve çayınız hazır.
Sonuç olarak, matcha çayının faydaları saymakla bitmez. Siz de günlük alışkanlıklarınız arasına matcha çayını eklemelisiniz. Çayı halihazırda kullanıyor iseniz yazımıza yorum yaparak bizimle deneyimlerinizi paylaşabilirsiniz.

Sağlıklı kalın.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile saglıklı yaşam

Mesaj gönderen umiturkmez »

10 Adımda Bölgesel İncelme
1. Küçük değişiklikler ile başlayın
Sağlıklı bir yaşam ve kilo vermek için hayatınızda ufak değişlikler yapmanız gerekmektedir. Yapmanız gereken ilk şey tükettiğiniz sağlıksız ürünlerin yerine başka ürünler koymaktır. Örneğin hepimizin neredeyse her gün tükettiği kahve yerine yeşil çay, beyaz ekmek yerine kepekli ekmek gibi.

Eğer ilk aşamada alışmakta zorluk çekiyor ve başladığınız diyetin devamı gelmiyor ise bu ufak değişiklikler ile daha kolay bir geçiş yapacaksınız.

2. Sağlığınızı düşünün
Fazla kilo ve obezite yaş ilerledikçe çeşitli sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmanıza sebep olabiliyor. Bu durumu düşündüğünüzde öncelikle sağlığınız için beslenmenize dikkat etmeniz gerekiyor.



Sizin için sağlıksız olan ne ise hayatınızdan çıkarabilirsiniz. Bu şekilde hem sağlığınızı korumuş olacak, hem kilo almanızın önüne geçecek hem de ilerde aşırı kilolardan kaynaklı oluşabilecek sağlık problemlerinin önüne geçmiş olacaksınız.

3. Vücudunuzun kontrolünü elinize alın
Bir diyetten başka bir diyete koşuyorsunuz. Sürekli diyete başlıyor fakat ilerleme kaydedemiyor ve bunun için de kendinizi suçluyorsunuz.

Kendinizi suçlamayı bırakmanın vakti geldi, bütün kontrol aslında sizde. Özel olduğunuzun farkına varın, kendinizi motive edecek şeyler bulun. Ben yapamıyorum demeyi bırakın, çünkü siz de yapabilirsiniz.

4. Kalorileri sayın
Yemek yemeyi seviyor olabilirsiniz, vazgeçemediğiniz gıdalar da olabilir. Peki sürekli tükettiğiniz gıdalarda ne kadar kalori olduğunu hiç merak ettiniz mi? – etmelisiniz!

Yememeniz gereken gıdalar zaten tüm diyetlerde programlarında çeşitli şekillerde tarif ediliyor. Burada anlatmak istediğim ise yediğiniz porsiyonların ne kadar kalori içerdiğinin sayımını yapmanız, bunu yapabilirseniz, yediğiniz karşısında ne kadar antrenman yapacağınızı da daha rahat bilebilirsiniz. Belki de yemeden önce düşünmenize sebep olur:)

Bunu da beğenebilirsiniz: Kilo vermenizi engelleyen 5 etken

5. Gerçekten aç mıyım?
İşte kendinize sormanız gereken önemli bir soru, gerçekten aç mısınız? Bazen bu durum kontrolden çıkabiliyor. Aç olmasak bile ağız alışkanlığı ya da sırf keyif olsun diye yediğiniz olmuştur.

Yiyeceğiniz şeylerin tüm kararı sizi elinizde. Yediğiniz her şeyin sorumluluğu da size ait. Aslında durum bazen tamamen psikolojik de olabiliyor.Bu yüzden bir şey yemeden önce ihtiyacınız var mı sorusunu kendinize sormanız, daha sonrasında yaşanacak pişmanlıkların da önünde geçmiş olacaksınız.

yemekyap

6. Kendi yemeğinizi hazırlayın
Ne yemek istediğinizin kontrolü tamamen sizin elinizde olsun. Bu alışkanlığı edinmeniz genel anlamda yemek seçerken daha dikkatli olmanızı sağlayacaktır.

Kendinize sağlıklı ve az kalori yemekler hazırlayabilirsiniz. Ayrıca işin keyif kısmını da unutmayın.

7. Spor yapın
Aldığınız kalorileri vermenin en iyi yolu hareket etmekten geçiyor. Bölgesel incelme için de en önemli şey spor.

Vücudunuzdan memnun olmadığınız bir yer var ise bu durumu aşmanın en pratik yolu hayatınıza sporu kaymaktır.



Bir spor salonuna üye olabilir yada serbest çalışabilirsiniz. Önemli olan incelmek istediğiniz kısıma yoğunlaşmanızdır.

8. Farkındalığınızı arttırın
Sağlık beslenme ve kilo vermenin belki de en önemli unsurudur. Binlerce diyet programı arasından herhangi birini seçip, programa uymak için maksimum çaba harcarız. Yine de hiç bir şey umduğumuz gibi gitmez.

Burada esas konu, sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmektedir. Yediğiniz, içtiğiniz şeyler arasında tercihler yaparken her şeyin farkında olmak önemlidir. Bu kararları verirken sizin için sağlıklı olanın ne olduğunun farkında olmanız sadece zayıflamanız için yararlı olmayacak, bölgesel incelmeye de faydası olacaktır.

