HAYATINIZ DİNGİN VE O ŞUH SESLİ DENİZLER GİBİ OLSUN,
GEÇMİŞİNİZ GELECEĞİNİZDEN GÜZEL OLSUN...
IŞIĞINIZ HİÇ SÖNMESİN...
KADER VE KEŞKE'LER:
Dediklerine göre ay’ın hep tek yüzünü görürmüşüz. Arka yüzü bir türlü dünyaya çevrilmezmiş. Kaderi de ay gibi görüyor olmalıyız. Olanıyla biliyoruz kaderi. Olduğu kadarıyla görüyoruz. “Olmasaydı…”lar ay’ın arka yüzü gibi gözümüzden uzağa düşüyor. “Ya o kurşun bir santim sağdan geçseydi….” diye başladığımızda düşünmeye, hayalimizin eli ayağı zifiri karanlıkta birbirine dolaşıyor. “Olan olmuştur bir kere…” Kurşunun kalbine değdiği sevdiğimiz, bir kaç santimlik farkla, bir kaç saniyelik tevafukla bu dünyadan göçmüştür. Olan olmuştur ve nasibimize düşen de olmuş olandır. Hayatta bir kereliğine olan neyse odur; sonra dosya kapanır.
Hayat, kurşunun “ah keşke…” dediğimiz yerin bir santim solundan akar. Kan da oradan akar, zaman da oradan akar.
'Kırmızı ışık 15 saniye geç sönseydi de, arabanın çarptığı çocuk çoktan kaldırıma çıkmış olsaydı. Kamyonun altına giren otomobildeki aile, üç dakika sonra çıksaydı mola yerinden ya… Annesi elinden daha sıkı tutsaydı kızının yahut komşusuna bıraksaydı. Şehit olan delikanlı bir sonraki celp döneminde askere gitseydi ya….”
O kadar çok ki “olsaydı…”larımız.
O kadar çok “keşke çiçeği” var ki avuçlarımızda.
O kadar yakıcı “ah!…”larımız var ki yüreğimizde...
Rabbim!…
Kaderimizi güzel eyle... İsyan ettirme bizleri...
Geldiğim, geleceğim, eğildiğim, ağladığım, yok olduğum, varlığında var olduğum tek kapı, tek yol SENSİN…
Varlığınla beni var et, Dualarımı kabul eyle, Tevbelerimi kabul et...
Elimin, dilimin, gözümün, kalbimin, düşüncelerimin kirlerini arındır Allahım …
Çoğalan acılarımı sil yüreğimden, Günahlarım çok, ellerim boş geliyorum sana hergün
Ölüme yaklaşan adımlarımı senin yoluna düşür…
Sadece senin yoluna…
Sadece senin…
HERKESİN DUASI FARKLIDIR... HERKES KENDİNDE OLMAYANI İSTERMİŞ...