Siz Bu Kadar Sevebilir Misiniz ?

Aşk ve sevgi sözleri, sevgiliye haykırışlar.
Kullanıcı avatarı
Jedi
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1444
Kayıt: 08-08-2004 15:48
Konum: A galaxy far far away

Siz Bu Kadar Sevebilir Misiniz ?

Mesaj gönderen Jedi »

Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri tıpta
okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir
kere ,bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte,
aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç...
Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama
sonunda başrdılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte
oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için o
duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında.... Sırf birbirilerini
görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin obür
ucundaki o durağa, onların durağına geldiklerini, gülerek itiraf
ettiler bir süre sonra...

Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok
mutlu... Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı
kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar.
Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü
bir mimar olduklarında da hep mutluydular. Zaman aşımına uğrayan,
alışkanlıklara yenik düşen, banka hesabında para kalmadığı için
ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna
bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki... Günler günleri,
yıllar yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü, büyüdü...
Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine
rağman çocuk sahibi olmayınca, "bütün mutlulukların bizim olmasını
beklemek, bencillik olur" diyerek devam ettiler hayatlarına.
Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler... "Senin için ölürüm" derdi kadın,
sımsıkı sarılıp adama ve adma "Hayır, ben senin için ölürüm" diye
yanıt verirdi hep...


Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın,
"Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafına bak...." Kütüphanenin
ikinci rafında başka bir not olurdu, "Mutfaktaki masanın üzerine
bak ve seni çok sevdiğimi sakın unutma" Mutfaktaki masadan,
salondaki dolaba sevgi dolu notları okuya okuya koşturan kadın,
sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdiği çikolatalar,
kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı... Aldığı
hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten....

Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar yoğun olursa
olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama
kırklı yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar
verdiler. Adam, hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul
etmeye başladı. Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel
projelerde görev aldı. Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı.

Bir gün sahilde dolaşırken, harap durumda bir ev gördü kadın,
üzerinde "satılık" levhası asılı olan. "Ne dersin, bu evi alalım
mı?" dedi adama. "Bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız.

Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları
kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı..."
"Sen istersin de ben hiç hayır diyebilirmiyim?" diye yanıt verdi adam.
"Amerika'daki tıp kongresinden döner dönmez ararım emlakçıyı...
Kaç para olursa olsun, burası bizimdir artık...."

Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, ayrılmaları
zor oldu adam Amerika'ya giderken. Her gün, her saat konuştular
telefonla. Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında.
Fakat birkaç gün sonra, kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın.
Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konuşmaktan kaçınıyordu. Onu
neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği projeyi
verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı: "Canım, o ev bizim
bütçemizi aşıyor. Sen en iyisi o evi unut..."

Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, daha
da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri.
Derdini söylemesi için yalvardı adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne
olur anlat" diye dil döktü boş yere... Yıllardır sevdiği adam,
duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki. Ona ulaşmaya
çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her çarpmada daha
fazla kanıyordu yüreği...

Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının birlikte
geçtiği arkadaşına dert yanarken, "Artık dayanamıyorum, sana
söylemek zorundayım" diye sözünü kesti arkadaşı. "O, seni
aldatıyor. İş yerimin tam karşısındaki restoranda genç bir kadınla
yemek yiyiyor her öğlen. Sonra sarmaş dolaş biniyorlar
arabaya...."

Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları" diye bağırdı
kadın. Onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla suçladı....
Ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye
sindi sessizce ve peri masallarının sadece masal olduğunu anladı...
Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu
tanıdı hemen. Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl
sarıldığını gördü adamın...

Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen ağlayarak,
bazen ona sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına
her şeyi. İnkar etmedi adam. Zamanla duyguların değişebildiği,
insanların orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir
şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden.
Kapıdan çıkarken, "son bir kez kucaklamak isterim seni" diyecek oldu
ama kadın, "defol" dedi nefretle...

İlk celsede boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin böyle son
bulmasına kimse inanamadı. Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya
çalıştı kadın. Adamın, sevgilisiyle birlikte Amerika'ya
yerleştiğini öğrendi. Bazen yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini
hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun
kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması için dua ediyordu.