9. Bol su için
Belki sizin için bir klasik ama ne kadar uygulayabiliyorsunuz sorusunu yine de kendinizi sormanızda fayda var. Gün içerisinde tüketmemiz gereken su miktarı yaklaşık 1.5 litre civarında, basit olarak her susadığınızı hissettiğinizde su içmeniz önerilir.

Kilo vermek ve vücudunuzda bölgesel incelme sağlamak için harcadığınız emeklerin boşa gitmemesi için ve sağlıklı kilo kaybı için su çok önemlidir. Mümkün olduğunca su tüketmeye çalışın.

10. Ağırlık çalışın
Bölgesel incelmede başarı sağlamak istiyorsanız, ağırlık çalışmak önemli bir yöntemdir. Spor salonlarında bize verilen programlarda bulunmakta fakat evinizde de ağırlık çalışabilirsiniz.

Burada önemli olan, sizin için uygun olan ağırlık düzeyi ile başlamanız sonrasında alıştıkça seviyeyi arttırmanızdır. Kendinize hedefler koyarak artan bir seyirde çalışmanıza devam ederseniz, vücudunuzdaki yağları daha kolay yakabilirsiniz.

Sonuç olarak, zayıflama yada bölgesel incelme hepsinin ön şartı sağlıklı beslenmeden geçiyor. Şikayet ediyorsanız değişim zamanı gelmiştir. Önce fikirlerinizi değiştirmekle işe başlayabilirsiniz. Anlattıklarımız, yaşam tarzınız halin geldiğinde kilolar artık korkulu rüyanız olmaktan çıkacaktır.

Sağlıkla kalın.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile saglıklı yaşam

Mesaj gönderen umiturkmez »

Çörek Otu Yağının Faydaları ve Kullanımı
Pek çok doktor ve alternatif tıp uygulayıcıları vücudunuzun sağlığını desteklemek için doğal yöntemlerle geleneksel tedavileri birleştirmenin başarılı sonuç verdiğini belirtiyor. Kullanılan bu doğal tedavilerden biri de çörek otu yağıdır. Çörek otu yağının faydaları alternatif tedavi meraklıları tarafından popülerliğini artırmakta ve sıklıkla araştırılmaktadır.

Çörek otu yağı, bitkisel tedavi yöntemleri içerisinde çok kullanılan ürünler arasında ilk sıralardadır. Son zamanlarda iyiden iyiye popüler hale gelen çörek otu yağı, Asya’ya özgü olan çörek otu bitkisinden elde edilmektedir.

Antik Mısır çağlarından bu güne çörek otu yağı yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Mısır’ın son Helenistik kraliçesi olan Kleopatranın, cilt ve saç güzelliği için çörek otu yağı kullandığı kayıtlara geçmiştir.



Çörek otu yağı ile ilgili bugüne kadar yapılan araştırmalarda herhangi bir ciddi yan etkisine rastlanmamıştır. Buna ek olarak vücudunuza bir çok olumlu etkisi vardır.

Çörek Otu Yağının Faydaları Nelerdir?
1. Kanser tedavisinde destekleyicidir
Yapılan araştırmalarda çörek otu yağının, kolon kanseri, akciğer kanseri, beyin tümörü hücreleri gibi bir çok kanser türünün tedavisinde destekleyici olarak kullanıldığında olumlu etkileri olduğu gözlemlenmiştir.

2012 yılında Singapur Ulusal Üniversitesi’nde, fareler üzerinde yapılan deneylerde, klasik kemoterapi tedavisine ek olarak çörek otu yağı uygulanmış ve araştırmanın sonucuna göre yeni kanserli hücre ortaya çıkmasını engellemede olum etki yaptığı görülmüştür.



2. Şeker hastalığı tedavisinde kullanılabilir (Tip1 – Tip2 Diyabet)
Endokrinoloji ve Metabolizma dergisinde yayımlanan bir makaleye göre çörek otu yağı, pankreas beta hücrelerinin kısmi onarımında, insülin direncinde ve vücutta bulunan glikoz seviyesinde olumlu etkileri olduğu görülmüştür. Ayrıca araştırma göstermiştir ki, tedaviye ek olarak kullanıldığında Tip-1 diyabetin gelişimini yavaşlattığı, Tip-2 diyabetin de önlenmesini olumlu etkileri olduğu ortaya çıkmıştır.

3. Sindirimi kuvvetlendirir
Kaynaklarda Hipokrat’ın sindirim rahatsızlığı tedavisinde çörek otu yağı kullandığı yazılmaktadır. Tohumlar, sindirimi kolaylaştırır, şişkinliği azaltır ve mide kramplarının azalmasına yardımcı olur.

4. Zayıflamanıza yardımcı olur
Kilo alımı ve obezite üzerine şifa veren bitkiler üzerinde yapılan araştırmalar göre, zayıflamak için en etkili şifalı bitkilerin en başında çörek otu yağı gelmektedir. Çörek otu yağı, glikoz emilimini arttırmaya yardımcı olurken, bir yandan da kilo kaybınızı kolaylaştırmaktadır.

