bana hayatında bir yer ayırmadın ama
en azından on dakikanı ayır...
*hayır lütfen bunu isteme
daha fazla “zorlaştırmayalım”...
-yanlış anladın beni,
işini “kolaylaştırmak” istiyorum
seni gittiğin yoldan döndürmek değil amacım
*buna gerek yok
hem ben “kolayladım” ayrılığı...
yani kalkabilirim bunun altından
-tamam bende kendi adıma
bunu istiyorum!
*peki...
nedir söylemek istediğin?
-seni seviyorum.....
*anlamadım?
-Hiçbir zaman anlamayacaksın.
Şimdi git istersen?
Şart değil, on dakika dolmasın
*O iki kelime kulağımda çınlarken
Zor olur gitmek...
-Duymadın sayarsın sen de?
*Peki sen söylememiş sayabilir misin?
-Giden ben değilim ki...
*Neden böylesin sen?
-Ne kadar gidebileceğini merak ettim
Bir de giderken seni izlemeyi...
*Neden giden bir insanı seviyorsun?
-Yürek bu... gidene yeltenir.
*Yani gitmezsem sevmez misin beni?
-Dönüşüne bağlı....
*Yine anlamadım?
-Kulağınla değil, yüreğinle dönmelisin!
İstiyorsan bana sırtını dön ve
Başla adımlarını atmaya
Bunu denemek ister misin?
*ben sana sırtımı değil de
yüzümü dönüp adım atmak istersem?
Sen bunu ister misin?
-Ya ben senin gitmek istediğin yerdeysem?
*Ama sen karşımdasın
-Nereden biliyorsun?
*Görüyorum çünkü....
-Sorun da bu zaten, sadece görüyorsun!
Ben aslında gitmek istediğin yerdeyim.
Eğer başarabilirsen sırtını dönüp gitmeyi,
Orda beni görmeyeceksin ama hissedeceksin.
İşte o an “döndüğün” an olacak
*Şimdi anlıyorum!
-Bir kez olsun kolaya kaçma...
Bırak biraz için acısın,
Git, hisset ve dön....
Bak her şey nasıl da “kolaylaşacak”
*o zaman gidiyorum seni hissetmeye?
-Şimdiden hoş geldin........