Aradan bir yıl geçti... Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman
bile,kadının derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan zilin
sesiyle uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü.
"Sen,buraya ne yüzle geliyorsun" diye bağırmak istedi ama sesi
çıkmadı.
"Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor."
dedi genç kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle
konuşmaya başladı: "Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok
üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yıl Amerika'daki kongre
sırasında oğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldğını.
Buna dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek
isteyeceğini biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için,
benden sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de haber vermedi.
Birlikte Amerika'ya yerleştiğimiz yalanını yaydı. Oysa ilk
karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev tutmuştu.
Tedavi
görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece
fenalaşmış,
bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu kutuyu
vermemi
istedi..." Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını
biliyordu
kadın. Hemen oracıkta ölmek istiyordu. Eline tutuşturulan
kutuyu açmayı neden sonra akıl edebildi. İtinayla katlanmış bir
sürü kağıt
duruyordu kutuda. İlk kağıtta, "Lütfen bütün notları sırayla
oku bir tanem" diyordu... Sırayla okudu; "Seni çok sevdim",
"Seni sevmekten hiç vazgeçmedim", "Senin için ölürüm derdin hep,
doğru
söylediğini bilirdim." "Fakat benim için ölmeni istemedim"
"Şimdi
bana söz vermeni istiyorum." "Benim için yaşayacaksın,
anlaştık
mı?" son kağıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu
gördü
kadın... Ve son kağıtta şunlar yazılıydı:

"Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım.
Kocaman
terasta martılarla kahvaltı ederken, ben hep seni izliyor
olacağım....


siz bu kadar sevebilir misiniz?
[b]I'm the haunter of the embracing dark.
I'm the bringer of fear.
I'm the scorner of peace and tranquility.
I ride the stormcloud and the night!
I seek to be Sith, in all its manifestations. [/b]
Kullanıcı avatarı
SaVioR
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 237
Kayıt: 18-08-2004 23:35
Konum: Çanakkale
İletişim:

Mesaj gönderen SaVioR »

o kadar uzun yazmışsın ki heralde sevemem :D okumadım :P
Kullanıcı avatarı
Kutcar
Quick Friend
Quick Friend
Mesajlar: 92
Kayıt: 28-06-2004 16:23
Konum: Ank
İletişim:

Mesaj gönderen Kutcar »

Kimsenin böyle sevemiyceğini düşünmekle beraber,
Ben çok felaket severim : ))
Bir umuttur yaşamak bil; seveceksin inadına, yüreğin kan ağlasa da güleceksin inadına
Zindanlara düşsen bile ateşlerde sönsen bile binlerce kez ölsen bile doğacaksın inadına
Kullanıcı avatarı
SaVioR
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 237
Kayıt: 18-08-2004 23:35
Konum: Çanakkale
İletişim:

Mesaj gönderen SaVioR »

ben yazıyı okusam karar veririmde :D okumadım :P
Kullanıcı avatarı
EcCeNtRiC
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 6915
Kayıt: 21-06-2004 13:49
Konum: izmiR

Mesaj gönderen EcCeNtRiC »

ee oku o zaman ..

severim heraLde ya da sever miyim acaba :)
[i]*Her yeni başlayan macera
Heyecan dolu çilek kokar.. ;) [/i]
Kullanıcı avatarı
amyyy
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1270
Kayıt: 30-08-2004 10:12
Konum: evden ;Pp

Mesaj gönderen amyyy »

ne diyeceğimi bilemiyorum. Ağlıyorum yaaa :cyr: :cry: :cry:
[size=150][color=blue]† Amma da sevdim bana ait olan yanlızlığımı, hiç birinizi sevmediğim kadar..†[/color][/size]
Kullanıcı avatarı
CoLeRaa
Fast Friend
Fast Friend
Mesajlar: 351
Kayıt: 13-09-2004 23:11
Konum: MaDe_iN_Hell
İletişim:

Mesaj gönderen CoLeRaa »

Bilindik !
Sizler,Tanrılarınızın gördüğü düşlersiniz. Bense,Delirmiş bi tanrının halüsilasyonlarıyım. Sizin tanrılarınız uyurken,bilinçsizce yaratmış sizleri. Benimkisiyse uyanıkken. Delice olsamda Hepinizden daha gerçek oluşum Bu yüzden..
Kullanıcı avatarı
ShepneM
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 4109
Kayıt: 26-07-2004 17:02
Konum: istanbul

Mesaj gönderen ShepneM »

ben belki sevebilirim ama beni bu kadar sevebilecek birini bulabilirmiyim onu bilmiyorum..
Kullanıcı avatarı
amyyy
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 1270
Kayıt: 30-08-2004 10:12
Konum: evden ;Pp

Mesaj gönderen amyyy »

inşallah bulursun :)
[size=150][color=blue]† Amma da sevdim bana ait olan yanlızlığımı, hiç birinizi sevmediğim kadar..†[/color][/size]
Kullanıcı avatarı
ComiC
Best of TurkiyeForum
Best of TurkiyeForum
Mesajlar: 6250
Kayıt: 18-01-2004 13:00

Mesaj gönderen ComiC »

Severim..
enjoy the silence..
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 14 misafir