5. Saç dökülmesini yavaşlatır
İçerisinde bulunana mikrobiyal bileşkenler ve güçlü antidoksanlar sayesinde, saçların uzamasına hatta dökülmesine yardımcı olduğu bilinmektedir. Ayrıca saçınızda bulunan kepeği önlemeye de yardımcı olur.

6. Cildinizi güzelleştirir
İşte Kleopatra’nın güzel cildinin sırrı:). Cildin melanin üretimini inhibe ederek, cildinizde bulunan sivilce ve yara izlerinin iyileştirir. Cildin kurumasını ve çatlamasını engeller. Ayrıca sedef hastalığı ve egzama hastalığının tedavisi için de kullanımı bulunmaktadır.

7. Bağışıklık sisteminizi destekler
Çörek otu yağında güçlü antioksidanların yanı sıra A, B, ve C vitaminleri, kalsiyum, potasyum, magnezyum ve çinko gibi değerli bileşenler bulunmaktadır. Bağışıklık sisteminizi dengeleyici özelliğinin yanı sıra, fonksiyonlarınızın da kuvvetlenmesini sağlar.

8. Alerjiye ve astıma iyi gelir
Yapılan çalışmaların sonucuna göre, çörek otu yağının anti-astım özelliği olduğu görülmüştür. Bunun dışında alerji giderici özelliği de bulunmaktadır.

Burun kaşıntısı, hapşırma, tıkanıklık ve uyku probleminizin giderilmesinde olumlu etkileri vardır.

Çörek otu yağı nasıl kullanılır ?
Saç bakımı için, saç diplerine friksiyon şeklinde uygulanır.
Burun tıkanıklığı ve alerjik reaksiyonlar için sabah-akşam burundan 1-2 damla damlatılır.
Sağlıklı cilt için, bir çorba kaşığı çörek otu yağı ile bir çorba kaşığı zeytinyağı karıştırılır. Bu karışım ile yüz ovulur. bir saat devam edilir. Sabunla yıkanır ve durulanır.
Zayıflamak için, çörek otunu çiğneyerek tüketmek zayıflamaya karşı etkili olmaktadır. Çörek otu mutlaka öğütülerek ya da iyice çiğnenerek tüketilmelidir. Bunun sebebi sindiriminin zor olmasındandır. Ancak öğütüldüğü zaman fazla bekletilmemelidir. Çünkü bekledikçe tadı acılaşmaya başlar.
Çörek otu yağının zararları var mı?
Çörek otu kan şekerini düşürdüğü için kan şekeri düşük olanlar gerekli önlemi almalıdır.
Çörek otu beklemiş bir çörek otu yağı ise, yağın oksijen ile teması sonucu oksitlenmiş ve peroksit değerini yükseltir.
Çörek otunun uzun süre yüksek dozda kullanılması, böbrek ve karaciğerde yorgunluk başta olmak üzere kullanılması, karaciğerin çalışma düzenine etki yaratır. Ayrıca kaşıntıya sebep olur. Vücudunuza zarar verebilir.
Çörek otu yağının bahsedilen olumlu ve tedavi edici etkisinin yanında, uygunsuz ve özensiz kullanıma bağlı olarak istenmeyen hatta bazen beklenenin aksine etkilerinin görülebileceği dikkate alınmalıdır.
Hamile iken çörek otu yağını kullanmamanız önerilir.
Sıra sizde!

Sağlıkla kalın.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile saglıklı yaşam

Mesaj gönderen umiturkmez »

Gripten Kolayca Kurtulmak İçin 10 Tavsiye
Kış ayları geldi çattı, havalar soğudu. Soğuk havalarla birlikte grip de etkisini göstermeye başladı.

Herkesin korkusu haline gelen gripten kolayca kurtulmak için bu 10 öneriye kulak verin.
1. Dinlenmeye özen gösterin
Hepimizin bir işi ve okulu var ve grip olduğumuz zaman gündelik hayatımıza devam edebiliyoruz. Fakat gripten kolayca kurtulmak için dinlenmeniz şarttır. Kendinizi iyi hissetmek için vücudunuza zaman vermeniz gerekmektedir.

Gripten kurtulmak için mümkün olduğunca evde dinlenmelisiniz. Yastığınız alçak ise, uyurken ekstra yastık eklerseniz nefes alıp vermeniz de kolaylaşacaktır.



2. Bol sıvı alın
Hasta olduğunuz zaman sıvı tüketimini arttırmanız hastalıkla olan mücadelenizi daha kolaylaştıracaktır. Sıcak limonlu su ve ılık su tüketmeye dikkat edin. Böylelikle boğazınızdaki kuruluk azalacak ve sinüslerinizin temizlenmesini sağlayacaktır.

İştahınız da azalma var ise, sıcak çorba midenizi bozmadan yemek ihtiyacınızı gidermenin en kolay yoludur. Ayrıca bu dönemde kafeinli içecekler ve alkolden uzak durmanız gerekmektedir.

