Bitkilerin çiçeklerinde bulunan balözünün (nektar) veya bitkiler üzerinde yaşayan bazı böceklerin salgıladığı tatlı maddelerin Bal Arısı tarafından toplanıp, değişikliğe uğratıldıktan sonra, peteklere doldurulmasıyla oluşan besin maddesine bal denir.
Bal aslında glikoz, su ve früktoz (meyve şekeri) birleşiminden oluşur. Bunların yanısıra içinde diğer şekerleri, enzimleri, mineralleri, vitaminleri ve amino asitleri de barındırır. Balın rengi ve lezzeti arıların topladıkları bal özüne yani nektara göre değişir.
Enfeksiyonlara karşı etkili olan balın, yaraları iyileştirme ve sindirim sistemini güçlendirme gibi işlevlere de sahip olduğuna dikkat çeken uzmanlar, mideyi beslemek ve bağırsakları çalıştırmak isteyenlerin günde birkaç kez ballı muz yemelerini tavsiye ediyorlar.
Her gün sabah ve akşam olmak üzere aç karnına 25 gram bal yenmesinin, mide ve bağırsakların işlevlerini düzenlediğini ayrıca, mide ve 12 parmak bağırsağı ülserleri, mide ağrısı, sindirim sorunu, kronik mide enfeksiyonu gibi hastalıkların tedavisine de yardımcı olduğu biliniyor.
Bal ile ilgili son bir gelişme de; balın kalp damarlarının açılmasına ve kan dolaşımının hızlanmasına yardımcı olması ve kalbi korumada etkili olduğu yönünde.
Balın içerdiği glikozun kalp kaslarını beslediğini ve kalp kaslarının metabolizma işlevini düzenlediğini, dolayısıyla kalp damarlarının açılmasına ve kan dolaşımının hızlanmasına yardımcı olduğunu belirten uzmanlar, her gün 50-75 gram tüketilen balın kalbi korumada etkili olduğunu kaydetti.