3. C vitamini alın
C vitamininin bağışıklık sistemini güçlendirdiği araştırmalarla kanıtlanmıştır. Yüksek miktarda C vitamini takviyesi ile hastalığın daha kolay üstesinden gelebilirsiniz. Hastalığınızın başlangıç aşamasında yüksek doz (günlük 1000 mg) C vitamini almayı deneyebilirsiniz. Portakal suyu sağlıklı bir C vitamini kaynağı olmasına karşın yüksek dozu bize sunmaz. Kendinizi iyi hissettiğiniz andan itibaren yüksek doz C vitamini almayı bırakmanız gerekmektedir. Çocuklarınıza C vitamini takviyesi yapacaksanız, doktorunuza danışmanız önerilir.



4. Burnunuzu sık sık temizleyin
Burnunuzu sık sık temizlemeniz solunumunuzun rahatlaması açısından önemlidir. Temizlemeyi kolaylaştırmak için sıcak bir banyo yapabilir veya tuzlu su içeren spreyler kullanabilirsiniz.

5. Sıcak su torbası kullanın
Hastalığınız esnasında ağrılar oluşabilir. Bu ağrıları hafifletmek için sıcak su torbası kullanabilirsiniz. Çok sıcak olmaması şartı ile bu torba ile uyuyabilirsiniz.

6. Ateşinizi düşürün
Ateşiniz var ise, düşürmek için soğuk bez kullanabilirsiniz. Soğuk su ile ıslatacağınız bezi vücudunuzda ateşin yüksek olduğu yerlere uygulayabilirsiniz.

7. Gargara yapın
Basit bir tuzlu su karışımını boğaz ağrısını rahatlatmak için kullanabilirsiniz. Bir fincan suya ekleyeceğiniz bir çay kaşığı tuz ile bir dakika boyunca gargara yaparak tükürün. Boğazınızda olan ağrının rahatlamasını sağlayacaktır.

8. Bitkisel ürünler kullanın
Bitkisel ürünlerin gribin tedavisinde çözüm sağladığına karşı herhangi bir kanıt olmamasına rağmen bitkisel ürünler rahatlamanızı sağlayabilir.

Gribe iyi gelecek bitkisel ürünler olarak , ekinezya, gingseng ve mürver içeren ürünler tercih edebilirsiniz.

9. Okaliptus yağı buhar tedavisi
İki bardak suya 5 damla okaliptüs yağı ekleyin ve bir dakika süresince kaynatın. Kaynadıktan sonra başınıza temiz bir havlu örterek sudan gelen buharı 5 dakika boyunca içinize çekin. Bu yöntem öksürüğünüzün ve tıkanıklığınızın azalmasına yardımcı olacaktır.

10. Bu gıdaları tüketin
Gribin etkisini azaltmak ve iyileşmenizi kolaylaştırmak için aşağıdaki gıdaları tüketebilirsiniz.

Muz
Biber
Yaban mersini
Havuç
Soğan
Pirinç
Siyah çay
Yeşil çay
Sağlıkla kalın.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile saglıklı yaşam

Mesaj gönderen umiturkmez »

Zencefil Çayı ve Faydaları
Zencefil, lezzetli bir baharat olmasının yanı sıra aynı zamanda dünyanın en sağlıklı baharatlarından biridir. Asya kökenli bir baharat olan zencefil, 2000 yıldır tıbbi amaçlar için kullanılmıştır. Bugün size zencefilin en popüler tüketim şekli olan zencefil çayı ve faydalarından bahsedeceğim.

Zencefil Çayı ve Faydaları


1. Kansere mücadelede yararlıdır
Uzmanlar tarafından yapılan çalışmalara göre, zencefilin kolon, pankreas, cilt, akciğer ve prostat kanserinin iyileşmesi sürecinde yararı olduğu anlaşılmıştır. Bu araştırmada zencefile anti-kanser özelliğini veren bileşenin 6-gingerol bileşenidir. 6-gingerolün, anti-bakteriyel, anti-enflamatuar ve anti-tümör özellikleri bulunmaktadır.

Eğer bir diyet programınız varsa, bu programa zencefili de eklemeniz sizin yararınıza olacaktır. Böylelikle vücudunuzda oluşabilecek yeni kanser hücrelerini önlemeye ve var olanları yok etme konusunda tedavinize ek olarak destek sağlayabilirsiniz.



2. Mide bulantısına iyi gelir
Hamilelik yaşamış kadınlar bilir, zencefil çayı hamilelikte görülen sabah bulantıları için en etkili ve en güvenli doğal çözümler arasında ilk sırada yer alır.

Bu alanda yapılan araştırmalar zencefilin mide bulantısını geçirmedeki etkisini doğrular niteliktedir. Gebelik döneminde şiddetli mide bulantısı ve kusma atakları yaşayan kadınlar az miktarda zencefil ile olumlu sonuçlar elde edebilir. Üstelik mide bulantısı için alınabilecek ilaçlardan daha güvenli olduğu söylenir.

3. Bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirir
Vücut ısısını yükselten zencefil grip sırasında sağlıklı terlemeyi sağlayarak hastalığın vücuttan daha kısa sürede atılmasına yardımcı olur.



Özellikle bulaşıcı hastalıkların yaygın olarak görüldüğü kış aylarında düzenli olarak zencefil çayı içerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir ve hastalığa yakalanma riskini azaltabilirsiniz.

4. Kan şekeri seviyenizi düzenler
Yapılan çalışmalar göstermiştir ki zencefil kanınızdaki şeker seviyesinin düzenlenmesinde yardımcı olmaktadır. Kanınızdaki şeker seviyesinin düzenlenmesi kilo kaybı veya alımı ve gün içerisinde enerjiklik durumunuzla bağlantılıdır. Gün içerisinde enerjinizde düşme gibi problemler yaşıyorsanız, zencefil çayı ile bu soruna çözüm getirebilirsiniz.

5 . Kas Ağrılarınızı hafifletir
Egzersiz yaptığınız zaman doğal olarak kaslarınızda yorulma hissedersiniz. Zencefil çayı ile kaslarınızda oluşan yorulmadan kaynaklı ağrıları hafifletebilir ve iyileşme sürecinin hızlanmasını katkı sağlayabilirsiniz.

zencefil-tozu

6. Öksürüğe iyi gelir
Zencefil çayı, hastalığa bağlı öksürüğün iyileşmesinde önemli etkiye sahiptir. Bir kaçık bal ile hazırlayacağınız zencefil çayının etkilerine şaşıracaksınız.

7. Pms dönemi ağrılarınızı azaltır
Zencefil tıpta “dismenore” adı verilen çok şiddetli adet dönemi ağrılarını hafifletir. Yapılan araştırmalara göre pms döneminizin başlamasından 3 gün önce zencefil çayı içerseniz adete bağlı olarak yaşadığınız ağrıların hafiflediğini gözleyeceksiniz.

8. Sindiriminizi kolaylaştırır
Geceleri uyumadan önce içeceğiniz bir bardak zencefil çayı, siz uyurken sindirim sisteminizin temizlenmesini sağlayacaktır. Aynı zamanda gaz probleminiz var ise ona da iyi gelecektir.

9. Kilo kaybını hızlandırır
Genel olarak sağlığınızı düşündüğünüzde, sağlıklı kiloya ulaşmanız, kendiniz için yapacağınız en iyi şeylerden biri olsa gerek. Aşırı kilonun, diyabet, kalp krizi, yüksek kolesterol, bazı kanser türleri ve kan basıncı seviyeniz üzerinde olumsuz etkileri vardır. Var olan diyet programınıza ek olarak, zencefil çayı ile kilo veriminizi kolaylaştırabilirsiniz.

Zencefil, vücudun enerjiyi düzenlemesi için gerekli olan ancak fazlası bel çevresinde yağlanmaya yol açan kortizol hormonu seviyesini dengeler.

10. Hareket hastalığı olanlar kullanabilir
Araç, uçak veya tekne tutması olarak da bilinen taşıt hareketi nedeniyle yaşanan mide bulantısına karşı zencefil kullanabilirsiniz. Bu konuda kusma, mide bulantısı gibi tekne tutması belirtileri gösteren 80 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre zencefil çayı taşıt tutmasının yarattığı rahatsızlıkları azalttığı görülmüştür.

Peki bilinen yan etkileri var mı?

Gıda şeklinde alınan zencefilin bilinen bir yan etkisi yoktur ve genel olarak güvenli kabul edilen gıdalar arasında yer alır. Ancak fazla miktarda zencefil özütü, tableti veya kapsülü tüketmek, ters etki yaratarak mide bulantısı ve kusmaya yol açabilir.

Yukarıda zencefilin şeker hastaları için olumlu etkilerinden söz etmiştik. Ancak zencefilin kan şekerini düşüren etkisi şeker hastalığı nedeniyle ilaç kullananlarda ilacın etkisini istenmeyen boyutlarda artırarak kan şekerini çok düşürebilir. Bu nedenle şeker ilacına ek olarak zencefil takviyesi kullanmayı düşünüyorsanız önce doktorunuza danışın.

Sonuç olarak herhangi bir ciddi hastalığınız varsa zencefilli ürünleri kullanmadan önce doktorunuza danışmanız gerekmektedir. Yukarıda yer alan bilgiler tamamen tavsiye niteliğinde olup, tıbbi çözümler için doktorunuzdan destek almalısınız.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile saglıklı yaşam

Mesaj gönderen umiturkmez »

Stres Yönetimi: Stresle Kolayca Başa Çıkın
Hayatın size verdiği stresi kabullenmiş olabilirsiniz. Her ay gelen faturalar, gününüzün büyük bir kısmını işte geçirmeniz ve sosyal hayatınıza zamanınızın kalmaması stresi hayatınızın bir parçası olarak görmenizi sağlamış olabilir. Fakat siz bundan daha fazlasısınız, stres yönetimi ile tüm bunların üstesinden gelebilirsiniz.

Stres yönetimi ile düşüncelerinizi, duygularınızı, hayatınızı ve problemlere olan bakış açınızı değiştirebilirsiniz. Ne kadar stresli olduğunuz önemli değil, aşağıdaki 7 öneri ile artık kontrol sizde olacak.

1. Stresin kaynağını araştırın
Hayatınızda büyük etki yaratan konular dışında, gündelik yaşantınızdan kaynaklı stresin kaynağına inebilmek aslında çok da kolay değildir. Burada yapılması gereken ise, stresin kaynağına yoğunlaşmanızdır.



İş hayatınız, sosyal hayatınız ya da her ikisinde de stresli günler geçiriyor olabilirsiniz. Bu durumu en az seviyeye indirebilmeniz için stres yönetimi size yardımcı olacaktır. Stresin oluşmasında kendinize ait sorumlulukları almanız stresi daha kontrol edilebilir hale getirecektir.

Stresli olduğunuz zamanlarda şunları düşünün;

– Stresinizin kaynağını
– Nasıl hissettiğinizi
– Tepkilerinizi
– Size neyin daha iyi hissettirdiğini



2. Stresle başa etmenin sağlıklı yollarını öğrenin
Stresli zamanlarda, stres yönetimini nasıl yaptığınızı düşünün. Sağlıklı yolları mı tercih ediyorsunuz yoksa sağlıksız mı? Ne yazıkki günümüzde bir çok insan stres seviyesini düşürmek için sağlıksız olan yolları daha kolay görüyor.

Peki nedir bunlar ?

Stres ile Başa Çıkarken Başvurduğumuz Sağlıksız Yollar
Sigara Kullanmak Rahatlamak için ilaçlara başvurmak
Çok fazla alkol almak Çok fazla uyumak
Sosyal hayattan vazgeçmek Stresini başkalarına yansıtmak
Stresinizi hafifletmek için yukarıda sıralananları hayatınızda uyguluyorsanız, kendinize daha sağlıklı yollar bulmanızda fayda olacaktır. Stresinizi azaltacak tek bir yol yoktur, sizde stres yaratan ne ise ona ulaşmanız ve nasıl üstesinden geleceğinizi düşünmeniz gerekmektedir.

hareket-et

3. Hareket Edin
Fiziksel aktiviteler var olan stres seviyenizi azaltmada anahtar role sahiptir. Gün içerisinde stresli hissettiğiniz anda yapacağınız 10-30 dakika arası fiziksel aktivite sakinleşmenizi sağlayacaktır.

İşte bu aktivitelerden bazıları:

– En sevdiğiniz dans şarkısını açın ve dans edin
– Köpeğiniz varsa yürüşe çıkın
– Kendiniz de yürüyebilirsiniz
– Asansör yerine merdiven kullanmayı tercih edin
– Yoga veya meditasyon yapın

4. Sosyal olun
Sosyalleşmek, var olan stresinizi kolay bir şekilde azaltmanızın en iyi yoludur. Düşüncelerinizi başka birine anlatmanız, anlattığınız kişinin size yardımı dokunmasa bile stresinizin azalmasında faydası olacaktır. Anlattıkça açılacak ve kendinizi daha güvende hissedeceksiniz. Ayrıca sosyalleştiğimiz esnada salgılanan hormonlar da stresinizi azaltmada size olum etki yapacaktır.

5. Bu 4 kuralı benimseyin
Sinir sistemimizin bir tepkisi olarak oluşan stres her zaman tahmin edilemez durumlarda oluşmaz. Bazı durumlarda vardı ki neyin size stres yarattığını bilirsiniz.

Gereksiz stres öğelerinden kaçının

– “Hayır” demeyi öğrenin
– Etrafınızda olduğu zaman stresli hissettiğiniz insanlardan uzak durun
– Yaşam şeklinizin kontrolünü elinizi alın

Üstesinden gelmeye çalışın

Sizi strese sokan durumlardan kaçınamıyorsanız, o zaman üstesinden gelmeye bakın.

– Stresli olduğunuzu hissettiğiniz zamanlarda bu durumu karşınızdakine açıklayın
– Orta yolu bulun
– Zamanınızı iyi yönetin

Stresi doğal karşılamaya çalışın

Stresli olduğunuz zamanlarda olumsuz düşünceler beyninizi sarıyor ise buna dur demelisiniz. Stresin doğal bir tepki olduğunu kabullenmeli, durumu kontrol altına almak için neler yapabileceğinize odaklanmalısınız.

– Pozitif olun
– Büyük resmi görmeye çalışın
– Hayat standartlarınızı tekrar gözden geçirin

Değiştiremediğiniz durumları kabul edin

Bazı stres kaynakları vardır ki durumu değiştiremezsiniz. Sevdiğiniz birinin ölümü veya hastalığı gibi sebepler sonucu oluşan stresi kabul etmeniz gerekecektir. Her ne kadar kolay bir yol gibi gözükmese de böyle durumlarda seçeceğiniz en sağlıklı yol bu olacaktır.

– Kontrol edilemezi kontrol etmeye çalışmayın
– Daima kendinizi geliştirmeye odaklanın
– Affetmeyi öğrenin
– Hayatınızda bulunan iyi şeyleri düşünün

eglenin

6. Eğlenmek ve rahatlamak için kendinizi zaman yaratın
Bulunduğunuz durumu takılı kalmak yerine, durumu nasıl düzelteceğinize odaklanmalısınız. Bu yüzden kendinize zaman ayırmalı, size iyi gelen şeyleri yapmalısınız.

Gün içerisinde kendinize ayıracağınız vakitler, sevdiğiniz bir şeyle uğraşmanız sizi daha iyi hissettirecektir.

Peki ne yapabilirsiniz?

Yürüyüşe çıkabilir
Doğada zaman geçirebilir
Bir arkadaşınızla konuşabilir
Egzersiz yapabilir
Uzun bir duş alabilir
Müzik dinleyebilir veya kitap okuyabilir
İzlemekten zevk alacağınız bir film izleyebilirsiniz
7. Sağlıklı yaşayın
Sağlıklı gıdalar tüketerek, gün içerisinde tükettiğiniz kafein ve şeker miktarını düşürerek, alkol ve sigaradan mümkün olduğunca uzak durarak ve yeterli uyuyarak stres yönetimini daha iyi gerçekleştirebilirsiniz.

Sağlıklı kalın.

Siz hayatınızda stresin üstesinden gelmek için ne gibi yollara başvuruyorsunuz ? Bu yazıya yorum yapabilir veya bizimle iletişime geçerek görüşlerinizi paylaşabilirsiniz.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile saglıklı yaşam

Mesaj gönderen umiturkmez »

Güne Limonlu Su ile Başlamanız İçin 10 Sebep
Bir içecek düşünün ki, kolay erişilebilir olsun,cildinizi güzelleştirsin, sindiriminizi kolaylaştırsın, kilo vermenize yardımcı olsun, hem de C vitamini ihtiyacınızı karşılasın. Hayır, bu bir iksir değil sadece limonlu su. İşte basit ama bir o kadar etkili faydaları ile limonlu su.

Limonlu Suyun Faydaları


1. Sindirime yardımcı olur
Limonlu su içmek toksinlerin atılımını tetikler. Limon karaciğerin safra salgılamasını sağlayarak sindirimi tetikler ve atılamamış, sindirilememiş zararlı maddelerin sindirilip atılmasına yardımcı olur. Bu yüzden kansere karşı koruyucu etkisi de vardır. Amerikan Kanser Derneği hastalara her gün bağırsak hareketlerini düzenlemesi amacıyla limonlu ılık su içmelerini öneriyor.

2. Vücudunuzu temizler
İdrarı arttırarak istenmeyen ve zararlı maddelerin atılmasını çabuklaştırır. Ayrıca limondaki sitrik asit karaciğerin enzim salgılamasını arttırır ve detoks işlemini hızlandırır.



3. Bağışıklık sistemini güçlendirir
Soğuk algınlığına karşı savaşan C vitamini deposudur. Bolca potasyum bulundurur, bu da beyin ve sinir sistemini hızlandırır. Potasyum bunun yanında tansiyonu dengelemeye de yardımcı olur. Ayrıca limonda bolca bulunan absorbik asit iltihap giderici, astım ve diğer solunum bozukluklarının belirtilerini azaltıcı ve demir emilimini arttırıcı etkisi vardır ki demir bağışıklık sisteminin önemli bir bileşenidir. Ayrıca limonun içindeki saponin maddesinin antimikrobiyal etkisi bulunur.

4. PH değerini düzenler
Limonlu suyun faydaları arasında en yararlısıdır belki de. Limonun içerisindeki mineraller ve vitaminler metabolizma tarafından emilip kana karışınca kanın alkali hale gelmesine neden olur. Hücre ve eklemlerdeki ağrı ve iltihaplanmayı durdurur. Bir çok hastalık kandaki yüksek asit değerleri sonucu ortaya çıktığından koruyucu etkisi göz ardı edilemez.

5. Cildinizi temizler ve onarır
Limondaki C vitamini etkili bir antioksidan olduğundan ciltteki kimyasal etkiler sonucu vücutta oluşan serbest radikallere saldırarak bunların deri hücrelerinde yaptıkları hasara engel olur.



6. Enerji verir
İnsan vücudu enerjiyi besinlerdeki pozitif yüklü molekül ve atomların vücuttaki negatif yüklü enzimler ile etkileşimi sonucu oluşan kimyasal reaksiyonlardan alır. Limon diğer besinlerin çoğundan daha fazla sayıda negatif yüklü iyon barındırır. Sindirim sistemine girdiği zaman bu reaksiyonların etkisini arttırıcı rolü vardır.

7. İyileşmeyi hızlandırır
Limon içerisinde bolca bulunan absorbik asit, kemiklerin, bağ dokuların ve kıkırdakların onarımı için gereklidir. Yaraların, kırık ve zedelenmelerin daha çabuk iyileşmesini sağlar.

8. Ağız sağlığı için önemli
Limonlu su diş ağrısı ve diş eti iltihabına iyi gelir. Ayrıca nefesiniz limon ve nane etkisi ile daha güzel kokar.

9. Susuzluğa(Dehydration) karşı etkili
Limon ve ılık su geceden itibaren kaybedilen suyu tedarik ederek bağışıklık sistemini destekler. Yorgunluk ve bitkinlik hissini alır. Kendinizi daha zinde ve mutlu hissedersiniz.

10. Kilo kaybına yardımcı
Limonun lifli bir yapısı olduğundan açlık hissini bastırır. Ayrıca alkalin besinler tüketenlerin daha hızlı kilo verdikleri bilinen bir gerçektir
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile saglıklı yaşam

Mesaj gönderen umiturkmez »

Glutenli Ürünlere Karşı Hassas Mısınız?
Son günlerde glutensiz ürünler tüketmek çok moda oldu. İş arkadaşlarınız, yakınlarınız veya gittiğiniz restoranlarda mutlaka glutensiz gıdalar tercih eden birilerini görmüşsünüzdür. Peki siz glutenli ürünlere karşı hassas mısınız ?

Bazıları için bu durum moda olmasından ziyade ciddi bir tıbbi seçim. Dünyada yaklaşık her 150 kişiden biri, çölyak hastalığına sahip. Bir tür kalıtımsal bağışıklık sistemi hastalığı olan çölyak hastalığına sahip kişiler gluten içeren gıdalar (özellikle buğday, arpa ve pirinç gibi bazı tahıllar) tükettiklerinde, ince bağırsaklarda hasar meydana geliyor ve vücudun besinleri sindirmesi zorlaşıyor. Bu da karın ağrısı, kabızlık, yorgunluk, baş ağrısı gibi semptomlara neden oluyor. Buğday alerjisi olanlarda ise buğdayın içinde bulunan proteinlere karşı gerçek bir alerjik reaksiyon oluşuyor. Bu da şişkinlik, kurdeşen, kaşıntı ve mide kasılması gibi semptomlara neden oluyor.

Çölyak hastalığı veya buğday alerjisinin dışında da kendilerini daha iyi hissettikleri için gluten tüketmeyen kişiler var. Bu kişilere genelde çölyak hastalığı veya buğday alerjisi teşhisi konmamış, ancak bazı tahıllardan yapılan gıdaları tüketmedikleri zaman kesinlikle kendilerini daha iyi hissettiklerini söylüyor. Bu kişilerin gluten tüketmediklerinde neden kendilerini daha iyi hissettiklerine dair iki açıklama var:



Birinci neden yediklerinin daha çok farkında olmak, bilinçli gıdalar tüketmek ve daha sağlıklı besinler tüketerek kilo kontrolünü sağlamak. Birçok beslenme uzmanı, gluten tüketmemenin doğal bir sonucu olarak kilo kaybının yaşandığını söylüyor. Unlu gıdaları, makarnayı, şekerli gıdaları beslenme düzeninden çıkarıp yerine meyve ve sebzeleri koyan herkesin zayıflaması son derece doğal.

Bunun dışında çölyak hastalığı teşhisi konmamış olmasına rağmen gluten tüketmediğinde kendini daha iyi hissettiklerini söyleyenler var. Bu kişilerin bazıları, çölyak olmayan gluten hassasiyeti denilen durumu yaşıyor ve gluten tükettiklerinde çölyak hastalarınınkine benzer semptomlar gösterebiliyor. Ancak böyle bir gluten hassasiyetini tespit edebilecek bir test bulunmuyor. Chicago Üniversitesi Çölyak Hastalığı Merkezi‘nden Dr. Stefano Guandalini de “Bu tür kişiler gerçekten de var. Semptomları da gerçek” sözleriyle bunu destekliyor.

Çölyak hastası olmadığı halde gluten hassasiyeti olan kişilerin sayısı hiç de azımsanmayacak düzeyde. Ancak buna rağmen gluten hassasiyeti yeterince kavranabilmiş değil. Yakın bir geçmişe kadar bazı doktorlar bile bunun gerçek olduğuna inanmıyordu.



Eğer sorun gluten proteini değilse ne?
Bazı kişilerin de gluten proteinlerine karşı toleransı olmadığı biliniyor. Ancak yapılan yeni bir çalışma, birçok kişide semptomlara neden olan şeyin gluten proteini olmadığını gösteriyor. FODMAP adı verilen bir grup karbonhidrat, bazı kişiler tarafından tam anlamıyla sindirilemiyor ve bu da çölyak benzeri veya gluten hassasiyeti benzeri semptomlara neden oluyor. Gluten içeren buğday, arpa ve pirinç gibi tahıllar da bu grup karbonhidratlar arasında yer alıyor. Asıl ilginç olan, bu semptomların görüldüğü kişilerde söz konusu FODMAP karbonhidratları arasında şunlar da yer alıyor:

– Buğdayın yanı sıra sarımsak ve enginarda bulunan fruktan
– Bazı süt ürünlerindeki laktoz
– Bazı sebzelerdeki galaktan
Avustralya’daki Monash Üniversitesi’ndeki araştırmacılar da bu maddelere karşı toleransı düşük olanlar için düşük FODMAP diyeti geliştirdi. Söz konusu diyet çölyak hastalığı veya buğday alerjisi olmayan kişiler için son derece önemli çünkü gluten hassasiyetini belirleyebilen herhangi bir test bulunmuyor. Doktorlar da bu tür kişilere çölyak hastalığı ve buğday alerjisi ihtimalini eledikten sonra gluten tüketmemelerini öneriyor.
umiturkmez
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1426
Kayıt: 12-03-2018 09:12

Re: ümit ile saglıklı yaşam

Mesaj gönderen umiturkmez »

Kilo Vermenizi Engelleyen 5 Olumsuz Etken
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir